Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/539 E. 2021/441 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/539 Esas
KARAR NO: 2021/441
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı Şirket tarafından, davalı şirket aleyhine —— dosyası üzerinden tarafların arasındaki kopya başı ödemeli servis sözleşmesine binaen —— arasında oluşan alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığını, Davalının, icra takibine itiraz ederek icra takibini durduğunu, daha sonra davacı tarafından —– tarihinde zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğu, Davalı şirket temsilcisinin arabuluculuk görüşmelerine katılmadığını ve —– tarihli arabuluculuk son tutanağı davalı şirket temsilcisinin yokluğunda —- tanzim edildiğini ve imza altına alındığını, davanın kabulü ile davalının icra takibine karşı itirazının iptal edilmesine, ——– takibine işlemiş ve işleyecek faizi ile birlikte devamına, itiraz eden davalı aleyhine likit alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi vermeyerek davayı inkar yolunu seçmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,taraflar arasında akdedilen ticari hizmet sözleşmesine dayalı kurulan açık hesap ilişkisinde muhtelif tarihli faturalar nedeni ile itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.Bu noktada icra takip dosyası irdelendiğinde davacı tarafından davalı aleyhine genel haciz yolu ile icra takibine girişildiği,davalı borçluya —— tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresi içersinde davalı borca itirazı üzerine takibin durmasına karar verilmesi nedeni ile davacı tarafından eldeki davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Davalı tarafından ibraz edilen borca itiraz dilekçesi irdelendiğinde davacının bir iki ay içinde 2-3 kez sözleşme değiştirdiği, kopya başı ücretleri yükselttiği,buna rağmen kabul ettiklerini, ancak fotokopi makinesinin arızalandığı , davacının yeni makine alınması gerektiğini bildirdiği, bu sebeple mağdur olduklarını borca itirazlarının sebebinin bu olduğunu beyan etmiştir.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel hüküm ihdas edilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Doktrinde fatura; satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Nitekim “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5).
Yine fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.———-
Davacının iddiaları ve davalının savunmaları bu esaslarda incelendiğinde takibe konu açık hesabın konusu teşkil eden faturalardaki isteminin haklılığını davacının davalıdan sadır irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle veya tarafların ticari defter ve kayıtları gibi kesin deliller ile ispat yükünü yerine getirmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Ticari defterlerin ve faturaların delil olmasına ilişkin düzenleme HMK’nın 222. maddesinde yer almaktadır. Yasal düzenlemeye göre;
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için,diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmış olması gerekir. Diğer tarafın 2.fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defter sahibi lehine delil olarak kullaılamaz. (HMK 222/3)
Tarafların tacir olması nedeni ile ticari defter ve kayıtlar kesin delil teşkil ettiğinden taraf ticari defter ve kayıtlarının mali müşavir bilirkişiden hizmetin verilip verilmediği hususunun tespiti noktasında rapor tanzimi istenilmiştir.
Davacı —— dönemlerine ait açılış ve kapanış tasdiklerini zamanında yaptırdığı, işlenmiş kayıtlar yönüyle incelenen ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK.nın 64.ve devamı maddelerinde belirli kanuni şartları taşıdığı, işlenmiş kayıtlar yönüyle sahibine delil olma özelliği taşıdığı, taraflar arasında yazılı sözleşme tespit edilmemiş açık hesap ilişkisine göre kayıtların davacı ticari defterlerine kayıt edildiği görülmüştür.
Davacı ticari defterlerinde davalı adına açılmış muavin defterde fatura ve ödemelerin kayıt edildiği, davacı alacağının takip tarihi itibari ile—— bakiye ile kayıtlı olduğunun tespit edildiği, ödemelerin münhasıran belli borca yapıldığı belirtilmedikçe önce doğan borca mahsup edilmesi ilkesi (BK 102) gereği dava konusu bakiye borcun —- bedelli irsaliyeli faturadan kalan ——- bedelli fatura tutarlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Davalının icra dosyasına yaptığı itirazda davacının bir iki ay içinde —— kez sözleşme değiştirdiği, kopya başı ücretleri yükselttiği,buna rağmen kabul ettiklerini, ancak fotokopi makinesinin arızalandığı , davacının yeni makine alınması gerektiğini bildirdiği, bu sebeple mağdur olduklarını borca itirazlarının sebebinin bu olduğunu beyan etmiştir. Yani davalı faturalardaki birim fiyatlarını kabul ettiğini beyan etmiş, fatura ve içeriği hizmetleri almadığına dair itiraz etmemiştir.Davalı tarafından bu noktada ayıp veya eksik iş ihbarında bulunulmadığı gibi Mahkememiz yargılamasında tahkikat yargılaması devamında bu noktada her hangi bir delil ibraz edilmemiş,ticari defter ve kayıtlarda inceleme gününün tebliğine rağmen incelemeye sunulmadığından davacı tarafından ikame edilen davanın davacı ticari defter ve kayıtları nispetinde kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı borçlunun —–takip dosyasında borca itirazın kısmen iptaliyle, takibin —–asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Takipte alacağın ticari hizmet sözleşmesinden doğması nedeniyle 3095 sayılı yasa 2/2 maddesi gereğince AVANS FAİZİ UYGULANMASINA,
3-Asıl alacağın likit nitelikte bulunması nedeniyle %20 nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4-Alınması gerekli 85,42 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 31,02 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafça yargılama gideri olarak sarf edilen toplam 833 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 698,32 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.250,53 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair Miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda okunup anahatları ile anlatıldı. 24/06/2021