Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/690 E. 2021/779 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/690 Esas
KARAR NO : 2021/779

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin ——- komisyonculuğu yaptığını, davalının da müvekkilinin ticari ilişkide olduğu şirketlerden biri olduğunu, müvekkilinin 2019 yılının çeşitli zamanlarında davalıya— satış işlemlerine istinaden davalıya—— —– miktarlı fatura,—– sıra numaralı —–sıra numaralı—— sıra numaralı —– miktarlı fatura,— sıra numaralı —–sıra numaralı —– sıra numaralı —- sıra numaralı —– sıra numaralı —- sıra numaralı—- sıra numaralı—- sıra numaralı—— miktarlı faturaların düzenlendiğini, davalı tarafın faturalara ilişkin ödemeleri yapmadığını, —– kapsamında başlattıkları icra takibine de haksız itiraz edildiğinden, davalı tarafın itirazının iptalini, takibin devamını, haksız itiraz sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında süre gelen cari hesap ilişkisine göre; davaya konu bakiye miktarın davacı yana ödenmiş olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, 2019 yılı sonu itibariyle müvekkilinin davacı-alacaklı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığından davanın ve istenen icra inkar tazminatının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; Hukuki niteliği itibariyle faturalara dayalı olarak başlatılan—- icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce celp edilen dava konusu —- Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; 08/07/2020 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının dosyamız davacısı, takip borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, fatura alacağına dayalı olarak 21.616,09-TL asıl alacak 1.991,27-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.607,36-TL alacağın %9 yasal faizle istemi talepli başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlunun vekili aracılığıyla süresinde itirazda bulunduğu, takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.—- tarihli raporunda özetle: ” taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından, aradaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olarak değerlendirilebileceği, davalının davacıya ödemelerini makbuz ile nakit olarak yaptığını iddia ettiği, sunduğu makbuzların kendi ticari hesaplarında yer almadığı, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisi göz önüne alındığında davacının takip konusu yaptığı toplam 21.616,09 TL tutarlı faturalardan davalı ticari defter kayıtlarında yer alan 20.497,67 TL tutar kadar fatura alacaklarını dava konusu edebileceği” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı itiraz beyanlarını içeren dilekçeler sunulmuş ancak ek rapor talebinde bulunulmamış, alınan bilirkişi raporu mahkememizce de denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Bilindiği gibi fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler davalı defter kayıtları, imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir. Bilirkişi raporunda davacı tarfından takibe dayanak yapılan — tamamının davalının defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalı defterlerinde kayıtlı olan faturalar yönünden davacının davalıdan alacaklı olduğu sabittir. Davacı yanca kayıtlı olmayan 2 fatura yönünden davalı tarafça imzalanmış belge sunulmadığından ve faturalarda teslim alan kısmında imza bulunmadığından iki fatura konusu ürünlerin davalı yana eksiksiz biçimde teslim edildiğinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Davacı taraf takip alacağını kendi kayıtlarına göre başlattığından yine bu kaydın aksini iddia etmediği gibi aksini ispatlar somut hiçbir delil sunmadığından davacının kendi defterlerine göre alacaklı olduğu —- bedelinin düşülmesi neticesinde bakiye —– üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.—–“Mahkemece de kabul edildiği gibi her iki tarafın ticari defterlerinin kendi aleyhine delil teşkil etmesi halinde, öncelikle davacı kayıtları kendi aleyhine delil kabul edilerek davanın sonuçlandırılması gerekir. Ancak, bu halin davalı borçlunun ödeme yaptığını savunması halinde uygulanması mümkündür.” gerekçesini haiz olup, benzer niteliktedir.
Davalı tarafın rapora itirazları bilirkişi inceleme aşamasında sundukları ödeme makbuzlarının bilirkişice dikkate alınmadığıdır. Davalı tarafça ne cevap dilekçesi ne de delil dilekçesi ile ödeme makbuzları sunulmamış, bilirkişinin taraf defter ve kayıtlarını incelemesi aşamasında davalı taraf — davacı şirket kaşeli, —– ödeme makbuzlarını sunmuştur ancak bilirkişi raporunda da değinildiği üzere sunulan bu ödeme makbuzları davalının kendi ticari hesaplarında dahi kayıtlı değildir. Davacı şirketin —– tarihli —- tüm paylarını devrederek davacı şirket ortaklığından ayrıldığı, ödeme makbuzlarının düzenlenme tarihi itibariyle de şirketi temsile yetkili olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça delil olarak sunulan davalı şirket yetkilisi —– alacağın talep edildiği, karşı tarafça “piyasaların durumu malum ama halledeceğim” şeklinde cevap verildiği görülmüş, davalı tarafça dosyaya sunulan bu yazışmalara itiraz edilmemiştir. Bu nedenlerle davalı tarafça sunulan yetkisiz kişiye elden ödeme yapıldığını gösterir —– mahkemece itibar edilmemiş, davalının rapora itirazları yerinde görülmemiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş, neticeten davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
—– Esas sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİ İLE takibin 20.497,67-TL asıl alacak, 1.900,74-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.398,41-TL üzerinden takibin DEVAMINA , fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen 20.497,67-TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.400,19 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 251,11 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.149,08 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4- Davacı tarafından yatırılan 251,11 TL peşin harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 883,25 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul-kısmen red oranına göre hesaplanan 835,55-TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf yargılama giderinde bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- Kabul edilen dava yönünden —- tarifesine göre davacı lehine takdir olunan—- vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8- Ret olunan dava yönünden—- göre davalı lehine takdir olunan 1.208,95-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile ——-bütçesinden ödenen —— arabuluculuk ücretinin, —— davalıdan, 68,30 TL’sinin ise davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.