Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/574 E. 2022/442 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/574 Esas
KARAR NO : 2022/442
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2016
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
Mahkememiz —-sayılı kararı ——- kararı ile bozulmakla mahkememize geldi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının ortağı ve yetkilisi olduğu —– yaptığı—— satın aldığını, müvekkilinin —– olarak aldığı dairenin büyük bir kısmının sığınak olarak ortak alanda kaldığını öğrendiğini, bunun üzerine —- esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını,—- dosyası üzerinden dava dışı şirket aleyhine takip yapılmış ancak tahsilatın yapılamadığını, bunun üzerine savcılığa suç duyusunda bulunularak —– esas sayılı dosya ile yargılamaya geçildiğini, davalıya—-ay hapis cezası verildiğini ve dosyanın —– onanarak kesinleştiğini, müvekkilinin bu olaylar sonrasında ödediği parayı alamaması ve dairede de ikamet etmemesi üzerine ekonomik sıkıntıya girdiğini, bu arada müvekkili aleyhine —- sayılı dosyası ile —- tutarında icra takibi açıldığını, davacının dairenin ödenmesi için bankadan kredi çektiğini, bu durumda davacı daireyi —- bedel ile sattığını, bu nedenlerle—- sayılı dosyasından davalının da mesul olduğunun tespiti ile dava tarihi itibariyle icra dosyası kapak hesabı yapılarak bu tutardan taşınmazın satıldığı—- mahsup edilmek suretiyle hesaplanacak tutardan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik — maddi ve —–manevi zararın tazminini, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını, mümkün değilse bu tutarların haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; gayrimenkul satış bedellerinin tapu kayıtlarında düşük gösterildiğini, davacı daireyi — – aldığını söylese —- olarak müvekkili tarafından da kabul edildiğini, tapuda ise bu bedelin —- olarak gözüktüğünü, davacının daireyi — sattığını, eğer tapudaki değerlerin gerçek bedeller olduğu kabul edilecekse bu durumda davacının zarar değil kar elde ettiğini, müvekkilinin davacıya dava konusu daireyi dava aşamasında ——- ye iade etmesini teklif ettiğini ancak davacının bu teklife yanaşmadığı gibi tekliften sonra daireyi devrettiğini, bu da davacının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, müvekkilinin davacıyı hile ile kandırmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin yersiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE:
Dava haksız fiil nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın tapu kayıtları celp edilmiş dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce celp edilen,—- sayılı dosyasının incelemesinde, davalıya dolandırıcılık nedeniyle —- ay hapis cezası verildiği ve dosyanın Yargıtayca onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, müvekkilinin davalının ortağı ve yetkilisi olduğu —- yaptığı —— bedelle satın aldığını, müvekkilinin——-olarak aldığı dairenin büyük bir kısmının sığınak olarak ortak alanda kaldığını, müvekkilinin dolandırıldığını iddia ederek, taşınmazın satıldığı —- mahsup edilmek suretiyle hesaplanacak tutardan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik —maddi ve —– manevi zararın tazminini istemektedir.
Mahkememizce, 6098 sayılı TBK ‘nun 39. maddesi uyarınca hile iddiasının, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def’i yahut dava yolu ile ileri sürülebileceği, davacı vekilinin —- tarihli şikayet dilekçesinde hile fiilin öğrenmiş olduğu mahkemede yargılaması yapılan davanın ise —- yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
——davalının kesinleşen mahkumiyet hükmüne dayalı açılan tazminat davasında, sözleşmenin iptali dava edilmediği ,esasen davalının sözleşmenin diğer tarafı olmadığı ,haksız fiile dayalı tazminat davasında hak düşürücü süre öngörülmediği halde ,irade fesadı hallerine ilişkin sözleşmenin iptali taleplerinde gözönünde bulundurulması gereken—- hakdüşürücü süre geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı, hüküm diğer dava şartlarına aykırılık teşkil ettiğinden hükmün kaldırılması ve dosya kapsamında toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmediği, Anlatılan nedenlerle davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görüldüğü gerekçesiyle mahkememizce verilen karar kaldırılmıştır.
TBK nun 39/1maddesinde “yanılma veya aldatma suretiyle ..sözleşme yapan taraf ,yanılma veya aldanmayı öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde sözleşme ile bağlı bağlı olmadığını bildirmez ise sözleşmeyi onamış sayılır. 2.fıkra da ise “sözleşmenin onanmış sayılması ,tazminat hakkını ortadan kaldırmaz “hükmünü haizdir.
Davacı ,davalının yetkilisi bulunduğu şirketten bir adet konut satın almıştır.İlerleyen aşamada davacı ekonomik zorluklar nedeniyle aldatılmak suretiyle satın aldığı taşınmazı düşük bedelle satmak zorunda kaldığını ,ancak yüksek fiyata satın aldığı taşınmazı düşük bedelle sattığından aradaki tutar kadar zarara uğradığından bahisle elde ki davayı açmıştır.
—–sayılı ilamı ile;dava konusu satış nedeniyle davalının davacıyı dolandırdığından bahisle mahkumiyet hükmü verilmiş ve hüküm ——- onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Şirket hakkında—- esas sayılı ilamı ile satış bedeli olan —– davalı şirketten istirdadına hüküm verilmiş ise de şirketten bir tahsilat sağlanamadığı icra dosya kapsamıyla sabittir.
TBK nun 74.madde hükmü gereği ;hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de, mahkumiyet kararı ve tespit edilen maddi olgular ile bağlı olup davalı şirket temsilcisinin aynı zamanda suç teşkil eden haksız fiilinin mevcut olduğu sabit olmuştur.
TMK’nın 50/3. maddesi gereğince tüzel kişinin sorumlu olduğu hâllerde haksız fiili gerçekleştiren organın kusurunun bulunması, organ sıfatına sahip kişi ya da kişilerin de zarar görene karşı sorumlu olmalarına yol açar. Bu hâlde zarar görene karşı hem tüzel kişi hem de kusurlu organ sorumludur ve aralarında müteselsil sorumluluk bulunur. Tüzel kişinin organının birden çok kişiden oluştuğu hâllerde haksız fiil, organı teşkil eden kişilerin tamamı tarafından işlenmemişse, sorumluluk sadece haksız fiili gerçekleştiren kişi ya da kişiler için ortaya çıkar.
Bu kapsamda Ceza Mahkemesi kararı ile davacının dolandırılmak suretiyle zarara uğratıldığı sabit olmuştur.
Davaya konu edilen taşınmazın satış tarihi itibarı ile değeri mahkememizce görevlendirilen —– olduğu tespit edilmiştir.
Dolayısıyla davalı taraf dolandırıcılık fiili ile —– olan taşınmazı davacıya — satmış ve aradaki —–tutarında davacının zarara uğramasına sebebiyet vermiştir.
Manevi tazminat yönünden ise davacının davalı tarafından uğramış olduğu haksız fiil nedeniyle küçük düşürüldüğü ve bu nedenle davacıda oluşan manevi acıların tatmini için tarafların sosyal ekonomik durumu da dikkate alınarak takdiren —- manevi zarara hükmedilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1a—- maddi tazminatın —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1b—– manevi tazminatın — tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 2.595,78 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 734,34 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.861,44 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 734,34 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 1.741,95 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul-kısmen red oranına göre hesaplanan 1.539,40 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul-kısmen red oranına göre hesaplanan 11,63 TL’nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
6- Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7– Kabul edilen maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 5.250,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8- Ret olunan manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Ret olunan maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Dosyada mevcut gider avansının ve teminatın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2022