Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/640 E. 2022/693 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/640 Esas
KARAR NO : 2022/693

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin olduğunu, davalının bir dönem müvekkilinin–yaptığını, aralarında cari hesap ilişkisinin olduğunu, davalı ile ——- tarihinde imzalanan — ayından itibaren müvekkilinden mal almamaya başladığını, bir kısım malların iade edildiğini, imzalanan sözleşmede “iade döneminin—–ayları olup yılda bir defa yapılır ve iade edilecek mallarda o yıl içerisinde alınan malların —– bazında——hükmünün bulunduğunu, sözleşmenin son bulması ile müvekkilinin alınan tüm mallarının iade almasının söz konusu olmadığını, taraflar arasındaki cari hesabın ödenmeyen cari hesap bakiyesinin ödenmediğini, alacağın tahsili için önce — dosyası ile takip başlatıldığını, yapılan yetki itirazı üzerine —sayılı dosyası ile gönderilen takibe davalı tarafından itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, — yoluna başvurulduğunu ve anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; davanın kabulü ile — sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı tarafın takibe dayanak olarak gösterdiği cari hesap ekstresinin hukuken geçersiz olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa takip konusu bir borcunun bulunmadığını, davacının belirtmiş olduğu —- bir defa yapılır ve iade edilecek mallarda o yıl içerisinde alınan malların adet bazında %10’udur” hususunun doğru olmadığını, taraflar arasında —– sözleşmesinin imzalandığını ve sözleşmenin 01/05/2018 tarihinde bittiğini, sözleşmenin bitimi ile müvekkilinin —- bulmasından dolayı müvekkilinde kalan ve davacıya ait olan ürünlerin davacıya iade edildiğini, —– sözleşmesinin sonucu olduğunu,—- bulmasından sonra ürünlerin satışının mümkün olmadığını, ürünlerin iadesi için davacı taraftan ——- bulunulduğunu ancak davacının ürünleri iade ve teslim almadığını, —- davacıya tebliğ edildiğini, ürünlerin —gönderildiğini, müvekkilinin borçlu olmadığını, davacıdan —– alacaklı olduğunu, davacının iade ürünleri almadığını ve iade faturasına karşılık —– tarihinde fatura düzenleyerek müvekkiline gönderdiğini, müvekkilinin—ve ihtarname ekinde —tarihli iade faturasının gönderildiğini, davacının — gönderdiği cevabi ihtarında iade faturasını kabul etmediklerini ve iade faturasına karşılık fatura kestiklerini bildirdiklerini savunarak; fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalarak davanın reddini, takip bedeli üzerinden %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve DELİLLER:
—– tarihli bilirkişi raporunda; “davacının icra takip tarihi itibariyle — alacaklı olduğu” tespit edilmiştir.
Mahkememiz tarafından alınan —– bilirkişi kök raporunda; “davacı adına düzenlenen —— iade faturasının uygun olması benimsenirse, davalının davacı taraftan —– alacaklı olacağı, benimsenmezse davalı tarafın davacı tarafa —- borçlu olacağı” yönünde rapor sunulduğu görüldü.
—- tarihli bilirkişi ek raporunda;– Taraflar arasındaki —-olup, sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğu ve dolayısıyla sözleşmenin bitim tarihi SÖZLEŞMEYE GÖRE ——–. Ancak taraflar arasında bu tarihten sonra da birbirleri ile olan ticari ilişki devam etmiştir.
* Dosyaya sunulan — tarihli bilirkişi raporunda, davacı şirketin ticari kayıtları üzerinde yapılan tespitlerde, davalının davacıdan mal alımlarının—–tarihine kadar devam ettiği, bu esnada ödemeler de yaptığı ve —– itibarı ile davalının davacıya borcunun 14.206,54 TL olduğu tespit edildiği görülmüştür.
Aynı zamanda bu tespit (davacı ile —– arasındaki ——-sözleşme—- sonrasında da devam——- kök —- davalının defterlerinde yer alan —– dökümlerinden de anlaşılmakladır.
Dolayısı ile, iade edilen malların davalıya— ilişkisinin sona erdiği tarih olan 01.05.2018’den önce mi sonra mi gönderdiğine ilişkin tespitin yapılması mümkün olmamaktadır. Bunun nedeni, davalının davacıdan ürünleri sözleşme bitim tarihi olan —- tarihinden sonra da almaya devam etmiş olmasıdır. Davalının sözleşme bitim tarihi olan —- aldığı ürünleri mi iade ettiği, yoksa —– tarihinden sonraki alımlardaki ürünleri mi iade ettiği hususu ispata muhtaçlır. (hangi tarihte aldığı ürünleri tade edip elmediği tespit edilememektedir.)
Davacının iade faturasına itiraz edip etmediği hususunda yapılan incelemelerde; davalının davacıya kesmiş olduğu —- tarihli iade faturasına, davacı—-düzenleyerek davalı tarafından kesilen —— Tutarındaki faturaya —— tutarında iade faturası keserek itiraz etliği tespit edilmiştir.
Dolayısıyla davalı tarafından iade edilen mallar — tarihli fatura ile birebir iade edilip davacı tarafından teslim alınmamıştır.
Davalının davacıya kesmiş olduğu iade faturasının tarihi —— olup, bu tarih taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bitim tarihinden yaklaşık 2 yıl sonrasına tekahül etmektedir. Taraflar arasındaki ticari kayıtlarda alım satım işleminin—— kadar devam ettiği düşünüldüğünde, —- sözleşmesinin devam etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda önceki raporumda değişikliği gereklirecek herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından, taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının davacıya kesmiş olduğu iade faturasının kabul edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Süresi bittiği anlaşılan —- taraflar arasındaki sözleşmenin, aslında tarafların ticari ilişkiye devam etmeleri dolayısıyla, sözleşme hükümlerinin aynı koşullar ile devam edip eti ukuki değerlendirmeyi gerektirdiğinden, davalının kesmiş olduğu iade faturasının kabulü hukuki görüş sonrasında değerlendirilebilecektir.” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağına ilişkin eda davasıdır.
Taraflar arasında akdedilen ve davalı tarafından imzası inkar edilmemiş —– sözleşmenin sözleşme süresi ve fesih başlıklı maddesinin — bendine göre —-.” Yine iade başlıklı maddesinin—- “iade oranı ——- … tarihleri arası aldığı ürün adet bazında %10 kadar olup bu iade——– tarafından belirlenecek olan tarih aralığında ve yılda 1 defa yapabilir.—-
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, her ne kadar bilirkişi raporlarında tespit edilmemiş olsa da taraflar arasında yürürlükte bulunan—- —sözleşmesi olduğu, bunun süresinin de taraflarca bir yıl olarak kararlaştırıldığı, bilirkişi kök ve ek raporlarında tespit edildiği üzere davalının 20/05/2019 tarihine kadar davacıdan ürün teslim aldığı, ancak sözleşmenin devam ettiği bu tarih itibariyle ürün almayı bıraktığı, davalı tarafından davacı aleyhine düzenlenen —– yevmiye numaralı ihtarnamesinin düzenlendiği tarih itibariyle taraf arasındaki sözleşmenin devam ettiği bu sebeple ürünlerin iadesine ilişkin olarak yukarıda atıf yapılan iade başlıklı sözleşme hükmünün yürürlükte bulunduğu ve iadelerin buna göre yapılması gerektiği, buna göre iade döneminin —— ayları arasında olması gerektiği, davalının ise iadeyi sözleşme hükümlerine aykırı olarak 27/02/2020 tarihinde yaptığı, bu sebeple davacının sözleşme hükümlerine göre teslim edilen ürünleri teslim almamakta haklı olduğu, ürünlerin davacı tarafça teslim alınmamasının davacıyı alacaklı temerrütüne düşürmeyeceği, davalı nezdinde alacak hakkı doğurmayacağı ve davalının davacı tarafça teslim edilen ürünlere ilişkin satış bedelini ödemekle borçlu bulunduğu, davalının —–bedelli iade faturasının taraflar arasındaki hukuki ilişkiye göre hukuka uygun bir dayanağının bulunmadığı, bunun davalıya alacak hakkı kazandırmayacağı, bilirkişi kök raporunda da tespit edildiği üzere tarafların ticari defterlerindeki çelişkinin de davalının davacı adına kestiği ve mahkememizce yukarıda hukuka uygun bir dayanağının bulunmadığı tespit edilen 32.400,48 TL bedelli iade faturadan kaynaklandığı, bu sebeple tarafların birbiriyle uyumlu ve bu nedenle davacı lehine kesin delil teşkil eden ticari defterleri dikkate alındığında, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 14.206,54 TL alacaklı olduğu, takipte faiz talep edilmemiş olması nedeniyle bu hususta değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı, yine dava konusu alacağın faturaya dayalı bulunması nedeniyle likit olması, alacaklı tarafından talep edilmiş olması ve davalı borçlunun itirazında haksız çıkmış olması nedeniyle davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun — Esas sayılı takibine yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin DEVAMINA,
2- Takip konusu alacağın ——- yüzde 20’sine karşılık gelen 2.841,30 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri ——- üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 970,44 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan—– peşin harcın mahsubu ile bakiye —– harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 304,82 TL dava açma masrafı ve —–bilirkişi/posta masrafından ibaret 1.510,82 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri —- üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— uyarınca hesaplanan —– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca —– edilen—– ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi