Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/655 E. 2022/860 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/655 Esas
KARAR NO : 2022/860

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin ihtiyaçları doğrultusunda —-almak için davalı——konusunda anlaşmaya vardıklarını, — konusunda da anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin aracın bedelini davalı şirket hesabına farklı tarihlerde gönderdiğini, kalan bakiyeyi ise elden ödediğini, aracın—-işlemlerinin —– tamamlandığını, davalının —- tamamlamadan aracı teslim ettiğini, aracın eksik ekipmanlarının tamamlanması konusunda davalının sözlü taahhütüne inandıkları için bakiye kısmın elden ödendiğini, müvekkilinin ihtiyaç nedeni ile aracın teslimini kabul etmek zorunda kaldığını, cebri icra tehdidi müvekkilinin ——— zarar verdiğinden—- tedbir kararına istinaden icra müdürlüğüne ödeme yapıldığını,————— yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını, yapılacak inceleme sonucunda müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespit edileceğini iddia ederek; davanın kabulü ile ———- dosyasında borçlu olmadığının tespitini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Dava dilekçesi ve tensip zaptının davalı tarafa tebliğ olduğu, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—————-yazılan müzekkereye cevap verildiği görüldü.
Mahkememizce aldırılan———- tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1)—– plakalı aracın Dosyada sözleşmelere uygun olarak Davacıya teslim edilmediği ve ————– olmasına rağmen araç tesliminin gerçekleştirilmiş olduğu,
2)———- plakalı araçta eksik yapılmış————– toplam maliyetinin—————- olduğu,
3) Dosyadaki sözleşmeye göre ———– plakalı aracın —– ———– eksiklikler nedeniyle Davacı tarafından yapılan işin ayıplı bir hizmet olduğu,
4) Keşif esnasında Davalı tarafından ————-araçta yapılmış işlerin ————- olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya içeriğinde ———– belirtilen ———— itibariyle———— plakalı aracın sürücü —- üstünde olduğu bu nedenle ——————-takılmış olup olmadığı hususunda herhangi bir kanaate varılamamıştır.” hususları tespit edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi ek raporunda özetle;
————– plakalı ———-tespit edilen —— sahibi tarafından tespit edilmesinin imkan dahilinde ve gözle görülebilir durumda olduğu; bundan dolayı yapılan hizmetin açık ayıplı olduğu” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesine dayalı olarak davalı satıcının ——— bedelinin tahsili için başlattığı kesinleşmiş icra takibine karşı) satılanı ayıplı teslim etmesi nedeniyle alıcı tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesi uyarınca “(1) Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki———– Borçlar Kanununun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır. a) Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ——— kısım kısım yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı, ———sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse; sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanabilir. Ancak, o kısmın teslim edilmemesi dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen amaca ulaşılması imkânı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan, sözleşmenin kalan kısmının tam veya gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı sözleşmeyi feshedebilir. b) Alıcı ——– olduğu takdirde satıcı, malın satışına izin verilmesini mahkemeden isteyebilir. Mahkeme, ————– yoluyla veya bu işle yetkilendirilen bir kişi aracılığıyla yapılmasına karar verir. ———— isterse satış için yetkilendirilen kişi, satışa çıkarılacak malın niteliklerini bir uzmana tespit ettirir. —– satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, —- hakkı saklı kalmak şartıyla, satıcı tarafından——bir bankaya ve banka bulunmadığı ———– bırakılır ve durum hemen alıcıya ihbar edilir. c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan ——– içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesi uyarınca “(1)Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. (2)Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda——————-geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 227. maddesi uyarınca “(1)Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı,——- kullanabilir: —— vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden ——- oranında satış bedelinde —————– gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ————- onarılmasını ——– satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. ————————– genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. (…)”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın yukarıda da belirtildiği gibi taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesine dayalı olarak davalı satıcının (bakiye satım bedelinin tahsili için başlattığı kesinleşmiş icra takibine karşı) satılanı ayıplı teslim etmesi nedeniyle alıcı tarafından açılan menfi tespit davası olduğu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, taraflar arasında —- bulunduğu ve satış bedelinin (dava konusu edilen iyileştirmeler ile birlikte)—– olduğu hususunda çekişme bulunmadığı, yine her ne kadar satım bedelini ödediğini —- davacı üzerinde olsa da, davalının da ——————— satış bedelinin ödendiği hususunda da çekişme bulunmadığı, davanın değeri dikkate alındığında bakiye ——— satış bedelini ödediğini davacının kesin delillerle ispatlamakla yükümlü olduğu, ancak dosyaya bu yönde kesin delil sunulmadığı gibi, davacının böyle bir iddiasının da bulunmadığı, davacının sözleşmeye göre bulunması gereken bir kısım iyileştirmelerin bulunmaması nedeniyle satım konusu malın ayıplı teslim edildiğini ileri sürdüğü, mahkememizce ————–raporu da dikkate alındığında bu iyileştirmelerin araçta bulunmamasının açık ———— ayıp niteliğinde olduğu, bu sebeple yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca tacir olan davacının bunu teslimden sonra iki gün içinde satıcıya ihbar etmesi gerektiği, ancak dosya kapsamında bu şekilde bir ihbarın gerçekleştiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı, bu sebeple davacı alıcının satılanı kabul etmiş sayılması gerektiği, bu sebeple satıcıya karşı ayıptan kaynaklanan seçimlik haklarını kullanamayacağı, yine davacının ayıplı ifa hükümlerine göre geçerli bir sözleşmeden dönme beyanı bulunmaması nedeniyle de satım sözleşmesi ile bağlı olduğu ve sözleşmedeki satış bedelini ödemekle mükellef olduğu, yukarıda da bahsedildiği gibi taraflar arasında çekişmesiz olan bakiye satış bedelinin —— olduğu, yine işlemiş faiz yönünden davacının————–ihtarnamesi ile temerrüte düşürüldüğü, her ne kadar takip sonrası faiz olarak yasal faiz talep edilmiş ise de tarafların tacir olması ve satım bedeline ticari faiz işleyecek olması nedeniyle takipten önce talep edilen faiz miktarının (talep edilebilecek faiz ihtarname muhtemel tebliğ tarihi ve ihtarnamede verilen süreye ———–ticari temerrüt faizi oranı üzerinden muhtemelen ——- olmasına rağmen takipte——— hukuka uygun olduğu, bu yönüyle davacının ————- takibine konu borcunun bulunduğu kanaatine varılmış, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 358,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 277,45 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı yapılan yargılamada kendisini ——–temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri ——— üzerinden karar tarihinde yürürlükte ———vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen ———– ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.