Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/577 E. 2021/22 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/577 Esas
KARAR NO: 2021/22
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 16/10/2015
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı gerçek şahısların davalı kooperatifin eski yöneticileri olduğunu,——olarak kurulmak suretiyle —– ait arazi üzerine inşaata başlandığını, o tarihteki üyelerden toplanan paralar ile —- yapıldığını, —-isim değişikliğine gidilerek —–adını aldığını, bu tarihten itibaren—– yürüttüğünü, davalıların ilan yoluyla kooperatife üye kaydedileceğini bildirmek suretiyle her daireyi en az dört beş farklı kişiye satarak birçok kişiyi dolandırdıklarını, —- satıldığını, müvekkilinin de davalı kooperatife üye olmak suretiyle — – ödeme yaptığını ve kooperatifin —- üyesi olduğunu, ödeme yaptığına dair kooperatif tahsilat makbuzu ve ortaklık cüzdanı verilerek —- kendisine verileceğine ilişkin taahhütname düzenlendiğini, aynı taahhütnamenin bu kez de — bedelli olarak —— yevmiye nolu olarak düzenlendiğini, daha sonra davalıların nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemiyle —- sayılı dosyasında dava açıldığını ve yargılamanın sürdüğünü, müvekkili tarafından —- durumundaki ———banka hesabına yatırılmış durumda olsa da, paranın yapılan tüm işlemler itibariyle kooperatif adına ve kooperatif üyeliği için tahsil edildiğini, kooperatif başkanının bu parayı kooperatif hesaplarına aktarıp aktarmadığının müvekkili tarafından bilinemeyeceğini, bu şekilde kooperatif tüzel kişiliğini aracı kılarak ve teşekkül oluşturmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık yaparak müvekkilinden ——davalı gerçek kişiler ve gerekse nam ve hesabına para tahsil edilen ve müvekkilinin üye olarak kaydedildiği kooperatifin müvekkilinden tahsil edilen bu paradan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek, ödenen — davalılardan tahsiline karar verilmesini ve —-tarihinden itibaren reeskont faizi yürütülmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —–dilekçesinde özetle; davacıyı tanımadığını,——– yılında kooperatif yöneticisi seçildiğini, bu süreçte hiçbir kooperatif üyesinden para alış verişinde bulunmadığını, kooperatif işleri konusunda hiçbir yetkisi ve bilgisi bulunmadığını, yalnızca kooperatif —- kendisine verdiği defter ve üyelik cüzdanlarını imzaladığını, tüm işlemleri kooperatif ——- yürüttüğünü belirterek hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılardan —- dilekçesinde; davacıyla hiçbir ticari alış verişi olmadığını, kendisinden para almadığını,—- yılındaki üyelik sözleşmeleri ve taahhütnamelerde imzasının bulunmadığını, davalı — yılları arasında başkanlık yaptığını, ——– yılları arasında da sahip olduğu şirket vasıtasıyla kooperatifin inşaat işlerini üstlendiğini, kooperatiften hiçbir haksız kazancı bulunmadığını, açılan davanın kendisi ile bir ilgisinin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, kooperatife ödendiği iddia edilen paranın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce—– sayılı karar ile; iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu ve kooperatif kayıtlarına göre ———– ödediği, kooperatif ortaklarının yatırdıkları peşin para veya aidatları ancak iki halde geri isteyebileceği, bunlardan birincisinin kooperatif tarafından ihraç edilmiş ve bu kararın kesinleşmiş olması, diğerinin ise ortağın istifası ile ortaklığın son bulmuş olması hali olup, davacının ihracı yönünde alınmış bir karar bulunmadığı gibi dava tarihinden önce davacının kooperatiften istifa ettiğine dair herhangi bir belge ve iddia da ileri sürülmediğinden, davacının bu aşamada kooperatif ortaklığı adına yatırdığı parayı isteme hakkının henüz doğmadığı, öte yandan davalı olarak gösterilen gerçek kişilerin kooperatif yöneticisi oldukları gözönünde bulundurulduğunda kooperatif ortağı olarak yatırılan para ve aidatların iadesi talepli davada, iade ile yükümlü olan kooperatif hükmü şahsiyeti olup kooperatif yöneticilerinin şahsen sorumlu olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş mahkememizce verilen karar davacı vekili tarafından temyiz incelemesine konu edilmiş ve ——– “Mahkemece, ön sorun niteliğindeki davacının davalı kooperatife üye olup olmadığı hususu araştırılarak üye olduğunun tespiti ile ödediği parayı isteme hakkının henüz doğmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verildiğine göre, gerekçede kooperatif üyesi olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca gerekçe yönünden taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde ödediği miktarın da belirtilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, davacı tarafça, davalı kooperatif tarafından davacının kooperatif üyesi olmadığına, ödediği parayı kime ödediyse o şahıs aleyhine alacak davası açmasına ilişkin gönderilen tarihsiz yazı üzerine işbu dava açılmıştır. Bu durumda mahkemece, HMK’nın 327/1. maddesi hükmü koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılarak yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu olacağının belirlenmesi gerekirken, doğrudan aynı Kanunu’nun 326. maddesi uyarınca yargılama giderinden davacının sorumlu tutulması da doğru olmamıştır.”gerekçesi ile mahkememiz kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ve dava dosyası Mahkememizin —- kaydedilmiş ve yapılan yargılama sonucunda —- sayılı karar ile ;Mahkememizce, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, ——– sayılı ilamıyla kararda kooperatif üyesi olduğunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde ödediği miktarın da belirtilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu, davacının ihracı yönünde alınmış bir karar bulunmadığı gibi dava tarihinden önce davacının kooperatiften istifa ettiğine dair herhangi bir belge ve iddia da ileri sürülmediğinden, davacının bu aşamada kooperatif ortaklığı adına yatırdığı parayı isteme hakkının henüz doğmadığı, öte yandan davalı olarak gösterilen gerçek kişilerin kooperatif yöneticisi oldukları gözönünde bulundurulduğunda kooperatif ortağı olarak yatırılan para ve aidatların iadesi talepli davada, iade ile yükümlü olan kooperatif hükmü şahsiyeti olup kooperatif yöneticilerinin şahsen sorumlu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, davalılarca yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.——- kararı ile davacı vekili temyizi üzerine “Mahkemece verilen karar HMK’nın 327/1. maddesi hükmü koşullarının oluşup oluşmadığı tartışılarak yargılama giderlerinden hangi tarafın sorumlu olacağının belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen yargılama giderlerindeki sorumluluk değerlendirilmeden bozmanın gerekleri yerine getirilmeden karar verilmiştir. Yargılama giderleri ile ilgili sorumluluk belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Gerekçesi ile ortadan kaldırılmış ve —— dosya kapsamına uygun bulunduğu anlaşıldığından uyulmasına karar verilmiştir.
Bu noktada HMK 327.Maddesinde;
“Gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet vermiş olan taraf, davada lehine karar verilmiş olsa bile, karar ve ilam harcı dışında kalan yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkûm edilebilir.
Bir kişi davada sıfatı olmadığı hâlde, davacıyı, davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltıp, kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet verirse, davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddi hâlinde, davalı yararına yargılama giderlerine hükmedilemez” şeklindedir.
Davalı kooperatif kayıtlarına göre davacı kooperatif üyesi bulunduğu halde davalı kooperatif davacıya aidatların iadesi talepli dava açma zorunluluğu içersine girdiği, bu nedenle de davacı tarafından dava kooperatif cevabi yazısı nedeni ile eldeki davanın açıldığı, bu nedenle davada HMK 327.Maddesi gereğince davalı kooperatifin davacının sarf eylediği yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği ancak davacının yaptığı ödeme nedeni ile kooperatif üyesi bulunması nedeni ile diğer kişilerin şahsen dorumlu bulunamayacağından diğer davalı gerçek kişilere karşı ikame eylediği davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar veerildiğinden o kimselere ikame edilen davalar yönünden yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılması gerektiği anlaşılarak neticeten aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1a-Davacının dava tarihi itibari ile davalı —– bulunduğunun Tespitine bu nedenle —- tutarların iadesine yönelen talebinin davalı —— esastan REDDİNE,
1b-Davalılar —— karşı ikame edilen davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Davacı tarafından davada sarf edilen —- yargılama giderinin davalı ——- tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3A-Davacı tarafından davada ödenen 648,00 TL peşin nispi harçtan karar ve ilam harcı 59,30 TL nin tahsili ile bakiye 588.70 TL peşin harcın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya İADESİNE,
3B-Davacı tarafından dava da ödenen 59.30 TL karar ve ilam harcının HMK 327/1 gereğince uhdesinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı —– davada her ne kadar vekil ile temsil olmakta ise de HMK 327 gereğince davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddesi uyarınca ——adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK’nun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam edileceğinden HUMK 432/1. Maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal sürede Yargıtay temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/01/2021