Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/698 E. 2021/479 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/698 Esas
KARAR NO: 2021/479
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/12/2020
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı——yıllarını kapsayan ticari ilişki olduğunu, davalı şirketin mermer cinsi bloklarını davacı şirkete teslim etme yükümlüğünün olduğunu ve davacı şirketinde mallarını teslimine karşılık vadesi gelen çekleri ödemekle yükümlü olduğunu, işbu ticari ilişki neticesinde — tarihli cari hesap ekstresine göre davalı şirketin vade farkından dolayı — davacı şirkete borcu bulunduğunu, bu hususta davacı şirket tarafından—-tutarındaki vade farkına ilişkin cari hesap alacağının ödenmesinin talep edildiğini, alacağın davalı tarafından ödenmemesi üzerine davalı adına —— kaynaklı icra takibi başlatıldığını, bu takibe davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali ile takibe devam edebilmek için huzurdaki davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, likit olan alacağın tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın tamamen haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle de davalının toplam takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davalının üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları üzerine borca yeter miktarda İİK madde 257 uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların davalı şirketin yapacağı inşaata —– sağlanması amacı ile bartır sözleşmesi imzaladıklarını, toplam sözleşme bedelinin—- ise davalının yapacağı inşaattan verilecek bir adet daire ile olacağını, — tarihinde davalı şirket tarafından davacıya sözleşme ile kararlaştırılan —– adet çek teslim edildiğini, inşaat başladıktan bir süre sonra davacının sözleşmeye uyamayacağını ve daha fazla malzeme sağlayamayacağını belirterek sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ettiğini, bunun üzerine o güne kadar yapılan işlerin bedeli olarak davalı tarafından davacıya —– bedelli iki adet çek verildiğini, bu iki çekin teslimi ile davalının davacıya borcunun da sonlandığını, davacı tarafından vade farkı talep ediliyor ise de davacı ile müvekkili arasında vade farkı sözleşmesi bulunmadığı gibi taraflar arasında imzalanan sözleşmede de vade farkına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, davalının davacıya hiçbir borcu bulunmadığından davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini, %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Hukuki niteliği itibariyle cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan—– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Celp edilen dava konusu icra dosyasının incelenmesinde; takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu,—– alacak üzerinden başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın takibe yapılan itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür.
Her iki tarafında tacir olması ve ticari defter tutma yükümlülüğünün bulunması sebebiyle Mahkemece dosya mali müşavir bilirkişiye verilerek ve inceleme günü tayin edilmek suretiyle tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi istenmiştir. Dosyaya sunulan —- yıllarına ait yasal ticari defter kayıtlarının HMK 222.maddesine göre delil niteliği taşıdığı, davacının davalı adına düzenlediği—– farkı faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının davalı adına keşide ettiği —– numaralı ihtarnamesi ile de cari hesap sözleşmesi uyarınca — tutarındaki vade farkına ilişkin cari hesap alacağının yasal faizi ile birlikte —- içinde ödenmesinin ihtar edildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğinde vade farkı uygulanması ile ilgili herhangi bir düzenlemenin olmadığı, davacının davalı adına keşide ettiği faturalarda gecikmelerde vade farkı uygulanacağına yönelik notun bulunmadığı şeklinde mütalaada bulunulmuştur. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflar rapora karşı sundukları beyan ve itiraz dilekçeleri ile aleyhlerine olan hususlara itiraz etmişlerdir. Davalı taraf itirazında elektronik ortamda e-fatura olarak gönderilen vade farkı faturasının, vade farkı faturası olduğu fark edilmeyip muhasebe hatasından kaynaklı sehven deftere kaydedildiği faturaya itiraz edilemediği, bu durumun tek başına müvekkilini faturadan dolayı borçlu kılmayacağı savunmasında bulunmuştur.
Davacı ve davalı arasında —– yıllarında devam eden mal tedariğine dayalı ticari ilişki mevcut olup, vade farkı uygulanacağına ilişkin sözleşmede hüküm olmadığı ve taraflar arasında mutad hale gelmiş vade farkı uygulamasının bulunmadığı tarafların yasal defterlerinde mevcut kayıtlarından anlaşılmakta ise de davacı tarafından düzenlenen vade farkı faturası, davalı tarafça ticari defter kayıtlarına işlenmekle fatura içeriği kabul edilmiş durumdadır. Basiretli davranma yükümlülüğü bulunan, tacir olan davalı yan, davacı tarafından gönderilen vade farkı konulu —- elektronik faturayı süresi içerisinde itiraz etmeyerek defterlerine kaydetmiştir. Davalı yan faturanın sehven kaydedildiğini iddia etmiş ise de davacı tarafın —– tarihli noter ihtarını tebliğ aldıktan sonra dahi vade farkı faturası için gecikmiş iade faturası düzenleyerek muhasebe kayıtlarını düzeltme yoluna gitmemiştir. Davalı tarafın icra takibine ilişkin ödeme emrini —- tarihinde borca itirazlarını sunduğu görülmüş ancak sehven kaydedildiği iddia edilen vade farkı faturasına karşı yine iade faturası düzenlenmediği anlaşılmıştır. Kaldı ki bilirkişi raporuna göre davalı tarafın usulüne uygun açılışı ve kapanışı yapılmış—— defter ve kayıtlarına işlediği faturayı bağlı olduğu —- bildirdiği sonucuna da varılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde; davacı tarafından düzenlenen vade farkına ilişkin faturanın tarafların —- yılı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu anlaşılmış, davalı yanca faturaya süresi içerisinde itiraz edilmediği gibi sonrasında geçen sürede iade faturası da düzenlenmediğinden muhasebe kayıtlarında gerekli özeni ve dikkati göstermeyen davalının faturanın sehven ticari kayıtlara alındığına ilişkin savunmasına mahkememizce itibar edilmemiş itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir. Takip konusu alacak faturaya dayanmakta olup takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan kabul edilen tutar üzerinden davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, —- sayılı takip dosyasında, davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin ——- üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar yasal faiz yürütülmek sureti ile devamına,
2-Asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.698,56-TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 414,93-TL harçtan mahsubu ile arta kalan 2.283,63-TL harcın davalı taraftan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 414,93-TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 884,00-TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı vekili lehine 2021 yılı AAÜT göre hesaplanan 5.925,69-TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-6325 sayılı Kanun’un 18-A/13. bendi uyarınca —— tarafından karşılanan 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
8-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/12/2021