Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/702 E. 2022/897 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/702 Esas
KARAR NO : 2022/897

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ——-tarafından müvekkil aleyhine —–adet çeke dayalı olarak icra takibine girişildiğini, müvekkilini takip alacaklısı şahsa böyle bir borcunun bulunmadığını, söz konusu çekte yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle imzaya itiraz ettiklerini, müvekkilinin takibe konu çekteki imzayı da tanımadığını, takip konusu çekin dayanağı olan herhangi bir borçlandırıcı işlemin davalı ile banka arasında yapılmış olmadığını, çekin arkasına da imzanın müvekkiline ait olmadığının şerh düşüldüğünü, buna rağmen banka tarafından kötü niyetli olarak takip başlatıldığını, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, takibe konu olan bonodaki imzanın müvekkiline ait olmaması sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla girişilen takibin tedbiren durdurulmasına, kötü niyetli alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10’u oranında para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın menfi tespit davası olup, konusu bir miktar para ödenmesi olduğundan TTK m.5/A gereği huzurdaki dava, dava şartı arabuluculuğa tabi olduğunu, davacı tarafın arabuluculuk kanun yoluna başvurmaksızın söz konusu davayı açtığından davanın öncelikle dava şartı yokluğu sebebiyle reddedilmesi gerektiğini davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkil bankaya bir borcu olmadığını ve dava konusu çekte yer alan imzanın kendisine ait olmadığını iddia ettiğini, ancak davacı tarafın bu iddialarının asılsız olup gerçeği yansıtmadığını, davacı …——– dava dışı ———– tanzim ettiğini, dava konusu çekin ————– tarihinde müvekkili bankaya ibraz edildiğini, o tarihte çekin karşılığının bulunmaması sebebiyle ——– dosyası ile borçlu/davacı ….—-karşı —– ile icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiğini ve süresi içinde borca veya imzaya itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiğini, İİK m.168/4 gereği borçlu imza itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde, açıkça, dilekçe ile icra mahkemesine yapılması gerektiğini, aksi halde kambiyo senedindeki imzanın borçluya ait sayılacağını, süresi içinde imzaya itiraz edilmeyip işbu dosya ile imzaya itiraz edilmesinin yalnızca borçtan kurtulma maksadı taşıdığını, dava konusu çek üzerindeki imzanın da davacı tarafa ait olduğunu belirterek, dava şartı yokluğu sebebiyle öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava takibe konulan çekteki imzanın keşideciye ait olmaması iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı —————-sayılı icra dosyasına yapılan takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir.
Davada taraf teşkili sağlanmıştır.
———– sayılı icra dosyasından takibe konu ——-çekte Davacı————— emrine kesilmiştir. Davalı vekilince dava konusu çekin —– tarihinde bankaya ibraz edildiği, o tarihte çekin karşılığı bulunmaması sebebiyle, ——- dosyası ile borçlu/davacı —– karşı ——– Haciz Yolu ile icra takibine geçildiği savunulmuştur.
Davacı vekili davacının takip alacaklısına böyle bir borcunun bulunmadığını, söz konusu çekte yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle imzaya itiraz ettiklerini, müvekkilinin takibe konu çekteki imzayı da tanımadığını, takip konusu çekin dayanağı olan herhangi bir borçlandırıcı işlemin davalı ile banka arasında yapılmış olmadığını, çekin arkasına da imzanın müvekkiline ait olmadığını iddia etmiş olduğundan, davacının imza incelemesi için dosya ——– gönderilmiştir.
——————————————– raporu;
İnceleme konusu çekteki sınırlı sayıda ——ibaret yazı şeklinde tersim edilmiş —-keşideci imzası ile ..———- mukayese imzaları arasında;—– alışkanlıklar,—— bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla kuvvetle —–eli ürünü olmadığı kanaatine dair rapor düzenlenmiştir.
Dava imza inkarına dayanılarak açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. İmza inkarı kıymetli evrağın sahte olarak düzenlendiği iddiası olup mutlak def’i niteliğindedir. Senet üzerindeki herkese karşı ileri sürülebilir. Mahkememizce alınan—- Dairesi raporunda dava konusu senetteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, imzanın davacıya ait olmadığı anlaşılmış ve davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1- —- esas sayılı takip dosyasından takibe konu —– keşide tarihli, ——— bedelli çek yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.379,86 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 409,00 TL harcın mahsubu ile arta kalan 970,86 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 409,00 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 149,70 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı vekili lehine—– hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.