Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/617 E. 2021/618 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/617 Esas
KARAR NO: 2021/618
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı firmanın —- — katılmak için, davalı şirket—— aralarında bir sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşme uyarınca davalı şirket ———- teşrifatının temin teslim ve de davacı firmaya kiralanmasını taahhüt ettiğini, sözleşmeye uygun olarak temin edilecek mal ve hizmetler —— personeli tarafından davacı firma yöneticilerine teslim edileceğini, muhatap şirket taahhütlerini yerine getirmeyip standı ve sair mal ve hizmetleri sözleşmeye aykırı olarak gününde veya daha sonra teslim etmediğini, sözleşme düzenlendiğinde müvekkil firma — hesabından davalı firmanın —– yaptığını, davalı şirketin taahhüdüne uymadığı halde müvekkilden aldığı peşin ödenen—– yazılı taleplere, mail yoluyla gönderilen taleplere rağmen geri ödemediğini, davalı firmanın, davaacı firmayı maddi ve manevi yönden zarara soktuğunu, davacı firmanın davalının taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle kendi imkânlarıyla fuara katıldığını, son anda yer bulabilmesi nedeniyle istediği gibi bir stant kuramadığını ve de fuardan beklediği sonucu elde edemediğini, ayrıca standın yeterli nitelikte olmaması nedeniyle marka açısından değer kaybının söz konusu olduğunu, müvekkilinin ——- katılabilmek için iki kalem halinde — daha ödendiğini, müvekkili davacı firma tarafından —–Sayılı dosyasın ile icra takibi başaltılığını, davalı firma tarafından takibe itiraz edildiğini, davalı firma tarafından —- ihtarname gideri alacak kalemlerine yapılan itiraz, icra takibini uzatmaya yönelik olup kabul edilemeyeceğini, davalının ödeme emrine karşı,—- dosyasındaki alacak kalemlerinden sebepsiz zenginleşmeden doğan —–ihtarname gideri alacak kalemlerine yapılan yerinde olmayan itirazların iptaline, takibin davaya konu Sebepsiz zenginleşmeden doğan —– ihtarname gideri alacak —- yönünden faiziyle birlikte devamına, davalının icra dosyasına haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle alacağın ve 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr ve kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekâleten talep etmiştir.
Davalı——- tarihinde akdedilen stant kiralama sözleşmesi uyarınca davalının, ahde vefa ilkesine uygun olarak üstlendiği edimleri tamamen yerine getirdiğini, hatta yetişmeyen birtakım işler için daha fazla özveride bulunarak kiralanan standın tamamını tam ve doğru biçimde, hiçbir ayıp olmaksızın davacıya teslim ettiğini, davalı firmanın, standın kurulumunu sözleşmeye ve projeye uygun şekilde davacıdan gelen talimatlar doğrultusunda, davacı ile birlikte ve anlık işbirliği içinde gerçekleştirdiğinden davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında taahhütlerin yerine getirilmediği iddiası ile ödenen sözleşme bedelinin tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.
Dosya kapsamından, taraflar arasında—- tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşme konusunun —- —– — — —, bu sözleşmede ve eklerinde belirlenen şartlar dahilinde — tarafından temin teslim ve—- bentte, bu sözleşme ile temin edilecek mal ve hizmetlerin sözleşme ve eklerinde belirtilmiş bulunan her türlü ayrıntıya uygun olarak — yetkililerine teslim edileceği, sözleşmenin — yükümlülükleri olarak, projede görülen —– yapılması, — sergileme alanı koyulacağı vb olarak sayıldığı, sözleşmeyi davacı şirketin kiracı, davalı şirketin kiralayan olarak imzaladığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, sözleşmenin varlığı ve içeriği konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye —– cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel hüküm ihdas edilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Doktrinde fatura; satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Nitekim “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. —–
Davacının iddiaları ve davalının savunmaları bu esaslarda incelendiğinde asıl davanın konusu açık hesabın temeli teşkil eden faturalardaki isteminin haklılığının davalıdan sadır yazılı belgelerle veya tarafların ticari defter ve kayıtları gibi kesin deliller ile ispat yükünü yerine getirmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Ticari defterlerin ve faturaların delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nın 222. maddesinde yer almaktadır. Yasal düzenlemeye göre;
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için,diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmış olması gerekir. Diğer tarafın 2.fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defter sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (HMK 222/3)
Taraflar arasında sözleşmeye dayalı açık hesap ilişkisi olduğu , davacı ticari defterlerinde davalı adına açılmış muavin hesapta taraflara ait ticareti mali kayıtlarının tutulduğu, davacının davalıya yaptığı ödemenin—– bedeli ile kayıt edildiği tertip edilen bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır. Takip tarihi itibari ile bu miktar alacağın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür.
Taraflar arasında —- tarihli sözleşme olduğu, sözleşmenin ——- standının sözleşme eklerinde belirlenen şekilde temin, teslim ve kiralaması olduğu , sözleşme gereği teslim edilmesi gereken mal ve hizmetlerin — önceden teslim edilmesi gerektiği, sözleşmenin bedelinin —— olarak belirlendiği görülmüştür. Dava konusu olayda davacının sözleşme gereği ödemesi gereken peşinatı ödediği kalan bakiyeyi ise stand tesliminde ödenmesi hususunda anlaşıldığından sözleşme konusu edimin yerine getirilmesinde davacıya atfedilecek bir kusur tespit edilmemiştir. Davalı açısından ise davalının yüklendiği stand yapım ve kurulum işini gerçekleştirmediği, sözleşme gereği teslim etmesi gereken edimi yerine getirmediği, dosyaya edimi yerine getirmesini engelleyecek mücbir sebep veya kendisine atfedilmesi mümkün olmayan bir engel olduğuna dair delil sunmadığından davalının dava konusu stand teslimatının yapılmamasından sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre davalının sözleşme kapsamında edimini yerine getirmediği anlaşıldığından davacının sözleşmeden dönerek menfii zararının ve yargılama giderlerinin talep edilebileceği anlaşılarak davacının işbu kalemlere yönelen itirazın iptali davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanı KABULÜ ile;
1-Davalı borçlunun —-sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin —– ihtarname gideri yönünden takibin DEVAMINA ,
2- Takipte taleple bağlılık ilkesi gereğince takip tarihinden tahsil tarihine değin yasal faiz İŞLETİLMESİNE,
3-İtirazın iptali istemine konu asıl alacak tutarlarının likit nitelikte bulunduğu anlaşılmakla asıl alacak tutarının —- icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 1.717,94 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 140,23 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.577,71 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, davacı tarafından yatırılan 140,23 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yargılama gideri olarak sarf edilen toplam 1.800,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ÖDENMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
8-1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir olarak KAYDEDİLMESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca———Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/09/2021