Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/688 E. 2022/534 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/688 Esas
KARAR NO : 2022/534

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/11/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde beyanla; Müvekkilinin ——- tarihinde karşıdan karşıya geçerken davalı sürücü—–idaresindeki —– plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, —————-dosyası ile yapılan yargılamada sürücü ——- kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve hüküm giydiğini, diğer davalı—–olduğunu, aracın sigortacısı davalı şirkete başvuru neticesinde bir miktar ödeme yapıldığını beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 500 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacı eş—– olmak üzere toplam 190.000 TL manevi tazminatın davalılar—- ile —— müştereken ve müteselsilen kaza tarihi itibariyle yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı —– Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen — plakalı aracın müvekkili şirket tarafından —- —, davacılara —- yoluyla toplam ———ödendiğini, KTK md.111/2 gereği, ibranamenin iptalinin 2 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, ibranamenin kural olarak borcu sonlandıran bir işlem olup;——–özel——iptal edilebilirliğine ilişkin 2 yıllık bir hak düşürücü sürenin öngörüldüğünü, tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilirliğinin olduğunu, davacıya yapılan ödeme ve imzalanan ibraname tarihinin —zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, bu nedenle davada esasa girilmeksizin ilgili ibranamenin —- celbi ile hak düşürücü sürenin aşılmasından dolayı ve yapılan ödeme ile müvekkillerinin sorumluluğu sona erdiğinden ayrıca davacının zararı karşılandığından davanın reddini talep etiklerini, KTK 109 uyarınca —— kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak —- zamanaşımına uğrayacağını, dava konusu olay ————tarihinde gerçekleştiğinden, davacıların talep hakkının zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun—– atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, ancak dava konusu kazanın meydana geliş biçimi yönünden, müvekkili sigortalısının aracına atfedilen kusurun kabulünün mümkün olmadığını, müteveffanın müterafik kusurunun değerlendirilmesini talep ettiklerini, yargıtay yerleşik kararlarına göre davacıların destekten yoksun kaldıklarının ispatlanması gerektiğini , davacının —- kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının araştırılmasını, temerrüt süresinin kaza tarihinden itibaren değil; delillerin tümünün müvekkil şirkete tebliği tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi ile başlayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; ceza dosyasında verilen kararın henüz kesinleşmediğini, kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı; — olmadığı için bütün kusurun üzerine yıkıldığı; ——- plakalı araç——— —–olduğu ve aracı yengesinin haberi olmadan aldığını, ailesi ile birlikte yaşadığını davacıların talep ettiği tazminatları ödeme gücü olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı——cevap dilekçesinde özetle;——- plakalı aracın kendi adına tescilli olduğunu ancak kendisinin kullanmadığını, sürücü——–
eşinin kardeşi olduğunu ve aynı adreste ikamet ettiklerini, kendisi tarlada çalışırken ————-dışında aracın anahtarını aldığını ve kazaya karıştığını, geçimini günlük kazançlarla sağladığından davacıların tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, hukuki niteliği itibariyle —–plaka sayılı aracın davacının eşi ve çocuklarının annesi yaya —– çarpması sonucu vefatı sebebiyle destekten yoksun kaldığı iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce müteveffanın nüfus kaydı UYAP üzerinden çıkartılarak dosya içerisine alınmış, hasar dosyası, ceza dosyası celp edilmiş, —–rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş, gelen yazı cevabından rücuya tabi ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
——–sayılı dosyasının incelenmesinde, yapılan yargılamada
———– tarihli raporunda ceza ehliyetinin tam olduğunun belirlendiği, —– trafik kürsüsünden alınan rapora göre olayda sanık—– 2918 Sayılı Kanunun 52/b maddesindeki “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, ” kuralını ihlal etmesi sonucunda sanığın tamamen kusurlu olduğu, maktül—-kusursuz olduğu kanaatiyle davalı—- müteveffa ——- taksirle ölümüne sebebiyet verme suçundan dolayı hapis cezası verildiği anlaşılmıştır.
Dosyanın kusur raporu alınmak üzere makine mühendisi bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup, alınan — tarihli kusur raporunda özetle: “davalı sürücü——- ehliyeti olmadığı halde —– plakalı aracı kullandığı; kavşaklara yaklaşırken yavaşlamadığı; hızını görüş, yol ve trafik şartlarına göre ayarlamadığı karşıdan karşıya geçen yaya —- çarparak ölümüne neden olduğu için KTK 36 – 52/a -52/b ve KTY 101/a – 101/b maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; ölümlü kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, maktul ———- karşıdan karşıya geçerken ehliyetsiz sürücünün idaresinde hızla gelen — sonucu meydana gelen kazada kusurunun olmadığı, davalı ——-KTK 85/1-5 maddesi gereğince sahibi olduğu———- plakalı aracın sürücüsü ——- kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu ” yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalılarca rapora karşı itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmış, mahkememiz dosyasında alınan kusur raporunu ile ceza dosyasında —— heyetinden alınan kusur raporunun aynı doğrultuda olduğu anlaşılmakla davalıların rapora itirazlarına itibar edilmemiştir.
Davacıların zararının hesaplanması amacıyla aktüer uzmanından rapor alınmış, bilirkişi ——plakalı aracın davaya konu —— kaza tarihini kapsayan —- arası davalı —- olduğu, vefat halinde teminat limit miktarının — olduğu, —— içtihatları doğrultusunda ——– yaşam tablosu baz alınarak işleyecek devre bakımından % 10 artış % 10 iskontolama yöntemine göre maddi zarar hesabı yapılması gerektiği, davalı ——————tarafında davacı hak sahiplerine
—–ödeme yapıldığı, ödeme tarihindeki verilere göre maddi zarar hesaplandığında davacı hak sahiplerinin Destekten Yoksun Kalma Sebebiyle Nihai ve Gerçek Maddi Zararları Toplamının —- olduğu, davalı —— tarafından davacı hak sahiplerine 08.05.2017 tarihinde yapılan ödeme miktarının, davacı hak sahiplerinin ödeme tarihi itibariyle destekten yoksunluk sebebiyle maddi tazminat miktarından daha fazla olması sebebiyle, davacı hak sahiplerinin
bakiye destekten yoksunluk tazminatlarının bulunmadığı” yönünde görüş bildirmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmamıştır.
Bilirkişice tüm davacılar yönünden ödeme tarihindeki verilere göre yapılan ödemenin yeterli olduğu tespit edilmiştir. Bilindiği gibi KTK 111. Madde uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin olup da,yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir. Eldeki davada taraflarca dosyaya ibraname örneği sunulmadığından KTK’nın 111. maddesindeki —-düşürücü sürenin somut olayda uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Davacı tarafça, davalı sigorta şirketinin davacılara —- ödeme yapıldığı yönünde ki savunmasının aksi iddia edilmediğinden ve bilirkişice yapılan hesaplamada gelinen aşamada bakiye destekten yoksun kalma zararı bulunmadığı tespit edildiğinden davacıların destekten yoksun kalma tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar ——— kazası sonucu hayatını kaybetmiş, gerek ceza yargılamasında gerek mahkememizce alınan kusur raporuyla müteveffanın kazada kusurunun olmadığı sabit hale gelmiştir.
TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir ” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde ——göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Buna göre, olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların dosyada mevcut —— üzerinden sorgulanan ——-malvarlığı, ———-ve yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında davacıların manevi tazminat istemlerinin kabulüyle, murisin çocukları için ayrı ayrı 50.000’er TL, eşi için 40.000- TL olmak üzere toplam 190.000-TL manevi tazminatın davalı gerçek kişilerden talep gibi kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Destekten yoksun kalmaya dayalı maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacıların manevi tazminat davasının KABULÜ ile, Davacı eş —- yönünden 40.000,00-TL, diğer davacılar çocuklar —- yönünden 50.000,00-TL,——– yönünden 50.000,00-TL ——-yönünden 50.000,00-TL olmak üzere toplam 150.000,00-TL manevi tazminatın davalılar ——— kaza tarihi olan 28/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Maddi tazminat davası yönünden; Harçlar yasasına göre alınması gerekli 80,70 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Manevi tazminat davası yönünden; Harçlar yasasına göre alınması gerekli 12.978,90 TL harcın davacılardan tarafından yatırılan 650,66 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 12.328,24 TL harcın davalılar—— ——– müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacılar tarafından yatırılan 650,66 TL peşin harç ile 59,30 TL başvuru harcı toplamı olan 709,96‬ TL’nin davalılar ———- müştereken ve müteselsilen tahsili ile DAVACILARA VERİLMESİNE,
6-Reddolunan maddi tazminat davası yönünden, ———vekille temsil ettiren davalı ——–lehine takdir olunan ———— vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı ——–tarafından açılan ve kabul olunan manevi tazminat davası yönünden,—– tarifesine göre davacı —– lehine takdir olunan——– vekalet ücretinin davalılar ———– müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACI ———– VERİLMESİNE,
8-Davacı ———- tarafından açılan ve kabul olunan manevi tazminat davası yönünden, —– tarifesine göre davacı ———-lehine takdir olunan —— vekalet ücretinin davalılar ———- müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACI ——–VERİLMESİNE,
9-Davacı ——— tarafından açılan ve kabul olunan manevi tazminat davası yönünden, —– göre davacı ——– lehine takdir olunan —— vekalet ücretinin davalılar ——– müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACI ———– VERİLMESİNE,
10-Davacı ——–tarafından açılan ve kabul olunan manevi tazminat davası yönünden,—- tarifesine göre davacı—–lehine takdir olunan——— vekalet ücretinin davalılar —————- müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACI ———— VERİLMESİNE,
11-Davacılar tarafından sarf edilen toplam 1.889,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul – ret oranına göre hesaplanan 1.884,55 TL’sinin davalılar ——— müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACILARA VERİLMESİNE, bakiye tutarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
12-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
TASHİH ŞERHİ
Hükmün kısmında “2-Davacıların manevi tazminat davasının KABULÜ ile, Davacı ——yönünden —– diğer davacılar çocuklar ——yönünden 50.000,00-TL, —— yönünden 50.000,00-TL —— yönünden 50.000,00-TL olmak üzere toplam 150.000,00-TL manevi tazminatın davalılar ——- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine , olarak yazıldığı anlaşılmış olup, sehven manevi tazminat toplam bedelinin 150.000,00 TL olarak yanlış yazıldığı, bu durumun açık hesap hatası olduğu anlaşıldığından re’sen aşağıdaki tahsis şerhi düzenlenmiştir.
GD:
1-Hüküm kısmınında 2 nolu bendin: ” Davacıların manevi tazminat davasının KABULÜ ile, Davacı eş —– yönünden———, diğer davacılar çocuklar———–yönünden 50.000,00-TL, —– yönünden 50.000,00-TL ——- yönünden 50.000,00-TL olmak üzere toplam 190.000,00-TL manevi tazminatın davalılar ———–kaza tarihi olan ——— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine” şeklinde yazılmak suretiyle hükmün TASHİHİNE,
Dair, dosya üzerinden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.