Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/492 E. 2021/742 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/492 Esas
KARAR NO: 2021/742
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/07/2016
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı— tarihli dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilleri ile davalı arasında şifahen akdedilmiş sözleşme ile,—- ürünü olan —-imalatının davalı tarafından yerine getirilmediğini, bu — imalatı tamamlanmış ürünlerin eksikliklerin tamamlanmak üzere —- atölyesine taşıdıklarını. Bu —- tüm eksik malzemelerinin müvekkili tarafından alındığını, büfelerin tamamlanması için eksik bir malzeme kalmamasına rağmen davalı tarafından bir türlü işe başlanmadığını, bu süreçte—- ayda hiçbir iş yapamayan müvekkilinin bu yükü taşıyamaz hale geldiğini, ürünlerini alıp ayrılmak istediğinde bunun yapılamayacağının, müvekkillerinin kendilerine borçlu olduğunun, ürünlerin alınabilmesi için — ödemeleri gerektiğinin söylendiğini, müvekkillerinin böyle bir maddi imkanlarının olmadığını söylemeleri üzerine müvekkiline senet imzalattıklarını, müvekkillerinin tehdit altında bu senedi teminat amaçlı imzalamak zorunda kaldığını, davalının —- üzerinden takibe koyduğunu öne sürerek, bu dosyadan davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
İşbu davanın ticari olmadığını, müvekkilinin, davacının,—- Ödediğini ve bu ödeme karşılığında davacıdan, alacağı kanıtlamak için senet aldığını, davacıya bir borcunun olmadığını savunarak davanın reddini ve % 20 tazminata mahkumiyetini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılamada; Davalı alacaklının, —- bedelli bonoya istinaden davacı alacaklı hakkında —- dosyasında icra takibi başlattığı, Davacıların takibe konu senedin, teminat amaçlı verildiğini, davalıya herhangi bir borcun bulunmadığını iddia ederek iş bu menfi tespit davasını açtığı, cevaba cevap dilekçesi ile ise, davalının cevap dilekçesi ile senedi talil etmesinden dolayı ispat yükünün davalı alacaklı üzerinde olduğunu ileri sürdüğü;
Takibe konu bononun incelenmesinde, teminat olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi, bononun teminat olarak verildiğinde dair borçlu tarafından herhangi bir delil ibraz edilmediği;
Takibe konu bononun talil edildiği iddiası bakımından; takibe konu bonoda —–kaydı bulunduğu, davalının cevap dilekçesindeki “Müvekkilin karşı tarafın —- borcunu ödemiştir ve bunun karşılığında alacağını kanıtlamak için senet almıştır.” beyanının takibe konu olan bonodaki —-kaydına aykırı olmadığı —–davalının, takibe konu bononun —– nedenini talil ettiğinden bahsedilemeyeceği, ispat yükünün yer değiştirmediği, ispat yükünün davacının üzerinde bulunduğu, alacağın kambiyo senedine dayalı olması ve yine karşı tarafın ticari defterlerine münhasıran dayanılmaması nedeniyle davalının ticari defterlerini ibraz etmemesinin aleyhinde sonuç doğurmayacağı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş,
Kararın istinafı neticesinde;—- karar sayılı ilamında özetle;
Bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Somut olayda ise davacı taraf nakden değil teminat olarak senedin verildiğini, davalı taraf ise 3. kişiye olan borcun ödenmesi nedeniyle senedin verildiğini beyan etmişlerdir. Davalı tarafın beyanının talil niteliğinde olmadığı ancak talil niteliğinde olduğu düşünülse dahi, her iki yanın beyanları karşısında senedin her iki tarafça da talil edildiğinin kabulü gerekeceğinden, bu durumda —– maddesi uyarınca ispat yükünün davacı senet borçlusunda olduğu yolundaki genel kuralın yer değiştirmeyeceği ve davacının senedin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiği kabul edilmelidir. Somut olayda ispat yükünün davalıda olmadığı yer değiştirmediği açıktır.
4721 Sayılı TMK.’nın 6. maddesi gereğince “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” hükmü getirilmiştir.
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez. İddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için yemin deliline dayanılmış olması da gerekir.—– gereğince açıkça yemin deliline dayanılmamış ise dilekçede yer alan sair deliller gibi bir ibare yemin deliline dayanıldığı anlamına gelmez.
Somut olayda davacı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olup davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması ve yemin teklifi sonucunda süre verilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve kararın davacı yararına kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde;
Davalıya yemin davetiyesi çıkartılmış davalı duruşmaya gelerek —— ödeyerek buna karşılık dava konusu senedi kendilerinin rızası ile aldığıma,—- imalatına dair bir anlaşma veya sözleşme olmadığına, —- tamamlanmış ürünlerin eksiklerinin tamamlanması için ——-taşınmadığına, —- adında bir ——–kurarak veya kurdurarak bu site üzerinden satış yapmadığıma, —- gerektiğini söylemediğimize, kendilerine ödeme tarihi olmayan teminat amaçlı senedi imzalatmadığımıza, davacıların —- ödemem karşısında kendilerinden senet aldığıma yemin ederim diyerek , yemin etmiştir.
Tüm bu nedenlerle; davacılar davasını ispat edemediklerinden, davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harcın, HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3- Davacı tarafından yatırılan 1.215,40 TL harcın, alınması gereken 59,30 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.156,1 TL bakiye harcın DAVACIYA VERİLMESİNE
4- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 706,00 TL yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNE BIRAKILMASINA,
5- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 9.952,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacılar ve davalı vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——— Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/11/2021