Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/516 E. 2022/24 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/516 Esas
KARAR NO: 2022/24
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkili — üyesi olduğunu,—- aidat, bütçe ödentisi ve diğer ödemeleri ödemekle yükümlü olduğunu, davalının belirtilen dönemlere ilişkin aidat, bütçe ödentisi yükümlülüklerini yerine getirmediğini, usul ve yasalara uygun genel kurul kararlarında aidat ve bütçe ödentisi ve uygulanacak faiz oranları belirlendiğini, davalının ödeme süresi geçmesine rağmen iş bu yükümlülükleri yerine getirmediğini, —–dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ederek takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının ödeme emrine süresi içinde itirazda bulunduğunu, itirazların haksız olduğunu, borcun halen devam ettiğini, faiz oranına yapılan itirazı kabul etmediklerini, davacı —–aidat ve diğer ödemelerin süresi içinde ödenmemesi halinde —- uygulanacağı noktasında genel kurul kararı alındığını, davalının bir kısım aidat alacaklarında zaman aşımı itirazında bulunduğunu ancak aidat alacaklarına her üye eşit şekilde sorumlu olduğunu, kooperatif aidat alacaklarında zamanaşımı söz konusu olmadığını, davalının zamanaşımı itirazlarını kabul etmediklerini, davalı hakkında başlatılan ilamsız takip yasa ve kooperatif ana sözleşmemiz ve —– uygun olduğunu iddia ederek; icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, davalı/ borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye hükmedilmesini, takip konusu alacak üzerinden % 20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili süresinden sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe bazı alacakların zamanaşımına uğradığı, temerrüt faizi olarak fahiş oranda faiz talep edildiği, ve yine yüksek oranda kanunun aradığından daha fazla faiz oranı talep edildiği için itiraz ettiklerini, tebligatın icra dosyasında adı geçen vekile yapılması gerektiğinden dolayı dava dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini, arabuluculuk toplantılarında vekil olarak davalıyı temsil ettiklerini, tebligatların davalı asile yapıldığını, müvekkili tarafından vekile de tebligat yapıldığı sanıldığından dolayı gelen tebligatların vekile bildirilmediğini, bu nedenle davaya cevap verme süresinin geçtiğini, müvekkiline —- katılması yönünde hiçbir belge gönderilmediğini, alınan kararlar hakkında bilgi verilmediğini, hem harici olarak yazı ile hem de noter aracılığı ile üyeliğin düşürülmesi için yazı gönderildiğini, üyeliğin düşürülmesi için yazı gönderdikten sonraki borcu kabul etmediklerini, toplantıda alınan kararların geçerli olduğu kabul edilse bile geriye geçerli olmalarının mümkün olmadığını, geriye dönük alacak kalemleri için aidat talebi istenmesinin usulsüz olduğunu, kooperatif ile üyeler arasındaki alacaklar —- aşımına tabi olduğunu, talep edilen bazı alacak kalemlerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkiline noterden gönderilen ihtarnameden önce hiçbir ihtarname gönderilmediğini, faiz talep edilebilecekse dahi faizin başlangıç tarihinin ihtarname tarihi olduğunu, ihtarname gönderilmeden önceki işlemiş faiz talebine ve ve faiz oranına itiraz ettiklerini, faiz oranı kararlaştırılmamış ise talep edilebilecek tarihteki faizin %50’sini aşamayacağını, bu durumda ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren en fazla yasal faizin %50 olan —faiz talep edilmesi mümkün olduğunu, sözleşme ile de kararlaştırılacak yıllık faiz oranı ise yasal faiz oranının %100 nü aşamayacağını, bu durumda da yine ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren en fazla —- isteneceğinin kabulü yasaya ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, davacının talep ettiği faiz ve faiz oranı fahiş olup iptali gerektiğini savunarak; müvekkilin üyeliğini devretmiş olduğundan ve bunu davacıya bildirmiş olduğundan dolayı devir tarihinden sonraki alacaklardan sorumlu olmadığını, önceki alacakların zamanaşımına uğramış olduğunu, fahiş işlemiş faiz ve yine fahiş oranda faiz talep edilmiş olması nedenlerinden dolayı davanın reddi ile icra dosyasına yapmış olduğumuz itirazın yerinde olmasından dolayı takibin iptalini, davacı icra takibi yapmakta kötü niyetli davrandığından talep edilen tüm alacak üzerinden %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Taraf iddia ve savunmaları üzerinde yapılan incelemede, davaya konu edilen uyuşmazlığın, davacının takibe konu etmiş olduğu aidat alacağı ve işlemiş faiz alacağının davalıdan talep edip edemeyeceği hususlarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
—–üzerinde yapılan incelemede; davacı vekilinin — tarihinde kooperatif aidat alacağı ve işlemiş faiz alacağını tahsili için toplamda —- tahsili için davalı hakkında icra takibine giriştiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı vekilinin —- yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce davacı kooperatif defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosyanın Kooperatif alacakları konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmesine kara verilmiştir. Ancak tanzim edilen raporun denetime açık olmaması , davacını davalıdan talep edebileceği aidat alacağı tutarına ve işlemiş faiz alacağına nasıl ulaşıldığının anlaşılır bir şekilde açıklanmaması nedeniyle yeniden rapor alınmasına kara verilmiştir.
Alınan —-tarihli bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişle görülerek hükme esas alınmıştır.
Bu kapsamda — döneminde — kararlaştırılan toplam — ana para borcun tahakkuk ettirilerek yevmiye defteri kayıtlarına intikal ettirilmediği, davalının da bu dönemde ödemelerde bulunmadığı anlaşılmaktadır. — aidatın tahakkuk ettirilerek defter kayıtlarına intikal ettirildiği anlaşılmaktadır.— döneminde oluşan davalının ana para borç tutarının — doğrultusunda hesaplanan faiz miktarının— olduğu , davalının genel kurul kararlarının esas alınması halinde toplam borcunun — olduğu, bu borcun davalı – borçlu tarafından ödenmediği anlaşılmaktadır. Ancak kooperatif alacaklarının —- zamanaşımına tabi olması ve söz konusu dönemlere ilişkin alacakların zamanaşımına uğraması nedeniyle — dönemine ait aidat alacakları zamanaaşımına uğraması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
— dönemine ilişkin olarak ise genel kurulca kararlaştırılan —bölümünün tahakkuk ettirilerek muhasebe kayıtlarına intikal ettirildiği, davalı borçlu tarafından —faizi ile birlikte davacı kooperatilin —- kapsamında davalı borçludan — alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalı borçlunun —- Esas sayılı icra dosyası üzerinden başlatılan takibe yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin — işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam — üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık — uygulanmasına,
2-Davacı lehine 4.350,00 TL asıl alacağın %20’si oranında İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesine,
3- Kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 312,37 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 413,33 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 100,96 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
5- Davacı tarafından yatırılan 312,37 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 1.648,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre ; 220,27 TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, arta kalan yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 4.572,78 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Ret olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul/red oranına göre 176,38 TL’sinin davalıdan, 1.143,62 TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2022