Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/554 E. 2022/820 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/554 Esas
KARAR NO:2022/820

DAVA:İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/11/2020
KARAR TARİHİ:08/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı kooperatif tarafından; Cari hesap bakiyesi ve Genel Kurul Toplantılarında alınan kararlar gereğince borçluya ait ödenmeyen kooperatif alacağının şifahi taleplerine rağmen ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine —- Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun söz konusu icra takibine ve borca, borçlu olmadığından bahisle itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, Toplanacak deliller ve alacaklı davalının defter, belge ve kayıtları incelendiğinde takibe konu alacağının ödenmediği ve dolayısıyla da takibe yapılan itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunun görüleceğini, bu nedenlerle, işbu davanın açılmasının zorunluluğunun doğduğunu iddia ederek; İcra takibine yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın — faizi ile devamına, İtirazında haksız olan borçlunun— aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacı — tarihinde ortaklık sözleşmesi imzalanarak; Davalının — tarihli yönetim kurulunun 107 sayılı kararı ile ortaklığa kabul edildiği ve kendisine — dairenin verileceğinin belirtildiğini, davalının tüm sorumluluklarını ve borçlarını eksiksiz yerine getirip tapu teslimini beklerken; oturduğu — davacı kooperatifin bilinmeyen borçlar nedeniyle icra yapıldığını ve söz konusu daire—-Talimat sayılı dosyası ile — tarihinde cebri icra yoluyla — yevmiye numarası davalının haberi olmadan satın alındığını, davacı Kooperatif yetkilileri tarafından, davalıya birkaç gün içinde durumun düzeltileceğinin ifade edilmesine rağmen hiçbir adım atılmadığını, davalının parasını eksiksiz ödediği dairede kiracı konumuna düştüğünü ve —kira ödediğini,
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nu md.1; de kooperatif “ Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.” olarak tanımlandığı ve yine aynı kanun md.2’de “Yapı kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dâhil bulunan diğer kooperatiflerin ana sözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütler başka bir resmi şekil aranmaksızın muteberdir.” şeklinde belirtildiğini, Ayrıca Davacı tarafından hazırlanan — kooperatifi Ana Sözleşmesi md.6’da “Kooperatifin amacı ortaklarının konut ihtiyacını karşılamaktır.” yine md.6/2’de “Yaptırılan konutların mülkiyetini bu ana sözleşmede yazılı esaslara göre ortaklarına aktarır” şeklinde belirtildiğini, Yerleşik Yargıtay İçtihadında “Bir yapı kooperatifinin ortağına karşı asıl yükümlülüğü parasal yükümlüğü karşılığında ana sözleşmeye uygun oturmaya ya da kullanmaya elverişli konut ya da işyeri teslim etmektir.” —açıkça kooperatifin yükümlüğünün belirtildiğini, belirtildiği gibi davacının asıl yükümlülüğünün, davalıya bütün sorumluluğunu eksiksiz olarak yerine getirmesi sebebiyle dairesini teslim etmekken davalının dairesinin davacının bilinmeyen borcu ile satıldığını, Dolayısı ile davalının davacı ile ortaklığı davacı kooperatifin kuruluş amacı olan; ortağının konut ihtiyacını karşılamak edimini yerine getirme imkânsızlığı sebebiyle fiilen ve teknik olarak kendiliğinden davacının kendi sebep olduğu borcunun ödenmesi kendi tarafından sonlandırıldığını, Bunun üzerine mağdur olan davalı mağduriyetinin giderilmesi için; tüm bedelleri ödenerek hak edilen dairenin kendisine verilmesi veya dairenin aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde aynı kooperatife ait aynı yerde ve değerde daire verilmesini, aynı değerde daire bulunmuyorsa, satılan dairenin gerçek değerinin tespiti ile verilecek dairenin değerinin ödenmesi kaydı ile –yılında— Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açtığını, Mahkemenin de—Kararı ile davalıyı haklı bularak; — tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacı kooperatiften alınarak davalıya verilmesine karar verdiğini, yönetim kurulu üyelerinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu Md. 62’de “Yönetim Kurulu, kooperatif işlerinin yönetim için gereken titizliği gösterir ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder. Yönetim Kurulu üyeleri ve —, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve mallan bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır” diye belirtilmesine rağmen davalıya karşı yerine getirmedikleri edime rağmen davalıyı kooperatif üyeliğinden çıkarmaktan imtina etmediklerini ve kendi kusurlarından doğan aidat borçlarını kooperatifle ilgisi kalmayan ve ısrarla ortaklıktan çıkarmadıkları davalıdan tahsil etmeye çalıştıklarını savunarak, Ek beyanda bulunmak ve fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla; Haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın ve tüm haksız taleplerin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—Asliye Ticaret Mahkemesi, — Dairesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği görüldü.
Mahkememizce aldırılan—tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“- Kooperatife —tarihinde ortak olan ve— yıllarında kendisine tahsis ve teslim edilen kooperatif dairesinde oturmaya başladığı anlaşılan davalının, kooperatifin borçlarından dolayı dairesinin— tarihinde dava dışı üçüncü bir kişiye satılması nedeniyle “ kendisine daire verilemeyen ortak “durumuna düştüğü , — tarihinde terditli olarak—Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığı , davanın— tarihinde sonuçlandığı ve davalının fiilen yaptığı ödemeye göre kooperatifin — tazminat ödemesine karar verildiği , kararın henüz kesinleşmediği
– Davacı kooperatifin davalı aleyhine — yılından kalan borcu ile, daha sonraki yıllarda kooperatif genel kurulunca kararlaştırılan aidatlardan oluşan — anapara ve— gecikme faizi borcunun tahsili için —tarihinde huzurdaki davaya konu olan icra takibini başlattığı, istenen alacak tutarının kooperatif kayıtlarına uygun olduğu, gecikme faizi hesabında da sorun bulunmadığı
-Davalının —- tarihli ihtarnamesiyle ortaklığının sona erdiği Tespit edilmiştir.
Bu tespitler çerçevesinde ;
1) Kooperatif ortaklarının genel kurul kararlarıyla tespit edilmiş olan parasal yükümlülüğünü yerine getirmek zorunda olması , Kooperatifler Kanunu ve anasözleşmede “konut verilemeyen ortaklar” ile ilgili açıklayıcı bir hükmün bulunmaması sebebiyle ortaklık sıfatı devam eden davalının itirazının iptal edilebileceği ,
2) Kanun ve anasözleşme hükmü bu yönde olsa da konut sahibi olmak amacıyla —yıl boyunca kooperatife —- ödediği belirlenen , ancak hak sahibi dairesinin kooperatifin borçları nedeniyle satılması yüzünden konutsuz kalan ve açtığı davada (karar henüz kesinleşmemiş olmakla beraber ) — tazminata hak kazanan davalının, davacı kooperatif tarafından dava sürecinde aidat ödemeye icbar edilmesinin, TMK madde 2 hükmü ve oluşan içtihatlar açısından değerlendirilmesiyle farklı bir sonuca varılabileceği, bunun da mahkeme tarafından yapılabileceği” hususlarının tespit edildiği görüldü.Mahkememizce alınan — tarihli bilirkişi raporunda özetle;”Davacı kooperatifin davalıdan kooperatif üyesi olması sebebi ile aidat borcu olduğu sebebi ile icra takibi başlattığı, davanın konusunun aidat alacağı için yapılan takibin itirazının iptali olduğu
Davalının hissesine düşen dairenin kooperatifin borçları sebebi ile satıldığı, davalının — Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açtığı, Mahkemenin de— Kararı ile davalının ödediği aidatların güncel değerinin iadesine karar verildiği
-Davacının karardan sonraki dönemler için aidat talebinde bulunduğu, davalının kooperatif üyeliğinden beklediği faydayı elde edememesi sebebi ile—Esas ve— Kararı ile ödemiş aidatların iadesine karar verildiği, mevcut durumun değişmediği bu halde davacının takip konusu aidatların hak ettiği hususundaki tarif ve takdirin Sayın mahkemeye ait olduğu,
-Sayın Mahkemenin davacının takip konusu aidat alacaklarını hak ettiği kanaatinde olması halinde ise davacının — işlemiş faiz talep edebileceğinin kabul edilebileceği” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava kooperatif üyeliğinden kaynaklanan kooperatif alacakları nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.—İcra Dairesi’nin — Esas sayılı takibi incelendiğinde takibin —tarihleri arasındaki kooperatif alacağına ilişkin olduğu, takipte— asıl alacak ve —talep edildiği görülmüştür.—Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Esas sayılı davası incelendiğinde davacının—davalının— Kooperatifi olduğu, dava tarihinin —olduğu, davacının talebinin “hak edilen dairenin verilmesi veya dairenin aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde aynı kooperatife ait aynı yerde ve değerde dava verilmesi, aynı değerde daire bulunmuyorsa , satılan dairenin gerçek değerinin tespiti ile verilecek dairenin artı-eksi değerinin ödenmesi kaydı ile karar verilmesi veya aynen iade veya karşılığında daire teslimi, mümkün değilse bedelin ödenmesi” olduğu, yargılama sırasında — tarihlerindeki ödenen kooperatif alacaklarına ilişkin değerlendirme yapılarak “davanın kısmen kabulü ile, davacının terditli talebi yönünden —- davalı kooperatiften alınarak davacıya verilmesine” hükmedildiği görülmüştür.—Esas sayılı takibi incelendiğinde borçlusunun davacı— Kooperatifi olduğu, kooperatifin takibe konu borcu nedeniyle —tarihinde dava dışı — isimli şahsa ihale edildiği, ihale hakkında açılan ihalenin feshi davasının— tarih ve — sayılı ilamı ile reddine karar verildiği ve kararın — tarihinde kesinleşmiş olmakla ihalenin —-tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. Maddesi uyarınca “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler.”
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 134/1 maddesi uyarınca “İcra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olur.”
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 13. Maddesi uyarınca “Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi kooperatif üyeliğinden kaynaklanan kooperatif alacakları nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu, davalının— yılında kooperatif üyesi olduğunun sabit olduğu, davacının yukarıda da ortaya konulduğu gibi takipte— tarihleri arasındaki kooperatif alacaklarını talep ettiği, yine dosya kapsamındaki deliller dikkate alındığında davalının kooperatif ortaklığı sebebiyle kendisine tahsis edilen —numaralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın kooperatifin borcu sebebiyle — tarihinde dava dışı— isimli şahsa ihale edildiği hususunun sabit olduğu, bu sebeple yukarıda atıf yapılan İİK maddesi de dikkate alındığında taşınmazın mülkiyetinin— tarihinde dava dışı — şahsa geçtiği, cebri icra ile satışın tescil dışı mülkiyet iktisabını sağladığı, belirtildiği gibi ihalenin de daha sonraki tarihte kesinleştiği, bu sebeple —- tarihi itibariyle davacı kooperatifin davalı ortağa karşı kooperatife katılım amacını gerçekleştirme imkanının kalmadığı, zira bu hususun —- Esas sayılı davasında da davacının ilk terditli talebinin reddedilerek tespit edildiği, her ne kadar Kooperatifler Kanunu’nunda kooperatiflerin ortaklara karşı yükümlülükleri ve yükümlülüklerin ihlali halinde hangi hukuki sonuçların ortaya çıkacağı düzenlenmemiş ise de kooperatife katılma amacı kooperatiften kaynaklanan sebeplerle gerçekleşmeyeceği anlaşılan ortaktan kooperatif alacaklarının ödenmesinin beklenemeyeceği, zira Kooperatifler Kanunu’nun 23. Maddesi uyarınca ortakların vecibelerde eşit olduğu kadar haklarda da eşit olduğu, davalı ortağın ise diğer kooperatif üyelerinden farklı olarak kooperatifin amacına ulaşma imkanının — tarihi itibariyle bulunmadığı, bu sebeple de vecibelerini yerine getirme yükümlülüğünün de kalmadığı, kaldı ki ortağın —-Esas sayılı terditli davasında ödediği aidat bedellerinin güncellenmiş şekilde iadesini talep ederek ortaklıktan çıkma iradesini de—-tarihi itibariyle gösterdiği, zira her ne kadar Kooperatifler Kanunu’nun 13. Maddesinde — aracılığı ile bildirim aranmışsa da dava yoluyla yapılan bildirimin daha kuvvetli bir şekil olması nedeniyle evleviyetle geçerli olduğu, bu sebeple her halükarda bu tarihten sonraki kooperatif alacaklarından da sorumlu olmayacağı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken— karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan— harçtan mahsubu ile bakiye — hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (—- üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen — arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren— hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.