Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/122 E. 2023/572 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/122 Esas
KARAR NO: 2023/572
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/05/2017
KARAR TARİHİ: 13/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan ——Maddesinde, sözleşmeyi haksız olarak fesheden tarafın diğer tarafa 20.000,00 USD fesih tazminatı ödeyeceğinin belirtildiği, davalının haksız olarak sözleşmeyi feshettiği, bu nedenle—– dosyası ile takip başlatıldığı, davalının haksız ve hukuki mesnetten yoksun iş bu takibe itiraz ettiği, yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle ,—— sayılı dosyası ile başlatılan takibe yapılan haksız ve hukuki mesnetten yoksun itirazın iptalini ve takibin devamını, davalı kötü niyetli olduğundan % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin dava dilekçesinde sıralamış bulunduğu asılsız iddiaları kabul etmediğini, böyle bir borcunun olmadığını, takibe dayanak ve davada delil olarak sunulan sözleşmenin tetkikinde 10’uncu maddesinde sözleşmenin feshi halinde “tazminat ödenir” şarta bağlanmadığı, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmediğini tarafından gönderilmiş ihtar ve yada belge olmadığı, davacı şirket ile çalıştığı tarihte kendilerine 1.800,00 TL borcunun olduğu, şifahi olarak ekonomik sıkıntı içinde olduğunu bir müddet bu paranın alınmamasını talep ettiğini, kendisiyle çalışmayacaklarını ,mal ve ürün vermeyeceklerini beyan ettiklerini, 1.800,00 TL borcunu 2 eşit taksitte ödediğini davacıya borcunun olmadığını, aralarında düzenlenen ——–maddesine göre hizmet bölgesi açıldığı yerin 1 km uzaklığı ile sınırlı olduğu, ancak davalı tarafından 500 metre uzaklıkta bulunan ——– isimli kişiye tarafına verilen ürünlerden verdiği, tarafına mal verilmediğinden esnaf olarak oldukça mağdur olduğunu, tazminat verilecek birisi varsa kendisinin olduğu, arz edilen nedenlerle haksız ve yersiz açılan itirazın iptali ve takibin devamına ilişkin davanın reddini, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ——- kaynaklı haksız fesih nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.Dava 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.Mahkememizce ve —– ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi neticesinde ——–karar sayılı kararı ile ” taraflar arasında düzenlenen —— sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedilmesi iddiasına dayalı olarak sözleşmede öngörülen cezai şart bedelinin tahsili talep edilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 5846 sayılı yasa kapsamında marka haklarına ilişkin bir ihlal ileri sürülmediğinden davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği” gerekçesi ile mahkememiz kararı kaldırılmıştır. Deliller toplanmış ve bilirkişi raporu ile neticeye ulaşılmıştır.İcra Dosyası İncelemesi: Davacı tarafça 02.05.2016 tarihinde, —- Sözleşmesinin cezai şartına dayalı alacağına ilişkin —–sayılı dosyası ile İlamsız icra takibi başlatıldığı, ilgili ödeme emrinin 22.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 24.06.2016 tarihinde Ödeme Emrine ve yapılan ilamsız icra takibine ilişkin esas olmak üzere; borca, ödeme emrine faize, faiz oranına, takibin tüm ferilerine itiraz ettiği, İcra takibinin durduğu , devamında itirazın iptali davası nedeniyle dosyanın mahkememize tevzi olduğu, Davacı icra takip dosyasında 55.800,00 TL asıl alacak, 12.696,03 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere 68.496,03 TL nin tahsilini talep ettiği, Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı şirketin 20.06.2022 tarihindeki incelemeye defter belge sunmadığı, sadece davacı vekilinin 20.06.2022 tarihli beyanında bilgisayar programlarının çöktüğü, bu kapsamda ticari defterlerin ibraz edilemediği yönünde beyanda bulunduğu, fiziken de ticari defterlerin defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerine ilişkin sunacağına dair beyanı olmasına rağmen bu yönde bir belge sunmadığı bu kapsamda davacının ticari defterlerinin usul ve hesap yönünden incelenemediği,Davalı ————- dosya kapsamında bulunan ticari defterleri usul yönünden incelenmiş olup;—— yılları ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde alındığı, VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davalı—– dava dosyasında yer alan ——– işletme defterleri incelendiğinde davacıdan 2014 yılında 14 adet fatura karşılığı 6.788,01 TL alış, —– yılında 189 adet fatura 37.021,50 TL, —– yılında 13 adet fatura 2.772,56 TL, toplamda ise 2014-15.01.2016 tarihleri arasında ——— adet fatura karşılığı 46.582,07 tutarında mal alımı yaptığı, davalının davacıdan en son 15.01.2016 tarihinde alış yaptığı bu tarihten sonra davacıdan mal alışının olmadığı, Davalının 15.01.2016-31.12.2017 dönemi ticari defterinin incelenmesi neticesinde ise raporun “4.b.2 Davalı Hesap İncelemesi” bölümünde detayları gösterilen ——– dönemi arasında 23 adet fatura karşılığı 17.965,65 TL’lik alım yaptığının görüldüğü, —- sahibinin —–olduğu ve bu firma çatısı altında bayilikler verilmek suretiyle —— markasının kullandırıldığına dair — tarihli —— bilirkişinin raporu ışığında davacı adına tescilli —- markasının benzeri olan—– markasının karışıklığa ve aldatıcılığa yol açacak şekilde olay tarihinde kullandığına dair —-tarafından hazırlanmış iddianamenin olduğu, Taraflar arasında 03.11.2012 tarihli ——– imzalandığı, sözleşmenin süresinin başlangıç tarihinden itibaren 5 yıl olduğu, raporun “4.c. Sözleşme İncelemesi;” bölümünde “Aktin Feshi ve Neticesi” başlıklı 10. Maddesi detaylıca gösterilmiş olup, davacının beyanında özetle;——– başlıklı 10. Maddesinde, sözleşmeyi haksız olarak fesheden tarafın diğer tarafa 20.000,00 USD fesih tazminatı ödeyeceğinin belirtildiği, davalının haksız olarak sözleşmeyi feshettiği, bu nedenle—– sayılı dosyası ile takip başlatıldığı yönünde iddialarının olduğu, Davalının beyanında özetle; 10’uncu maddede sözleşmenin feshi halinde “tazminat ödenir” şarta bağlanmadığı, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmediğini tarafından gönderilmiş ihtar veya da belge olmadığı, davacı şirket ile çalıştığı tarihte kendilerine 1.800,00 TL borcunun olduğu, şifahi olarak ekonomik sıkıntı içinde olduğunu bir müddet bu paranın alınmamasını talep ettiğini, kendisiyle çalışmayacaklarını, mal ve ürün vermeyeceklerini beyan ettikleri savunmasında bulunduğu,
Dosya kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; 03.11.2012 tarihli— Sözleşmesinin süresinin başlangıç tarihinden itibaren 5 yıl yani bitiş süresinin 03.11.2017 olduğu, ancak davalının ticari defterleri incelendiğinde davacıdan en son mal alımının 15.01.2016 tarihine kadar olduğu bu tarihten sonra sözleşme bitiş tarihine kadar herhangi bir alışın olmadığı, davalının davacı ile aralarındaki sözleşme devam ederken aralarındaki ticari ilişkiyi 1 yıl 9 ay 19 gün öncesinde haklı gerekçelerle sonlandırmasına ve davacının kendisi ile çalışmayacakları ve ürün vermeyecekleri hususuna ilişkin dosya kapsamında yazılı bir belge ,ihtarname vb. bilgi bulunmadığı, kendisinde bu durumla ilgili karşı tarafı ihtar ettiğine dair somut bir belgenin bulunmadığı, davalının “ekonomik sıkıntı içinde olduğu savunmasının” ise raporun “4.b.2” bölümünde detaylıca gösterilmiş yıllık alış ve satış tutarlarına göre 2016 yılında 43.400,70 TL, 2017 yılında 43.232,85 TL mal ve hizmet alışı yaptığı, yine 2016 yılında 47.707,15 TL, 2017 yılında 59.422,31 TL mal ve hizmet satışı yaptığı, alış tutarında bir azalma olmadığı, satış tutarında ise 2016 yılına göre 2017 yılında 11.715,16 TL fazla satış yaptığı, davalının davacı ile arasındaki sözleşme devam ederken yine raporun “4.b.2” bölümünde detayları gösterilen ——- dönemi arasında 23 adet fatura karşılığı 17.965,65 TL’lik alım yaptığının tespit edildiği,
Yukarıda yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davadaki uyuşmazlığın davalının sözleşmeyi haksız feshedip etmediği, haksız feshetmişse de sözleşmede kararlaştırılan tazminat bedelini ödeyip ödemeyeceği hususlarının hukuki değerlendirme gerektirmesi nedeniyle davacının takibe dayanak olarak göstermiş olduğu ——kapsamındaki fesih tazminat talebinin hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin taktirinde olduğu değerlendirilmiştir.
Faiz: Taraflar arasında imzalanan 03.11.2012 tarihli —— Sözleşmesinin ——Tarafların haksız olarak iş bu akdi feshetmesi halinde 20.000 USD fesih tazminatını haksız fesih yapan taraf diğer tarafa 3 gün içinde nakden öder. Aksi taktirde geciken her gün için dava/takip açılmış dahi olsa %1 temerrüt faizi ödemeyi haksız olan taraf kabül ve taahhüt eder. Taraflar bu cezai şartın asla fahiş olmadığını taahhüt ve kabul ederler” şeklinde düzenlemenin olduğu, davacı takip öncesi için her ne kadar artan oranlarda ticari temerrüt faizi talebinde bulunmuşsa da sözleşmede kararlaştırılan %1 temerrüt faizini talep edebileceği, ayrıca dosyada feshin hangi tarihte gerçekleştiğine dair somut bir bilgi ve belge bulunmaması nedeniyle temerrüt tarihi bilinemediğinden takip öncesi için faizle ilgili bir hesaplama yapılamadığı, Ancak, SayınMahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmış olması münasebetiyle, takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için sözleşmede kararlaştırılan % 1 ticari temerrüt faizi talep edebileceği değerlendirildiği hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.03.11.2012 tarihli ——- Sözleşmesi 5 yıl için akdedilmiştir. Bu itibarla, 03.11.2017 tarihi sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği tarihtir. Bilirkişi —– tarafından Mahkemenize sunulan 11.10.2022 tarihli raporda davalının —- tarihinde mal alımı yaptığı; —- tarihleri arasında ——-unvanlı bir başka firmadan mal alımı yaptığı tespit edilmiştir. 11.10.2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı davalının 27.10.2022 ve davacının 31.10.2022 tarihinde sunduğu dilekçeler incelendiğinde, tarafların —— nasıl sona erdiğine dair karşılıklı ithamlarda bulundukları görülmüştür: Davalıya göre, kendisi sözleşmeyi feshetmemiş fakat davacı ürün tedariki sağlamamış, davalının dükkanına yakın mesafede başka bir kişiye bayilik vererek onunla çalışmaya başlamış ve böylece —- davacı tarafından feshedilmiştir. Davacıya göre ise, davalı rakip firmadan —– yapmaya başlayarak —- eylemli olarak feshetmiştir. Tarafların işbu karşılıklı ithamları, kimin haklı kimin haksız olduğu bir yana bırakılırsa, — yıllık süresi dolmadan son bulduğu hususunun her iki tarafça kabul edildiği şeklinde kanaat belirtilmiştir.Davalının davacıdan son mal alım tarihinin 15.01.2016 olduğu, davalının 31.03.2016 itibariyle ——- mal almaya başladığı tespit edilmiştir. Davalının delil olarak sunduğu 22.06.2016 tarihli fatura bilirkişi raporundaki tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının —— çalışmaya başlamasının davalının davacıdan mal almayı durdurmasından sonra gerçekleştiği kanaati edinilmektedir. Bu nedenle, nihai takdiri Muhterem Mahkemenize ait olmak üzere, davalının ——maddesine dayalı savunması dayanaklı gözükmemektedir. Davalı, cevap dilekçesinde, davacıya 1800.-TL borcu bulunduğunu, ekonomik sıkıntıda olduğundan davacı mal ve ürün vermediğinden dükkanının çalışamadığını, bu olaylar karşısında başka yerden ürün almaya mecbur kaldığını ileri sürmüştür. ——– maddesinin e) paragrafı uyarınca, davalı —— satın aldığı malın bedelini ödemediği takdirde davacı —— mal teminini durdurma hakkına sahiptir. Bu nedenle, nihai takdiri Muhterem Mahkemenize ait olmak üzere, davalının “kendisine davacı tarafça mal verilmediği için başka firmadan temin etmek yoluna gittiği” şeklindeki savunması dayanaklı gözükmemektedir. Diğer taraftan, —— 3ncü maddesinin f) paragrafı uyarınca, davalı dükkanında davacının temin ettiği ve izin verdiği ürünler dışında herhangi bir ürün satamaz. Bu nedenle, davalının borcu nedeniyle davacı ona mal teminini durdurmuş ve davalı dükkanını işletmeyi sürdürüp para kazanabilmek için başka yerden mal temini ihtiyacı duymuş olsa bile, —— 3ncü maddesinin f) bendi uyarınca bu konuda davacının iznini alması gerekirdi. Davalının davacıdan böyle bir izin istediğine dair delil bulunmadığı gibi, tamamen kendi inisiyatifiyle —— firmasından mal almaya başladığı ve davacıya herhangi bir fesih bildiriminde bulunmaksızın dükkanından davacının tabelasını indirdiği anlaşılmaktadır.
Öğretide belirtildiği üzere, — sözleşmesinde —– verene — yönelik bir “sadakat borcu” bulunmaktadır; ——- alanın —— bahsedilmesinin nedeni “kendisinin kullanımına açılan franchise verene ait üretim, işletme ve pazarlama sisteminden yararlanması” ve —– verenin pazardaki imajının geleceğinin bir anlamda franchise alanın ellerine emanet edilmiş olması”dır1.
Somut olayda, davalı -davacıya olan borcunu geciktirdiği için- davacı — Sözleşmesi’nin açık hükmü uyarınca davalıya mal teminini durdurmuş, bunun üzerine davalı— Sözleşmesi’ne aykırı olarak ve davacıdan izin almaksızın başka bir firmadan ürün temin edip davacının tabelasını dükkanından indirmiştir. Davacının —Sözleşmesi kapsamında davalıya kullanma yetkisini verdiği markası —- iken, davalının bu marka ile karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimali yaratan —- soruşturma dosyasına sunulu bulunan ve işbu dava dosyasına da delil olarak ibraz edilmiş — tarihli bilirkişi —-tarafından hazırlanmış bilirkişi raporu] —-markası altında çiğköfte satışına devam etmesi marka hakkına tecavüz/haksız rekabet yanı sıra —-kaynaklanan sadakat yükümlülüğüne de aykırıdır. —-kadar —– kapsamında davacının — markasını ve üretimişletme-pazarlama sistemini kullanmış, bu marka ve sistem sayesinde bir müşteri çevresi kazanmış olan davalının -davacıya borcunu ödeyemediği ve bu nedenle davacıdan mal temin edemediği için- emrivaki ile -davacıdan izin istemeksizin, davacıya fesih bildiriminde bulunmaksızın- başka bir firmadan mal alıp ——-tabelası altında dükkanını işletmeye devam etmesi, davacının o bölgede davalıya emanet ettiği imajına zarar verebilecek ve ——- olarak davalının sadakat borcuna aykırı haksız bir davranıştır. Bu sebeple, nihai takdiri Muhterem Mahkemenize ait olmak üzere, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin davalının haksız ve kusurlu davranışı neticesi sona erdiği kanaati hasıl olmaktadır.
VI. Sonuç
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1. Dava dosyası içeriğinde taraflardan herhangi birinin diğerine TTK md.18/III uyarınca sözleşme fesih bildiriminde bulunduğuna dair delil olmadığı; buna mukabil 03.11.2012 tarihli —-Sözleşmesinin 5 yıllık süresi dolmadan son bulduğu hususunun her iki tarafça kabul edildiğinin tarafların beyanlarından anlaşıldığı;
2. Bilirkişi —- sunduğu 11.10.2022 tarihli raporda, davalının davacıdan son mal alım tarihinin 15.01.2016 olduğu, davalının 31.03.2016 itibariyle —– mal almaya başladığı hususlarının tespit edildiği; davalının delil olarak sunduğu 22.06.2016 tarihli fatura ile söz konusu bilirkişi raporundaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının —– çalışmaya başlamasının davalının davacıdan mal almayı durdurmasından sonra gerçekleştiği kanaati edinildiği; bu sebeple, davalının —— Sözleşmesi’nin 9ncu maddesine dayalı savunmasının dayanaklı görülmediği;
3. —–paragrafı uyarınca, davalı davacıdan satın aldığı malın bedelini ödemediği takdirde davacının mal teminini durdurma hakkı bulunduğu; bu nedenle, davalının “kendisine davacı tarafça mal verilmediği için başka firmadan temin etmek yoluna gittiği” şeklindeki savunmasının dayanaklı görülmediği;
4. Davalının borcu nedeniyle davacı ona mal teminini durdurmuş ve davalı dükkanını işletmeyi sürdürüp para kazanabilmek için başka yerden mal temini ihtiyacı duymuş olsa bile, —– 3ncü maddesinin f) bendi uyarınca bu konuda davacının iznini alması gerektiği; davalının davacıdan böyle bir izin istediğine dair delil bulunmadığı gibi, tamamen kendi inisiyatifiyle —– mal almaya başlayıp davacıya herhangi bir fesih bildiriminde bulunmaksızın dükkanından davacının tabelasını indirdiğinin anlaşıldığı;
5. —- alanın—— verene yönelik bir “sadakat borcu” bulunduğu; yine — sözleşmelerinde —– verenin pazardaki imajının geleceğinin —- alanın ellerine emanet edildiği;—- kapsamında davacının —-markasını ve üretim-işletme-pazarlama sistemini kullanmış, bu marka ve sistem sayesinde bir müşteri çevresi kazanmış olan davalının, davacıya borcunu ödeyemediği ve bu nedenle davacıdan mal temin edemediği için, davacının iznini istemeksizin başka firmadan mal alıp —- markası ile karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimali doğuran —– tabelası altında dükkanını işletmeye devam etmesinin, davacının o bölgede davalıya emanet ettiği imajına zarar verebilecek ve davalının —- kaynaklanan sadakat borcuna aykırı haksız bir davranış olduğu; bu sebeple, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin davalının haksız ve kusurlu davranışı neticesi sona erdiği; sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında ——–olduğu, süresinin başlangıç tarihinden itibaren 5 yıl yani bitiş süresinin 03.11.2017 olduğu, taraflardan herhangi birinin diğerine TTK md.18/III uyarınca sözleşme fesih bildiriminde bulunduğuna dair delil olmadığı; buna mukabil 03.11.2012 tarihli ——5 yıllık süresi dolmadan son bulduğu hususunun her iki tarafça kabul edildiğinin tarafların beyanlarından anlaşıldığı; davalının ticari defterleri incelendiğinde davacıdan en son mal alımının 15.01.2016 tarihine kadar olduğu bu tarihten sonra sözleşme bitiş tarihine kadar herhangi bir alışın olmadığı, davalının davacı ile aralarındaki sözleşme devam ederken aralarındaki ticari ilişkiyi 1 yıl 9 ay 19 gün öncesinde haklı gerekçelerle sonlandırmasına ve davacının kendisi ile çalışmayacakları ve ürün vermeyecekleri hususuna ilişkin dosya kapsamında yazılı bir belge, ihtarname vb. bilgi bulunmadığı, kendisinde bu durumla ilgili karşı tarafı ihtar ettiğine dair somut bir belgenin bulunmadığı, raporda, davalının davacıdan son mal alım tarihinin 15.01.2016 olduğu, davalının 31.03.2016 itibariyle ——–mal almaya başladığı hususlarının tespit edildiği; davalının delil olarak sunduğu 22.06.2016 tarihli fatura ile söz konusu bilirkişi raporundaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının ———- çalışmaya başlamasının davalının davacıdan mal almayı durdurmasından sonra gerçekleştiği kanaati edinildiği; bu sebeple, davalının —— maddesine dayalı savunmasının dayanaklı görülmediği, ——- 3ncü maddesinin e) paragrafı uyarınca, davalı davacıdan satın aldığı malın bedelini ödemediği takdirde davacının mal teminini durdurma hakkı bulunduğu; bu nedenle, davalının “kendisine davacı tarafça mal verilmediği için başka firmadan temin etmek yoluna gittiği” şeklindeki savunmasının dayanaklı görülmediği;Davalının borcu nedeniyle davacı ona mal teminini durdurmuş ve davalı dükkanını işletmeyi sürdürüp para kazanabilmek için başka yerden mal temini ihtiyacı duymuş olsa bile, —— 3ncü maddesinin f) bendi uyarınca bu konuda davacının iznini alması gerektiği; davalının davacıdan böyle bir izin istediğine dair delil bulunmadığı gibi, tamamen kendi inisiyatifiyle —— firmasından mal almaya başlayıp davacıya herhangi bir fesih bildiriminde bulunmaksızın dükkanından davacının tabelasını indirdiğinin anlaşıldığı;
— sözleşmelerinde —— alanın —— verene yönelik bir “sadakat borcu” bulunduğu; yine —- sözleşmelerinde —– verenin pazardaki imajının geleceğinin —- alanın ellerine emanet edildiği; —- kapsamında davacının —– markasını ve üretim-işletme-pazarlama sistemini kullanmış, bu marka ve sistem sayesinde bir müşteri çevresi kazanmış olan davalının, davacıya borcunu ödeyemediği ve bu nedenle davacıdan mal temin edemediği için, davacının iznini istemeksizin başka firmadan mal alıp —– ile karıştırılma/ilişkilendirilme ihtimali doğuran —- tabelası altında dükkanını işletmeye devam etmesinin, davacının o bölgede davalıya emanet ettiği imajına zarar verebilecek ve davalının —- kaynaklanan sadakat borcuna aykırı haksız bir davranış olduğu; bu sebeple, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin davalının haksız ve kusurlu davranışı neticesi sona erdiği, feshin hangi tarihte gerçekleştiğine dair somut bir bilgi ve belge bulunmadığı, takip öncesi ihtarname çekilmediği temerrütün takip tarihiyle başladığı, takip öncesi faiz alacağı bulunmadığı, sözleşmede %1 temerrüt faiz oranının belirlendiği değerlendirilmekle davanın kısmen kabulüne şartları oluşan icra inkar tazminatının kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABÜLÜNE
1-Davalının —— Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 55.800,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar %1 ticari temerrüt faizi uygulanmasına
3-55.800,00 TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.811,69 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 827,27 TL harcın mahsubu ile arta kalan 2.984,42 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5- Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 827,27 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.906,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 2.367,36 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
8-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT göre hesaplanan 9.200,00‬ TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 1.075,33 TL’sinin davacıdan arta kalan 244,67‬ TL’sinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —— Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/06/2023