Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/51 E. 2022/180 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/51 Esas
KARAR NO : 2022/180

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2017
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
davalı ..——- müvekkili şirket bünyesinde ——- istifa ettiğini, 30/06/2017 tarihinde kadar görev yaptığını, müvekkili şirkete görevi devam ettiği sırada davalı kendi isteği üzerine iş akdini istifa ederek sonlandırdığını, davalının—— yasağını ihlal etmek suretiyle ———— firma —–çalışmaya başladığını, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile davalı taraftan olan alacaklarının tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL cezai şart davalı taraftan alınarak müvekkil şirket ihlal tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, cezai şart talebinden bağımsız olarak davalının eylemleri neticesinde müvekkil şirket nevdinde oluşmuş zararın giderilmesi amacı ile şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Öncelikle davanın İş Mahkemesine gönderilmesini, davacı tarafından müvekkilimin iş akdinin sona erdirdiğini——olarak çalışmaya başladığını, müvekkilim ile aralarında rekabet etmeme yükümlülüğü açıkça yer aldığını bu işe girişi nedeni ile kendisinin zorda kaldığını iddia ettiğini, davacının iddiaları yerinde olmadığını, davacı firma arasında imzalanan sözleşmede 8 maddesine aykırı bir husus olmamıştır. Zira sözleşmede—– çalıştığı süre içinde veya işyerinden ayrıldıktan sonra 18 ay süre ile kendisine veya başkasına ait işyerlerinde———- işyerine ait bilgileri ve sırları kullanılması suretiyle ———-zarar verecek (çalıştığımız müşterileri—– kaybetmesi gibi) bir —— edemez —– rekabet şartı ihlal edilmediği gibi geçerli bir şartta olmadığını, davacı şirkette zaten bakımı durdurulmuş, alacak riski oluşturulmuş dava ve icra aşamasına —– müşterilerin —— —– düzgün ödemelerini yapan iyi müşteriler olmadığını, kendisinin baktığı müşteriler zaten kaybedildiğini, çalışılmaya devam edilmek istenmeyen müşteri olduğunu, müşterilerin yeni çalıştığı firmaya kazandırılması gibi bir durum hiç biz zaman olmayacağı gibi ödemesini yapmayan — bakıma almaya kimse istemeyeceğini, davacının iddiaları hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, huzurda açılan haksız davanın öncelikli olarak görev yönünden iş mahkemelerine gönderilmesini, izah ettiğimiz esasi itiraz nedenlerimizden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; TBK nun 444 maddesi uyarınca rekabet yasağına aykırılıktan kaynaklanan cezai şart ve maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; rekabet yasağına ilişkin düzenlemede yasağın geçerli olacağı yer veya bölgenin belirlenmemiş olması sebebiyle,—– açık ihlali niteliğinde olan sözleşme hükmü gereğince cezai şart isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın istinafı neticesinde;—- tarihine kadar ‘—- çalışmış,istifa etmek suretiyle ayrılmıştır.Davacı ,davalının davacı iş yeri ile aynı konuda faaliyet gösteren dava dışı ——– çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinde öngörülen rekabet yasağının ihlal ettigini ve öngörülen yasağın geçerli olduğunu ileri sürmektedir,
TBK’nun rekabet yasağına ilişkin 445. maddesinde, rekabet yasağının, işçinin —–aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremeyeceği ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamayacağı belirlenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, — nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabileceği belirlenmiştir. (—– sayılı emsal kararı )
Somut olaya uygulanması gereken TBK’nın 445/2. maddesi uyarınca Hakimin hakkaniyete uygun biçimde sözleşmenin kapsamı ve süresi bakımından müdahale yetkisi uyarınca ———- davacı işyeri ve davalının çalışmaya başladığı işyerinin bulunduğu yer gözetilerek yapılacak bir değerlendirme sonucunda yer bakımından bır sınırlama yapılarak , sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ,mahkemece yanılgılı değerlendirme ile rekabet yasağının yer bakımından sınırlama getirmemiş olmasının Anayasa’nın çalışma özgürlüğüne aykırı olduğu ve bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesiyle tarafların delilleri toplanıp değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Dava dilekçesinde;rekabet yasağının ihlali nedeniyle talep olunan cezai şarttan başkaca davacının 100-TL tutarında maddi tazminat talebi de mevcuttur. Tazminat talebi hakkında hiçbir hüküm verilmemiş ve gerekçede de bu taleple ilgili olarak herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.Rekabet yasağı sözleşmesinin geçersizliği gerekçe gösterilerek tarafların hükme tesir edecek derecede delillerin toplanıp değerlendirilmediği,taleplerin karara bağlanmadığı sonucuna varıldığından; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada;
Tanık … beyanında: Ben davacı —– çalışmaktayım. Davalının çalıştığı dönemde insan kaynakları bölümünde çalışıyordum. Şu anda insan kaynaklarında —- çalışıyorum. Davalı kendi isteği ile davacı firmadan ayrıldı. Daha sonra bizimle aynı işi yapan ve———- çalışmaya başladı. Davalı—– olarak görev yapıyordu. —–çalışmaktadır. —— Onlarında ———- bilmiyorum. İş sözleşmelerimizde rekabet yasağına ilişkin hüküm bulunmaktadır dedi.
Davacı vekili söz alarak; davalı tarafın şirkette çalıştığı dönemde yaptığı iş ile ilgili daha açıklayıcı bilgi vermesini ve görev tanımının neler olduğu, davacı şirket hakkında hangi bilgilere erişiminin olduğu hususunda soru soruldu.
Tanık beyanında; ——- olarak görev yapmaktaydı. Bütün müşterilerimizin alacak bilgisine sahip, hangi vadelerle satış yaptığımız, hangi müşterimizden alacağımız olduğu ve hangi fiyata sattığımıza dair bilgilere ulaşımı ve ayrıca müşterinin ödeme durumuna ilişkin bilgilere ulaşımı vardı. Müşterilerin —— — ulaşımı vardı dedi.
Dosya haksız rekabet konusunda uzman bilirkişilere tevdi edilerek dava konusuna ilişkin istinaf kararı da dikkate alınarak rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
18/12/2020tarihli Bilirkişi raporunda Özetle;
Taraflar arasında imzalanan Belirsiz Süreli İş Sözleşmesinin 8. Maddesinde — getirilmediği, bunu yanı sıra davalının rakip bir işyerinde çalışmaya başlamasının ve davacı ile ilgili bilgilerin davalı tarafından kullanılmasının davacı için esaslı bir zarar görme– dolayısı ile davalının rekabet yasağını ihlal ettiğinin düşünülebileceği Nihai Hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacı şirketin uğradığı zararın giderilmesini talep ettiği, davalının bilgileri dava dışı şirketle paylaşarak satışlarında azalma, müşteri kaybı, müşterilerin dava dışı şirkete yönelmesine ve davalının davacı şirket aleyhinde asılsız beyanlarda bulunması gibi şartlara bağlı olduğu dolaysı ile, şartlar oluşsa da kesin zarar tespitinin hesaplanmasının zor olduğu, TBK md. 180/2 uyarınca davacının işçinin kusurunu ispat etmek zorunda olduğu, dolayısı ile uğradığı zararın giderilmesi talebinin ispata muhtaç olduğu, Sözleşmeye göre davalının brüt ücretinin 10.850,00 TL olduğu, davalının davacının işyerinde– çalıştığı, cezai şart çalıştığı —olarak — cezai şartı talep edebileceği, nihai hukuki değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacının sözleşmenin 8. Maddesine göre haksız rekabetin önlenmesi talebinin üçüncü şahıslardan talep edilemeyeceği, davalının dava dışı şirketteki işine mahkeme kararı ile son verilemeyeceği, Sayın Mahkemece,— belirtilmemesi,—davacı şirkete —-görevinin ve faaliyetinin olmaması, müşteri çevresine hâkim olmadığı, davalının müşterilerle — müşterilerin ihtiyaçları, kendine —- talepleri gibi hususlarda bilgi sahibi olmadığı, müşterilerin — adreslerini bilmesi müşteri çevresi hakkında bilgi olarak değerlendirilemeyeceği,—açık ihlali niteliğinde olduğu yönünde kanaat belirdiği takdirde, davacınım zarar, cezai şart ve haksız rekabetin önlenmesi talebinin yersiz olacağının sonuç ve kanaatine varılmıştır.
13/10/2021 Tarihli Bilirkişiler Ek Raporunda Özetle;
Davacının 2016-2017-2018 yılları — ayrıntılı —- verilmemesi nedeni ile müşteri kaybının olup olmadığının incelenemediği, bu konuda sadece davacının ticari defterlerinin incelenmesinin yetersiz olacağı, Aynı şekilde davalının da ticari defterlerinin incelenerek davacı müşterileri ile çalışıp çalışmadığı, eğer var ise davacı açısından riskli müşteriler olup olmadığının da incelenmesi gerektiği, Davacının —tablosunun incelenmesi sonucunda, satışların —artış gösterdiği, bu hali ile davacının haksız rekabetten dolayı Zarar ettiğinden söz edilemeyeceği, Davacının zararına ilişkin dosyada herhangi bir delile rastlanmadığı, davacının Maddi zararının ispata muhtaç olduğu ,davacının beyan ettiği beyannamelerin incelenmesi sonucunda davalının rekabeti oluşturacak bir zararının tespit edilemediği, Haksız rekabetin şartlarının oluşmadığı, Nihai takdir Sayın Mahkemede olmak üzere Sözleşmedeki cezai şartın geçersiz olduğunun sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı şirketle davalı arasında 08/11/2016 tarihli belirsiz süreli iş akdi imzalanmıştır. Davalı davacı iş yerinde 08.11.2016 tarihinde işe başlayıp 30.06.2017 tarihinde istifa edene —” olarak çalışmıştır. Davalının davacı şirketteki —–ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı firmanın faaliyet konuları davacı şirketle aynı olup davalı bu şirkette de davacı şirketteki pozisyonuna eşdeğer bir pozisyonda çalışmaktadır. Dava dışı —– —– faaliyet göstermektedir. Bu durumda TBK’nın 445/2. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun bir müdahale yapılmak suretiyle, sözleşmenin rekabet yasağına ilişkin bölümünün geçerli hale getirilmesi mümkündür.
TBK’nın 444/2. maddesi gereğince; rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir. Dosya kapsamından; davalının, davacı iş yerinde’—-” olarak çalıştığı, çalıştığı, bu kapsamda davacı şirketin müşteri portföyüne erişim imkanı bulunduğu, davacı şirketteki işinden ayrıldıktan sonra yeni işyerinde de aynı işi yaptığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının önceki işyerinde edindiği bilgileri yeni işyerinde kullanması, davacı işverene önemli zarar verebilme ihtimalini taşımakta olup, zarar ihtimalinin varlığı ise rekabet yasağına aykırılığın kabulü için yeterlidir.
Ancak TBK’nın 182/3. fıkrasına göre hakim, fahiş gördüğü cezai şarttan re’sen indirim yapabilir. Cezai şartın fahiş olup olmadığı belirlenirken, tarafların ekonomik durumu, borçlunun ödeme kabiliyeti ile kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alınacak ceza miktarını belirlerken hak, adalet ve nesafet kuralları dikkate alınmalıdır. Bilirkişi tarafından davalının brüt ücreti üzerinden hesaplanan 20.867,67 TL cezai şart fahiş kabul edilmiş ve takdiren mahkememizce 10.000,00 TL nin hak ve —- kurallarına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının maddi zararına ilişkin dosyada herhangi bir delile rastlanmadığı, davacının —- beyannamesinde beyan ettiği gelir tablosunun incelenmesi sonucunda satışların —- artış gösterdiği görülmekle, davacının maddi zararının ispata muhtaç kaldığı anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABÜLÜNE
1—– dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Davacının maddi tazminat talebinin REDDİNE,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 683,10 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 172,49 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 510,61 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 172,49 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 2.207,00 TL’nin davanın kabul ret oranına göre 2.185,15 yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, artan 21,85 TL’nin DAVACININ ÜZERİNE BIRAKILMASINA
6- Kabul edilen dava yönünden —- tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ret olunan dava yönünden —- tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.