Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/608 E. 2022/738 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/608 Esas
KARAR NO : 2022/738

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı—— Şubesinden kullanılan ticari kredinin vadesinde ödenmediğini, anılan kredinin banka takip olunacak alacaklar hesabına atılmasına müteakip, bankaca kredinin tahsili için yasal takip başlatılmaması için kredi müteselsil kefili —— tarafından nakden ve defaten ödenerek kapatıldığını, sözü edilen ticari kredide davalı firmanın asıl borçlu, diğer davalılar ile birlikte —– müteselsil kefil olduğunu, ödemeyle birlikte —— kredi borçlusu davalı firma ve kredi kefilleri olan diğer muhataplara TBK’nın 596 maddesi uyarınca rücu hakkı doğduğunu,—— davalılardan olan kefaleten ödeme nedeniyle doğan rücu hakkından kaynaklanan alacağını davacı müvekkiline temlik ettiğini, davacı tarafından davalılara ihtarname gönderilerek temlik alınan alacağın tarafına ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtar sonucunda davalıların borçlarını ödemediğini, davacı tarafından—— Sayılı dosyası ile temlik alınan alacağın tahsili için takibe davalılarca itiraz edildiğini, sunulan Yargıtay Kararı ile de sabit olduğu üzere, alacağın ticari krediden kaynaklanması nedeniyle alacak talebi ticari dava konusu olduğundan—–Arabuluculuk Bürosuna Müracaat edildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını beyanla davalı esas borçlu —— kredi borcu için ödenen 42.900,00 TL’nin tamamının, diğer davalıların kefaletleri nedeniyle ayrı ayrı paylarına düşen 10.725,00’er TL’yi davacı ——temlik ve kefalet hükümleri gereği ödemekle yükümlü olduklarının kabulüyle davalıların icra dosyasına vaki haksız itirazlarının iptali ile kötü niyetli itirazları nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava edilmiştir.Davalı ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe itirazlarının haklı olduğu, davacının aksi yöndeki iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığı, öncelikle müteselsil kefil sıfatı ile yapıldığı iddia edilen ödemeye ilişkin dekont incelendiğinde ödemeyi yapanın ——olarak görünmekte olduğunu, 3. şahıstan bir havale, —– şirket ortaklarından birinin borç ödemesinin söz konusu olmadığını, davaya dayanak dekontun açıklama kısmında sadece——tarafından yatırılan ibaresinin mevcut olduğunu,—–yetkilisi olarak, —— temsilen ödeme yaptığını, dekontta paranın neye istinaden yatırıldığının belli olmadığını, müteselsil kefil sıfatı ile kredi borcunun ödendiğine dair herhangi bir kayıt, belge olmadığını, borç şirket tarafından ödenmiş iken, davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için dekonttaki açıklama dikkate alınırsa ve kabul edilirse —— şirkete borç verdiği sonucunun doğacağını bu durumda da borcun tahsili için şirkete başvurması gerektiğini, kefil sıfatı ile hareket edilmediğinden, şirket ortaklarına rücu edilemeyeceğinin de açık olduğunu, yapılan temlik işleminin de geçersiz olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için borcun doğduğunu, temlikin geçerli olduğu düşünülecek olsa dahi yapılan temlik işleminin iyi niyete aykırı şekilde düzenlendiğini, davalı müvekkilinin —— eski ortaklarından olduğunu, ortaklığın devam ettiği dönemde —— şubesinden kullanılan ticari kredi vadesinde ödenmediği için, yasal işlemlerin başlatılmaması adına şirketin ve dolayısı ile kefillerin adına, kredi borcunun 38.000 TL’sini şahsi olarak ödemek zorunda kaldığını, temlik eden tarafın müteselsil kefil sıfatı ile yapılan ödemenin 9.500,00-TL’sinden yükümlü olduğunu ancak ödeme yapmadığını, müvekkilinin müteselsil kefil sıfatı ile yapmış olduğu ödemenin işbu dava konusu olan ödemeden mahsup edilmesinin gerektiğini beyanla öncelikle davanın reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda taraflar arasında doğmuş olan alacak borç ilişkisinin takas ve mahsup edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Diğer davalılar ———cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kredi borcunu ödeyen kefilin, ödediği bedeli asıl borçludan ve diğer kefillerden rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazların iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamında bulunan Temlikname başlıklı yazının incelenmesinde; 14/11/2019 tarihinde —– tarafından 42.900,00-TL alacak ile ilgili ——ve kefiller ——rücu hakkının —— temlik edildiği, ——-mahkememize sunduğu beyan dilekçesi ile temliknamedeki imzasını kabul ettiği görülmüştür.Celp edilen ——Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı —— tarafından 20/12/2019 tarihinde davalılardan—— aleyhine 42.900,00 TL üzerinden, diğer davalılar ——- aleyhine ise 10.725,00’er TL üzerinden işleyecek yasal faiz istemiyle ilamsız takip başlatıldığı, davalılara ödeme emrinin ayrı ayrı tebliğ edildiği ve davalıların ayrı ayrı borca karşı itirazlarını sunması üzerine takibin durmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
—– Şubesi’ne müzekkere yazılarak; ——kullandığı krediler, KMH hesapları, Kredi Kartları ve diğer tüm kredi ürünlerindeki kefalet sorumluluklarına dair bilgi ve belgelerin mahkememize gönderilmesi istenilmiş, dosya —— bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi kök ve ek raporunda özetle; ”Davalılardan asıl borçlu ——Şubesi arasında iki adet sözleşme düzenlenmiş olduğu, bunlardan birisinin 09.02.2018 tarihli,——no.lu 142.000,00 TL limitli (Limit artırımlarıyla 241.000 TL) Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi olduğu, işbu sözleşmede davalılardan—— müteselsil kefalet imzaları bulunduğu, dava konusu alacağı temlik eden dava dışı —— ise söz konusu sözleşmeye 24.07.2018 tarihinde müteselsil kefil olduğu, ikinci sözleşmenin 20.02.2018 tarihli, 42.500,00 TL limitli ——- nolu Ticari Taşıt Kredisi ve Rehin Sözleşmesi olduğu, işbu sözleşmede dava konusu alacağı temlik eden dava dışı —– kefaletinin bulunmadığı, kefil ——tarafından 14.11.2019 tarihinde yapılan 42.900,00 TL’lik ödemenin——kredi hesabına aktarılarak 38.586,58 TL’sinin anaparadan kalan 4.313,42 TL’nin ise işlemiş faiz ve ferilerden düşülerek kredi hesabının kapatıldığının tespit edildiği, ödemenin bankanın alacak miktarından fazla olmadığı, 42.900,00 TL tutarın yatırıldığı 14.11.2019 tarihinde şirket hesabında dava konusu yatırılan tutar dışında para bulunmaması ve aynı gün yatırılan tutarın tamamı ile —— no.lu kredinin kapatılmış olması sebebi ile dava konusu alacağı temlik eden dava dışı ——tarafından yapılan dava konusu ödemenin ——-kredi hesabına ilişkin olduğunun tespit edildiği, ayrıca asıl borçlu davalı şirket —— hesabına 23.07.2019 tarihinde “Şirkete Ödeme —— açıklaması ile 38.000,00 TL “Borç Kapama—— açıklaması ile 38.000,00 TL , “Borç Kapama—— açıklaması ile 38.000,00 TL tutarında paraların yatırıldığı, sonuç olarak davacı alacağının davalılardan asıl borçlu şirket —— 42.900,00 TL, diğer davalılar—— kefaletlerinden dolayı her bir kefilin ödediği miktarın kefil sayısına bölünmesi ile hesaplandığında (42.900/4) 10.725,00 TL olacağı, davalılar diğer kefiller tarafından—– no.lu taşıt kredisi, ——-no.lu kredi hesabına, kredili mevduat hesabına, kredi kartı borcuna ve —— hesabına yapılmış olan ödemelerin davacı ——- temlik edilen 10.725,00 TL’lik alacaktan takas mahsubunun mahkemenin takdirinde olduğu ” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davacı davasını 25/11/2029 tarihinde ikame etmiş, davalılardan ——- yargılama devam ederken 16/05/2022 tarihi itibariyle tasfiye edildiğinin anlaşılması üzerine davacı vekilinin talebi ile şirket yönünden taraf teşkilinin sağlanamadığı nazara alınarak 13/10/2022 tarihli son celse de bu davalı yönünden dava tefrik edilmiş, mahkememizin ——-Esas sırasına kaydedilmiştir. Diğer davalılar yönünden ise yargılamaya devam edilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Birlikte kefalet” başlıklı 587.maddesinde, birlikte kefalet durumunda aynı borca birlikte kefil olunduğu hallerde müteselsil kefil olarak yükümlülük altına giren kefillerden her birinin borcun tamamından sorumlu olacağı, 587/son maddesinde ise, aynı borç için birlikte kefil olanlardan her birinin kefalet borcunun tamamından sorumlu olacağı, ancak herhangi bir kefilin borcu ödemesi halinde aksine anlaşma olmadıkça diğerlerine toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca davacı, kefil olan diğer davalılara toplam kefalet miktarındaki payları oranında rücu hakkına sahip olup, bilirkişi raporu ile TBK 167. maddesi uyarınca belirlenen payları miktarınca rücu isteminde bulunabilecektir. Davalılar —— yönünden takibin 10.725,00’er TL alacak üzerinden, süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile takas defi ileri süren davalı—— yönünden ödediği 38.000,00 TL’lik kredi borcunun kefil sayısına bölünmesi ile (38.000/4) ——- 9.500,00 TL tutarında alacağı olduğu ve bu alacağın takas mahsubu yapılabileceğinin kabulü ile bakiye 1.225,00-TL alacak üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiş, her ne kadar davalı —— yönünden kısmen kabul kararı verilmiş ise de takas mahsuba konu ettiği 23.07.2019 tarihli ödemesinden —— payına düşen 9.500,00-TL’yi bu kefilden daha evvel talep edip ödenmediğine ilişkin dosyaya delil sunmadığından, reddedilen kısım yönünden lehine vekalet ücreti takdir edilmesi uygun bulunmamıştır.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı tarafından, davalı——- aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile,
——– sayılı takip dosyasında, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 1.225,00 TL asıl alacak üzerinden işleyecek yasal faizle devamına,
2-Davacı tarafından, davalı ——aleyhine açılan davanın kabulü ile,
——–sayılı takip dosyasında, davalının itirazının iptali ile takibin 10.725,00-TL asıl alacak üzerinden işleyecek yasal faizle devamına,
3-Davacı tarafından, davalı——- aleyhine açılan davanın kabulü ile,
———sayılı takip dosyasında, davalının itirazının iptali ile takibin 10.725,00-TL asıl alacak üzerinden işleyecek yasal faizle devamına,
4- Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
5-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.548,92 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 518,13 TL harcın mahsubu ile arta kalan 1.030,79 TL harcın tarafların kabul oranlarına göre hesaplanan 487,55 TL’sinin davalı —–, 487,55 TL’sinin davalı—– ve arta kalan 55,69 TL’sinin ——- tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6- Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 518,13 TL harcın tarafların kabul oranına göre hesaplanan 245,06 TL’sinin davalı ——, 245,06 TL’sinin ——-ve arta kalan 28,01 TL’sinin davalı ——– tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.708,90 TL yargılama giderinin tarafların kabul oranına göre hesaplanan 808,28 TL’sinin davalı —–808,28 TL’sinin davalı—— ve arta kalan 92,34 TL’den ise davalı —— yönünden kısmen kabul oranına göre hesaplanan 10,54 TL’sinin tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı vekili lehine 2022 yılı—– göre hesaplanan —– vekalet ücretinin davada tarafların kabul oranına göre hesaplanan 4.351,48 TL’sinin davalı —–, 4.351,48 TL’sinin davalı —– ve arta kalan 497,03 TL’sinin ise davalı——- tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 440,00 TL’sinin davalı —– 440,00 TL’sinin davalı —— arta kalan 440,00 TL’lik kısmın ise 50,25 TL’sinden davalı ——- 389,75 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.