Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/696 E. 2022/826 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/696 Esas
KARAR NO:2022/826

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin lojistik firması olduğunu, davalı ile aralarında bulunan ticari ilişkiye istinaden davalının mallarının nakliyesini gerçekleştirdiğini ve 11/01/2019 tarihli 2.596,00 TL bedelli faturayı tanzim davalıya gönderdiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini, müvekkilinin sorumluluklarını yerine getirdiğini ancak davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağın tahsili için —esas sayılı dosya ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini, takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını, davaya konu takipte—yetkili olduğunu, borçlunun yetki itirazının yersiz olduğunu, davalının yetki itirazında bulunduğunu ancak yetkili—-göstermediğini, ticari defterler üzerinde yapılacak olan incelemede alacağın tespit edileceğini, başlatılan yasal takipte belirlenen faiz oranının yasal düzenlemelere uygun olduğunu, davalı hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek; davanın kabulü ile — esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
İNCELEME ve GEREKÇE :
— yazılan müzekkereye cevap verildiği görüldü.
Davalı tarafın defterlerinin incelenmesi için— talimat yazıldığı, davalı tarafından defterlerin sunulmadığından dolayı incelemenin yapılamadığı anlaşıldı.Mahkememiz tarafından alınan 10/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “1. Davacı şirketin ticari defterlerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre uygun tutulduğu, ticari defterlerin biri birileri ile uyumlu olduğu, yasal defter berat görüntülerinin bulunduğu ve yasal defter berat görüntülerinin birbirini takip etmekte olduğu, dolayısıyla TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş, davacının defterlerinin kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu,
2. Davalı tarafın incelenmek üzere ticari defterlerini bilirkişiliğimize ibraz etmediği,
3. Takibe konu borçların takip tarihinden önce ödenmediği,
4. Davacının, takibe konu ettiği 2.596,00 TL alacağının takip tarihi itibariyle ticari defterlerinden tespit edildiği,
5. Davalının/Borçlunun—-sayılı dosyasına yaptıkları itirazın haklı olmadığı,
6. Tarafların icra inkâr tazminatı ve diğer benzeri talepleri sayın mahkemenizin takdiri içinde kaldığı,” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde 2.596,00 TL alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, dosya kapsamında davalının dava konusu faturadan kaynaklanan alacak nedeniyle temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir iddia ve delil ileri sürülmediğinden takip tarihinden önce temerrüt gerçekleşmediğinin ve takipte temerrüt faizi talep edilemeyeceğinin kabulünün gerektiği, yine dava konusu alacağın faturaya dayanması ve likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun —Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 2.596,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip takip tarihi itibariyle 2.596,00 TL asıl alacak yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Kabul edilen alacağın (2.596,00 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 519,20 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (2.596,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 177,33 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 122,93 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 116,60 TL dava açma masrafı ve 2.383,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.500,10 TL yargılama giderinin kabul/ret oranına (—- göre 2.434,66 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri — üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—13/2 uyarınca hesaplanan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen —arabuluculuk ücretinin kabul/ret oranına — göre —- davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye — davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydınaDair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.