Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/675 E. 2021/735 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/675 Esas
KARAR NO: 2021/735
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/11/2015
KARAR TARİHİ : 09/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı —– tarihinde bayilik sözleşmesi yaptığını, bu sözleşme kapsamında bayinin her yıl için — taahüdü olduğunu , bu— hükmüne göre yerine getirilemeyen alım taahhüdünün —– cezai şart ödemesi gerektirdiğini belirtmektedir. Bayinin —– cezai şart ödemesi gerektiği belirtilerek, uğradığı kar mahrumiyeti nedeniyle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, davalıdan — kar mahrumiyeti ve—– cezai şart alacağının davalıdan tahsilini talep ve iddia etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; asgari mal alım taahhütnamesine aykırı hareket ettiği uyarınca —- şart alacağı olduğunu iddia etse de bu hakkını taraflar arasında münakit ilk bayilik sözleşmesinin eki niteliğindeki — olarak istendiği, taraflar arasında—-imzalandığını,——– eki olarak kabul etmek ve buradaki taahhütleri ve ceza-i şartları dikkate almak hukuken mümkün olmadığını, —- taşıtları için —— tarihli yeni —- eki olduğu yönünde herhangi bir hüküm ileri sürülmediği, taraflar arasındaki bayilik dikey ilişkisi —tarihinde başladığı, davacının, davalının asgari mal alım taahhütnamesine aykırı hareket ettiği uyarınca ceza-i şart talep etme hakkı olduğunu iddia etse de taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin başladığı —– kadar bu hakkını kullanmamış ve —— müvekkili ile yeni bayilik sözleşmesi imzalamış ve bu bayilik sözleşmesi kapsamında müvekkiline mal vermeye devam ettiğini, davacının böylelikle cezai şart istemeyeceği yönünde müvekkilim nezdinde güven oluşturduğu, bu durum aynı zamanda davacı yanın cezai şart talebinden feragat anlamına da gelmektediğinden nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, sözleşmeye aykırılık nedeniyle meydana gelen kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağı talebine ilişkindir.
Mahkememizce —– tarihinde ; Davacı vekilinin beyanı, her iki sözleşmenin amacı, niteliği ve konusu itibariyle benzer nitelikte oluşu hususları dikkate alındığında; ilk sözleşmenin fiili imkansızlık nedeniyle uygulanamaz nitelikte olması sebebiyle taraflar, sonraki tarihli sözleşmeyi düzenledikleri, ilk tarihli sözleşmenin feshinden bahsedilemeyeceği ancak, taraflar arasındaki asıl ticari ilişkinin sonraki tarihli sözleşme ile başlamış olması, taraflar arasındaki ticari alım satımın ikinci sözlemeye göre devam ediyor olmasına ve bu sözleşmede kar mahrumiyeti ve cezai şarta ilişkin düzenlemenin mevcut olmasına rağmen, kar mahrumiyeti ve cezai şarta ilişkin talebin ilk tarihli sözleşme hükümlerine göre talep edilmiş olması —– yer alan objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil ettiği, taraflar arasında ikinci sözleşmenin imzalanmış ve ticari faaliyetin bu sözleşmeye göre devam ediyor olması hayatın olağan akışına göre davalıda haklı bir güven oluşturduğu, oluşan bu haklı güven dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki tarihli sözleşme gereğince ceza koşullarının talep edilemeyeceği —– kabul edilmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle, davacının, kar mahrumiyeti ve cezai şarta ilişkin istemleri yerinde görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin istinaf talebinde bulunmuşlardır.
İstinaf incelemesi ile Somut olayda, —- taahhüdünde bulunduğu, eksik alım yapması halinde cezai şart ödeyeceğinin öngörüldüğü, dava tarihine kadar geçen süreçte davalının —- tarihinden sonra yıllık taahhüdüne uygun alım yapıp yapmadığının belirlenmesinden sonra, buna rağmen taraflarca sözleşmenin devam ettirildiği ve benimsendiği, satış taahhüdü yerine getirilmese dahi sözleşmenin devam edeceği konusunda davalıda haklı bir güvenin oluştuğu, davacının eksik alıma rağmen bu duruma ses çıkarmayıp halen mal vermeye devam etmesi sonucuna ulaşılır ise, sözleşmeden kaynaklanan ifaya ekli cezai şartı istemesinin mümkün bulunmadığı sonucu varılabileceği, davacı şirketin cezai şartı isteyebilmesi için her yıl eksik alım yapan davalı bayiye bir sonraki yıl için mal vermeden önce eksik alım yaptığını ve bu husustan kaynaklanan cezai şart alacağını saklı tuttuğunu bildirmesi gerektiği, dosyadaki cezai şartın ifaya ekli ceza koşulu niteliğinde olduğu, taraflara arasındaki ilişkinin — tarihinde başladığı kabul edildiğinde, davacı tarafın çekince koymadan dava tarihi olan —- tarihine kadar eksik alım olup olmadığının, ihtar çekilip çekilmediğinin, ihtirazi kayıt bulunup bulunmadığının, —- arasında davalıya dava konusu malın verilip verilmediğinin, verilir iken bir önceki döneme ait ihtirazi kaydın bulunup bulunmadığının ve —— tarihine kadar da eksik mal alımı olup olmadığının hususlarının ikmalinin gerekmesi nedeniyle mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Mahkememiz kararının kaldırılmasıyla dosya mahkememize iade edilmiş ve davacı tarafın çekince koymadan dava tarihi olan — tarihine kadar eksik alım olup olmadığının, ihtar çekilip çekilmediğinin, ihtirazi kayıt bulunup bulunmadığının, —–arasında davalıya dava konusu malın verilip verilmediğinin, verilir iken bir önceki döneme ait ihtirazi kaydın bulunup bulunmadığının ve —– tarihine kadar da eksik mal alımı olup olmadığı konularının incelenerek rapor tanzimi için dosyanın —- tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi incelemesi ile Taraflar arasındaki ilişkinin —tarihinde başladığı, davalının —- tarihinden önce mal teslimi yapılmadığı, ——- tarihine kadar ihtarname çekilmediği ihtirazi kayıt konulmadan bu tarihler arası mal teslimine devam edildiği tespit edilmiş olup sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş olduğu , oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 418,73 TL peşin harcın alınması gereken 59,30 TL harçtan mahsubu ile artan 359,43 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 4.112,00 TL yargılama giderinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021