Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/549 E. 2023/237 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/592 Esas
KARAR NO: 2023/178
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/05/2015
KARAR TARİHİ: 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 19.000.000,00 TL sermayeli davalı şirketin %45 hisseli ortağı olduğunu, payının sicilde % 1 olarak gözüktüğünü, bu hususta —— dosyası ile açılmış olan davanın yargılamasının devam eitiğini, müvekkili ile davalı şirket ve müdürü arasında yargılaması devam eden birçok dava bulunduğunu, 14.04.2015 tarihinde yapılan —– yılları —— toplantısında alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, iptalleri gerektiğini, —– yılı toplantılarının bir arada gerçekleştirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu —— toplantılarının —— maddelerinde okunan ve müzakere olunan faaliyet raporları ile muhalefetlerine rağmen tasdik olunan —— eksik, yanlış ve gerçek dışı olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, şirket defter ve kayıtlarının fiktif tutulduğu ve izaha muhtaç bulunduğunun kayyım raporları ile de tespit edildiğini, müvekkilinin faaliyet raporları ve ——– şirkete ait borç ve alacaklar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığından kabul etmediğini, söz konusu genel kurul gündeminin ——- başlıklı maddesi gereği oy çokluğu ile alınan kararın da hukuka ve şirketin gerçekte mevcut ekonomik yapısına aykırı olduğundan iptali gerektiğini, şirket kayıtlarının gerçekleri yansıtmadığını, bu yıllara ilişkin bir zarar söz konusu ise bu zarardan şirket müdürünün sorumlu olduğunu, şirketin devamlı kâr dağıtmaması hususundaki kararının objektif ve hüsnüniyet kurallarına aykırı olduğunu, TTK md.452 uyarınca kâr payının şirket ortaklarının müktesep haklarından bulunduğunu, —— yılı kârlarının kayıtlara tam olarak yansıtılmadığını, davalı şirketin bir limited şirket olup amacının da kâr dağıtmak olduğunu, neredeyse şirketin kuruluşundan bu yana kâr dağıtılmadığını iddia ederek, 14.04.2015 tarihinde yapılan —– genel kurullarında gündemin —— maddesinde alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının TTK 446/1-a uyarınca dava konusu genel kurul kararlarının iptalini talep etme hakkı bulunmadığını, davacı vekilinin —– nolu gündem maddesi müzakere edilirken gündem konusuna ilişkin bir takım beyanlarda bulunduğu ve konuyla ilgili yazılı beyanlarını içeren dilekçesini ——— sunduğunu, —– müzakere edilirken yine gündem konusuna ilişkin beyanlarda bulunduğu ve yapılan oylamadan sonra oylamaya ilişkin beyanda bulunmaksızın yalnızca ——– muhalefet dilekçesi verdiğini, bu dilekçede yalnızca gündem konusuna ilişkin görüşlerin yer aldığını,—–maddede ise davacının yine gündeme ilişkin beyanlarda bulunduğu ancak oylamadan sonra oylamaya muhalefetini içerir hiçbir beyanda bulunmadığı hususlarının sabit olduğunu, dava konusu —– toplantılarının üç ayrı genel kurul gündemi doğrultusunda ayrı ayrı yapılmasında hiçbir hukuka aykırılığın bulunmadığını, yapılan toplantının ve toplantıda alınan kararların usul ve yasaya uygun olduğunu, ticari defler ve kayıtlarının tutulduğunu, iddialarının haksız ve dayanaksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.
Bilirkişiler —-,—-, —- tarafından sunulan 14.03.2017 tarihli bilirkişi raporu; Davalı şirkelin —– tarihinde yapılan ——- alınan bazı kararların iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, davalı —–numarasıyla kayıtlı olduğunu, şirketin —- sermayesinin; —- kısmının—– kısmının da davacı —olduğunu, davalı şirketin —– tarihinde yapılan ——- tüm ortakların vekâleten temsil edildiğini, bu şekilde %100 oranında nisap sağlandığını, TTK’nun “Genel kurul kararlarının butlanı ve iptali” başlıklı 622. maddesi “Bu Kanunun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır ” hükmünün haiz olduğunu, T.T.K. m. 446’da gencl kurul kararlarının iptalinin hangi durumlarda ve kimler tarafından talep edilebileceği açık biçimde düzenlendiğini, Maddeye göre; Toplantıda bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız. olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasına etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, ——– Kararların yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna scbep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir şeklinde olduğunu, davalı şirketin —- tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararlar tescil ve ilân ettirilmediğini, Davacının iptalini talep ettiği hususlar gündemin ——- maddelerinde görüşüldüğünü, Söz konusu maddelerde yapılan görüşmeler ve oylamalar raporumuzda tek tek irdelendiğini, Genel kurulların 3 üncü maddesinde yönetim kurulu faaliyet raporlarının okunduğunu ve müzakere edildiğini, herhangi bir oylama yapılmadığını, genel kurulların —– maddesinde tinansal tablolar okunmuş ve müzakere edildiğini, yapılan oylamalar sonucunda —- adet olumsuz oya karşılık, kullanılan —– olumlu oyla öy çokluğuyla tasdik edildiğini, —— tutanağından anlaşıldığı kadarıyla, davacı vekilinin daha önceden hazırladığı dilekçeleri —– vererek şirketin faaliyeti ile ilgili açılmış bulunan dava dosyaları ve mahkemece kayyum atanmasına ilişkin dava dosyaları ve gündemin —–konu —— gerçek olmadığını, usulsüz olduğu, fiktif düzenlediğine ilişkin muhalefetlerini içeren dilekçeleri ile ——–yazılı beyanda bulunduklarını” beyan ettiklerini bu dilekçelerin oylamaya geçilmeden önce verildiğini, ——— kararına göre; “Toplantının henüz baştangıcında gündem maddeleri görüşülmeden ve herhangi bir karar alınmadan, peşinen alınacak kararlara muhalif kalınması mümkün değildir” —— bu gerekçe ile “davacı vekilinin usulüne uygun bir muhülefeti söz konusu olmadığından iptal davası açma hakkının bulunmadığına” hükmedilmediği, ——Öte yandan —— tarihli kararında da; “Muhalefetin görüşmeler sırasında ve gündeme ilişkin olarak değil, oylama sonrasında ve oylama sonucuna ilişkin olarak yapılması gerektiğini, “ dencrek, dava şartı yokluğuna hükmettiği,—– Genel kurulların —– maddesinde kâr dağıtım konusu görüşüldüğünü, yapılan oylamalar sonucunda —-olumsuz oya karşılık kullanılan —– oyla kar dağıtımı kararına csas alınabilecek ticari kar bulunmadığı anlaşıldığını, kar dağılımı ile ilgili bir karara yer olmadığını, oy çokluğuyla kabul edildiğini, —— tutanaklarında davacı vekili tarafından verilmiş herhangi bir muhalefet dilekçesinden söz edilmediğini, davacı vekilinin yalnızca olumsuz oy kullanmakla yetinmiş muhalefetini tutanağa geçirttiğini, dolayısıyla TTK m. 446 gereği davacının —- yıllarına ilişkin gündemin — maddesi ile alınan kararlara karşı dava hakkı bulunmadığını,—- genel kurulunda davacı vekili karara muhalefet ettiğini bildirmiş ve bu hususu toplantı tutanağına yazdırmadığını, bilindiği üzere Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda da % 5 oranındaki birinci temettünün ödenmesine zorunluluk getirilmediğini, davalı şirketin —- senesine ilişkin dönem net kârının —-olduğnu, davalı şirketin sermayesinin —-olduğunu, tamamının ödenmediğini, davaya konu——tarihli bilânçosuna göre;Geçmiş yıllar kârları —– Geçmiş yıllar zararları ise —– olduğunu, davalı şirketin öncelikle 2.905.205,51 TL’lik net kârının tamamını, geçmiş yıllar zararlarından mahsup cderek, geçmiş yıl zararlarını azaltmak zorunda olduğunu, bu somut durum karşısında, davalı şirketin; —– senesi kârından hiçbir dağıtım yapmaması, bunu geçmiş yıllar zararlarının azaltılmasında kullanmasının gerektirdiğini, davacının kâr payı talebi davalı şirketin mali durumuna uygun düşmediğini,—–maddesinin, davalı şirketin mali yapısı açısından gerekli olduğunu, iyi niyet kurallarına aykırı olmadığını, iptaline gerek bulunmadığını, davacının iptalini talep ettiği kararların Kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu şeklinde bir kanaatinin oluşmadığını, bu görüş doğrultusunda, davacının iddialarının ispat edilemediği sonucuna varıldığının bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişiler —- tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi ek raporunda; Davalı şirketin —- yıllarına ilişkin————- tarihinde yapıldığını, toplantı tutanaklarının her yıl için ayrı ayrı düzenlendiğini, davacının iptalini talep ettiği hususların gündemin—– maddelerinde görüşüldüğünü, —– numaralı maddesinde —– faaliyet raporlarının okunduğunu ve müzakere edildiğini, herhangi bir oylama yapılmadığını, herhangi bir karar da alınmadığını, dolayısıyla ortada bir karar olmadığından, davacı vekilinin neyin iptalini talep ettiğinin belli olmadığını, genel kurulların —– maddesinin kâr dağıtımı ile ilgili olduğunu, yapılan oylamalar sonucunda “kâr dağıtımına esas alınacak kâr bulunmadığından” kâr dağıtımı ile ilgili bir karara yer olmadığına oy çokluğuyla karar verildiğini, davalı şirketin geçmiş yıllar zararının —- olduğundan,—- yılında elde edilen —– dönem kârının da bu kadar zararı kapatmaya yermediğinden, genel kurulda alınan kâr dağıtılmamasına ilişkin kararın yerinde olduğunu, davacı yanın iptal talebinin yersiz ve mesnetsiz olduğunu, genel kurulların —– maddesinde ——– okunduğunu, müzakere edilerek oy çokluğuyla tasdik edildiğini, davacının bu maddenin de iptalini talep ettiğini, genel kurul toplantı tutanaklarının —– madde ile ilgili kısımlarında; “Gündemin —- maddesinin görüşülmesine geçmeden önce —– söz aldı. Şirketin faaliyetleri ile ilgili açılmış bulunan dava dosyaları ve mahkemece kayyım atanmasına ilişkin dava dosyaları ve gündemin —– konu ——tabloların gerçek olmadığı, usulsüz olduğu, fiktif düzenlendiğine ilişkin muhalefetlerimizi içeren dilekçe ile divan başkanlığına yazılı beyanda bulunuyoruz dedi.” “Gündemin —– görüşülmesine geçildi. —–tablolar müzakere edildi. Söz konusu ——–tablolar — muhalefet oyuna karşılık, —- olumlu oy ile oy çokluğuyla onaylanmasına karar verildi.” dendiğini, görüleceği üzere —- madde görüşülmeden önce davacı vekilinin beyanda bulunduğunu, bu konuya ilişkin —–sayfasında yer verildiğinden burada ayrıca tekrarlanmadıklarını, öte yandan bir an için muhalefet beyanının uygun olduğu düşünülse bile, davacı vekilinin; « Şirketin zarara uğratıldığı ve şirketin banka kredilerinin, kıymetli evraklarının, borç – alacak ilişkilerinin bilinmediği şeklindeki iddialarının karşılanması, sadece defter ve kayıtlar üzerinde yapılan bir inceleme ile mümkün olmadığını, bunun için envamter sayımının yapılması, kontrol edilmesi, bankalar ve alacaklılar – borçlular ile mutabakat yazışmalarının yapılması gerektiğini, bunun da özel denetim ve / veya tazminat davası ile çözümlenebileceğini, nitekim, davacının beyanlarına göre tazminat ve sorumluluk davası açıldığını, söz konusu davaların neticesinin beklenmesinin mahkemenin takdirinde olduğunu, ek raporda davacının itirazlarına açıklık getirilmiş olup, kök raporlarındaki görüşlerini değiştirecek bir husus mevcut olmadığını beyan etmişlerdir.
Bilirkişi—–tarafından sunulan —- tarihli farklı görüşteki ek bilirkişi raporunda; Dava tarihi itibariyle davalı şirketin ——– esas sermayesinin —– olarak görüldüğü, Bu sermayenin ——, kalan —— davacı—— ait olduğu, Davalı şirket, ——– toplantılarını —— tarihinde peş peşe yaptığını, Bu toplantılarda, ——– raporu okunmuş müzakere edildiğini, ———— toplalar okunmuş oy çokluğu ile Kabul edildiği, müdürün ibrası görüşülmüş ve oy çokluğu ile ibra edilmemesine karar verildiğini, bilançoya göre şirket zararda olduğu için kar dağıtımı yapılmaması da oy çokluğu ile karara bağlandığını, Davacının bu genel kurulda alınan ——– kararlarının iptalini talep ettiğini, Kök raporda davacının iddialarının aksine, hem kayyım raporundan hem de savcılığa sunulan bilirkişi raporunun varlığı dikkate alındığını, Ne var ki heyetimizin mali bilirkişileri mevcut hukuki duruma göre, davalı şirketin ———tabloları üzerinde yaptıkları incelemede bilanço için hukuka aykırılık tespit etmediklerini, Ek raporda da ifade edildiği üzere, faaliyet raporu okunup görüşüldüğünü, bu yönde alınan bir karar olmadığını, bilançoya göre şirketin dağıtışabilir net dönem karı bulunmadığını, olmayan bir karın dağıtılmasına karar verilemeyeceğini, ———-tabloların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı noktasında, davacı fiktif olduğu görüşünde olduğunu, Kök raporda da belirtildiği gibi, Davacı ————- “Resmuü evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık” şikayeti üzerine Bilirkişi ——-tarafından ——– tarihli bilirkişi raporunda; —— tarafından davalı şirketin —– beyannameleri kapsamında yapılan vergi incelemelerine atıfta bulunulmuş ve özellikle —— tarihli vergi suçu rapora atıfta bulunularak şüpheli —— şirket hesapları üzerinde sahte fatura kullanmak suretiyle sahtecilik yaptıkları, bu şekilde şirket kayıtlarında mevcut olması gereken paraların şirket dışına çıkarıldığı, sahte faturaların ——— tarafından düzenlendiği, şirket muhasebe kayıtlarına işlendiği, şirket hesabından bu şahsa çekle ödeme yapıldığı, nihayetinde inceleme sonucunda fiilin vergi ve ceza hukuku yönü ile ilgili olarak ——– hakkında suç duyurusunda bulunulduğunun anlaşıldığı, yine vergi suçu raporunda ——– sayılı ile kamu davası açıkdığı, bu vergi inceleme raporunda ayrıca birçok şirketten sahte faturalar alınarak karşılık bedellerinin şirket hesaplarından çıkarıldığı, eylemlerir——- dönemine örneği olmadığından detaylı araştırma yapma imkanının olmadığı, belirtilmiştir. Ancak bu kanuda dosyaya kesinleşmiş bir mahkeme ilamı sunulmadığını, İncelemelerde ——- yılına ait bulunmadığını, Yine kök raporda —— belirtildiği gibi, —— tarafından yönetici ——- tarihinde kayyım olarak atanan —— tarafından düzenlenen —— tarihli yönetici kayyım raporunda; şirketin gerek yönetim bilgi sistemi, gerekse bunun ———–yönünden merkezi niteliğindeki muhasebe bilgi sisteminin güncel verileri yansıtmadığını, bu bağlamda kayıt ve raporlama sisteminde eksikliklerin gözlenmiş bulunduğu, —– ödenmiş sermayesi ve —— kâr yedekleri olmak üzere taplam —— sermayesinin tamamen ya da en azından —-orarında kaybetmiş durumda olduğu —– tarihi itibariyle net çalışma sermaye açığının yaklaşık —— düzeyinde bulunduğunun belirtildiğini, davalı şirket kayyımı —– tarafından düzenlenen —– tarihli yönetici kayyım raporunda; ilk raporun verildiği —— arasında şirkette olumlu yönde nitelendirilebilecek gelişme olmadığını, şirketin sözleşmeli —— tarafından yapıları çalışmalar çerçevesinde —— tarihi itibariyle beyan edilen kurumlar vergisi beyannamesindeki bilanço ve gelir tabloları için —– tarihinde düzeltme beyanı verildiği, aradaki farkın ——-olduğu belirtilmiştir. Yapılan bu düzeltmenin ilgili ——- kabul edildiğinin anlaşıldığını, bu beyanın verilmesinin tek başına kanuna aykırılık oluşturmayacağının açık olduğunu, Ne var ki, bu beyanın mahkemece atanan yönetim kayyumundan habersiz verilmesinin de uygun olmadığını, ancak buna ilişkin olarak kayyım atayan mahkemenin bir karar vermediği görüldüğünü, bununla birlikte, yönetim kayyımı raporunda muhasebe sisteminin gerçeği yansıtmadığını, bu durum bilançoların iptali sebebi olabileceğini, heyetin kök raporda davacının muhalefetini toplantının başında divan başkanına sunduğunu dikkate alarak, —— içtihadına göre, bu karar açısından da iptal şartlarının oluşmadığı yönünde sonuç açıklandığını, ancak davacı rapora itiraz dilekçesinde, muhalefetini toplantı tutanağına karar alındıktan sonra yazdırdığını ileri sürdüğünü, Bu durumda, belirtilen dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine karar verme yetkisi sayın mahkemede bulunduğunu, öte yandan, davalı şirket aleyhine ——– Mahkemesinde açılan genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davalarında, anılan Mahkeme —— sayılı ilamında; davalı şirketin —-tarihli sermaye artırımı, —-tarihli sermaye artırımı, —– tarihli sermaye artırımı, —– tarihli sermaye artırımı, —- tarihli sermaye artırımı, —- tarihli sermaye artırımı,—- tarihli sermaye artırımı, —-tarihli sermaye artırımı, —- tarihli sermaye artırımı, —– tarihli sermaye artırımı kararlarının butlanına karar verildiğini, bu kararın kesinleşmediği, halen —-incelemesinde olduğunu, kararın bu şekilde kesinleşmesinin şirketin iç ilişkisinde etkili olacağı ve alınan genel kurul kararlarına da etki yapacağını, ancak dosyada kararırı kesinleştiğine ilişkin bir belge olmadığı için mevcut hukuki duruma göre inceleme yapıldığını, davalı şirketin—– tarihinde yapılan —– gündemin —–gereği alınan kararlardan —- gündem konusu hususun, karar olmadığı için, —– nolu kararında bilançoya göre dağıtılacak net dönem karı bulunmaması nedeni ile iptali şartlarının oluşmadığını, —– açısından ise, Muhalefetin karardan önce açıklandığının kabul edilmesi halinde iptali şartlarının oluşmadığını, muhalefetin karardan sonra toplantı tutanağına eklendiğinin kabul edilmesi halinde ise iptali şartlarının oluştuğuna ilişkin olarak ulaştığı farklı gerekçeli sonucu mahkemenin takdirlerine sunmuşlardır.
Bilirkişiler —- tarafından sunulan —– tarihli bilirkişi raporu ile; Tarafların beyanları ve delilleri ışığında, takdirin mahkememizde olmak suretiyle, Davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TITK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davalı defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun ise Sayın Mahkemenizin takdirinde bulunduğunu, Davaya konu olan —– tarihli genel kurul toplantılarının —- yönetim kurulu faaliyet raporunun sadece müzakere edilmesi ve bir karar alınmaması sebebiyle iptalinin söz konusu olamayacağını, Davacının —- tarihli genel kurul toplantılarında alınan —- no.lu kâr dağıtılmaması kararının iptalini talep etmek için gerekli olan muhalefet şerhi verme şartını gerçekleştirmediğini, Davalı şirkete atanan kayyum raporunda yapılan “şirketin gerek yönetim bilgi sistemi, gerekse ——— niteliğindeki muhasebe bilgi sisteminin güncel verileri yansıtmadığını, bu bağlamda kayıt ve raporlama sisteminde eksikler olduğu” tespiti uyarınca ———–tabloların gerçek doğru ve güncel durumu yansıtmasının mümkün olmaması sebebiyle —– tabloların onaylanmasına ilişkin kararların iptalinin gerektiğini, Mahkememizin —- karar açısından dava şartının oluştuğu kanaatine varması halinde, —- No.lu karar ile doğrudanl bağlantılı —- kararların da iptalinin gerekeceğini, mahkememizin iptal nedenlerinin mevcut olmadığı kanaatine varması halinde, —– raporda anılan kararının bekletici mesele yapılıp yapılmayacağı hususunun Mahkemenizin takdirinde olduğu yönünde oluşan kanaatlerini mahkememize sunmuşlardır.
Bilirkişi —- tarafından sunulan—- tarihli bilirkişi raporunda; Gündemin —- kapsamında alınan kararlar ile ilgili olarak, konunun hukuki boyutları ile ilgili bir değerlendirmenin yapmamız olanaklı bulunmadığını, salt uzmanlık alanları sınırları içerisinde yapılan genel değerlendirmelerini sunduklarını, Davacı tarafın iptal taleplerine konu— sayılı gündem maddeleri ile ilgili genel değerlendirmeleri; —- ilgili değerlendirme: —- —— ile ilgili olarak — sayılı gündem maddesi kapsamında alınan kararın ———boyutları itibarıyla iptali koşullarının bulunduğu değerlendirilmekle, — sayılı gündem maddesi kapsamında alınan kararın da ————boyutları itibarıyla iptali koşullarının oluştuğunun değerlendiğini, —– ilgili değerlendirme;—- —— ile ilgili olarak —- sayılı gündem maddesi kapsamında alınan kararın—-itibarıyla iptali koşullarının bulunduğundan net olarak söz edilemeyeceği yönündeki değerlendirmemizle birlikte, —-olarak raporlanan dönem net kârı bulunmadığı dikkate alınmakla, —- sayılı —— kapsamında alınan kararın ——- itibarıyla iptali koşullarının oluşmadığının değerlendirildiğini,—- ile ilgili değerlendirme;—- yılı ——– raporlanan dönem net kârı — olarak görünmekle birlikte, —- tarihi itibarıyla raporlanan —- miktarı ile birlikte davalı şirketin —- sorunları veri iken —– kapsamında alınan kararın ——-boyutları itibarıyla iptali koşullarının bulunduğundan söz edilemeyeceğinin değerlendirildiğini, Bilirkişi görev tanımları doğrultusunda ve salt uzmanlık alanlarının sınırları içerisinde olmak üzere yapılan incelemeler çerçevesinde, tespit, analiz ve değerlendirmelerinin mahkememize sunmuş olduklarını, takdirin mahkememize ait olduğunu belirterek her üç yıla ilişkin iptal talebine konu gündem maddeleri kapsamında —– sayılı gündem maddesine ilişkin olarak herhangi bir karar söz konusu olmadığından, bu bağlamda ayrıca tespit, analiz ve değerlendirmemiz söz konusu olmadığını, İptali talep edilen—— sayılı gündem maddesi kapsamında alınan kararlar çerçevesinde; —– ile ilgili kararın —– itibarıyla iptali koşullarının Bulunduğu; ———- ile ilgili kararın ——- itibarıyla iptali koşullarının bulunduğundan net olarak söz edilemeyeceğini, —– ile ilgili kararın ——- itibarıyla iptali koşullarının bulunduğundan söz edilemeyeceğinin değerlendirildiği, İptali talep edilen —- sayılı gündem maddesi kapsamında alınan kararlar çerçevesinde ise; —- ile ilgili kararın — itibarıyla iptali koşullarının bulunduğunu, —- ilgili kararın ——-itibarıyla iptali koşullarının oluşmadığını, —– kararın ——- itibarıyla iptali koşullarının bulunduğundan söz edilemeyeceğinin değerlendirerek mahkememize raporlarını sunmuşlardır.
Bilirkişi —— tarafından sunulan —– tarihli ek bilirkişi raporunda; —- ilgili olarak; davalı şirkete —- yılının ikinci yarısında atanan kayyım kontrolünde yılsonu envanter işlemlerinin yapılamadığı da sabit görünmekle birlikte, şirketin—— uzman yetkilileri tarafından sunulu ——- yılına ilişkin —-ile ilgili olarak, dava konusu genel kurul toplantısı öncesinde verilen —– beyanname ile düzeltmeye gidilmiş olması dikkate alınmakla, görüşlerinin “sınırlı olumlu” yönde sunulduğunu, görüşlerinin olumlu ve olumsuz yönlerine ilişkin dayanakları da kök raporumuzda tüm açıklığıyla sıralanmış olduğunu, takdiri mahkememize ait olmak üzere dava konusu olağan genel kurul toplantısına sunulu —– yılı ——–tabloları ile ilgili ——- gündem maddesi kapsamında alınan kararın ———–boyutları itibarıyla iptali koşullarının bulunduğundan net olarak söz edilemeyeceği yönündeki değerlendirmelerinde bu aşamada da bir değişiklik söz konusu olmadığını, — ———tabloları ile ilgili olarak ise öncelikle; davalı şirkete —- ikinci yarısında atanan kayyım, özellikle de —- tarihleri arasında –kişilik kayyım heyeti kontrolünde olmak üzere, —-yılının ilk 3 aylık dönemi sonuna kadar yayılan envanter süreçleri yanında gerek donanım gerekse yazılım geliştirme çalışmalarına dayalı olarak, muhasebe bilgi sisteminin bilgisayar destekli olarak yeniden yapılanmasında atılan adımların olumlu sonuçlarının, ———tabloların gerçeğe uygun sunumunda önemli katkılar sağladığı vurgulandığını, Kök raporumuzda ayrıntılı olarak irdelenen tüm hususlar bir arada değerlendirildiğinde, davacı vekillerinin itirazlarının, dava konusu olağan genel kurul toplantısına sunulu —– yılı ———-tabloları ile ilgili olarak —- gündem maddesi kapsamında alınan kararın ——-boyutları itibarıyla iptali koşullarının bulunduğundan söz edilemeyeceği yönündeki görüşümüzde bir değişikliğe neden olmadığını, Dava konusu üç yıla ait genel kurul toplantılarının —- gündem maddeleri ile ilgili olarak, davacı vekillerinin kök rapordaki değerlendirmelerin itirazlarına konu alınan —– ilgili kararlar çerçevesinde belirtilmesi gereken hususun ise, kök raporda yer verilen sayısal tespitler veri iken, kararların ———yönden iptali ile ilgili koşulların doğduğundan söz edilemeyeceği görüşlerinde de bir değişiklik söz konusu olmadığını, bilirkişi ek görev tanımımız doğrultusunda yapılan incelemeler çerçevesinde; gerek davalı gerekse davacı vekilleri tarafından kök raporda sunulu itiraz niteliğindeki beyanlarının ayrıntıları itibarıyla rapor içerisinde tartışıldığı ve değerlendirilmelerin sunulduğunu, Sonuç itibarıyla, kök raporda Sayın Mahkemenin takdirlerine sunulu tespit, analiz ve değerlendirmelerimizde bir değişikliğin söz konusu olmadığını mahkememiz takdirlerine sunmuşlardır.
Bekletici mesele yapılan—- Esas sayılı dosyasında; —— sayılı kararında; “davacı vekili, müvekkilinin —– tarihinde davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin —– tarihinden itibaren hiçbir genel kurul toplantısına çağrılmadığını ve dolayısıyla hiçbir toplantıya katılmadığı, bu tarihten sonra alınan genel kurul kararlarında müvekkilinin imzasının taklit edilerek davalı şirketteki hissesinin %01 oranına düşürüldüğünü ileri sürmüştür. Dosya kapsamından davacının davalı şirketin genel kurul toplantılarına katılmadığı, imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı şirket yönetici olan diğer davalı —– eldeki davaya konu eylemler nedeniyle —– sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verilmiş ve karar derecattan geçerek kesinleşmiştir. Anılan dosyada davalı —– tarafından verilen ifadede; davacının şirkete uğramadığı, hiçbir toplantıya katılmadığı, sadece defterlerin ona götürülüp imzası alınarak geri getirildiği, imzanın ona ait olup olmayacağını bilemeyeceği beyan edilmiştir. Dolayısıyla —- tarihinden itibaren bütün genel kurul toplantılarının çağrısız yapıldığı, davacının ise hiçbir genel kurul toplantısına katılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Anonim ve limited şirket genel kurul toplantıları, davetin belli bir prosedüre tâbi tutulup tutulmadığına göre çağrılı ve çağrısız genel kurul toplantısı şeklinde ikiye ayrılır. Hem 6762 sayılı TTK’da hem de 6102 sayılı TTK’da anonim ve limited şirketin genel kurul toplantılarına ortakları davet belli başlı kurallara bağlanmıştır. Kanun koyucu genel kurul toplantılarına davet şekillerinin az ortaklı şirketler açısından pratik olmayacağı düşüncesiyle her iki kanunda da çağrısız genel kurul toplantısını düzenleme ihtiyacını hissetmiştir.—– çağrısız genel kurul 6762 sayılı TTK’nın 538/5 maddesinde; “Bütün ortaklar; aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde toplantıya çağırma hakkındaki merasime riayet etmeksizin de umumi heyet halinde toplanabilirler. Böyle bir toplantıda bütün ortaklar hazır olmak şartiyle, umumi heyetin salahiyetine dahil olan hususlar müzakere edilerek karara bağlanabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre limited şirketlerde çağrısız genel kurul toplantısının yapılabilmesi için bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin toplantıda hazır bulunması ve hiçbirinin toplantıya itirazda bulunmaması gerekir. Buradaki itiraz, doğrudan yapılacak olan çağrısız genel kurul toplantısına veya karar alınmasına ilişkin olmalıdır. Görüldüğü üzere çağrısız genel kurul toplantısı için toplantı yetersayısı bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunması şeklinde belirlenmiştir. Dolayısıyla çağrısız genel kurul toplantısına bütün pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunması ve hiçbirinin toplantıya itirazda bulunmaması, çağrısız genel kurul toplantısında alınacak kararların kurucu unsurunu teşkil etmektedir. Herhangi bir pay sahibinin veya temsilcisinin toplantıda hazır bulunmaması ya da toplantıya itiraz etmesi hâlinde çağrısız genel kurul mevcut olmadığı için alınan kararlar yoklukla malûldür. Bu itibarla davalı şirketin dava konusu olan sermaye artırımına ilişkin genel kurul toplantılarının çağrısız yapıldığı anlaşılmakta olup davacının bu toplantılara katılmadığı sabit olduğundan bu kararlar yoklukla malûldür. Yukarıda da bahsedildiği üzere yok hükmünde bir genel kurul kararı karşısında bunun yokluğunun tespit edilmesinin istenmesi hiçbir şekilde hakkın kötüye kullanılması kapsamında değerlendirilemez.” gerekçesiyle ilk derece mahkemesinin “davalı şirketin—- onay tarihli, —- tarihli,——– tarihli sermaye artış kararlarının yoklukla malul geçersiz kararlar olduklarının tespitine, payın tespiti talebinin her iki davalı yönünden kısmen kabulü ile davacının davalı şirkette %40 oranında pay sahibi olduğunun tespitine, bakiye %60 payın davalı ——–ait olduğunun tespitine” yönelik kararını onamıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, davalı şirketin —-yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısında alınan —– maddelerin iptali istemine ilişkindir.
Toplantıların 3 ncü maddesinde ilgili yıla ait —— okunmuş ancak oylanmamış, davacı tarafça muhalefet dilekçesi sunulmuş ve tutanağa geçirilmiştir.
Toplantıların 4 ncü maddesinde ilgili yıla ait ——- müzakere edilmiş ve oylanmış, oyçokluğuyla kabul edilmiş, davacı tarafça muhalefet dilekçesi sunulmuş ve tutanağa geçirilmiştir.
Toplantıların 6 ncı maddesinde ilgili yıla ait Kâr Payı dağıtılıp dağıtılmayacağına ilişkin oylama yapılmış, oyçokluğuyla dağıtılmama kararı kabul edilmiş, davacı tarafça muhalefet dilekçesi sunulmuş ve tutanağa geçirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 622 nci maddesi anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümlerin, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanacağını düzenlemiştir.
TTK’nun Genel kurul kararlarının iptali İptal sebepleri başlıklı 445 ncı maddesi “(1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” ve İptal davası açabilecek kişiler başlıklı 446 ncı maddesi “(1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” hükmünü düzenlemiştir.
Davacı taraf pay sahibi olup toplantılarda hazır bulunduğu ve muhalefetini de tutanağa geçirttiğinden söz konusu kararların iptalini talep etme hakkına sahiptir.
Toplantıların 3 ncü maddesinde, ait olduğu yıla ilişkin Faaliyet Raporu okunmuş ancak oylama yapılmamıştır. Oylama yapılmaması sebebiyle alınan bir karardan bahsedilemez. Genel kurulca alınan bir karar bulunmadığından iptali de talep edilemez. Bu sebeple davacı tarafın toplantıların 3 ncü maddesinin iptaline yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükme esas alınan — tarihli bilirkişi—— raporuna göre; ——– gerçeği yansıtmadığı ve —- tutulduğu, bu kapsamda —– maddeler yönünden iptal koşullarının oluştuğunun değerlendirildiği, — yılındaki tabloların gerçeğe aykırı tutulmasının muhasebe sistemi gereği aktarıldığı—- yıllarına da sirayet edeceği, —– yıllarına ait tablolarında gerçeği yansıtmayacağının aşikar olduğu, fiktif düzenlenen ———–tabloların genel kurulda onaylanmasının kanun ve esas sözleşme hükümleri ile dürüstlük kuralına aykırı olduğu yine bu tablolara dayanılarak kâr payı dağıtılmaması kararının da kanun ve esas sözleşme hükümleri ile dürüstlük kuralına aykırı olduğu anlaşıldığından davacı tarafın toplantıların —-maddelerin iptaline yönelik talebinin kabulüne karar verilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1—– tarihinde yapılan davalı şirket —- yılı olağan genel kurul toplantısının — Maddelerinin iptaline,
— tarihinde yapılan davalı şirket — yılı olağan genel kurul toplantısının — Maddelerinin iptaline,
–tarihinde yapılan davalı şirket — yılı olağan genel kurul toplantısının — Maddelerinin iptaline,
2-Davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 27,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 152,20 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 8.180,00 TL masrafın davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 5.453,33 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen 1.500,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 500,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.