Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/615 E. 2021/846 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2020/615
KARAR NO: 2021/846
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27.11.2020
KARAR TARİHİ: 30.12.2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile borçlular arasında akdedilen —- tarihinde kat edilmesiyle birlikte müvekkili banka alacaklarının muaccel hale geldiğini ve müvekkili banka alacağının likit olduğunu, davalı borçlular ve müvekkili banka arasında akdedilen —- kredi hesaplarının kat edilmesi ve bu hususta yapılacak ihtarla alacağın muaccel hale geleceğinin kabul edilmekte olduğunu, bu itibarla, kredi hesaplarının kat edilmesinin, müvekkili bankanın tek taraflı tasarrufu ile oluşmakta ve hesabın kat edilmesinin, kredi müşterisi adına açılan ve kullandırılan kredi nedeniyle doğan borcun muaccel olması sonucunu doğurmakta olduğunu, — yevmiye sayılı hesap kat ihtarnamesinin davalı—- edildiğini ve yasal zorunluluk olmamasına rağmen müteselsil kefiller; —- da aynı ihtarnamenin gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine, davalı kefiller hakkında —-sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak —-dosyasından icra takibinin başlatıldığını, kredi borçlusu —- tarihinde konkordato davasında verilen davacı şirket aleyhine takip yapılmamasına dair tedbir kararının kaldırılması üzerine, — sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak —- esas sayılı dosyasından icra takibin başlatıldığını, —- dosyasından verilen karar ile her iki dosyanın—-sayılı dosyasında birleştirildiğini, davalı borçluların, ödeme emrinde müvekkili banka tarafından talep edilen, faize, faiz oranına, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, takibe ve her türlü ferilerine, takibin likit olmadığı, zaman aşımına uğradığı, ödeme emrinin ekinde belgelerinin olmadığını iddia ederek, itiraz ettiklerinden takibin durduğunu, davalı borçluların, müvekkili bankanın, —- ilgili hükümleri gereğince başlattığı icra takibine, ödeme emrine, faize ve borcun ferilerine yönelik itirazlarının, yasal dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, müvekkili banka tarafından talep edilen faiz oranlarının yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, davalıların faize yönelik itirazlarının asılsız olduğunu, müvekkili bankanın davalı borçlulardan alacağının sabit olduğunu, gerek —-, takibe konu alacakları bakımından, talep etmiş oldukları temerrüt faiz oranının hukuka uygun olduğunu, muacceliyet tarihinde müvekkili bankanın — krediler için — bildirdiği en yüksek kredi faiz oranının — olduğunu, bu kredi faiz oranına —- ilavesi ile temerrüt faiz oranının— olarak belirlendiğini, davalıların — suretiyle faiz oranını açıkça kabul ve beyan ettiklerini, müvekkili banka ile davalı borçlular arasında akdedilen —kredinin kefalet karşılığı kullandırılması ve kefillerin sorumluluğunun düzenlendiğini, — ilgili maddeleri gereğince, kefillerin sorumlulukları ve sorumlu oldukları miktarların hesaplama usulünün çok açık bir şekilde tanımlandığını, —- müvekkili bankanın defter ve kayıtlarının kesin delil olacağının taraflarca imza altına alındığını, müvekkili bankanın alacağının davalı borçlular tarafından imzalanan — kaynaklandığını, —-olduğunu, hesap kat ihtarına konu ödenmeyen taksitlerin ise, —- konu alacağının genel zaman aşımına tabi olduğunu, bu sebeple davalı borçluların zaman aşımı itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek, davalı borçluların —– sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline, takibin takip talebindeki kayıt ve şartlarla devamına, davalılar aleyhine % 20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete — aylık süre ile geçici mühlet kararı verildiğini, — aylık sürenin bitiminden itibaren, geçici mühlet süresinin, ——-olmak üzere iki kere uzatıldığını, müvekkili şirketin geçici mühlet içerisinde olduğu dönemde, davacı banka tarafından, —–dayalı olarak oluşmuş olan cari hesabın kat edilerek müvekkiline kat ihtarnamesinin gönderildiğini, geçici mühletin sonuçlarıyla ilgili 2128 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 288. maddesinde, geçici mühletin kesin mühletin sonuçlarını doğuracağının düzenlendiğini, aynı kanunun 294. maddesinde de verilmiş mühlet zaman dilimi içerisinde takip yapılamayacağı ve yapılan takiplerin iptal edileceğinin belirtildiğini, hal böyleyken borçlarını ödeme güçlüğü içerisinde bulunan müvekkili firma aleyhine, geçici mühlet süresi içerisinde, kat ihtarnamesi gönderilmesinin, yukarıda zikredilen kanun maddelerine aykırılık teşkil ettiğini ve davacı bankanın kötü niyetle faiz geliri elde etme amacı taşıdığını, Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesi uyarınca kefalet sözleşmelerinde, kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğini, kendi yazısıyla belirtmemesinin geçerlilik şartı olduğunu, dava dosyasında bulunan kefalet sözleşmesinde ise bu geçerlilik şartının sağlanmadığını, atfedilen kefalet sözleşmesinde, kefilin kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğini ortaya koyan bir el yazısı metin olmadığı gibi tarihler noktasında da noksanlıklar bulunduğunu, kefalet sözleşmesinin geçerli geçerli olabilmesi için kefaletin belirlilik unsurunu taşımasının gerektiğini, müteselsil kefaletin, sözleşme dolayısıyla doğacak borçları karşıladığı gibi ileride doğması muhtemel borçları kapsayacağı kaydının, kefaletin belirli olması şartını ortadan kaldırmakta olduğunu, davacının dayanağı kefalet sözleşmesinin belirlilik ilkesine de aykırı olarak düzenlenmiş olduğundan, müvekkillerinden, imzalanan sözleşme tahtında alacak talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkiline usulüne uygun ihtarname tebliğ edilmediğini, muaccel olmayan alacak için müvekkili hakkında icra takibi başlatılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hesap kat işlemi için yapılacak ihtarın TTK m. 18/3’ün emredici hükmü doğrultusunda, anılan maddede belirtilen yöntemlerden biriyle, noter aracılığıyla veya taahhütlü mektupla, ya da telgrafla yapılmasının zorunlu olduğunu, ihtarın borçluya veya ihtarı kabule yetkili temsilcisine yapılmasının gerektiğini, ancak müvekkillerine ya da temsilcilerine tebliğ edilmiş herhangi bir ihtarnamenin bulunmadığını, davacının ihtarname ile kat edilmiş olduğunu iddia ettiği hesaplar ile ——sayılı dosyası kapsamında girişilen takibe konu hesaplar karşılaştırıldığında, hangi hesapların kat edildiğinin anlaşılmamakta olduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında birden çok —– bulunduğunu, ancak kat edilen hesapların hangi sözleşmeye ait olduğuna ilişkin ne ihtarnamede ne de takip talebinde herhangi bir ibarenin yer almadığını, açıklanan nedenlerle, müvekkillerine İcra ve İflas Kanunu’nda belirtilen şartlara haiz, noter aracılığıyla böyle bir ihtar tebliğ edilmeden borcun muaccel olduğundan ve müvekkillerinin temerrüde düştüğünden bahisle icra takibinin başlatılmasının hukuka aykırı olduğu gibi talep edilen temerrüt faizinin —– davacı bankanın kötü niyetini de ortaya koymakta olduğunu, müvekkillerinin takip tarihi itibariyle temerrüde düşmemiş olduğu gibi hesap kat ihtarı da usule uygun gönderilmediğinden muaccel olmuş bir borcun bulunmadığını, dava konusu takipte müvekkillerinden fahiş bir faiz oranının talep edildiğini, bu durumun ilgili mevzuata ve temel hukuk kurallarına aykırı olduğunu, emredici nitelikte kanun hükmü olan —- hükmünün uygulanmasının gerektiğini, taraflar arasında imzalanan —— hükümlerinin, dürüstlük kurallarına ve —– maddesinde belirtilen —— aykırılık teşkil etmekte olduğunu beyan ederek, davanın reddine, davacı aleyhine % 20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
3-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, —– kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla asıl borçlu ve kefillere karşı başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davacının —- arasında, diğer davalılar —– kefaletiyle imzalanan sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından kullanılan kredi borçlarının ödenmediğini, hesapların kat edildiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle davalılar hakkında başlatılan icra takiplerine borçluların yaptığı itirazların iptalini talep etmektedir.
Davalılar, davalı şirket hakkında konkordato talebinde bulunulduğunu ve geçici müddet süresi içerisinde kat ihtarnamesi gönderilemeyeceğini, kefalet sözleşmesinin ——— aykırı olduğunu, ihtarnamenin borçlulara gönderdiği ihtarnamenin tebliğ edilmediğini, faiz oranının fahiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmektedirler.
4-Taraflar arasında çekişmesiz olan hususlar: Ön inceleme duruşmasına kadar, davacı ile davalılar arasında “kredi sözleşmesi imzalandığı, kredilerin kullanıldığı, asıl borcun bankaya ödenmediği, borçlu şirkete konkordato davası sürerken verilen geçici mühlet içinde hesap kat ihtarnamesi gönderildiği” hususunun çekişmesiz olduğu tespit edilmiştir.
5-Taraflar arasında çekişmeli olan hususlar: Ön inceleme duruşmasına kadar taraflar arasında çekişme konusu olan hususlar şunlardır:
a-Davalı şirkete, konkordato davası sürerken verilen geçici mühlet içinde hesap kat ihtarnamesi gönderilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı,
b-Davalı kefillerin imzaladığı kefaletin geçerli olup olmadığı, TBK’ye aykırı olup olmadığı,
c-Hesap kat ihtarnamesinin davalılara tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmediyse taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre ihtarnamenin keşide edilmesinin yeterli olup olmadığı,
ç-İcra takiplerindeki asıl borç dışında hesaplanan faiz miktarı, faiz oranları, gelir vergisi, işlemiş faiz ve buna ilişkin oranların ve miktarların doğru olup olup olmadığı, doğru değilse faiz oranlarının ne kadar olması gerektiği,
d-Davacı bankanın, davalılardan isteyebileceği alacak miktarının ne kadar olduğu,
e-Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likid olup olmadığı, yani davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı,
f-Davanın tam veya kısmen reddi halinde, davacının icra takibi başlatmakta kötü niyetli olup olmadığı, buna bağlı olarak davalıların kötü niyet tazminatına hak kazanıp kazanmadıkları noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
6-İcra dosyaları: Davaya konu —- sayılı dosyasında; davacı banka tarafından, davalı – müteselsil kefiller; —– gereğince; kısmi ödemeler öncelikle faiz ve masraflara, ——– daha kötü alacak kısmına mahsup edilmek kaydıyla; — taksitli ticari yapılandırma kredisi ve — —–yapılandırma kredisinden kaynaklanmış toplam; — alacağa, takip tarihinden tamamen ödeninceye kadar yıllık — oranından işleyecek temerrüt faizi, temerrüt faizinin —, avukatlık ücreti ve icra masraflarıyla birlikte ödenmesi talebi ile” takip tarihi itibariyle, müteselsil kefil —- borçtan sorumlu olmak üzere ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalılar – borçlular vekilinin —havale tarihli dilekçesi ile “takibe, borca ve ferilerine” itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği tespit edilmiştir.
Davaya konu diğer icra dosyası olan — esas sayılı dosyasında; davacı banka tarafından, davalı – asıl borçlu —- takibiyle irtibatlı dosyadan ve —- sayılı bu dosyadan tahsil de tekerrür etmemek ve —- maddesi gereğince; güvencesi daha kötü alacak kısmına mahsup edilmek kaydıyla;—yapılandırma kredisi ve — numaralı taksitli ticari yapılandırma kredisinden kaynaklanmış toplam — asıl alacağa, takip tarihinden tamamen ödeninceye kadar yıllık — oranından işleyecek temerrüt faizi, temerrüt faizinin — vergisi, avukatlık ücreti ve icra masraflarıyla birlikte ödenmesi talebi ile” takip tarihi itibariyle, toplam — alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı – borçlu vekilinin—- havale tarihli dilekçesi ile “takibe, borca ve ferilerine” itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği tespit edilmiştir.
7-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Yukarıda birinci bentte belirtilen uyuşmazlık konuları ile ilgili olarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bankacı bilirkişi — yukarıda belirlenen uyuşmazlık noktalarından teknik olanlarla ilgili rapor ve davacı vekilinin itirazları ile —– emsal ilâmı doğrultusunda ek rapor alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
7.a-Taraflar Arasında İmzalanan —- İncelenmesi: Davacı bankanın—- akdedildiği, —- göre, asıl borçlu şirketin kredi limiti ve müteselsil kefillerin sorumluluk miktarlarının —olarak belirlendiği anlaşılmıştır.
——-
7.b-Kredilerin Kullandırılması: Davacı bankanın— arasında imzalanan — tarafından, davalı —– tutarında —–kullandırılarak, davalı şirketin önceki kredileri yapılandırıldığı anlaşılmıştır.——
7.c-İhtarnamelerin İncelenmesi: Davalı — kullandırılan taksitli ticari yapılandırma kredisinin taksitlerinin ödeme planlarında belirtilen vadelerinde ve spot yapılandırma kredisinin dönem borcunun vadesinde ödenmemesi sebebiyle, davalı —-numarasına bağlı kredileri, — istinaden, davacı banka tarafından,—- yevmiye sayılı ihtarnamesi ile asıl borçlu —- numaralı —– yapılandırma kredisinden kaynaklanmış,—- borcun, kat tarihinden itibaren işleyecek faiz, gider vergisi ve noter masrafı ile birlikte —- ödenmesi, aksi halde yasal yollara başvurularak tahsili yoluna gidileceği, bu durumda masraf ve vekalet ücretinin de muhataplara ait olacağının” ihtar edildiği anlaşılmıştır.
7.ç-Yapılan tebligatlara göre temerrüt tarihinin tespiti: Davalı – asıl borçlu — davalı – müteselsil kefilleri; —- yevmiye sayılı ihtarnameleri, muhatapların — yazılı adreslerine gönderilmiş olup, asıl borçlu — gönderilen ihtarnamelerin; muhtarlığa tebliğ edilerek, — sayılı haber kağıdının muhatapların kapısına yapıştırılarak en yakın komşusuna haber verildiği, müteselsil kefil — gönderilen ihtarnamenin ise; muhatap adresten taşınmış ve/veya muhatap belirtilen adreste tanınmadığından —- tarihinde iade edildiği, noterlik tebliğ şerhleri ile —– sorgulamalarından anlaşılmıştır.
—-tarihinde tebliğ alan— borcunu ödemesi için —- saat süre verilmiştir. Verilen bir günlük ödeme süresi gözetildiğinde; davalı – asıl borçlu — tarihinde temerrüde düştükleri, —-yevmiye numaralı ihtarnamesi usulüne uygun tebliğ edilemeyen davalı müteselsil kefil —– tarihi itibariyle temerrüde düştüğü kanaatine varılmıştır.
—–
7.d—-Davaya konu ———Müşteri, temerrüdü halinde; belli vadeli borçlarda bu vade tarihinden, hesap kapatma, hesap kesme, kat etme ihbarı ile muaccel hale gelen hesaplarda hesap kapatma tarihinden, bunları — bu sözleşme koşullarında tamamen geri ödeyeceği tarihlere kadar geçecek günler için, kredilerin cins ve niteliğine bakılmaksızın, kullanmış olduğu tüm kredilere, — mevzuat gereğince —- bildirdiği kredi faiz oranlarından, muacceliyet tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın —– ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceğini ve bu temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder — oranının tespitinde, —borç için, —- —-krediler için bildirmiş olduğu, muacceliyet tarihi itibariyle geçerli olan, en yüksek kredi faiz oranının —- fazlası dikkate alınacaktır.” hükmü bulunmaktadır.
—– azami akdi faiz oranına — ilavesiyle bulunan ve işbu dava konusu kredi borçlarına uygulanacak olan temerrüt faiz oranının — olduğu anlaşılmıştır.
Ancak yukarıda da bahsi geçtiği üzere —-Mahkememiz hakimler heyetince de benimsenen emsal ilâmına göre, davalı—- kullandırılan dava konusu kredilere muacceliyet tarihi itibariyle fiilen uygulanan en yüksek kredi faiz oranı yıllık—– olması nedeniyle yıllık —- temerrüt faiz oranı üzerinden, asıl borçlu —- takip tarihinden itibaren asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar temerrüt faizi hesaplanması yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
7.e- Davacı —- Belirlenen yöntem üzerinden bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada;
—- tarihi itibariyle, davalı — yapılandırma kredisinden kaynaklanmış,—- alacağının olduğu anlaşılmıştır.
—- itibariyle, davalı — kredisinden kaynaklanmış, —- alacağının olduğu anlaşılmıştır.
7.f-Davacı—- Hesaplanması: Belirlenen yöntem üzerinden bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada; asıl borçlu —-Yönünden;
—— temerrüt tarihine kadar olan— günlük süre için, davacı bankanın işbu taksitli ticari yapılandırma kredisine uyguladığı yıllık —- olmak üzere; davalı asıl borçlu —- yapılandırma kredisinden kaynaklanmış toplam — alacağının bulunduğu hesaplanmıştır.
— Numaralı — temerrüt tarihine kadar olan — günlük süre için, davacı bankanın işbu spot yapılandırma kredisine uyguladığı yıllık — akdi faiz oranından hesaplanmış —– kat tarihi sonrasına ait akdi faizin — anapara olmak üzere; davalı – asıl borçlu — —-alacağının bulunduğu hesaplanmıştır.
Davalı kefil —, icra takibinden önce temerrüde düşürülmediğinden bu davalı yönünden ayrıca bir hesaplama yapılmamıştır.
7.g-Davacı—– Hesaplanması: Belirlenen yöntem üzerinden bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada;
Asıl Borçlu — alacak tutarı üzerinden, — tarihine kadar olan —günlük süre için, davacı bankanın işbu—– ihtarname masrafı ve ——– kaynaklanmış, toplam —— alacağının bulunduğu hesaplanmıştır.
Müteselsil kefil —-takip tarihine kadar olan— günlük süre için, davacı bankanın işbu —– uygulayabileceği yıllık —– ihtarname masrafı ve —asıl alacak olmak üzere ——alacağının bulunduğu hesaplanmıştır.
Müteselsil Kefil—-kaynaklanmış —- takip tarihine kadar olan— süre için, davacı bankanın işbu dava konusu ticari kredilere uyguladığı yıllık —– numaralı noterlik makbuzu göre; —ihtarname masrafı ve —- alacağının bulunduğu hesaplanmıştır.
8-Sonuç: Yukarıda açıklandığı üzere, davacı bankanın —-düzenlendiği, davalılar —-sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak —- tutarında kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle kefalet imzasının bulunduğu, borçlu şirket ile birlikte davalı kefile atfen atılı imzaları haiz olduğu, söz konusu sözleşmeye istinaden davalı asıl borçlu şirkete —– kullandırıldığı ve bu suretle dava konusu borcun doğduğu, davalı aslı borçlu şirkete kullandırılan kredi borçlarının ya da asgari tutarlarının hesap özetinde belirtilen son ödeme günlerine kadar ödenmemesi sebebiyle davalılara hesap kat ihtarnamesi gönderildiği, ilgili ihtarnamenin davalılardan —- muhatapların kapısına yapıştırılarak en yakın komşusuna haber verildiği, müteselsil kefil —— gönderilen ihtarnamenin ise muhatap adresten ayrılmış olması ve muhatabın belirtilen adreste tanınmadığı gerekçesiyle — tarihinde iade edildiği, dolayısıyla davalılar —- tarihinde temerrüde düştüğü,—- dosyasındaki takibin başlatıldığı —- tarihi itibariyle temerrüde düştüğü,
Bankacı bilirkişi tarafından Mahkememizin talimatları doğrultusunda yapılan inceleme ve hesaplama sonucunda; davacı bankanın alacağının;
Davalı asıl borçlu ——, davalı müteselsil kefil —-davalı müteselsil kefil ——-olarak hesaplandığı,
Yapılan bu teknik hesaplamanın sonuç olarak dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunduğu anlaşılmakla, davalı – borçluların —- dosyası ile birleşen—- dosyalarına yaptıkları itirazın kısmen iptali ile; davalı —- ihtarname masrafı olmak üzere toplam —- borcu olduğu belirlenmekle, davalının —- miktar üzerinden icra takibine yaptığı itirazının iptali ile diğer davalılar —- yapılacak tahsilde tekerrür olmamak, ——uyarınca yapılacak kısmi ödemeler öncelikle faiz ve borcun ferilerine mahsup edilmek kaydıyla, icra takip tarihinden itibaren, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar —- asıl alacağa yıllık— oranı üzerinden, takip tarihinden itibaren asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle bu rakamlar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, likit ve muayyen nitelikte kabul edilen asıl alacak, işlemiş faiz ve — üzerinden hesaplanan — icra inkar tazminatı tutarı — icra inkâr tazminatının diğer davalılar— yapılacak tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı —lınarak davacıya verilmesine, davalı —– borcu olduğu belirlenmekle, davalının —miktar üzerinden icra takibine yaptığı itirazının iptali ile diğer davalılar —– yapılacak kısmi ödemeler öncelikle faiz ve borcun ferilerine mahsup edilmek kaydıyla, icra takip tarihinden itibaren, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar — asıl alacağa yıllık — oranı üzerinden, takip tarihinden itibaren asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle bu rakamlar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, likit ve muayyen nitelikte kabul edilen asıl alacak, işlemiş faiz ve —– üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı olan —- tazminatının diğer davalılar —- yapılacak tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı—- alınarak davacıya verilmesine, davalı —– numaralı —- borcu olduğu belirlenmekle, davalının — miktar üzerinden icra takibine yaptığı itirazının iptali ile diğer davalılar —- yapılacak tahsilde tekerrür olmamak, —- uyarınca yapılacak kısmi ödemeler öncelikle faiz ve borcun ferilerine mahsup edilmek kaydıyla, icra takip tarihinden itibaren, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar — asıl alacağa yıllık —- faiz oranı üzerinden, takip tarihinden itibaren asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle bu rakamlar üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı vekilince temerrüt faiz oranının —- hakimler heyetince de benimsenen emsal ilâmına göre, davalı —- kullandırılan dava konusu kredilere muacceliyet tarihi itibariyle fiilen uygulanan en yüksek kredi faiz oranı yıllık —– temerrüt faiz oranı üzerinden temerrüt faizi hesaplanması yapılması gerektiği kanaatine varıldığından, davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
9-İcra İnkar Tazminatı Talebi Yönünden İnceleme ve Değerlendirme: Davacı taraf, davalılardan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar sözleşme ile kararlaştırılmış olup kabulüne karar verilen kısmı likit olduğundan ve davalıların ödeme yapmadıkları gibi icra takibine yaptığı itirazları haksız bulunduğundan daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden bulunmamakla, likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacak, işlemiş faiz ve —– toplamları üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının birbirleriyle tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A)—- esas sayılı dosyası ile birleşen —- sayılı dosyası ile yapılan takipte, davalı —-
a-1)—–ihtarname masrafı olmak üzere toplam —- borcu olduğu belirlenmekle, davalının —miktar üzerinden icra takibine yaptığı itirazının iptali ile diğer davalılar —– yapılacak tahsilde tekerrür olmamak, —-uyarınca yapılacak kısmi ödemeler öncelikle faiz ve borcun ferilerine mahsup edilmek kaydıyla, icra takip tarihinden itibaren, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar— asıl alacağa yıllık —– faiz oranı üzerinden, takip tarihinden itibaren asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle bu rakamlar üzerinden TAKİBİN DEVAMINA,
a-2)Fazlaya ilişkin istemin reddine,
a-3)Likit ve muayyen nitelikte kabul edilen asıl alacak, işlemiş faiz ve — üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı olan — icra inkâr tazminatının diğer davalılar —- yapılacak tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
B)— sayılı dosyası ile yapılan takipte, davalı —
b-1)—- borcu olduğu belirlenmekle, davalının— miktar üzerinden icra takibine yaptığı itirazının iptali ile diğer davalılar —- yapılacak tahsilde tekerrür olmamak, —– uyarınca yapılacak kısmi ödemeler öncelikle faiz ve borcun ferilerine mahsup edilmek kaydıyla, icra takip tarihinden itibaren, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar — asıl alacağa yıllık —faiz oranı üzerinden, takip tarihinden itibaren asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle bu rakamlar üzerinden TAKİBİN DEVAMINA,
b-2)Fazlaya ilişkin istemin reddine,
b-3)Likit ve muayyen nitelikte kabul edilen asıl alacak, işlemiş faiz ve — toplamı üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı olan —— inkâr tazminatının diğer davalılar —– alınarak davacıya verilmesine,
C)—- sayılı dosyası ile yapılan takipte, davalı —–
c-1)—- borcu olduğu belirlenmekle, davalının — miktar üzerinden icra takibine yaptığı itirazının iptali ile diğer davalılar —- uyarınca yapılacak kısmi ödemeler öncelikle faiz ve borcun ferilerine mahsup edilmek kaydıyla, icra takip tarihinden itibaren, asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar — asıl alacağa yıllık —- faiz oranı üzerinden, takip tarihinden itibaren asıl alacağın tamamen ödendiği tarihe kadar temerrüt faizi hesaplanmak suretiyle bu rakamlar üzerinden TAKİBİN DEVAMINA,
c-2)Fazlaya ilişkin istemin reddine,
c-3)Likit ve muayyen nitelikte kabul edilen asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı olan —– yapılacak tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı —- alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 194.902,13 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 37.488,14 TL peşin harç, — harç ve—– harç olmak üzere toplam 66.782,51 TL harçtan mahsubu ile bakiye 128.119,62 TL’nin tarafların sorumluluk oranına göre hesaplanan 128.119,62 TL’nin tamamından —– sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan —- tamamından —— olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen toplam — tarafların sorumluluk oranına göre hesaplanan —- olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan 136,01 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 115.182,61 TL vekalet ücretinin tarafların sorumluluk oranına göre hesaplanan 115.182,61 TL’nin tamamından ——- olmak üzere davalılardan alınarak davacıya verilmesine
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 26.003,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca——bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan 1.213,35 TL’sinin, tarafların sorumluluk oranına göre hesaplanan 1.213,35 TL’nin tamamından ——- olmak üzere davalılardan, bakiye 106,65 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde———–Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/12/2021