Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/500 E. 2021/295 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/500 Esas
KARAR NO: 2021/295
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ: 06/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket aleyhine —–nolu takip ile haksız ve kötü niyetli bir şekilde kambiyo senedine dayalı takip başlatıldığını, Takibe konu —— kısmı müvekkil tarafından davalı şirkete ödendiğini, —- tarihli ödeme dekontu ile Müvekkil şirket icra dosyası alacaklısı davalı şirkete olan toplam—– borcunun neredeyse yarısını ödediğini kendisi hakkında hiç bir şekilde ödeme yapılmamış gibi çek bedelinin tamamı üzerinden takip baslattığını ve faiz işletildiğini, toplam borcun ——-olduğunu, Bu durumun hukuka ve hakkaniyete aykırı takibin kabul edilebilir bir tarafı bulunmadığını, haksız ve kötü niyetli takibin ivedilikle durdurulması gerektiğini, söz konusu icra takibi dosyasının derdest olduğunu, Bu nedenlerle iş bu davayı açmak zorunluluğumuz hasıl olduğunu, Müvekkili aleyhine zararlar doğmaması ve hak kaybı yaşanmaması için teminatsız veya teminat karşılığında ——- takibin durdurulmasını gerektiğini, Davalı Tarafın haksız ve kötü niyetli tutumuna ivedilikle müdahale edilip müvekkilin mağduriyetine son verilmesi gerektiğini, Müvekkil şirket ness tıbbi cihazlar teknik servis elekt. ——— tarihinde adi yazılı bir sözleşme düzenlendiğini, Müvekkil şirketin tıbbi cihazların teknik servisini yapan bir firma olmasının yanında 2.el veya sıfır cihazlar alarak bunları özel hastanelere satan bir firma olduğunu Davalı ile aralarındaki iş ilişkisi böyle bir alışverişe dayanmadığını, Taraflardan davalı —- tarihinde müvekkil şirkete bahsi geçen tıbbi cihazların teslimi karşılığında —- senet veya nakit ödeme karşılığında toplam —— cihaz teslimi taahhüdü verdiğini, Kararlaştırılan cihazları müvekkil şirkete teslim etmeyen davalının vade tarihi gelen çek alacağının bir kısmının ödenmesi karşılığında ürünleri teslim edeceğini beyan ettiğini ancak kısmi ödemeyi aldığı halde ürünleri teslim etmediğini toplam çek bedeli üzerinden takip başlatıldığını, İşbu fiildeki kötü niyetin aşikar olduğunu, Türk Ticaret Kanununa göre davalı şirketin basiretli bir tacir gibi davranmadığını, almış olduğu ödemeyi dikkate almadan alacaklı olmadığı halde toplam bedel üzerinden takip başlattığını, kalan bakiyenin müvekkil tarafından ——- senet şeklinde düzenlendiğini ve alacaklı olmadığı halde takibe konu edildiğini, senetlerin işbu davanın konusu olmamakla beraber bu olaya ilişkin olduğunu, müvekkil şirketin davalının teslim etmesi gereken tıbbi cihazları beklemekte olan özel hastanelere temin edebilmek için aynı özelliklerde yeni cihazlar almak zorunda kaldığını ve maddi zarara uğradığını, ürünleri kendisine teslim edilmeyen müvekkilin , ödeme yapılmamışcasına borçlu olmadığı olaya ilişkin toplam bedel üzerinden aleyhine takip başlatıldığını, baska bir firmadan ürün almak zorunda bırakıldığını ve kasıtlı olarak maddi zarara uğratıldığını müvekkil şirketin davalı tarafa borçlu olmadığına yönelik tespit kararı verilmesi gerektiğini iddia ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davada tarafları şirketler görünse de esasen tarafların sahip ve yetkilisi oldukları şirketlerin davanın tarafları olmadığını, cevap dilekçesinin ekinde——- sözleşmeden de anlaşılacağı üzere sözleşme tarafların sahip oldukları şirketler üzerinden olmadığını bizzat taraflarca yapıldığını, sözleşmenin taraflarının şirketler olmadığını şahıslar olduğunu, Bu nedenle mahkemenin görevli olmadığını, —— görevli olduğunu, Davacı, dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayanak oluşturduğunu ancak davayı açarken sadece ve sadece —— gider avansı yatırdığını, Gider avansı, dava şartlarından olup tamamlanması gerektiğini, Davacı tarafın yatırmadığı gider avansını ikmal etmesi için davacı tarafa kesin süre verilmesini buna rağmen tamamlamaması halinde ise davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, Dava dilekçenin hiçbir yerinde arabuluculuk sürecine ilişkin herhangi bir ibare olmadığını, ticari davalarda arabuluculuk dava şartı olduğunu, davacı tarafça arabuluculuk tutanağı dosyaya sunulmadı ise tutanağın dosyaya sunulması için kendilerine kesin süre verilmesi gerektiğini, buna rağmen tutanağın sunulmaması halinde ise davanın usulden reddedilmesine karar verilmesini gerektiğini, icra sürecinde hacze gittiğimiz zaman ve arabuluculuk sürecinde davacı tarafın iddiaları değişikliğe uğradını ve en sonda bu şekli aldığını, Davacı tarafın ilk olarak borcu kabul etmek ile birlikte ——- mükerrer olarak icraya konulduğunu iddia ettiğini, Sonraki süreçte ise bunuda inkar edip aralarında herhangi bir ilişki olmadığını müvekkilimin senetleri kendilerine zorla imzalattığını bununla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını iddia ettiğini, Şimdi ise tarafların aralarında bir ilişki olduğunu kabul etmekle beraber, ödeme yapmalarına rağmen müvekkilimin yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia etmekte olduğunu, Müvekkilim —— yapmakta olduğunu, alacağına karşılık dava dışı 3. Kişilerden tıbbı cihazlar aldığını, Bunları nakte çevirmek istemiş yine dava dışı 3. Kişiler aracılığı ile davacı şirketin sahibi ve temsilcisi——-karşılığı sattığını, ve cevap dilekçesi ekindeki sözleşmeyi imzaladığını, Bu sözleşemeye göre icra dosyasına konu edilen —— tarafından müvekkile verildiğini, Geri kalan —— ise içinde yine çek verileceğini, Bu işlemler sözleşmeye göre—- tarihine kadar —– taahhüt ettiği ödemeyi yapmadığını, yine taahhüt ettiği çeki’de müvekkilim —– vermediğini, Müvekkilim —— önceden çek olarak verileceğine dair söz verilen —– için tam olarak bilgilerini hatırlamadığı dava dışı 3. Kişi tarafından, davacı şirkete keşide edilmiş —–vadeli senet aldığını, Geri kalan—— bedelli keşidecisinin —— dosyası üzerinden icra takibine konulduğunu, Daha sonra bilgilerinin tam olarak hatırlanmadığı dava dışı 3. Kişi tarafından, davacı şirkete keşide edilmiş —– vadeli ve ——bedelli senedinde vadesi geldiğini ancak borcun ödenmediğini, Davaya konu —–vadeli çekin ödeme günü geldiğini ancak onun da karşılığı çıkmadığını, —– ile irtibata geçtiğini, çekin keşidecisi —-ödeme yapacağını bu nedenle çeki yazdırmamasını istediğini, Müvekkilim —– daha önce kendisine verilen tam olarak bilgilerini hatırlamadığı dava dışı 3. Kişi tarafından, davacı şirkete keşide edilmiş —- vadeli senetten dolayı halen—–senedin vadesinin geçmesine rağmen halen ödenmediğini beyan etmiş olduğunu, —- parası olmadığını belirtmiş elinde olan —–sahibi ve yöneticisi olduğu şirket hesabı üzerinden, müvekkilimin sahibi ve yöneticisi olduğu şirketin hesabına gönderdiğini, Bu ödememenin üzerine müvekkilim toplam ———–tam olarak bilgilerini hatırlamadığı dava dışı 3. Kişi tarafından, davacı şirkete keşide edilmiş —– ettiğini, Müvekkilim kandırılmış , çek bedelinin yine ödenmediğini, —- günlük yasal süresi geçtiği içinde müvekkilim çeki yazdıramadığını, davacı uyanıklık yaparak takibi iptal ettirmeye çalıştığını, sözleşmenin şirketler arasında olmadığını, taraflar arasında olduğunu, Şirketlerin devrede olmasının sebebinin ise çekin davacı şirket adına keşide edilmiş olduğunu ve çekin müvekkilim —-, şirketi üzerinden ciro ederek dava dışı 3. Kişiye verdiğini, ——müvekkili kandırdığını, müvekkilim çeki işlem yaptırmadan 3. kişiden aldığını, Müvekkil şirket çekin arkasına şirket kaşesi bastığı için ve başına böyle bir şey geleceğini düşünmediği için çeki, sahibi ve yetkilisi olduğu şirket üzerinden icraya koydurduğunu, İcra dosyası açıldıktan sonra davacı şirketin sahibi ve temsilcisi——– dosyası üzerinden icraya konulan senetler için de arabulculuk görüşmesi talebinde bulunduğunu, alacaklı vekili, hem borçlu için hemde kefil için ayrı ayrı talepte bulunduğunu, Bütün görüşme tek dosya üzerinden gidebileceğini ancak alacaklı vekilinini iş bilmezliği yüzünden 3 ayrı dosya açılmış olduğunu ve anlaşma sağlanamadığı için devletin zarara uğratıldığını, ——- Esas sayılı dosyasının tarafları aynı olduğu için onların tek dosya üzerinden gitmesi gerekmekte olduğunu, Arabuluculuk süresinde malların kendilerine teslim edilmediği iddiası gündeme geldiğini , bizde böyle bir şeyin olmadığını, şimdiye kadar böyle bir iddianın hiç gündeme gelmediği aşamalarda davacı tarafın iddia ve ithamlarını sürekli değiştirdiğini, icra takibi üzerine böyle bir şeyin gündeme gelmesinin çok manidar olduğu karşı tarafa ilettiğini, Teslime ilişkin tanıklarının olduğunu bunlarla beraber taraflar arasında mesajlaşmalar olduğunu, bu olayların bir kanıt olduğunu söylendiğinde ——– dosyası üzerinden takibe koyulan senetler için menfi tespit davası açmaktan vazgeçildiğini, sözleşmenin muhatabının müvekkilimin sahibi olduğu şirketin olmadığını, sözleşme muhatabının müvekkil —- olduğunu, Borçlunun ise davacı şirket olmadığını, davacı şirketin sahibi ve yetkilisi —– olduğunu, Müvekkilim çeki şirketi üzerinden ciro ederek 3. kişiye verdiği ve bu işlemi yaparken çekin arkasına kaşe vurduğu için icra takibini sahibi ve yetkilisi olduğunu ve icra takibini şirket üzerinden başlattığını, Müvekkilinin aradaki güvene ve sözleşmeye dayanarak böyle bir durum ile karşı karşıya kalacağını düşünmediğini, bu nedenle çeki şirketi üzerinden icraya koyduğunu, Davacı taraf malın teslim edilmediğini iddia ettiğini ancak —— görüşmeleri birlikte değerlendirildiği zaman olayın böyle olmadığı anlaşılacağını, davacı —— devam eden icra takibi için arabulculuk görüşmesi yapmasına rağmen dava açmadığını, Davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, Taraflar arasında yapılan —-kayıtları incelendiği zaman malın teslim edilmediğine dair hiç bir kaydın olmadığını, ———- borcu ödeyememeden dolayı mahcubiyet yaşadığı anlaşılacağını, davacının iddia ettiği gibi bir olay olsa bu durum en azından görüşmelere yansıyacağını, Davacı tarafın bütün işlemlerini şirketler üzerinden yapıldığını iddia edip kayıtlara dayanmaya çalıştığını ancak bu doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, Davacı taraf, alacağın ——— ödediklerini ancak teslimin gerçeklemediğini buna rağmen haksız olarak icra takibini başlattığını iddia etmiş ancak dava dilekçesi ile sadece takibin iptalini talep ettiğini, —- dosyasına dayanak olan çeke yönelik ödendiği iddia edilen—- istirdatını talep etmemiş olduğunu, davacı taraf——- Esas sayılı dosyası üzerinden icraya konulan icra takibi içinde arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ancak menfi tespit davası açmadığını, bu iddianın icra takibi sonrasında ortaya atılmış olması ayrıca manidar olduğunu, böyle bir durum olsa bile ödemiş oldukları parayı geri almak ve borçlarının olmadığına dair menfi tespit davasını çok önceden açmış olmaları gerekli olduğunu, Tarafların arasındaki görüşme kayıtları bu durumu inkar etmekte davacı tarafı yalanlamakta olduğunu iddia ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Davacı vekilinin —- tarihinde feragat dilekçesi sunduğu, davalı vekilinin ise —– tarihinde beyan dilekçesi ile davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan ettiği, taraf vekillerinin özel feragat yetkisine sahip olduğu anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 1.226,09 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.166,79 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Tarafların sarf ettiği yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı tarafın vekalet ücreti ve yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair tarafların yokluğunda HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/04/2021