Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/124 E. 2023/999 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/124
KARAR NO : 2023/999

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: işbu davaya ve —-. İcra Dairesi—— sayılı icra dosyasına konu 30.12.2020 tanzim tarihli, 40.000TL bedelli, müvekkil şirket lehine keşide edildiği ve müvekkil adına sahte imza ile cirolanan çek nedeniyle müvekkilinin banka hesapları, taşınır ve taşınmazları üzerine haciz koyulmuş, müvekkil ağır zarara uğratıldığını, —- İcra Dairesi —–. sayılı dosyaya karşı itiraz edildiğini,—– İcra Hukuk Mahkemesi—–. sayılı dosyada itiraza ilişkin davanın devam ettiğini ancak icra takibinin kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla yapılmış olmasının, icra hukuk mahkemesine yapılan itirazın takibi durdurmadığını ve haczi engellemediğini, davanın arabuluculuğa tabi olmadığını, müvekkilinin ——bir market işletmesine sahip olduğunu, müvekkil şirketin tek pay sahibi ve tek temsil ve imza yetkilisinin —–olduğunu, müvekkilinin banka hesaplarına bloke konulduğunun öğrenmesiyle birlikte iş bu davaya konu çek ve icra takibi hakkında bilgi sahibi olduğunu, dava konusu çekin müvekkilinin bilgisi dışında tanzim ve ciro edildiğini, çek üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, kaşenin müvekkilinin eski kaşesi olduğunu, çek üzerinde yer alan ticaret unvanı ile müvekkil şirketin ticaret unvanının farklı olduğunu, müvekkili şirketin ticaret unvanı ”—- ŞİRKETİ” iken çek üzerinde yer alan ticaret unvanı—– olduğunu, çekin, müvekkil şirketin eski kaşesi ve sahte imzayla müvekkili şirket adına cirolandığı —– ile müvekkili şirketin hiçbir ticari, hukuki vb. bağı, ilgisi, alış verişi, hatta şirket yetkililerinin birbirleriyle tanışıklığı dahi bulunmadığını iddia ederek; uygun görülecek teminat karşılığında —–.İcra Dairesi —— esas sayılı icra takip dosyasındaki müvekkilinin banka hesapları, araçları ve hisseleri üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını, icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya verilmemesini, davanın kabulü ile müvekkilinin davalılara borçlu bulunmadığının tespitini, —- asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı—–vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davanın hukuki mesnetten yoksun ve haksız olduğunu, ilgili kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edildiğini, davacı tarafından dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, menfi tespit davasına konu edilen—– Şubesi muhatap —– no’lu 30.12.2020 vade tarihli 40.000,00- TL bedelli çekin müvekkili şirket tarafından diğer davalı —– ciro edilerek teslim edildiğini, tarafların çek hakkında gerekli anlaşmayı yaptığını, çeki teslime engel olacak bir durum ile karşılaşılmadığını, davalıların iyi niyetli üçüncü kişi olduklarını, davacının takip yapıldıktan sonra bilgi sahibi olduğunun doğru olmadığını, dava konusu çekin davalı —– ciro edildikten sonra diğer davalı tarafından davacıya bu çek ile ilgili fatura düzenlendiğini ve gönderildiğini, davacının bu faturaya süresi içinde itiraz etmediğini ve faturayı iade etmediğini, çek üzerindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasının doğru olmadığını, davacı tarafnıdan sunulan imza sirkülerinde imza ile çek üzerindeki imzanın aynı olduğunun görüldüğünü, davacının kaşesini değiştirmesinin kaşenin eski ya da yeni olmasının çekin geçerliliğine etkininin bulunmadığını, çek yaprağının davacıya ait olmadığı yönünde itirazın olmadığını, çek yaprağının davacı şirkete ait olduğunu, davacının çek yaprağını elinden nasıl çıktığı yönünde bir açıklamada bulunmadığını, çekin davacının rızası dışında elinden çıkmış ya da kaybolmuş ise davacının vakit kaybetmeden çekin iptali için dava açması gerektiğini savunarak; davanın reddini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalı—– vekilinin cevap dilekçesinde, özetle,davacının arabuluculuğa başvurmadan dava açtığı için davanın usulden reddi gerektiğini, dava konusu çekin diğer davalı tarafından müvekkiline teslim edildiğini, dava konusu —– Şubesi muhatap — no’lu 30.12.2020 vade tarihli 40.000,00- TL bedelli çekin müvekkili müşterisi olan diğer davalı ile aralarındaki sözleşmeye istinaden fatura ile temlik alındığını kredinin tahsili için davaya konu çekin müvekkiline teslim edildiğini, temlik alınan fatura Merkezi Fatura Kayıt Sisteminden sorgulandığını, Gelir İdaresi Başkanlığından doğrulandığını, faturanın iptal veya iade edilmediğini, çekin teslim alınırken gerekli araştırmanın yapıldığını ve çeki kabule engel bilgiye ulaşılmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, kötü niyetli olduğunun ispatının davacı tarafta olduğunu, davacının sunduğu delillerle bunu ispat edemediğini, davacının kötü niyetli olarak faturalandırılmış çek hakkında herhangi bir çalıntı başvurusu olmamasına rağmen imzaya, borca itiraz ettiğini, davacının kötü niyetli ve alacaklıları açıkça zarara uğratmak kastını taşıdığını savunarak; davanın reddini, paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulması kararının kaldırılmasını, davacı hakkında %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME:
—- Asliye Ticaret Mahkemesi,—-Bölge Koordinatörlüğü, —- İl Nüfus Ve Vatandaşlık Müdürlüğü, —- İl Seçim Kurulu,—-Tapu Müdürlüğü, —- İlçe Nüfus Müdürlüğü, —– Belediye Başkanlığı, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı, —- Vergi Dairesi Başkanlığına,—–. İcra Hukuk Mahkemesine, —– İcra Dairesine, —-Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne, —–Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememizce alınan 02/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“—–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin Esas No: —–Talimat ile 14.01.2022 tarihinde Bilirkişi—- tevdii edilen—–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- sayılı dosyası bilirkişi incelemesi; davacının defterlerinin bilirkişiye tevdii edilememesinden dolayı Yüce Mahkemenin bilirkişiden istemiş olduğu, denetime elverişli ayrıntılı ve gerekçeli bir rapor yazılamamıştır.” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava,—–. İcra Dairesi’nin —–Esas sayılı takibine konu kambiyo senedinin (30/12/2020 düzenleme tarihli, 40.000,00 TL bedelli çek) arka yüzündeki ciranta imzanın sahteliği nedeniyle açılan menfi tespit davasıdır.Davacı şirketin —– kayıtları incelendiğinde şirket yetkilisinin çek keşide (ve ibraz) tarihi itibariyle—–(TCKN: —–) olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce —–6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 211. Maddesi uyarınca isticvabı için—– Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmış, —- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —– Talimat sayılı dosyası ile “Talimat dosyasında ilgili kişinin cezaevinde bulunmaması, covıd-19 izinleri kapsamında izinli olması nedeniyle ve izin belgesinde bildirilen adresin yargı sınırlarımız dışında olması” nedeniyle “evrakının bila ikmal yerel mahkemesine iadesine” karar verildiği görülmüştür. Anılan talimat dosyası incelendiğinde —-izinde bulunacağı adresi “—–olarak bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizce bu sebeple —- Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne talimat yazılmış, —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —–Talimat sayılı dosyasında adrese çıkan tebligatın iade edilmesi nedeniyle talimatın bila ikmal mahkememize gönderildiği görülmüştür.Mahkememizce bu kez aynı adrese Tebligat Kanunu md 35 uyarınca tebligat çıkartılması için talimat yazılmış, —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin—– Talimat sayılı dosyası ile talimatın ikmal edildiği (çıkartılan ihtarlı davetiyeye rağmen —– isticvaba icabet etmediği) görülmüştür.
Çıkartılan tebligatta mahkememize emredildiği üzere “Ekte gönderilen 30/12/2020 düzenleme tarihli, 40.000,00 TL bedelli çekin arka yüzündeki düzenleyen imzasının kendinize ait olup olmadığı hususlarında beyanınızın ve imza örneklerinizin alınacağı, kendinize ait değilse duruşmaya katılarak beyanda bulunmanız, beyanda bulunulmaması halinde veya icticvab davetine rağmen geçerli bir mazaret olmadan davete icabet edilmediği takdirde çekteki yazı ve imzanın tarafınıza ait olduğunun kabul edileceği hususu ihtar olunur” şeklindeki şerhin bulunduğu görülmüştür.Davacı vekilinin davacı şirket yetkilisi —– tebliğe yarar adresini beyan edemediği görülmüştür.
Davacının vekaletnamesinde —–adresinin “—– olduğu, vekaletname tarihinin 15/02/2021 olduğu, —– izinde bulunacağı adresi 16/03/2022 tarihinde “—— olarak bildirdiği görülmüştür.7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. Maddesi uyarınca “(1)Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. (2)Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. (3)Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 211/1-a maddesi uyarınca “(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir: a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın —– İcra Dairesi’nin —— Esas sayılı takibine konu kambiyo senedinin (30/12/2020 düzenleme tarihli, 40.000,00 TL bedelli çek) arka yüzündeki ciranta imzanın sahteliği nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğu, davacı şirket yetkilisinin—-olduğu, —–adres kayıt sistemindeki adresine yazılan talimatın şahsın cezaevinde bulunması ve Covid-19 iznine ayrılmış olması nedeniyle iade edildiği, bu sebeple şahsın bilinen en son adresinin “—– olduğu, bu adresin şahsın kaza makamlarına beyan ettiği adres olduğu, bu adresi değiştirmesi durumunda, değişikliği kaza makamlarına beyan etmesi gerektiği, aksi takdirde bu adrese çıkartılacak tebligatların muhataba yapılmış sayılacağı, somut olayda davacı şirket yetkilisinin beyan ettiği adresi değiştirmiş olduğunun anlaşıldığı ancak yeni adresini beyan etmediği, bu sebeple bu adrese TK 35 uyarınca çıkartılan tebligatın usulüne uygun olarak değerlendirilmesi gerektiği, davacı şirket yetkilisinin usulüne uygun tebliğ ve ihtara rağmen isticvap davetiyesine icabet etmediği, bu sebeple dava ve takip konusu senet altındaki imzayı ikrar etmiş sayıldığı ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiği, mahkememizce imza incelemesi yapılmadan davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalıların icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalıların icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 846,48 TL harçtan mahsubu ile bakiye 576,63 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı —– tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 8,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı—–verilmesine,
6-Davalı —– Şirketi tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 23,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı —– Şirketi’ne verilmesine,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davalılar yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve ret sebebi ortak olduğundan reddedilen dava değeri (49.566,75 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2 ve 13/1 uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak her biri eşit hak sahibi olmak üzere davalılara verilmesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile—– Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.