Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/521 E. 2023/976 K. 10.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/521
KARAR NO : 2023/976

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, davalı firmadan poliçe kaynaklı alacağı nedeniyle—–. İcra Müdürlüğü —-esas numarasıyla başlatılan icra takibi, davalı borçlu —– tarafından itiraz ederek durdurulduğunu, davalı borçlunun haksız itirazları takibi sürüncemede bırakmak amaçlı olduğunu, itirazın iptalinin gerektiğini,—– Asliye Ticaret Mahkemesi —–Esas ve —-Karar nolu dava ile; müvekkil şirkete ait —-plakalı mobil vincin boşaltma sırasında —– plakalı araca zarar vermesi nedeniyle, zarar gören aracın kasko sigortası müvekkil şirkete dava açmış ve müvekkil şirket; olay sırasında tutulan kaza tutanakları ve dava aşamasında alınan bilirkişi raporuyla işleten sıfatıyla %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkil şirketin; sigorta şirketinin —– olması nedeniyle dava neticesinde sorumlu tutulduğu bedeli davalı … 30.11.2017 tarihinde başvuru yaparak yöneltmiştir. Müvekkil şirket, başvuruyu yanıtsız bırakan sigorta şirketi aleyhine poliçe kaynaklı alacağına dayanarak —–. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, ancak davalı şirket söz konusu bu takibe haksız bir şekilde itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu, taraflarınca yapılan itiraza karşı dava şartı olan arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, davalı/borçlu ile yapılan müzakereler sonucunda anlaşmaya varılamadığını,—–Asliye Ticaret Mahkemesi——Nolu dava ile mahkeme; olay esnasında tutulan kaza tutanakları, ekspertiz raporu, trafik kayıtları ve yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde vinç kullanıcısı ile müvekkil şirketi işleten sıfatıyla kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu bulmuştur. Müvekkil şirketin işleten sıfatıyla söz konusu kazada %100 kusurlu olduğunun sabit olduğunu, kazaya karışan mobil vinçle ilgili; müvekkil şirket ile … arasında 21.04.2013- 21.04.2014 tarihlerinde geçerli ve —– poliçe numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunmakta olup, müvekkil şirketin dava dışı şirkete ödemiş olduğu bedelin, sigorta poliçesi kapsamında davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesi gerektiğini, zarar gören üçüncü kişilere tazminat ödeyen sigorta ettirenin (işletenin), poliçedeki limite göre sigortacısından istekte bulunmasının yasal dayanağı, Yargıtay kararlarında: “KTK. m. 91’de belirtildiği üzere Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile işleten, üçüncü kişilere verdiği zararlardan dolayı kendi “sorumluluğunu” sigorta ettirmektedir. Sigorta sözleşmesi, sigorta ettirenin malvarlığındaki azalmayı önlemek amacına yönelik olarak düzenlenir. Bu ilişkide sigorta ettirenin yararı güvence altına alınmaktadır. Bunun sonucu olarak sigorta ettiren (işleten-araç sahibi), sigortacının ödediği tazminat kadar borcundan kurtulmaktadır. Eğer sigorta ettiren (işleten-araç sahibi), sigortacının ödemekle yükümlü olduğu tazminat tutarını zarar gören üçüncü kişilere ödemişse, sigortacının, sigorta ettiren zararına zenginleştiği kabul edilmelidir. İşte bu haksız ve nedensiz zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olan sigortacıya karşı, sigorta ettirenin (zarar gören üçüncü kişilere) ödediği tazminat tutarını geri isteme hakkı bulunmaktadır.”“Bir sigorta şirketine Trafik (ZMSS) poliçesi ile sigortalı bir aracın sürücüsü üçüncü kişilere zarar vermişse, zarar görenler tarafından sigorta ettirene karşı bir dava açılmadan dahi, sigorta ettirenin (işletenin), üçüncü kişilerin zararından sorumlu olduğunu kanıtlaması halinde, sigorta bedelini, kendi aracının Trafik (ZMSS) poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden isteme hakkı bulunduğunun kabulü gerektiğini, sigorta ettiren müvekkil şirket söz konusu sigorta poliçesine dayanarak teminat altına alınan ve sigorta kapsamına giren tutarı davalı … yöneltmiştir. Trafik Sigortası kapsamında ve teminat güvencesine alınan bir ödemeyi davalı şirketin kabul etmemesinin hukuka aykırı olduğunu, meydana gelen zarar poliçede yer alan teminat kapsamında olduğunu, davalı şirket müvekkil şirketin kendilerine yaptığı ihbar bildirimine cevap olarak; hasarın meydana geldiği yer olan şantiye sahasının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca teminat kapsamında yer almadığını, müvekkil şirketin başvurusunu sonuçsuz bıraktığını, sigorta şirketi hasarın meydana geldiği yer olan şantiye sahasının doğrudan karayolu olup-olmaması üzerine bir değerlendirme yapmıştır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 2/b’de “Erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümleri uygulanır.” hükmü yer aldığını, bu düzenleme karşısında davaya konu kaza her ne kadar karayolu üzerinde gerçekleşmemiş olsa da kamuya açık bir alanda ve şantiye sahası içinde yer alan motorlu aracın işletilmesi esnasında gerçekleşen bir kazanın 2918 Sayılı Yasa kapsamında yer aldığının açık olduğunu, ZMMS sözleşmesi ile motorlu araç işletenin 3. kişilere verdiği zararlar nedeniyle onlara karşı olan hukuki ve mali sorumluluğu güvence altına alındığını, kazaya neden olan araç işletenin hukuki sorumluluğu güvence altına alınmış olduğundan sigortacının zarar giderim yükümlülüğünün de bu ilke çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle davalı … şirketinin itirazı yerinde olmadığını, Davalı şirket müvekkil şirketin kendilerine yaptığı ihbar bildirimine cevap olarak; hasarın meydana geldiği yer olan şantiye sahasının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca teminat kapsamında yer almadığını belirttiğini, müvekkil şirketin başvurusunu sonuçsuz bıraktığını, sigorta şirketi hasarın meydana geldiği yer olan şantiye sahasının doğrudan karayolu olup-olmaması üzerine bir değerlendirme yaptığını, şirket yetkililerine meydana gelen zararın giderilmesi için mail gönderilmiş, gönderilen maile olumsuz dönüş yapıldığını, yanıt olarak kazanın meydana geldiği —— karayolu olmadığını bu sebeple teminat kapsamında yer almadığının belirtildiğini, ancak ilgili Yargıtay kararında da belirtildiği gibi kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesinin gerekmediğini, belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da meydana gelen kaza KTK kapsamında olduğunu, —–limanında meydana gelen kazanın ilgili kanun kapsamına girdiği ve teminat kapsamında yer aldığının kuşkusuz olduğunu, açıkça görülüğü üzere söz konusu zarar poliçede yer alan teminat kapsamında olduğunu, teminat kapsamında yer alan sigorta bedelinin sigorta şirket tarafından ödenmesi gerektiğini, borçlu itirazında haksız olup söz konusu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerektiğini, borçlu her ne kadar itiraz dilekçesinde herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia etmiş ise de, söz konusu icra takibinde yer alan takibe dayanak teşkil eden evraklardan da anlaşılacağı üzere borçlu takibe sırf süre kazanmak amacıyla itiraz etmiş, müvekkil şirketin alacağına zamanında kavuşmasını engelleyerek yargının haksız olarak meşgul edilmesine neden olduğunu, haklı bir nedeni olmaksızın itiraz edilen takibini uzatma amacı taşıyan itirazın iptali ile alacaklı müvekkil şirket lehine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi için işbu davayı ikame etme zorunluluğun hasıl olduğunu, arz ve izah olunan ve re’sen takdir edilecek nedenlerle fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile—— İcra Müdürlüğü’nün —–Sayılı icra takibine yapılan İtirazın iptalini, hak edilen sigorta bedelinin davalıdan ihbar tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsil edilmesini, Davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere, icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından, 21.04.2013-21.04.2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere,—–numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan —– plakalı aracın, 02.07.2013 tarihinde karışmış olduğu olayda hasarlanan—–plakalı araçta meydana geldiği iddia olunan değer kaybının ve ekspertiz ücretinin karşılanması talebiyle işbu davanın açıldığını, konu poliçeye ilişkin sorumluluklarının 25.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmemiz hiçbir şekilde kabul anlamına gelmediğini, bilindiği üzere, maddi zararlardan ötürü sigortacı, poliçede gösterilen limit meblağının tamamından değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarının araştırılıp, saptanması neticesinde bulunacak meblağdan, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının olay tarihinde sigortalı olmadığını, 02.07.2013 tarihinde gerçekleşen söz konusu olayda ekteki poliçede görüleceği üzere —–. Sigortalı olduğunu, davacı ile müvekkil Şirket arasında sigorta sözleşmesi bulunmadığını, bu sebeple davacının tarafımıza rücu etmesi mümkün olmadığını, bu yönüyle davanın reddinin gerektiğini, davacının talepleri zamanaşımına uğradığını, hasar tarihi 02/07/2013 olup, işbu dava 22.10.2020 tarihinde açıldığını, karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın zamanaşımını düzenleyen aşağıdaki maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı dolduğundan davanın reddini, davacının talebini kabul etmemekle beraber müvekkil şirket aleyhine bir hüküm kurulması halinde uygulanacak faiz, yasal faiz olması gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun da düzenlenmiş olduğu üzere sigortacının gerek bedensel, gerekse eşyaya gelen zararları ödeme yükümlülüğü, sigortacının ödeme yükümlülüğün öğrendiği tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde geçerli olduğunu, eğer bir tazminat sorumluluğu doğacak ise ancak 8 iş gününün geçmesi ile müvekkil şirketin temerrüde düştüğü kabul edilmesi gerektiğini, Fakat somut olayda yukarıda açıklanan sebeplerle Müvekkil Şirket temerrüde düşmemiş olduğunu, başvuranın faiz isteme hakkının doğmadığını, dava konusu uyuşmazlık tamamen “haksız fiil”den kaynaklanmadığını, haksız filden kaynaklanan taleplerde de uygulanacak ancak kanuni faiz olacaktır. Kaldı ki halefiyet gereği sigortalı aracın özel araç olması durumunda müvekkil şirketin, sigortalısının sorumlu olduğu yasal faizden sorumlu olacağı hususunun tartışmasız olduğunu, bu konuda Yargıtay —– Hukuk Dairesinin 11.03.2014 tarih ve —– sayılı kararında konu irdelenmiş ve sigortalı aracın özel araç olması durumunda sigorta şirketinin yasal faizle sorumlu olması gerektiği içtihat edildiğini:”Olayda tam kusurlu bulunan davalı —–ZMSS poliçesi ile sigortalı araç özel araç olduğundan hükmolunan tazminata yasal faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde avans faizine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır.”
Bu nedenle talep edilen faiz, haksız ve hukuki mesnetten yoksun olup, en yüksek mevduat faizi talebinin ve davanın reddi gerektiğini, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; davanın zamanaşımı yönünden reddini, yapılacak yargılamada tüm delillerin toplanmasından sonra davacının açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini, talep etmiştir.
Bilirkişi —– 03/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; 02.07.2013 tarihinde meydana gelen olayda; sürücü—- olayın meydana gelmesinde %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı —- işleten sıfatında olduğunu, kiralayan dava dışı —- davalı …. ile düzenlemiş oldukları Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesine halef olduğunun kabulü gerekeceğini, Davacı —–tarafından ödenen 18.350,00 TL’den — 5.310,45 TL toplam düşülerek =13.039,55 TL ye davalının sorumlu olduğu Temerrüt’ ünden itibaren işleyen 2.108,22 TL ilavesiyle 15.147,77 TL davalı … sorumlu olabileceğini, —-tarafından Hukuki olgular konusunda takdir tamamen mahkememize ait olmak üzere, tarafımdan tanzim olunan işbu raporu mahkememiz dosyasına arz etmiştir.
Bilirkişi —– 13/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davaya konu olan, Davalı sigortacı—–tarafından, sigortalısı —– Başlangıç tarihi 21.04.2013, bitiş tarihi 21,04.2014, plaka numarası —–Marka Tipi İş; Makinesi, Poliçe numaraşı—–olan, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Nfali Sorumluluk Sigorta ( Trafik) poliçesinde, Dava dışı —–olduğu, Davaya konu o an, Davalı sigortacı—–. tarafından, sigortalısı —–Başlangıç; tarihi 21.04.2013, Bitiş tarihi 21.04.2014, Plaka numarası——, Marka Tipi İş Makinesi, Poliçe numarası —–olan, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta (Trafik) poliçesinde, sigortalı sıfatında, Davacı—— olması/bulunması gerektiği kanaatine varılması, Sebebi çerçevesinde, Davalı sigortacı —–. tarafından, sigortalısı —–, Başlanşaç tarihi 21.04.2013, Bitiş tarihi 21.04, 2014, Plaka numarası —-Marka Tipi İş Makinesi, Poliçe numarası ——olan, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Şigorta ( Trafik) poliçesinde, olmadığı kanaatine varılması, Nedenlerinden dolayı, Sigortalı sıfatındı, bulunan davacı—–davalı sigortacı tarafından düzenlenen, Sigortalısı—– Başlangıç tarihinin 21/04/2013, bitiş tarihinin 21/04/2013, plaka numarası —-marka tipi iş makinesi, araç başına maddi tazminat bedelinin 25.000,00 TL, Poliçe numarası —–olan, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta (Trafik) poliçesi kapsamında, Davalı Sigortacı —-, Sigorta maddi hasar tazminatı ile değer kaybı bedeli talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, görüş ve Kanaatine varılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava davacı tarafından—–.İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminat talebine ilişkindir.Davada taraf teşkili sağlanmış, deliller toplanmıştır.Dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Olayın Oluş Şekli: 02.07.2013 olay günü—– plakalı çekici ile yük indirme/bindirme işlemi için park edildiği—– mevkiinde —- lisans nolu —-ait —- lisanslı kullanıcı —– idaresindeki mobil vincin yükü indirirken yükün/vincin çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği,
1- Kazanın oluşumunda operatör —–kullandığı vinçle indirme/boşaltma işi yaparken dalgın dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanarak, çalışma alanının koşullarını dikkate almadan çalışmaya devam ettiği sırada yükün/vincin—–plakalı aracın dorsesine çarparak özenli ve dikkatli araç kullanma şeklindeki genel nitelikteki davranış kuralına uymadığı anlaşılmıştır. Tehlike ve sorumluluğun arttığı her alanda motorlu araç sürücülerinin hem kurallara uymak hem de yüksek özen göstermekle yükümlü oldukları gerçeğiyle olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle 2918 sayılı K.T. kanunu 47/1-d ve kuralını ihlal ettiğinden %100 oranında kusurlu olduğu, Dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
2——plakalı aracın kaza anında park halinde olduğu kazayı önleyecek biçimde alabileceği bir tedbir veya kusurlu davranışı olmadığı.
—–Asliye Ticaret Mahkemesi —– esas sayılı dosyasında olay sebebiyle davacı anadolu sigorta şirketi mezkur dosya davacısı—— aleyhine hasar tazminat davası açtığı davanın kabul edilerek 7.500,00 TL Maddi tazminatın hüküm altına alındığı,
—–İcra müdürlüğünün —–esas sayılı dosyası ile——. Asliye Ticaret mahkemesinin —- Esas sayılı ilamı üzerinden 7.500,00 TL asıl alcak ve ferileri için toplam 13.290,00 TL alacak için 26.10.2017 tarihinde —–aleyhine —– Sigorta şirketi tarafından icra takibi yapıldığı, 09.07.2020 tarihinde —–18.350,00 TL ödendiği,
Eldeki davanın dayanağının ise 18.350,00 TL tutara ilişkin—-. İcra Müd.—-sayılı icra dosyasından davacı —– Poliçesine dayanarak davalı .. aleyhine 18.350,00 TL ye ilişkin rücuen tahsil amaçlı icra takibi olduğu,
Dava dışı —– ile davacı —– arasında olaya karışan vinçle ilgili Kiralama Sözleşmesi yapıldığı, sözleşme süresinin 60 ay olarak belirlendiği, süre başlangıcının ise özel Şartlar Ek:1 de açıklandığı üzere satıcıya ödeme yapıldığı tarih olup Proforma faturanın 22.11.2010 tarihinde düzenlendiği, buna göre Sözleşmenin başlangıç tarihinin 22.11,.010 olduğu, dava konusu olayın davacı —– uzun süreli kiralama sonucu kiracı sıfatıyla işleten olduğu, olayaın Finansal Kiralama Sözleşmesi tarihleri arasında olduğu. —— ile davalı …. arasında 21.04.2013- 21.04.2014 tarihleri arası olaya karışan vinçle ilgili olarak zorunlu Mali Sigorta Poliçesi düzenlendiği. Dava konusu olayında Sigorta poliçesinin kapsamında olduğu (kaza tarihi 02.07.2013)
—– müzekkere yazılmış ve davacı şirkete kiralanan —— plakalı vincin sebep olduğu kazadan dolayı davacı şirketin davalı … şirketine karşı açtığı tazminat davasında vincin sigorta ettireni olarak dava konusu alacağa ilişkin beyanda bulunulması istenilmiş ve gelen cevabi yazıda dava konusu alacağın davacı şirkete ödenmesine açıkça muvafakat ettikleri bildirmişlerdir.
—– Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı dosyasından davacı——.tarafından davalı … ne ihbar dilekçesi 16.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği bunun üzerine davalı … Şirketinin tamerrüte düşmesi +8 gün ilave edilmesiyle 24.05.2017 tarihi temerrüt tarihi olacağı değerlendirilmiş, Davacının işleten sıfatıyle ödemeyi taptığından rücuen alacağı talep edebileceği. Yapılan hesaplamada 7.500,00 TL asıl Alacağa Temerrüt 24.05.2017 tarihinden ödeme tarihi 09.07.2020 tarihine kadar işlemiş yasal faiz ( ( 7.500,00 x 0.09 ) : 365 ) x 1140 gün 2.108,22 TL Takip Tarihinden önceki faiz 2.835,00 TL Kesinleşen Takip tarihinden sonra hesaplanan faiz 2.475,45 TL TOPLAM FAİZ 5.310,45 TL Davacı —–.tarafından ödenen 18.350,00 TL den – 5.310,45 TL düşülerek = 13.039,55 TL ye davalının Temerrüt’ ünden itibaren işleyen 2.108,22 TL ilavesiyle 15.147,77 TL davalı … sorumlu olabileceği değerlendirilerek, davacının davalı … şirketinden dava dışı ödediği bedelin tahsili şartlarının oluştuğu —– Şirketinin alacağa muvafakat verdiği hususu da dikkate alınarak mahkememizce de benimsenen makine mühendisinin raporuna göre Davanın kısmen kabulüne, —–icra müdürlüğünün—— esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 15.147,77 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak yargılama ile belirlendiğinden şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;10/11/2023
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
—– İcra Müdürlüğünün—— esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 15.147,77 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 1.034,74 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 221,63 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 813,11‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 1939,75 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına göre 1.601,24 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 15.147,77 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 3.202,23 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,Dair tarafların yokluğunda, HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —–Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.