Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/11 E. 2023/558 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/11 Esas
KARAR NO: 2023/558
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2021
KARAR TARİHİ: 07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ile dava dışı——–servis sağlayıcı olarak——– tarihinde depo hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin deposundan yani taşeron olarak davacıya depo hizmeti verdiğini, dava dışı —–Tarafından depoya gönderilen malların — adına hizmet veren davalı tarafından hatalı sevkiyat sonucu —- gönderildiğini, davalının yazılarıyla bu hatasını kabul ettiğini, malların geri getirilemediğini, mallar geri gelmediği için —-Tarafından yeniden üretim yaptırılmak zorunda kalındığını ve bu bedellerin davacı tarafından karşılandığını, bedellerin——– ödendikten sonra davalı hakkında yapılan icra takibine davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının taşınır ve taşınmazlarına, banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini, sonuç olarak da —– esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin — olarak tespiti ile tahsiline, takibin devamına ticari faize karar verilerek davalının icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının gümrüklü antrepo işletmecisi sıfatına haiz olduğunu, davalının — bulunan —- eşya yerine sehven — adına tescilli ürünün —sevk edildiğini, bu eşyayı çekince koymaksızın —- teslim aldığını, bu nedenle CMR Konvansiyonu madde 8 uyarınca sorumluluğun taşımacı —-ait olduğunu, beyan sahibi —– beyan sahibi olarak sorumlu olduğunu, davacının sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenlerle davanın taşımacı —- gönderici —–, beyan sahibi-gümrük müşaviri ——- hatalı malı teslim aldığı halde iade etmeyen ——- ihbarını, davacının gümrük beyannamesinde malın değerini— olarak gösterdiği halde davayı —- karşılığı açtığını, malın 3. Kişiye devredildiğini, bu nedenle bedelinin tahsil edilmiş olabileceğini, dava edilen bedelin malın gerçek bedeli olmayabileceğini, davacının malı devretmiş ise aktif dava ehliyetinin olmadığını, bu nedenlerle davanın öncelikli olarak aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, aksi halde esastan reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, saklama sözleşmesine aykırılık nedeniyle uğranılan zararın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İcra Dosyası: Davaya konu ——esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının —– olduğu, 58.241,88 euro asıl alacak, 260,27 euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 58.502,15 euro(1 euro=8,8000 20/08/2020) = 514.818,92 TL’nin tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, borçlu vekilinin itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi —- tarafından sunulan 13.02.2022 tarihli raporda özetle; “Davacı tarafından davalı aleyhine—– sayılı dosya ile başlatılan takibin —– kadarlık kısmı için yerinde olacağı, davacının takibe vaki itirazın hesaplanan tutarı kadar iptalini talep edebileceği, davalının takip öncesi temerrüt olmadığından takipteki işlemiş faiz talebine vaki itirazının yerinde olacağı, davacının asıl alacağının —— 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereği takip tarihinde itibaren kamu bankalarının EURO cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uyguladığı azami faiz oranı kadar faiz talebinde bulunabileceği, davacı alacağının hesaplamayı gerektirdiğinden likit olduğunun ileri sürülemeyeceği” sonucuna varılmıştır.Bilirkişi ——– tarafından sunulan 16.04.2023 tarihli ek raporda özetle; “Kök raporda ve sunulan ek raporda detayları izah edileceği üzere, davacı tarafından davalı aleyhine ——- sayılı dosya ile başlatılan takibin —–kadarlık kısmı için davacının takibe vaki itirazın hesaplanan tutarı kadar iptalini talep edebileceği, davalının takip öncesi mütemerrit olmadığından takipteki işlemiş faiz talebine vaki itirazının yerinde olacağı, davacının asıl alacağının 48.253.88EURO için 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereği takip tarihinde itibaren kamu bankalarının EURO cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uyguladığı azami faiz oranı kadar faiz talebinde bulunabileceği, davacı alacağının hesaplamayı gerektirdiğinden likit olduğunun ileri sürülemeyeceği”
sonucuna varılmıştır.Tüm dosya kapsamına göre; dava, davalı tarafça işletilen depoya teslim edilen malların yanlışlıkla yurt dışına gönderilerek zayi olması sebebiyle davacı tarafın uğradığı zararın tazmini için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı şirketin, dava dışı —— depo hizmeti vermek üzere anlaştığı, depo hizmetini —taşeron olarak davalı şirketin gördüğü, davalı tarafa —- eşyanın teslim edildiği, davalı tarafça bir başka eşya yurt dışına gönderilecek iken dava dışı —– antrepo beyannamesi muhteviyatının yurt dışına gönderildiği, eşyanın gönderildiği — ülkesi tarafından eşyaya el konulup millileştirildiği, eşyası zayi olan dava dışı —- firma tarafından eşya karşılığı kesilen 3 adet fatura ile davacı şirketten 58.241,88 Euro talep edildiği, davacı şirket (sonradan davacı şirketle birleşecek —–ödendiği ve işbu itirazın iptali davasına konu icra takibi yapılarak rücuen davalıdan tahsilinin talep edildiği ancak davalı şirket tarafından takibe itiraz edildiği görülmüştür.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Saklama Sözleşmeleri A. Genel saklama sözleşmesi I. Tanımı başlıklı 561 nci maddesi “Saklama sözleşmesi, saklayanın, saklatanın kendisine bıraktığı bir taşınırı güvenli bir yerde koruma altına almayı üstlendiği sözleşmedir. Açıkça öngörüldüğü veya durum ve koşullar gerektirdiği takdirde, saklayan ücret isteyebilir.”, II. Saklatanın borçları başlıklı 562 nci maddesi “Saklatan, sözleşmenin ifasının zorunlu kıldığı bütün masrafları ödemekle yükümlüdür. Saklatan, kendi kusurundan ileri gelmediğini ispat etmedikçe, saklayanın saklamadan doğan zararlarını gidermekle yükümlüdür.”, III. Saklayanın borçları 1. Kullanım yasağı başlıklı 563 ncü maddesi “Saklayan, saklatanın izni olmadıkça saklananı kullanamaz. Bu yasağa aykırı davranırsa, saklatana uygun bir kullanım bedeli ödemekle yükümlü olduğu gibi, kullanmamış olsaydı bile bu zararın doğacağını ispat etmedikçe, beklenmedik hâlden doğacak zararlardan da sorumlu olur.”, 2. Geri verme a. Genel olarak başlıklı 564 ncü maddesi “Saklama sözleşmesinde bir süre belirlenmiş olsa bile saklayan, saklatanın her zaman ileri sürebileceği istemi üzerine, saklananı bütün çoğalmalarıyla birlikte geri vermekle yükümlüdür. Ancak saklatan, saklayanın belirlenen süreyi dikkate alarak yapmış olduğu masrafları ödemekle yükümlüdür.”, b. Özel durumlar başlıklı 565 nci maddesi “Saklayan, belirlenmiş olan sürenin sona ermesinden önce saklananı geri veremez. Ancak saklayan, öngörülemeyen durumlar dolayısıyla sözleşmenin devamı saklanan için tehlikeli veya kendisi için zararlı olursa, belirlenen sürenin sona ermesinden önce de geri verebilir. Süre belirlenmemişse, saklayan saklananı her zaman geri verebilir. Birden çok kişi bir şeyi saklanmak üzere verirse, sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça veya hepsinin rızası olmadıkça, saklayan saklananı onlardan birine geri vermekle sorumluluktan kurtulamaz.” ve c. Geri verme yeri başlıklı 566 ncı maddesi “Saklanan, masrafları ve hasarı saklatana ait olmak üzere, korunması gereken yerde geri verilir.” hükmünü düzenlemiştir. TBK 561 ve devamı maddeleri gereği davalı taraf saklamak üzere teslim aldığı eşyanın kusuruyla zayi olmasından dolayı meydana gelen zarardan sorumludur. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, eşyası zayi olan dava dışı —– zayi olmadan önce eşyanın —- numaralı e-fatura ile dava dışı —- sattığı, bu suretle dava dışı —– olduğu, davacıdan bu miktarı talep etmesi ve davacı tarafın da bu miktarı davalı taraftan talep etmesi gerektiği anlaşıldığından —-üzerinden davanın kabulüne, takip konusu alacağın miktarının bilinebilir olmaması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
——- sayılı dosyasında davalı / borçlunun yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 48.253,88 EURO asıl alacak üzerinden AYNEN DEVAMINA,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Harçlar kanununa göre alınması gerekli (07/01/2021 dava tarihi ——– harcın davacı tarafından dava açılırken yatırılan 6.487,08 TL harç ve icra dosyasına yatan 2.574,09 TL harç olmak üzere toplam 9.061,17‬ TL harçtan mahsubu ile bakiye 20.485,17‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 6.487,08 TL harç ve icra dosyasına yatan 2.574,09 TL harç olmak üzere toplam 9.061,17‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 4.184,9‬0 TL yargılama giderinin, davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 3.451,79 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 733,11‬ TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kabul edilen dava yönünden, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabulüne karar verilen dava yönünden davacı lehine takdir olunan 63.554,66 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Ret edilen dava yönünden, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddine karar verilen dava yönünden davalı lehine takdir olunan 14.697,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin, davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 1.088,76 TL’sinin davalıdan, kalan 231,24‬ TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-HMK’nin 333. Maddesi gereğice bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 07/06/2023