Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/165 E. 2021/700 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2021/165
KARAR NO: 2021/700
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 09.08.2019
KARAR TARİHİ: 20.10.2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili Mahkememizin —- dosyasına tevzi edilen dava dilekçesinde özetle, davacının davalı —- —olduğunu, —- direktifleri doğrultusunda davalı şirketin kârının ortaklara dağıtılmaması yönünde kararlar alındığını, bu suretle davacının kâr payı almasının engellendiğini, şirketin kâr ve kazancının gerçeğe aykırı işlemlerle —- aktarıldığını, şirket kurulduğunda—- kullanma tarihleri—- devralındığını, sonrasında —– indirilmesi sebebiyle alınan ürünlerin elden çıkarılması gerektiğini ve bir kısmının da son kullanma tarihlerinin dolması nedeniyle imha edilmek zorunda kaldığını, —-tarafından düzenlenen denetim raporunun davacı ile paylaşılmadığını, davacının itirazları ve ihtarları nedeniyle raporun —- getirilmediğini, davacının vekillerinin iptali istenen—– davacıyı temsil etmelerinin engellendiğini, davacının da oyalanarak toplantıya katılmasının engellendiğini, bu nedenle —– uyarınca toplantının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının şirketin itibarını zedeleyen, yönetimi ve pay sahiplerini karalayan hareketleri nedeniyle şirketin muhtemel zararlarına karşı —- teminat yatırmasına karar verilmesini, bu teminatın da— aşağı olmamasını talep ettiklerini, davacının —— iptalinin talep edildiğini, bu dosyada henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığını, davacının amacının şirketteki paylarını fahiş fiyattan satmak olduğunu, davacının şirkette yolsuzluk yaptığının dört büyük denetim firması tarafından tespit edildiğini, davacı aleyhine savcılık soruşturmasının sürdüğünü, davacının —– asaleten katıldığını ve hazirun cetveline bizzat imza attığını, yine toplantıda söz aldığını, davacının işbu davadaki iptalini istediği toplantıyı —–dosyada görülen —— aynı gün yapılan toplantısı ile karıştırdığını, ancak o toplantıda da davacının vekillerinin sunduğu vekaletnamenin usulsüz olduğunu, vekillerin alınmadığı toplantının o toplantı olduğunu, bu nedenle — maddesindeki şartın yerine gelmediğini, davacının katıldığı —– tarihli toplantıda olumsuz oy kullanmadığını, muhalefet şerhini tutanağa geçirmediğini, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddini talep ettiklerini, vekillerin getirdikleri vekaletnamenin usulsüz olduğunu koyu renkli bir fotokopi vekaletname sunduklarını, ıslak imzalı aslını sunmadıklarını, vekaletnamenin içeriğinin de —– Maddelerine aykırı olduğunu, bu madde uyarınca vekaletnamenin noter onaylı aslı ya da ıslak imzalı adi yazılı vekaletnamenin noter onaylı imza beyannamesi ile birlikte ibrazı gerektiğini, avukatların aslı gibidir yaparak fotokopi ile genel kurula vekil olarak katılamayacaklarını, esasla ilgili olarak da davacının genel kurulun iptalini talep ettiğini, bu şekilde talepte bulunamayacağını, davacının —- iptalini talep etmesi gerektiğini, bu şekilde açılan davanın dinlenemeyeceğini, davacının hangi kararın hangi sebeple hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu göstermediğini beyan etmiştir.
DAVACININ ISLAH DİLEKÇESİ: Davacı vekili, — tarihli ıslah dilekçesi ile —- alındığını, ancak kendisine söz hakkı tanınmadığını, itirazlarını istediği gibi zapta geçiremediğini” belirterek, davanın ıslahı ile —-numaralı kararların iptalini ve ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere —– davalıdan tahsilini” talep etmişlerdir.
DAVANIN AŞAMALARI:
Mahkememizin —- karar sayılı ilâmı ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
KALDIRMA KARARI: Mahkememiz kararı, davacı vekilinin istinafı üzerine—- karar sayılı ilâmındaki “Dava dilekçesinde — tarihli —- tamamının iptaline karar verilmesi talep edilmişken, ıslah dilekçesi ile, —- dağıtımına karar verilmeyen karın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile davacının payına düşen kar payının şimdilik —-talep edilmiştir.
—– tarihli duruşmada mahkemece davanın tümden ıslah edildiği kabulü ile, ıslah edilen dava yönünden ön inceleme yapılmıştır.
Davanın tamamen ıslah edilmesi halinde, dava dilekçesi dahil, yapılmış olan bütün usul işlemleri yapılmamış sayılır. —– Bunun doğal sonucu olarak, dava dilekçesinde yer alan ilk talep içeriği değil, ıslah yoluyla açıklanan talep içeriği nazara alınarak araştırma ve inceleme yapılması ve mahkemece verilecek hükümde de ıslahla ileri sürülen istemin karşılanması gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, ıslah dilekçesi ile ileri sürülen —–dağıtımına karar verilmeyen karın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile davacının payına düşen kar payının tahsili” istemi hakkında bir karar verilmemesi, sadece —–iptali talebi yönünden gerekçe yazılarak hüküm kurulması, ayrıca, davacının kar payı tahsili isteminde belirttiği dava değeri üzerinden harç ikmal ettirilmeksizin yargılamaya devam olunması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de;—- iptali davası açmak için muhalefet şerhi bulunması özel bir dava şartı olup, muhalefetin bulunmadığı sonucuna varılması halinde davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle usuldan reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf sebepleri incelenmeksizin —– uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılarak —- Esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, ıslah edilmiş hali ile; davalı şirketin —- alınan kararların iptali ve dağıtımına karar verilmeyen kârın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile davacının payına düşen kârın davalıdan tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesi ile davalı şirketin—–kararların iptalini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de davalı şirketin —- ve öncesindeki yıllarda dağıtımına karar verilmeyen kârın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile davacının payına düşen kâr payının —- tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Ön inceleme duruşmasında dava şartları dahil olmak üzere taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A-Davacının avukatları—- vekil sıfatıyla alınıp alınmadıkları,
B-Davacının şahsen, davalı —- tarihinde yapılan olağan —-katılıp katılmadığı, katılmadıysa toplantıya katılmasının davalı şirketin yetkilileri tarafından engellenip engellenmediği,
C-Davacının avukatlarının vekaletnamelerinin toplantıya katılmak için yeterli olup olmadığı, bu bağlamda davacı vekillerinin sunduğu vekaletnamelerin toplantıya katılmak için gereken usule uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, vekaletnamelerin——–Maddelerine aykırı olup olmadıkları,
D-Davacının toplantıda alınan kararlara muhalefet edip etmediği, muhalefet gerekçesini yazdırıp yazdırmadığı, bu konudaki özel dava şartının oluşup oluşmadığı,
E-Davacının toplantının iptalini talep edip edemeyeceği, bu istemin dinlenip dinlenemeyeceği,
F-Toplantıda alınan kararların iptaline karar vermek gerekip gerekmeyeceği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
Islah talebi sonrasında taraflar arasında—– hususunda uyuşmazlık kalmadığı, ıslah sonrasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın yukarıda yapılan tespitlere ilaveten,
G-Dava şartı bakımından; davacının toplantıda alınan kararlara muhalefet edip etmediği, muhalefet gerekçesini yazdırıp yazdırmadığı, muhalefet beyanının geçerli olup olmadığı, bu konudaki özel dava şartının oluşup oluşmadığı,
Ğ-Islahla eklenen dava açısından, Mahkememizin kâr dağıtılmamasına ilişkin —– ayakta iken davalı şirketin —- yıllarda dağıtımına karar verilmeyen kârın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile davacının payına düşen kâr payının tahsiline karar verip veremeyeceği, davacının bu taleple ilgili hukuki yararının olup olmadığı,
Ğ-Davacının bu taleple ilgili dava açmakta hukuki yararı varsa ve mahkememizce bu yönde bir karar verilebilecek ise davalı şirketin——yıllarda dağıtımına karar verilen kârının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Dava dilekçesindeki — iptali talebiyle ilgili inceleme ve değerlendirme: ——–yayımlanan ilânla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.” hükmünü içermektedir.
Yine, ——– maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan —– aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.”.
TTK’nin ”İptal davası açabilecek kişiler” başlıklı 446/1-b maddesinde ”Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların —- alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri…” hükmü mevcuttur.
Yani TTK’nin 446/1-a maddesi uyarınca genel kurul kararları aleyhine iptal davası “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten” pay sahipleri tarafından açılabilir. Görüldüğü üzere, anılan hüküm genel kurul kararlarının iptali davasında dava şartı olan taraf ehliyetini düzenlemektedir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelirsek, ıslah edilen dava açısından alınan kararlarda davacı tarafından usulüne uygun muhalefet beyanı bulunmamaktadır.
Her ne kadar davacı ıslahla “davacıya söz hakkı tanınmayarak muhalefet beyanlarının istediği şekilde toplantı tutanağına yazdırılmadığı”nı iddia etmekte ise de, — tarihli ——- incelendiğinde, davacının söz alarak başka davanın konusu olan ve aynı yerde davaya konu şirket ——–hemen önce yapılan ve davacının katılımının engellendiğini iddia ettiği—— ilgili olarak beyanlarını açıkça zapta geçirdiği, bu sırada avukatlarının da yanında olduğu anlaşıldığından, davalı tanıklarının beyanı ve davaya konu toplantı tutanakları, davacının soyut iddiasına üstün tutularak, davacının katıldığı toplantıda kendisine söz verildiği halde muhalefetlerini zapta geçirmediği kanaatine varılmıştır.
Buna göre, davacı ıslah dilekçesindeki iddialarını kanıtlayamadığından davacı açısından muhalefet şerhine ilişkin dava şartı gerçekleşmemiştir.
Her —– davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, “aktif dava ehliyeti yokluğu”nun ise HMK’nin 114/1-d maddesindeki dava şartına ilişkin olduğu anlaşılıyor ise de, Mahkememizin —- kaldırma kararlarına karşı direnme hakkı olmadığından davanın —– önceki kararının —- uyarınca kaldırılmasına dair kararındaki gerekçe uyarınca—- —- özel bir dava şartı olup, muhalefetin bulunmadığı sonucuna varılması halinde davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir” şeklindeki gerekçeye uygun olarak HMK’nin 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dağıtımına karar verilmeyen kârın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile davacının payına düşen kârın tahsili talebiyle ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile davalı şirketin—- yıllarda dağıtımına karar verilmeyen kârın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile davacının payına düşen kâr payının —- tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İptali istenen —— karar uyarınca şirket kârının şirket bünyesinde tutulmasına, yasal yedeklerin ayrılması sonrasında kalan tutarın — ayrılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili bu maddenin iptalini istemiş, yukarıda 2 numaralı bentte anlatıldığı üzere bu istemin “davacının usulüne uygun muhalefet şerhi bulunmaması” nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf, gerek kârın dağıtılmamasına ilişkin bu kararın, gerekse önceki yıllarda aynı şekilde alınan kararların iptal edildiğine dair bir delil sunmamıştır.
Yani, davalı şirketin kâr dağıtılmamasına ilişkin alınan genel kurul kararları ayaktadır. Buna göre davalı şirketin halen daha geçerli olan iptali istenen genel kurulun —- yazılı kâr dağıtmama kararı mevcut olup bu genel kurul kararının ve aynı yöndeki daha önceki genel kurul kararlarının iptaline karar verilmeden ——- geçmiş yıllarda dağıtımına karar verilmeyen kârın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti” istemiyle ilgili olarak davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu durumda da davacının payına düşen kâr payının tahsili talebi ile ilgili inceleme ve araştırma yapılmasında da davacının hukuki yararı yoktur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114’üncü maddesinin (h) bendi uyarınca “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 115’inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir.
Bu nedenle davacının —–yıllarda dağıtımına karar verilmeyen kârın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile davacının payına düşen kâr payının tahsili” istemi ile ilgili olarak, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1—– istemli davanın HMK’nin 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2—— geçmiş yıllarda dağıtımına karar verilmeyen kârın ne kadarlık bölümünün dağıtılması gerektiğinin tespiti ile davacının payına düşen kâr payının tahsili” istemli davanın davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli ——- harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 1,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2.maddesi uyarınca 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ———– Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2021