Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/654 E. 2023/202 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/654 Esas
KARAR NO : 2023/202

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 07/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: borçlu şirket ile müvekkil arasında uzun zamandan beri süre ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalıların uzun yıllardır faaliyet yürüten ve piyasada tanınan ——-ortakları, kurucuları ve yöneticileri olduğunu, davalıların basiretsiz davranmalarından dolayı şirket malvarlığında azalma olduğunu, aktifin azalıp pasifin arttığı bir döneme girildiğini, bu dönem içerisinde davalı şirket ile müvekkili arsındaki iş ilişkisinin devam ettiğini, müvekkilinden satın alınan malların karşılığında çeklerin sunulduğunu, davaya konu şirketin 2016 yılından itibaren ibr anda keşide ettiği çekleri ödememeye başladığını, kendilerine teslim edilen malların karşılığı olan ödemeleri yapmadığını, şirket ortaklarının mal varlıklarını devretmeye başladıklarını, davalıların, müvekkil şirket lehine düzenledikleri çekleri ödemediğini, davaya konu şirket aleyhine başlatılmış olan ——- sayılı icra takibi dolayısıyla faizleri hariç olmak üzere yaklaşık 40.226,21-USD, takibe konu edilmemiş düzenlenen çekler dolayısıyla yaklaşık 45.170,00-USD ve 95.000,00-TL ile bu alacakların dava edilmesi ve icra takibine konu edilmesinden dolayı doğacak yargılama giderleri ve vekalet ücreti alacağı mevcut olduğunu, ——- Sayılı dosyasında davalı şirketin iflas erteleme talebine yönelik yargılama yapıldığını, yargılama sonucunda mahkeme; şirket ortağının yapılması gereken sermaye ödemesini yapmadığını, sunulan iyileştirme projesinin şirketin durumuna ve piyasa koşullarına göre somut, samimi ve gerçekçi tedbirler içermediğini tespit ettiğini, tacirin basiretli davranmayıp dikkat ve özen göstermede ihmal gösterilmesi halinde oluşacak zararlar da meydana gelen hak kayıplarını BK 49 maddesi kapsamında giderme sorumluluğu söz konusu olduğunu iddia ederek; davanın Kabulü ile davalı şirket yöneticilerinin basiretli tacir gibi davranmamasının ve şirket malvarlığını azaltmaları sonucunda doğmuş olan şimdilik 20.000,00.TL maddi zararın şirket tüzel kişilik perdesinin aralanması yolu ile şirket ortaklarının ve yöneticilerinin sorumluluğuna gidilerek belirsiz alacağın/zararın dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile tazminine (belirsiz zararın tazminine), davanın Kabulüne, dava neticesinde verilecek kararın tahsilinin sağlanması ve takibin semeresiz kalmaması için davalıların T.C kimlik numaraları ile yapılacak sorgulama sonucu tespit edilecek taşınır ve taşınmaz malvarlığı üzerine ihtiyaten tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı —— vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, müvekkili ——açısından hiçbir şekilde maddi ve hukuki koşulları oluşmayan haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 17/11/2015 tarihinde davalı şirketteki hissesini devrettiğini, şirket ortağı olmayan müvekkilinin huzurdaki davada şirket ortağı gösterilmesi ve bu gerekçe ile davalı gösterilmesinin mümkün olmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ve hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini, zamanaşımı definde bulunduklarını, davada tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin bulunmadığını savunarak; davanın reddini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—– İlçe Emniyet Müdürlüğü, —– İlçe Emniyet Müdürlüğü, ——. İcra Dairesi, ——. Asliye Ticaret Mahkemesi, —-Ve —– Genel Müdürlüğü, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı, ——Ticaret Odası Başkanlığı, —– İcra Dairesi,—– Müdürlüğü, —— Gelir İdaresi Başkanlığı, ——Ticaret Odası Başkanlığı’na müzekkereler yazıldığı görüldü.
Davacı vekili 27/02/2023 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ——vekili, davacı tarafın davadan feragat ettiğini, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesi uyarınca “(1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309/1-2 ve 4. maddeleri uyarınca “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (…) (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 312. maddesi uyarınca “(1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.”492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca “(1) Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.”Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davacı vekilinin 27/02/2023 tarihli dilekçesi ile talep sonucundan vazgeçerek davadan feragat ettiği, vekilin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, feragatin şekil itibariyle ve kayıtsız şartsız olması nedeniyle usulüne uygun yapıldığı, karşı tarafın muvafakatine bağlı olmaksızın sonuç doğurduğu, bu sebeplerle davaya son veren taraf işlemi olan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, feragat halinde feragat beyanında bulunan taraf aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmesi gerektiği, ancak feragatin muhakemenin ilk celsesinden sonra vuku bulması nedeniyle karar ve ilam harcının üçte ikisinin alınması gerektiği, davalının yargılama giderlerinden vazgeçtiği anlaşıldığında lehine yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 119,94 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 341,55 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 221,61 TL’nin hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Davalı ——– lehine talebi olmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile—— Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.