Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/703 E. 2021/498 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

ESAS NO : 2020/703
KARAR NO : 2021/498

DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 02.12.2016
KARAR TARİHİ : 01.12.2021

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, —–bedelli—–olmak üzere toplam 2.445.513,39 TL alacaklı bulunduğunu, bu çeklerin —– Esas sayılı dosyaları ile takibe konulduğunu, kesinleşen alacaklar ve ferileri için— talebinde bulunulduğunu, — tarafından alacağın reddine karar verildiğini belirterek müvekkilin alacağının ve ferilerinin — kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun olarak davalı —- tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap verilmemiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
3-Mahkememizin ilk kararı: Mahkememizin — sayılı ilâmıyla davacının tek başına kambiyo senedi ve buna dayanarak takip başlatmasından hareketle alacağını ispat etmiş sayılamayacağı, davalı defterlerinde dava konusu çeklere ilişkin kayda rastlanmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, davacı şirket karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.
4—– Karar sayılı ilâmındaki “Somut olayda, davacı, masaya kaydını talep ettiği alacağın faktoring sözleşmesi gereği davalı —tarafından kendisine verilen çeke dayalı olduğunu, çekin dayanağı iki adet faturanın da bulunduğunu ileri sürmesine rağmen, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasında faktoring ilişkisi bulunup bulunmadığı, dava konusu çeklerin, —– düzenlenen faturalar nedeniyle düzenlenip düzenlenmediği, faturaların temel borçlandırıcı ilişkiye yeterli bir belge olup olmadığı, davacının anılan yönetmeliğin şartlarını yerine getirerek davaya konu çekleri, bir mal veya hizmet satışı sonucu temlik alıp almadığı incelenmiş değildir. Buna göre mahkemece davanın niteliği dikkate alınarak, belirtilen hususların araştırılması gerekirken, tek başına çekin varlığının alacağı kanıtlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile Mahkememizin —– kararının kaldırılmasına karar verilmiş, dosya Mahkememizin—- esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
5-Dava, İİK’nin 235. maddesi uyarınca faktoring sözleşmesine dayalı alacağın —- kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
Davalı, davaya cevap vermediğinden, tarafların uyuştukları husus bulunmayıp,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a)Taraflar arasında —— bulunup bulunmadığı,
b)Dava konusu çeklerin, müflis şirket tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle düzenlenip düzenlenmediği, faturaların temel borçlandırıcı ilişkiye yeterli bir belge olup olmadığı,
c)Davacının —- Hakkında Yönetmeliğin şartlarını yerine getirerek davaya konu çekleri, bir mal veya hizmet satışı sonucu temlik alıp almadığı,
ç)Bu kapsamda davacının davalıdan —- sözleşmeleri kapsamında alacağının olup olmadığı,
d)Davacı, —- alacaklı —- itibariyle alacak miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
6-Hukuki açıklama: İİK’nin 235. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde ——karar verilen yerdeki—- mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. Bu davada, ——– —- konumundadır. Kayıt kabul davaları,— müflisten alacaklı olanların, bir diğer —- alacaklılarının alacaklarını — kaydettirmek için açtıkları davalar olup, genel mahkemelerdeki alacak davalarından farkı, süreye tabi olması, yetkinin kesin yetki olması, ticaret mahkemesinin görevli olması ve İİK’nın 235/3. maddesine göre basit yargılama usulünün uygulanmasıdır. Diğer yandan, genel mahkemelerde görülen alacak davası esnasında davalının iflasının açılması halinde dava, kendiliğinden kayıt kabul davasına dönüşür.—- davalarının masraf verilmediği takdirde ilandan itibaren İİK’nın 235. maddesi uyarınca 15 gün içinde açılması gerekir.—–
—– Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2. maddesine —— bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura ve benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. Bu hükmün, uygulamada boş ve hileli senetlerin faktoring şirketlerince devir alınmasını önlemeye yönelik olduğu kabul edilmektedir —-
Dolayısıyla —- devir aldığı alacak, bir kambiyo senedinden kaynaklanıyor olsa bile alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle bunu tevsik etmelidir. Bu hüküm “düzenleyici amir bir hüküm” olarak kabul edilmektedir. —-müşterisinden temliken aldığı bir alacağı takip edebilmesi için; alacak bir kambiyo senedinden kaynaklansa bile— ile beraber, alacağı doğuran temel satım ilişkisine ait fatura ve benzeri belgeleri de ibraz etmek zorundadır. —–
7-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Dava, basit yargılama usulüne tabi olup, —- tarihli kararının kaldırılmasına ilişkin ilâmına uygun olarak, dosya mali müşavir bilirkişi—- tevdi edilmiş, bilirkişi ön raporu uyarınca eksik —- düzenlenen ———- yönden dosya kapsamına uygun,——–bulunmakla hükme esas alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Dosya kapsamından, —- tarihli cevabı yazıda, müflis —- alacağın—– kaydı başvurusunda bulunduğu, —- düzenlenen sıra cetvelinde alacağın tamamen reddedildiği, davacı tarafça masraf yatırılmadığı, sıra cetvelinin —-ilan edildiği bildirilmiş, reddedilen alacağın —- ve kabulü için davanın ilandan itibaren başlayan — tarihinde açıldığı görülmüştür.
—- Karar sayılı kararında belirlendiği üzere; davacı taraf, —– dava dışı borçlu — faturaya dayalı alacağı bulunduğunu ve bu fatura nedeniyle dava dışı borçlu tarafından müflise verilen çeklerin, müflis şirketle aralarındaki ———- edildiğini, sözkonusu çekler nedeniyle müflisten alacaklı olduğunu ileri sürmektedir.
Yukarıda belirtildiği üzere — Şirketlerinin ——– Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2. maddesine göre ——— dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş ve doğacak fatura ve benzeri belgelerle tevsik edilmeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler. Bu hükmün, uygulamada boş ve hileli senetlerin —- alınmasını önlemeye yönelik olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla ——— şirketleri devir aldığı alacak, bir — kaynaklanıyor olsa bile alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle bunu tevsik etmelidir. Bu hüküm “düzenleyici amir bir hüküm” olarak kabul edilmektedir. —- müşterisinden temliken aldığı bir alacağı takip edebilmesi için; alacak bir kambiyo senedinden kaynaklansa bile faktoring sözleşmesi ile beraber, alacağı doğuran temel satım ilişkisine ait fatura ve benzeri belgeleri de ibraz etmek zorundadır.
Somut olayda, davacı, —– kaydını talep ettiği alacağın faktoring sözleşmesi gereği davalı — tarafından kendisine verilen çeke dayalı olduğunu, çekin dayanağı iki adet faturanın da bulunduğunu ileri sürmektedir. Bu nedenle, mahkememizce yapılacak iş “taraflar arasında—– bulunup bulunmadığı, dava konusu çeklerin, müflis şirket tarafından düzenlenen faturalar nedeniyle düzenlenip düzenlenmediği, faturaların temel borçlandırıcı ilişkiye yeterli bir belge olup olmadığı, davacının anılan yönetmeliğin şartlarını yerine getirerek davaya konu çekleri, bir mal veya hizmet satışı sonucu temlik alıp almadığı” hususlarının incelenerek, davacının davalı— şirketten alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarının ne kadar olduğunu tespit etmek olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu kapsamda mali müşavir bilirkişi — tarafından yapılan teknik inceleme sonucu yapılan tespitler ve dosya içine alınan belgelerden; davacı— sözleşmesi imzalandığı, dava konusu karşılıksız çeklerin — tarafından davacı faktoring şirketine keşide edildiğinden taraflar arasında faktoring ilişkisinin bulunduğu sabittir.
Davacı,—- talep ettiği alacağın faktoring sözleşmesi gereği müflis şirket tarafından kendisine verilen çeke dayalı olduğunu, çekin dayanağı iki adet faturanın da bulunduğunu belirttiği, davalı şirketin dava dışı—– düzenlemiş olduğu —- tarihli olduğunu beyan etmiştir. Mahkememizin istemiyle dava dosyasına celbedilen müflis —– müşavir bilirkişi tarafından incelemesinde, davacının kendisine verilen çeke dayalı alacağının dayanağı—- adet fatura bildiriminde bulunulduğu, davalı — bulunamayıp incelenemediğinden işbu faturalar içerisinde davacının çeke dayalı alacağının dayanağı— dahil faturasının bulunup bulunmadığı somut olarak tespit edilememiştir. Bu nedenle —— kaldırılmasına ilişkin kararında belirtilen dava konusu çeklerin 2.000.000 TL’lik kısmının müflis şirkete ait faturalar karşılığı düzenlenmediği tespit edilmiş iken 257.819,69 TL yönünden ise somut olarak bu tespitin yapılamadığı anlaşılmıştır.
Davalı müflis şirket tarafından dava dışı ——şirketine düzenlenen ——, dosya kapsamında daha önce düzenlenen bilirkişi raporunda müflis davalı şirketin 2012 yılı defterlerine ulaşılamadığını belirttiği, nitekim———doğru son üç yılın defterlerini istediğinden—- alındığı, dosyamıza celbedilen davalının —-, dava dışı —– formlarının yapılan incelemesinde, davacının kendisine verilen çeke dayalı alacağının dayanağı —- — faturasının bulunmadığı, —- döneminde ise her iki tarafın 4 adet fatura bildiriminde bulunulsa da davalının 2012 yılı defterleri incelenemediğinden işbu faturalar içerisinde davacının çeke dayalı alacağının dayanağı olan—- dönemi 257.819,69 TL faturasının bulunup bulunmadığı somut olarak tespit edilemediğinden, somut olayda düzenlenen faturaların taraflar arasındaki borçlandırıcı ilişkide yeterli bir belge olmadığı değerlendirilmiştir. Ancak davalının ——– incelemesinde, davalının düzenlemiş olduğu — dönemi için dava dışı şirkete satışı/verilen mal ve hizmete ilişkin bildirim yapmadığı, ayrıca dava dışı şirketinde davalıdan alınan mal ve hizmete ilişkin mezkur fatura kapsamında bildirim yapmadığı, davalı ile dava dışı şirket arasındaki dava konusu faturaların gerçek mal ve hizmet ilişkisine dayanmadığı dolayısıyla piyasada en çok rastlandığı şekilde gerçek bir satışa dayanmayan, sadece —- taşıyan işlemde davalı müflis şirketin tanzim etmiş olduğu faturaların kendi defterlerine kaydetmediğinin,——— yapılan incelemesine anlaşıldığı, fatura içeriği mal ve hizmeti teslim alan dava dışı şirketin de kendi —- mezkur faturaları beyan etmediğinden faturaların—- olarak düzenlendiği, dava dışı şirket tarafından hatır çeki olarak düzenlenen çekin davalıdan alındıktan sonra iptal edilmiş ya da kayıt dışı tutulmuş olabileceği anlaşılmaktadır. Zira gerçek bir mal/hizmet teslimine dayalı olmayan faturalarda düzenleyen şirket için hem KDV hem de —-yükü, yani ilave maliyet vardır. Faturanın sahte olarak tanzim edilmesi halindeki VUK m.359 vergi kaçakçılığı etkisi bu davanın konusu dışındadır. Yapılan işlem— şirketi bakımından fatura ile tevsik edilen alacağın temlik alınması, karşılığında aldığı çekler ile de tahsilini üstlenmesinden ibarettir.—- sıkıntısı çeken, bankalarda kredi limiti olmayan, ya da yetersiz olan firmalar kısa vadeli finansman ihtiyaçları için çoğu zaman faktöring şirketlerine müracaat ederken tanzim etmek zorunda olduğu faturayı faktöring işlemine konu ettikten sonra alıcı firmadan daha sonra iade faturası alarak ya da faturayı iptal ederek bu işlemi tamamen —- kullanması da olasıdır. Bu tür işlemlerin önlenmesini sağlamak amacıyla faktoring sözleşmelerinde iade faturası düzenlenmesi halinde, bu durumun ilgili faktöring şirketine bildirilmesine yönelik taahhüt maddesi konulması caydırıcı bir unsur olmakla birlikte bu yönteme sıkça başvurulduğu görülmektedir.
Tüm bu nedenlerle, davacı—- şirketi ile davalı — arasında sözleşme imzalanmış, vadesine göre—- senedin karşılığı nakit olarak ödenmiş, temel ilişki olduğu beyanıyla dayanağı olan faturalar da davalı müflis şirket tarafından — verilmiş, tüm işlemler 6361 sayılı —- Yönetmeliğin gerektirdiği şekilde yapılarak iskonto edilen çek bedelinin nakden davalı müflis şirkete ödendiği sabit olduğundan, —şirketinin davalı — şirketin çeki iskonto ettirip parayı aldıktan sonra faturanın iptalinden ya da —- tutulmasından yahut gerçek bir işleme dayalı olmamasından sorumlu tutulamayacağından —- iskontosundan tahsil edemediği 2.445.513,39 TL alacağını talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmış ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davacının,—-esas sayılı dosyasındaki alacakla tahsilde tekerrür olmamak üzere; davacının, müflis şirketten 23/12/2015 iflas tarihi itibariyle, 2.445.513,39 TL alacağının olduğunun tespiti ile— KAYIT VE KABULÜNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 59,30 TL harcın dava açılırken peşin yatırılan 29,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,10 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.416,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca belirlenen 5.100 TL vekalet ücretinin davalı — şirketten alınarak davacıya verilmesine,
6- HMK’nin 333. Maddesi uyarınca bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.