Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/598 E. 2021/528 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2020/598 Esas
KARAR NO: 2021/528
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23.11.2013
KARAR TARİHİ : 02/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı —- sayılı dosyasında davalı—-açtığı dava dilekçesinde özetle; davacı —-davalı borçlu —- arasında davalının —- satışa sunulacak temel itibari ile —– hususunda yazılı olmayan bir ticari anlaşma yapıldığı, bu ilişkiden kaynaklı davacı şirketin yaklaşık —- cari hesap alacağı oluştuğu, bu alacağın yaklaşık—-davacı tarafından üçüncü bir kişiye temlik edildiği, davalı şirkete müteakip kere ödeme için başvurulmuş olsa da ödeme yapılmadığı, bu sebepten huzurdaki davanın açılmış olduğu, davacı tarafından satışı yapılan genel itibari ile gıda dışı aktüel ürünler, davalı onayı ile belirlendikten sonra davacı tarafından belirlenen adet ve miktarda davalı borçlu mağazalarına teslim edilerek, teslim edilen ürünlerin faturalandırıldığı, taraflar arasındaki sözlü anlaşma uyarınca satışı yapılmayan ancak ambalajı bozulmamış, kullanılmamış, herhangi bir hasara uğramamış ürünler davacı tarafından iade alınarak bunlara ilişkin bedellerin davacı iade faturası düzenlenmesi suretiyle düşülmesinin kararlaştırıldığı, ticari ilişkinin devamı sürecinde davacı tarafa davalı şirket yetkilileri tarafından kendi depolama yerleri olmadığı gerekçesiyle satılmayan tüm malları mutabakat sağlanıncaya kadar davacı —- ticari ilişkinin devam ettiği, — ile —– arasında davacı tarafından davalıya — tutarında mal satışı yaptığını ve fatura kestiğini, buna karşın davalının bir kısım ödeme iade faturaları ile —- toplamda bir alacak kalemi oluştuğunu, davalı borçlunun cari hesaba göre kalan borcunu ödemediğini, bu sebepten davacının tedarikçilere ödemelerde bulunamadığını, ödemelerini geciktirdiğini, davacı hakkında icra takipleri başlattığını ve davacının hiçbir ticari iş yapamaz hale geldiğini, cari hesap ve defter kayıtlarında görüleceği üzere —- vadelerine uygun ödemeler yapmadığını —– davacının satıma konu mallarının ayıpsız olduğu ve gereği gibi davacının ifada bulunduğunu, davalının ise sözleşme aksine ifasını yerine getirmeyerek borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğünü, tarafların arasındaki ticari ilişkinin yazışmalardan anlaşılacağı üzere belirlenen ürünlerin davalının şubelerine teslimi, sonrasında satılmayan ambalajlı ürünlerin iadesinin alınması konusunda olduğunu, davacının paketi açılmamış ve ambalajı bozulmamış ürünleri iade alarak bunlara dair faturaları cari hesaptan düştüğünü, netice olarak davacının davalıdan ticari ilişki gereği faturadan ve cari hesaptan kaynaklı alacağını müteakip kereler talep ettiğin, fakat tahsilat yapamadığı, bu sebepten —–dosyada icra takibi başlattıklarını, borçlu davalının icra takibine itiraz ettiğini icra takibi zamanında davalının davacıya gönderdiği cari hesap ve mutabakatta yaklaşık —-borçlu olduklarını beyan ettiğini, davalı cari hesabı incelendiğinde kötü niyetli olarak alacağın azaltılması ile defterlerin gerçeğe aykırı düzenlendiğini, bu sebeplerden ihtilafa konu miktarın belirsiz olduğunu, miktarın —- bilirkişi incelemesinde tespit edilerek çözüme kavuşturulabileceğini, açıklanan sebeplerle fazlaya dair hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla; davacının şimdilik —- alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davacı lehine davalıya ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili, dosyanın devrolunduğu Mahkememizin —esas sayılı dosyasına sunduğu —-havale tarihli dilekçesi ile; fazlaya dair hak ve talepleri saklı kalmak üzere ve bilirkişi raporu uyarınca talep arttırım ve harcın tamamlanması yönündeki istem doğrultusunda arttırılan rakam olan — üzerinden harcın tamamlatılması, talep arttırım dilekçesinin kabulü ile davanın kabul edilerek —- davalıdan tahsili ile taraflarına ödenmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında yazılı bir sözleşme bulunmasa da —— tarihinden beri aksamayan bir ticari ilişki söz konusu olduğunu, davacının teklifi ile —– tarihinden sonra ticari ilişkinin başladığını, bu ticari ilişkinin davacının piyasadan tedarik ettiği ve —-adlandırılan —— kendisinin teslim ettiğini, satılmayan ürünleri davalının iade faturası keserek davacıya iade ettiğini, aradaki ticari ilişkinin bu türlü devam ettiğini, —— —– davacının —- ve sorumluluğunda olduğunu, davacının iade ürünleri kendilerine ek zaman verilmesine rağmen zamanında toplamayarak, giderek —- birikmesine neden olduğunu ve bu —- saklanmasının sorun haline geldiğini, ———- olduğunu ve bu ürünlerin depolamasına elverişli olmadığını, iade edilmesi gereken ürünlerin zamanında davacı tarafından toplanmadığından ticari satışa konu diğer malların mağazada bulundurulamadığını, buna dair yazışmalar bulunduğunu, Yazışmalardan anlaşılacağı üzere davacının iadeleri kendisinin toplaması gerektiğini, davacının zamanında ürünleri iade almamasından müvekkilinin mağdur olduğunu, Müvekkilinin satılmayan ürünleri mevcut hali ile davacının nakliye elemanlarına teslim ettiğini, nakliye elemanlarının ürünleri usulüne uygun taşıyıp taşımadığının, yada ürünlerin içerisinden ürün alıp almadıklarının müvekkilinin bilemeyeceğini, bu durumda müvekkilinin hukuki bir sorumluluğu bulunmadığını, yazışmalardan görüleceği üzere, nakliye elemanlarının davacı tarafından organize edilen emir ve komutasında hareket eden personeller olduğunu, müvekkilinin ekteki maillerden anlaşılacağı üzere davacının kriterlerine göre ürünleri davacının elemanlarına teslim etmekten başka sorumluluğu olamayacağını, davacının dilekçesinde —–dendiğini, bunun gerçeği yansıtmadığını, ekteki fotoğraflardan görüleceği üzere paketi açılan ürünlerinde iade alındığını, —– edilmesinin anlaşma gereği olduğunu, bunun aksinin ticari ilişkinin gereklerine aykırı olduğunu, —– dediğini ve ambalajsız ürünlerin dahi iade alınacağının ifade edildiğini, Bu beyanı ile davacının iddia ve taleplerinin hukuki dayanağı olmadığını gösterdiğini, davacının bir yandan tüm ürünleri geçici aldığını ve diğer yandan ise hasarsız ambalajlı ürünleri iade aldığını da beyan ederek çeliştiğini, bu beyanlarının kendi yazışmaları ve uygulamaları İle uyuşmadığını, ürünlerin ambalajına, sağlam olup olmadığına tespit ve kayıtlar bulunmadığını, böyle bir anlaşma varsa neden kayıtların tutulmadığını, davacının kendisine gönderilen listesi ekte bulunan faturaların tümünün içeriğinin ne olduğuna bakmadan iade ettiğini, bu ürünlerin içerisinde ambalajlı, paketi açılmamış, hasar görmemiş bir çok ürün bulunduğunu, davacının ayrım yapmadan tüm faturaları iade etmesinin tamamen kötü niyetli olduğunu, ayrıca davacının nakliye firması ile yapılan yazışmalarda hasarlı ürünlerin ayrıldığının açıkça anlaşıldığını, davacının cari hesap gereği olan — alacağının—- sayılı dosyasına yatırıldığını,—- sonrasında davacının gönderdiği temlikname ile kalan —- temlik edildiğini, bu temlikname geregi —– ödeme yapıldığını, davacının cari hesabında bu ödemeleri dahi kendi cari hesabına kaydetmediğini, davacının samimiyet taşımadığının görüldüğünü, müvekkilinin kayıtlarının —– yapılması mümkün olmayan bir sistemde tuttuğunu, davacının ise tam tersine istediği değişikliği yapmaya müsait olan bir sistemi olduğunu, davacının müvekkiline gönderdiği dökümlerden görüleceği üzere öncelikle kabul ederek iade faturalarını kayıtlarına işlediğini, sonradan ise kayıtlarından bunları çıkardığını, bunun davacının kasıtlı hareket ettiğini gösterdiğini, davacının mutabakat için gönderdiği, —- tarihli —– dava dilekçesinde sunduğu ekstrede yer almayan ve —- bedeli fatura bulunduğunu, davacının —- tarihine kadar muhasebe kayıtlarında birçok kaydı önce kabul ederek işlediğini, sonradan ise kayıtlarından çıkardığının anlaşıldığını, -Davacının ilk kendi kayıtlarına alarak sonradan kayıtlarından çıkardığı —- faturalar, temlik edilen ve icraya ödenen —açılmadan iade edilen — faturalar ve kayıtlarında yer almayan ve iade edilmeyen ve akıbeti bilinmeyen — faturalardan sonra davacının —- borçlu olduğunu, açıklana sebeplerle davacının iddialarının asılsız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davalının ticari ilişkinin gereklerini yerine getirdiğini, davacının üzerine düşen edimleri hiçbir zaman yerine getirmediğini, müvekkilinin her zaman yapıcı davranarak çözüme çalıştığını, davacının hataları düzeltmeye ve mağduriyetleri gidermeye çalışmadığını, bunun mevcut belge ve kayıtlar ile anlaşılacağını, açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
Mahkememiz işbu esas sayılı dava dosyası, kapatılan—- esas sayılı dava dosyası üzerinden açılmış olup, —- kapatılarak Mahkememize aktarılması ile birlikte ilgili dava dosyası Mahkememiz —– Esasına kaydolunmuştur.
Yine Mahkememizde açılan ve davacısı —-davalısı —-sayılı dava dosyasında verilen —- sayılı ilamı ile Mahkememiz—- dosyası ile birleştirilmiştir.
Davacı vekili birleşen eski numarası —— temlik aldığı alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bu davada da, davanın reddini istemiştir.
Mahkememizin — dosya üzerinden asıl ve birleşen —- sayılı dosya ile ilgili yaptığı yargılama sonucunda — sayılı ilâmındaki —-alacaklı olduğu ve alacağının — kısmının birleşen davacıya temlik edildiği, davalının birleşen davacıya —ödeme yaptığı, temlik alan birleşen davacının — alacağının kaldığı asıl davacının ise temlikten sonra —— gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Bozma ilâmı: Mahkememiz kararı, asıl ve birleşen davalı vekilinin temyizi üzerine ——–Asıl dava, satış akdi dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili için açılan alacak davasıdır. Birleşen dava ise, temlik edilen cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Asıl dava niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olmayıp, alacak miktarı cari hesaptan kaynaklandığından bilinebilir niteliktedir. —–dava olarak açılan asıl dava —— tarihinde miktar artırımı yapılmak sureti ile ıslah edilmiş ve eksik harç tamamlanmıştır. Mahkemece ıslah talebinin davalıya tebliğ edilerek savunması alındıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edilmeden savunma hakkının kısıtlanması suretiyle karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçesiyle bozularak Mahkememiz —– yapılmış, bozma ilâmına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Ayırma kararı: —– sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada, —tarihli celsedeki ——-açılmış olması, asıl davada davacı şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğinden usul ekonomisi, hedef süre uygulaması göz önüne alınarak birleşen dava davacısı vekilinin talebinin kabulü ile, davacısı —- asıl davanın ayrılmasına, ——— dosyasındaki davanın iş bu dosya üzerinden devamına oy birliğiyle karar verildi” şeklindeki ara kararı ile, eski numarası — olan asıl dava Mahkememiz yukarıda esası kayıtlı— esas sayısı sırasına kaydolunmuş, birleşen — sayılı davanın Mahkememiz —- sayılı dosyası üzerinden devamına karar verilmiş ve birleşen — sayılı dosya açısından; “Davanın KABULÜ ile; davalı borçlunun ——— sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek —–göre hesaplanan temerrüt faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki —– icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı şirketin ihyası: Davalı vekili —-tarihli talep beyan dilekçesinde özetle, davacı —— terkin olunduğunu, taraf ve dava ehliyetinin olmaması nedeniyle davacının müvekkili şirkete husumet yönlendiremeyeceğini beyanla, —– beri taraf ve vekilinin vekalet ücretinin hükmü kalmadığından davacı tarafın davasının takipsizlikten düşmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davacı —-incelendiğinde, davacı şirketin — tarihinde resen —— terkinine karar verildiği anlaşılmıştır.
— tarihli duruşmanın — mahkememizin yeni esasına kaydına, bu dosyanın duruşmasının —— tarihine bırakılmasına, ayrılan asıl dosyada; —-Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları —– hükmü uyarınca davacı —— kaydının silinmesi usulsüz olduğundan, davacı——-ihyası için dava açmak için işlemleri yapmak üzere bir aylık kesin süre ve ihya davası açması için yetki verilmesine, bu süre içinde gereği yapılmadığı taktirde aslı dava davacısı —- şirketin ihyası talebinden vazgeçmiş sayılacağının ve dava ehliyeti yokluğuna ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına” karar verilmiş, ara karara istinaden davacı tarafından —- sayılı dava dosyası üzerinden — ihyası istemli dava açılmış,
—- ilamıyla; —–yokluğundan reddine,
Davanın, davacı —– numarasında kayıtlı iken — tarihinde—— terkin edilen —- sayılı dava dosyasının —-sonuçlandırılması ve infazı ile sınırlı olarak —- uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar —– karar verilmiş, Mahkeme kararı —-tarihinde kesinleşmiş ve davaya devam olunmuştur.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK NOKTALARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, satış akdi dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili istemine ilişkindir.
İşbu asıl dosyada, asıl dava davacısı —–müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davalıdan alacağının bulunduğunu, ancak alacak miktarının bilirkişi incelemesi ile belirlenebileceğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —- yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan—– alacaklı bulunduğunu, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
—– ilamına göre, asıl dava niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olmayıp, alacak miktarı cari hesaptan kaynaklandığından bilinebilir niteliktedir. Başlangıçta kısmî dava olarak açılan asıl dava —–tarihinde miktar artırımı yapılmak sureti ile ıslah edilmiş ve eksik harç tamamlanmıştır.
Bu belirlemelere göre, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının, davalıdan alacağı olup olmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplanmaktadır.
2-İcra Dosyaları:
2-a)İşbu asıl dosyanın dayanağı olan —-sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı——asıl alacak üzerinden ilamsız —–takibi başlatıldığı, takip açıklamasının;— fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla cari hesaptan doğan alacak” olarak açıklandığı, icra ödeme emrinin davalı borçluya —– tarihinde tebliğ olunduğu, borçlu vekilinin —- tarihinde takibe, borca ve ferilerine itirazı ile takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
2-b)Birleşen—- esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı —– yevmiye numaralı temliknamesi ve ihtarnamelere dayalı olarak —-asıl alacağın faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, borçlu vekilinin —– tarihli borca ve ferilerine yaptığı itiraz nedeniyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: — ilâmı sonrasında, bozma öncesi —- bedelli fatura bulunduğu iddiası göz önüne alındığında olayın çözümü için, —numaralı mükellefi olan davacı —– varsa düzeltme beyannamelerinin istenmesi gerektiği” görüşü gözönüne alınarak, gerekli görüldüğünden —-davacı —- beyannamelerinin ve varsa düzeltme beyannameleri istenmiş,—– bildirimleri gelmiş, davacı —- yılı için düzeltme vermediği anlaşılmış, sonrasında —- ayrıca davacı —–tarihli duruşmada açıkladığı dilekçesi ile davalı vekilinin—– tarihli dilekçesindeki itiraz ve beyanlarının tartışılması suretiyle dava konusu alacakla ilgili ek rapor düzenlenmesi için, dosyanın bozma önceki bilirkişi heyetinde yer alan diğer bilirkişiler, bilirkişi listesine kayıtlı olmadığından, önceki heyette yer alan ve hukukçu olmayan——— davalı vekilinin itirazları hususunda ek rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişi —— tarafından tek başına düzenlenen raporla, bozma öncesi rapor arasında mübayenet bulunduğu anlaşıldığından, mübayenetin de bilirkişi tarafından kök ve ek raporda benimsenen özel ve teknik vakıaların kök raporda ayrı, ek raporda ayrı yorumlanmasından kaynaklandığı anlaşıldığından, dosyanın ———- karar verilmiş, sonuç olarak bilirkişiler tarafından yapılan teknik tespitler doğrultusunda değerlendirme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
3-a)Defter incelemesi: Davacı —davalı — defterlerinin incelenmesinde, her iki şirketin de— yılına ilişkin açılış ve kapanış tasdiklerinin—– hükümlerine göre zamanında yapıldığı, kayıtların birbirlerini doğruladığı görülmüştür.
Davacı — defterlerinde, davalı ——– incelenmiş olup, toplam —- bakiyesinin bulunduğu, diğer bir deyişle; temlik eden—- alacaklı gözüktüğü, — takip tarihi itibari ile ise bu alacağın — olduğu tespit olunmuştur.
Aşağıdaki tabloda —– no.lu açık hesaba ilişkin özet olarak aylık devir bakiyeleri yer almaktadır.
—–
—- —-
—-
——–
——
——-
— —
———
—–
Davalı —- hesap hareketleri incelenmiş olup, toplam —– itibarıyla —- bakiyesinin bulunduğu, diğer bir deyişle davalı —— alacaklı gözüktüğü saptanmıştır. —- ilişkin özet olarak aylık devir bakiyeleri yer almaktadır.—-
—————–
Buna göre tarafların ticari defterlerinin karşılaştırılmasında; açık hesap uyuşmazlıklarında öncelikli her iki tarafın defterlerinde yer alan tutarların ayrıştırılmasından sonra, karşılıklı ihtilaflı olan kayıtların bulunması ve bunların lehine delil iddiasında bulunan tarafların ispat yüküne göre değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle, davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalının defterlerinde kayıtlı olmayan borç ve alacak tutarları incelenmiş olup, —–

—–
—–
—– 2.129,19 13.316,21 -11.187,02 şeklinde olduğu saptanmıştır. Yani, davacı Atlantis şirketinin defterlerinde kayıtlı olup, davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 2.129,19 TL BORÇ kaydının bulunduğu, 13.316,21 TL ise ALACAK kaydının bulunduğu, davalı lehine 11.187,02 TL alacak kaydı girildiği tespit edilmiş olup, 2.129,19 TL tutarlı kaydın ispatına ilişkin dosya kapsamında somut belge bulunmadığından, ispata muhtaç olduğu değerlendirilmiştir.
Davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olup, davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan kayıtların incelenmesinde; toplam tutar olarak — alacak kaydı girilmiş olduğu, —-oluşturulduğu anlaşılmıştır. İşbu hareketlerin açıklamasının incelendiğinde; iade faturası, cari hesaplar —- olduğu, kayıtlarının ispatına ilişkin tek tek inceleme yapılmış olup, dava dosyası ekinde sunulan toplam ——- detaylı olarak incelenmiştir. Bilirkişi incelemesi kapsamında bahse konu —- içerisinde davalı tarafın davacıya düzenlemiş olduğu iade fatura fotokopileri ve ekinde irsaliye fotokopilerinin yer aldığı, iade faturaları ve iade irsaliyeleri içerisinde —– ürünleri içerdiği bu nedenle muhtelif —- uyumsuzluklar bulunduğu, sevk irsaliyelerinde isim ve imza bilgileri bulunan kayıtlara ilişkin liste rapor ekine sunulmuş olup, bunun toplam tutarı —–
Davalı şirketin incelenen defterlerinde, davacı tarafın açık hesabına borç olarak kaydetmiş olduğu, —tutarlı kayıtlar için bilirkişiler tarafından bahse konu ——-somut belge sunulmayan —sunulmuş olunan sevk irsaliyelerinin tamamı detaylı incelenmiş olup, teslim alan bölümünde isim ve imzanın bulunmadığı gibi bir kısmında ise imza bulunduğu ancak teslim alan isim bilgisi bulunmadığı ve ispata muhtaç olduğu değerlendirilmiştir.
3-b)Ayrılan davaya ilişkin temliknamenin incelenmesi: Davacı ile ayrılan dava davacısı —- temliknamenin aşağıdaki hususları içerdiği tespit olunmuştur.
——-gelen faturalara istinaden şirketimiz adına ödenmesi gereken fatura bedeli karşılığı, alacaklarımızdan — kısmını — gereğince yukarıda ismi ve adresi yazılı bulunan —– malen ve tamamen aldım. —– bankalara ve——müracaatla talep, tahsili yetkili bulunduklarını, temlik keyfiyetinin —edilmesini kabul, beyan ve ikrar ederim.—- temsilen hareketle yukarıda yazılı olan şirketimiz lehine yapılmış bulunan —- kabul ettiğimi, temlik bedelini temlik edene malen ve tamamen ödediğimi ve temlik edilen meblağı adı geçen —- talep, tahsile yetkili bulunduğumu, —-tebliğ edilmesini kabul, beyan ve ikrar ederim—- Şeklinde belirtildiği görülmüştür.
3-c)—–ilgili olarak mükellef kurumun tarh dosyası ve bilgisayar kayıtlarının tetkiki neticesinde mükellefin — tarihleri arasında dairemiz yetki alanında mükellef olduğu, —bildirimleri yazımız ekinde yer almaktadır, ayrıca mükellefin ilgili yılda — düzeltme vermediği anlaşılmıştır…” Şeklinde ifade edildiği görülmüştür.
——–
— tarihli cevap yazısı ekinde temlik eden —- dökümü yukarıdaki tabloda gösterildiği gibi olduğu, — fatura ile— hizmet sattığı, aynı yıl — tutarında mal/hizmet aldığı görülmüştür. Dosya kapsamında davalı — bildirimlerin özet tablosu aşağıdaki gibi olup;
——
Davalı —tarafından — fatura karşılığı davacı taraftan — mal ve hizmet aldığı, buna karşılık aynı yıl davacı tarafa —- tutarında mal ve hizmet satışı/iadesi gerçekleştirdiği ve —-ile bu tutarı beyan ettiği/bildirdiği görülmüştür.
3-ç)—– Kısmında; “Asıl davada davacının davalıdan — bakiye cari hesap alacağı bulunduğu, ancak davacı şimdilik kaydıyla —- talep ettiğinden taleple bağlılık kuralının nazara alınması gerektiği, birleşen davada ise davalının icra takibine vaki itirazının haksız bulunduğu ve kaldırılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır takdirinin — ait olduğu…” kanaatlerini bildirir raporunun dosyaya sunulmuş olduğu görülmüştür.
Bilirkişiler —-tarihli ek raporunun sonuç kısmında; asıl davada davacının davalıdan — bakiye cari hesap alacağı bulunduğu, ancak davacı şimdilik kaydıyla —talep ettiğinden taleple bağlılık kuralının nazara alınması gerektiği, birleşen davada ise davalının icra takibine vaki itirazının haksız bulunduğu ve kaldırılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu…” kanaatlerini bildirir raporunun dosyaya sunulmuş olduğu görülmüştür.
3-d)Bozma sonrası bilirkişi —- tarafından düzenlenen bilirkişi raporu: ——- tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; — sonrasında —verdiği görev çerçevesinde sunulan belgeler ile dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu,— kabulü halinde,– davada davacının —alacak talep edebileceği, bu tutara —– kararında hükme bağladığı gibi dava tarihinden itibaren değişen ve değişecek olan ticari temerrüt faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Birleşen —- sayılı dava yönünden herhangi bir değişikliğe gerek olmadığı kanaatine ulaşılmıştır takdirinin —–ait olduğu…” kanaatlerini bildirir raporunun dosyaya sunulmuş olduğu görülmüştür.
3-e)Davacının — tarihli bilirkişi raporuna beyan dilekçesi: Davacı —-tarihli bilirkişi raporuna karşı sunduğu dilekçesinde, özetle;—Bilirkişi ek raporunda davacı —- tutarında mal ve hizmet sattığının, davalıdan — tutarında mal ve hizmet aldığının anlaşıldığı, davalı — formlarından davacı — tutarında mal ve hizmet sattığının—- mal ve hizmet aldığının anlaşıldığı, davacının dava dilekçesinde yer alan —– gönderilen cari döküm arasındaki — farkı izah edemediği, bu durumun davacı tarafın önce davalının gönderdiği —- tutarındaki iade faturalarını deftere kaydettiğini sonrasında kayıtlardan çıkardığını gösterdiği iddiası ile tespitlerde bulunduğu, Bilirkişi raporunda cari ekstre şeklinde kabul edilen evrakın niteliği, içeriği ve mutabakatı için gönderdiği iddiası tarafımızca hiçbir şekilde kabul edilmemişken bilirkişi tarafından bu evraka itibar edilerek rapor düzenlenesinin yerinde olmadığı, —- davacı şirketin çalışanı olmasının ise bu mailin ve ekinde olduğu iddia olunan evrakın doğruluğunu yada davalının iddiasını ispatlar nitelikte olduğu kabulünün mümkün olmadığı, davalının bazı iade faturalarını defterlerinden çıkardığına dair iddiasının doğru olmadığı, taraflar arasındaki yazışmalarla da sabit olduğu, şirket çalışanı tarafından gönderilen mailin ticari mutabakat amacıyla atıldığına dair iddiaların ve bahse konu yazışmanın mutabakat olarak kabulü ticari teamüle aykırı olduğu, davacının alacak bakiyesinin — olduğuna dair —tarihli mutabakat mailinde cevaben gönderilen ekli mailde davacı şirket bu tutarda mutabık olmadıklarını ve — tarihinde davacının alacak bakiyesinin —- olduğunu” beyan etmiştir.
Ayrılan dava davacısı —- karşı sunduğu beyan dilekçesinde; —-Bilirkişi ek raporunda kök raporunda yapılan değerlendirme ve hesaplamada değişiklik yapılmamış olup her iki raporda da temlik edilen alacağa dayanılarak davacı şirketin sonuç olarak ——alacaklı olduğunun tespit edildiği, bilirkişi ek raporunda gerekli yeterli inceleme yapılmış olduğundan mahkemece işbu raporda yapılan hesaplamaların hükme esas alınmasını talep ettiklerini, yukarıda izah edilen nedenlerle birleşen dava davacısı olan davacı şirket yönünden dosyanın tefrik edilerek asıl ve birleşen dava davalısı ve asıl dava davacısı hakkında her iki davanın ayrı ayrı takibine karar verilmesini—- talep etmiştir.
3-f)Delillerin değerlendirilmesi: Öncelikle belirtmek gerekir ki, gerek asıl, gerekse birleşen ve sonra ayrılan davalara konu alacağa ilişkin olarak davacı — tarafından düzenlenen faturaların, davalı — firmasının defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak, davalının defterlerinde kaydetmiş olduğu faturalara, karşı borç kaydı girmek suretiyle —–açıklamaları ile muhtelif kayıtlar girildiği, bu kayıtlara ilişkin davacı defterlerinde uyuşan kayıtlar bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı —- defterlerinde, davalı şirket için açılan ———cari hesap hareketlerinin incelenmesinde, davalı şirket adına hesaplanan — kaydı girilmek suretiyle —bakiyesinin bulunduğu, yani davacı — alacaklı gözüktüğü, —itibariyle de bu alacağın —- olduğu görülmektedir.
Davalı — defterlerinde, — takip tarihi itibariyle de toplam net — bulunduğu, yani davalı şirketin, davacı —–tespit olunmuştur.
Buna göre, davacı şirketle ve davalı şirket kayıtlarının — içinde açmış oldukları cari hesaplarında ——– birbirileriyle tutarlı olmadıkları, farklı kayıtlar attıkları görüldüğünden, —-maddesi kapsamında defterlerin taraflardan biri lehine delil niteliğinde olmadığı kanaatine varıldığından, davacının alacaklı olduğunu, davalının ise ödeme ve mal iadesi def’ini somut delillerle ispat etmesi gerekmektedir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, gerek davacı şirket, gerekse davalı şirket, hesap mutabakatı konusunda da uyuşamamışlardır. Her ne kadar e-posta yoluyla ilgili taraflar arasında bazı yazışmalar olsa da ———- bu yazışmaların daha çok hesap ekstresi isteme-yollama şeklinde oldukları görülmüştür. Oysa hesap mutabakatının yolu yordamı bellidir. Şirketler bu konuyla ilgili olarak ve içinde borç-alacak rakamını ihtiva eden bir formu hazırlayıp mutabık kalıp kalmadıklarını tespit etmek maksadıyla karşı tarafa gönderirler. Bunun e-posta yoluyla da gönderilmesi mümkündür. Ancak hesap mutabakatının geçerli olabilmesi için, cevap olarak gelen mutabakat yazısında mutabıkız/mutabık değiliz gibi bir ifadenin yer alması ve şirket yetkilisi tarafından da imza-kaşeli olarak taratılıp karşı tarafa—– gönderilmesi gerekmektedir.
Somut olayda ise; genelde cari hesap ekstrelerinin karşı taraftan istendiği, söz konusu ——-düzenlendiği, şirket muhasebe kayıtlarının tutulduğu—–üretilen muavin hesaplar şeklinde olmadıkları görülmüştür—– mutabakatları konusunda bazı yazışmaların oldukları, hatta mutabık kaldıkları görülmüş olsa da, bunların münferit fatura ve ödemeleri kapsadığını, fakat hesapların tamamı üzerinde tam bir mutabakatın sağlamadığı görülmüştür.
Davacı —-, yukarıda açıklandığı üzere dava konusu edilen — düzenlediği, davalı —-düzenlediği tespit olunmuştur.
Davacı — kayıtlarından hareketle, davacı — — tutarında satış yaptığı ve bunun —— formunda beyan ettiği görüşmüştür.
Davalı şirketin de, yine aynı dönemde davacı —-olduğu alımların tutarı —- formunda beyan ettiği görülmüştür.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, —- tarihinde, müvekkili şirkete —yoluyla gönderilen mail ekindeki cari hesap ekstresinde, —- alacağının gözüktüğü, ancak dava dilekçesi ekine sunulan cari hesap ekstresinde —- alacaklı gözüktüğü, aradaki —- iade faturalarının ilk önce defterlerine kaydedildiği, daha sonra defterlerden çıkarılmış olduğu”nu ileri sürmüş olup, davalı —–tarafından cevap dilekçesinde sunulan, davacı şirket çalışanının müvekkili şirkete gönderilen mail ekine sunulan cari hesap ekstresi ile dava dilekçesi ekine sunulan cari hesap ekstrelerindeki tutar arasında —- farkın bulunduğu, işbu farka ilişkin izahatlarının davacıya kesilen birtakım ürünlerin iadesine ilişkin olduğu, bu iade işlemlerinin ürünlerle birlikte davacıya teslim edildiği yönündedir. Dosya kapsamına sunulan yaklaşık —klasör ve fatura ekindeki bir takım irsaliyeler tümüyle incelendiğinde,—– tutarını ispat eder nitelikte olmadıkları, davalı şirketin iade işlem ve ——– deposuna ürünlerin açık veya kapalı, kullanılmış ya da kullanılmamış yazılı iade prosedürleri oluşturulmadığı, asıl dava dilekçesinde—–sözlü satın alma prosedürü uyguladıkları, bu nedenle iade edilen ürünlerin teslimi, karşılığında teslim, tesellüm,—- belgelerin sunulamadığı, aynı şekilde taraflar arasında iade işlemleriyle ilgili ayıplı, eksik iade mal hususunda ihtarname gönderilmediği, işlem adedi bu kadar fazla, hacimli perakende market mağazacılık işleyişlerinde iade edilmesi gereken ürünlerin iadesine ilişkin kalite kontrol mekanizmasının işleyişine ilişkin dosya kapsamında bir bilgi bulunmadığı, muhasebe biriminden gönderilen bir e-postanın —- anlamında olamayacağı, bu hususun işbu davacının temlik aldığı alacakla ilgili kısım açısından iade edimini somut delillerle ispat etmeye engel teşkil etmeyeceği değerlendirilmiştir.
Davalı vekili tarafından her ne kadar davacı çalışanı olduğu bildirilen —–ekinde gönderdiği savunulan muavin kayıtlarının tahkikat yargılaması devamında davalı kayıtlarını doğruladığı ileri sürülmüş ise de, davacı vekili tarafından sunulan beyanlarda söz konusu e-posta ekinin gönderildiği husususun asılsız olduğu ve e-posta ekinin inkâr edildiği anlaşıldığından, artık davacı vekilinin dosyaya sunduğu belgenin HMK 199. madde kapsamında hukuken belge olarak kabul edilemeyeceği ve mailin — söz edilemeyeceğinden artık birleşen dava konusu teşkil eden temlike konu —- yönünden iade faturasına konu malların tesliminin ispatlanamamasına göre davalı kayıtlarına bu yönü itibari ile HMK 222.Maddesi gereğince itibar edilemeyeceğinden söz konusu tutar için defterler arası farklılığın giderilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yine davalı-birleşen dava davalısı vekilinin cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile karşı tarafın muvafakatı ile ön inceleme duruşmasında “davacının, davalıdan iade aldığı tüm ürünlere ilişkin kayıtları ile ilgili olarak dava dışı —– — ekstresinin incelenmesi gerektiğine” ilişkin savunma yapmadığı ve bu yönde delil bildirmediği anlaşılmakla, HMK’nin 222. Maddesi gereğince ancak taraf ticari defter ve kayıtlarının re’sen incelenmesi mümkün bulunduğundan bu talebin HMK 141 gereğince savunmanın genişletilmesi kapsamında kaldığı anlaşıldığında, davacı-birleşen dava davacısı vekilinin muvafakatı olmadığından davalının “dava dışı —– talebinin dinlenilebilir bulunmaması nedeni ile talebin reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafından gönderilen, ancak davalı — açılmadan iade edilen —-dilekçesinde; kayıtlarda yer almayan ve iade edilmeyen, akıbeti bilinmeyen —- tutarlı faturalar itirazı yönünden, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığından, davalının yapmış olduğu iadeleri somut delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Davalı tarafından belirtilen faturaların içeriği malların usulüne uygun bir şekilde davacı —-şirketine gönderildiği ve bu şirketin de malları iade almadığını belirtir —- şirketine gönderilen herhangi bir ihtarnamenin yahut durumu kanıtlayan bir belgenin bulunmadığı görülmüştür.
Değinilen hususlarda somut olayda; davacının dava tarihi itibari ile kendi defterlerine göre — alacaklı gözüktüğü, davalı şirketin ise ticari defterlerinde borçlu gözüktüğü ve kabul etmiş olduğu — davacı — tarafından başlatılan icra takibine ödendiği, —davacı —-arasında imzalanan temlikname doğrultusunda ödemesinin yapıldığı” itirazı yönünden ise, davalı — vekilinin cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu, —- olmak üzere ödeme kayıtlarının her iki şirketin ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, yine davalı defterlerinde kayıtlı olan ve yürütülen tahkikat aşaması bitiminde davalı tarafından ispatlandığı anlaşılan borç tutarının —bulunduğu, davacının da defterlerinde alacak kayıtlarından — alacağa ilişkin borç kaydını ispat edemediği, davacının ticari defterlerine konu alacağının —isabet eden kısmının akdedilen temlikname nedeni ile birleşen davanın konusunu teşkil ettiği ve birleşen davada hüküm altına alındığı, bu şekilde davacının davalıdan —– alacaklı bulunduğu anlaşılmıştır.
Nihai olarak davacı tarafından davalı aleyhine uyuşmazlığa konu edilen alacak tutarı için evvelde —– dosyası ile icra takibine girişildiği ve girişilen icra takibinde örnek —- ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği ve tebliğ ile davalının temerrüde düştüğü anlaşıldığından davalı vekilinin ıslah edilen tutar için ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi talebinin dinlenilebilir bulunmadığı kanaatine varılmış ve uyuşmazlık konusu alacak için faiz başlangıç tarihi taleple bağlı kalınarak dava tarihi belirlenmiştir.
3-g)Sonuç: Yukarıda yapılan açıklamalara göre, davacı —-kendi defterlerine göre; dava tarihi itibariyle — alacağının mevcut olduğu, davalının dava öncesinde — tutarında ödemesinin düşümü yapıldığında kalan alacak miktarının — olduğu, davacı — birleşen ve sonra ayrılan dava davacısı Depar şirketine —- temlik etmiş bulunduğu, ayrılan dava davacısı — talebinde bulunduğu anlaşıldığından, davanın kısmen kabulü ile —davanın açıldığı —- avans esasına göre hesaplacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin —-reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
a)— tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek —- göre avans esasına göre hesaplacak temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Fazlaya ilişkin — istemin reddine,
2-Alınması gerekli — harcın davacı tarafından dava açılırken yatırılan —harçtan mahsubu ile bakiye — davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan —– harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen —-yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan — davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalan — davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen —yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen ret oranına göre hesaplanan — davalı üzerinde bırakılmasına, geriye kalan —- davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı vekili kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-HMK’nin 333. Maddesi gereğice bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı,—– uyarınca —– adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar —– madde hükümlerinin uygulanmasına devam edileceğinden —- Maddesine göre kararın tebliğinden itibaren —– günlük yasal sürede ———kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/07/2021