Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/481 E. 2022/686 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/481 Esas
KARAR NO: 2022/686
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 09/10/2020
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından,—– sigortalı bulunan —emtiası, davalı taşıyıcı şirket tarafından, ———– araç ile dava dışı sigortalı şirketin —– nakledilmek üzere teslim alındığını ve —– yapılabilmesi için —— sevk edildiğini, davalı taşıyıcı firmanın sorumluluğunda —– nakli gerçekleşen hasara konu emtia, gümrük işlemleri sonrası ——- alıcı şirket tarafından teslim alınmış, ancak teslim esnasında bir kısım emtianın hasara uğramış olduğu tespit edilerek, taşıma senedine ihtirazi kayıt düşülmüş ve işbu emtialar boşaltılmadan, indirme limanına geri gönderildiğini, davalı taşıyıcı şirketin sorumluluk sahasında gerçekleşen işbu hasar sebebiyle, dava dışı sigortalı şirketin zarara uğratıldığını, davalı taşıyıcı şirketin söz konusu hasara uğramış emtiaları, dava dışı sigortalı şirketin fabrikasından hasarsız olarak teslim aldığı, hasarın taşıma esnasında, davalı şirketin sorumluluğu sırasında meydana geldiğinin açık olduğunu, davalı taşıyıcı şirket, ilgili emtiaları teslim alırken, emtianın veya ambalajının hasara uğradığına ilişkin herhangi bir çekince koymadan teslim aldığını ve taşımayı gerçekleştirdiğini, TTK’ da ve CMR Konvansiyonu’nda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıyıcı, emtianın kendisine teslim edildiği andan, gönderilene teslim edildiği ana kadar geçen süre içinde oluşabilecek ziya ve hasarlarından sorumlu bulunmadığını, (TTK md. 875, CMR m.17/1). Nitekim; TTK m.875/1’e göre; Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğunu, CMR Konvansiyonu 17/1e göre; taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğunu, söz konusu hükümler dikkate alındığında, davalı taşıyıcı şirketin hasara konu emtiayı, dava dışı sigortalının ———- fabrikasından teslim aldığı andan,————sorumlu olduğu açık olmakla birlikte, davalı şirketin hasardan sorumlu olduğu, yargılama aşamasında yapılacak muhakeme ve bilirkişi incelemesi ile de sübuta erecek olduğu üzere, davaya konu hasarın davalı taşıyıcı şirketin sorumluluk sahasında oluştuğu yapılan incelemelerle sabit olduğunu, —- ilişkin yasal düzenlemelere göre taşıyıcının bir malı ihtirazi kayıt koymaksızın alması aldığı malın temiz, hasarsız ve tam olarak alındığına ilişkin karine oluşturup, bu durumun aksinin taşıyıcı tarafından ispatı gerektiğini, bu durumda davaya konu olayda davalılardan taşıyıcı—- malı hasarsız ve tam olarak teslim aldığına ilişkin hakkında oluşmuş bulunan yasal karinenin aksi yöndeki savunmasını geçerli delillerle ispat edememiş olması karşısında yaptığı taşıma sırasında meydana geldiği anlaşılan ziyadan dolayı davalı ——- sorumlu tutulması gerekirken.——– incelendiğinde, dava konusu olayda da, söz konusu ——-herhangi bir hasarın bulunmadığı ve bu şekilde teslim alındığını, ihtirazi bir kayıt koymadan kabul etmiş olan davalı taşıyıcı şirketin, gerçekleştirmiş olduğu taşıma fiili esnasında söz konusu hasarın meydana geldiğinin sabit olduğunu, bunun yanında ayrıca dava dışı sigortalı şirketin fabrikasından, davalı tarafça teslim alınan emtialar, ——alıcısına teslim edilmiş ve işbu teslim esnasında bir kısım emtialarda hasar meydana geldiği tespit edilerek, taşıma senedine bu hususa ilişkin alıcı tarafından şerh düşüldüğünü, fotoğraflar da incelendiğinde, söz konusu emtialarda fiilen bir hasarın bulunduğu sabit olmakla birlikte, taşıma senedine/CMR belgesine konan ihtirazi kayıtla, boşaltma adresinde hasar tespitinin yapılmış olduğu imza altına alınmış ve sonrasında işbu hasara uğrayan emtialar, boşaltılmadan indirme limanına geri gönderildiğini, taşıma senedinde yer alan ——- olduğu ve bunların —— olduğu tespit edilmiş ve buna ilişkin olarak şerh düşüldüğünü, dosya içerisinde bulunan hamule senedinde alıcının teslim edilen malın, taşımadan kaynaklı hasarlı olduğuna ilişkin ihtirazi kaydının bulunduğu da görüleceğini, bu durumda mahkemece taşıyıcı konumunda bulunan davacının, alt taşıyıcısının kusurundan sorumlu olacağı ve gerçek zararı ödemekle yükümlü bulunduğu..—— meydana gelen söz konusu hasarlara ilişkin taşıma senedine konulan ihtirazi kayıt ile davalı taşıyıcı şirketin işbu hasardan sorumlu olduğu ve zararı ödemekle yükümlü olduğu —— tarafından verilen kararlarla da sabit olduğunu, davalı taşıyıcı şirketin aracına yüklenen emtialarda meydana gelen hasarın derecesi, fotoğraflarla ve taşıma senedine konan ihtirazi kayıtla da belgelenmiş olmakla birlikte; oluşan hasarın taşıyıcının malları teslim aldığı an ile teslim ettiği an arasında meydana geldiği, taşıyıcının sorumluluğundayken emtianın zarara uğradığının sabit olduğunu, Meydana gelen hasarın niteliği ve miktarı yönünden tespit yapılarak, ayrıca dava dışı sigortalı şirketin de söz konusu emtialara ilişkin kesmiş olduğu faturalar da dikkate alındığında, sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan —— hasar bedeli olarak tespit edilen ——- hasar tazminatı, —— tarihinde sigortalıya ödenerek, TTK m.1472 hükümleri gereğince sigortalının haklarına halef olunmuş ve gerek dava dışı sigortalı şirketten sadır bulunan İbraname ile devir ve temlik beyanına istinaden, TBK m.183 hükmü gereği sigortalının söz konusu alacağın talep haklarının devralındığını belirterek, zikredilen yasal hükümlere ve —— göre davalı konumundaki taşıyıcı şirket, emtianın kendisine teslim edildiği andan, gönderilene teslim edildiği ana kadar geçen süre içinde oluşabilecek ziya ve hasarlarından sorumlu olup, kendisine bu hususta yapılan müracaatlardan da sonuç alınamadığından, müvekkil şirket tarafından, yukarıda belirtilen bu miktarın ödenmesi için,—— icra takip dosyası aracılığı ile bir ilamsız takip başlatılmış ise de, davalı konumdaki muteriz borçlunun takibe haksız şekilde itiraz etmesi üzerine, anılan muteriz borçlu bakımından takip durmuş olduğundan ve daha sonra gerçekleştirilen —— da olumlu bir sonuç elde edilememiş olduğundan, yapılmış olan haksız itirazların iptali ile, takibin devamına ve davalı borçlunun, haksız itirazı nedeniyle de İİK md. 67/f.2 hükmü gereğince, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalısı adına—— gönderilen araç emteasının hasarlanmış olduğunu , işbu hasar nedeniyle —– hasar bedelinin sigortalısı hesabına ödendiği, TTK 1472 maddesi ile rücuen talep hakkı olduğu gerekçesiyle ———Sayılı icra takibi ile talep edilen alacak tutarına haksız olarak itiraz edildiği iddiası ile icra inkar tazminatı ile birlikte iddia ve itirazın iptali talebinde bulunulmuştur. Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkil şirket aleyhine yer alan haksız ve mesnetsiz iddialarına itiraz ediyor ve haksız davanın reddini talep ettiklerini, yabancı dilde belge ibrazına itiraz ettiklerini, davacı taraf, dava dilekçesinde ——– ettiği ancak tarafımıza tebliğ edilmeyen ve ——– tercümesi sunulmayan birtakım yabancı belgelere dayandığını, HMK 223. maddesine göre, yabancı dilde yazılmış belgeye dayanan tarafın bu belgelerin tercümesini de mahkemeye sunmak zorunda olduğunu düzenlendiğini, davacı tarafça kısmi tercümeler sunulmuşsa da hükme göre, yabancı dilde yazılı olan belgelerin usulüne uygun onaylı——– tercümelerinin dosyaya sunulmamış olmasına itiraz ettiklerini ve yabancı dilde yazılı belgelere karşı beyanda bulunma hakkımızı saklı tuttuklarını, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği hiçbir delil, müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, davacı tarafın delillerinini müvekkil şirkete tebliğ edilmemesi ve davacı tarafın dava dilekçesinde hiçbir açıklama yapılmaması sadece icra dosyası bilgi vermesi, iddia edilen faturaların hangi tarihe ait olduğunu belirtmemesi sebebi ile ile müvekkil kapsamlı bir savunma yapamadığını, davacı şirketin aktif husumet ehliyeti ve müvekkil şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, poliçe aslının davacı şirketten celbini müteakip ayrıca beyanda bulunma hakları saklı kalmak kaydıyla davacı tarafça sunulan sigorta sözleşmesinin dava konusu iddia edilen taşımayı kapsamadığı kabul edilmesi gerektiğini, emtianın nakliye aracına sigortalının fabrikasında hasarsız şekilde yüklenip sabitlendiği, emniyete alındığı emteanın nakliye sırasında oluşan savrulma ve sarsıntı ile birbirlerine ve araç duvarlarına çarpması sonucu meydana geldiği ifade edilmişse iddia edilen hasarın belirtilen şekilde meydana geldiği konusunda somut hiçbir delil bulunmadığını, soyut şekilde kişisel yoruma dayalı hasar ——— kabul etmemekle birlikte davacı taraf talebi göz önüne alındığında sigortalının sorumluluğunda olan ambalajlama yükleme ve sabitleme işlemlerine bağlı iddia edilen hasarın poliçe genel ve özel şartları uyarınca teminat dışında kaldığının görüleceğini, poliçe teminatı dışında kalan risk için dava dışı sigortalısına hatır ödemesi yapan davacı sigorta şirketinin rücuen müvekkilden talep edebileceği hakkı bulunmadığını, o halde süresi bakımından geçerli bir sigorta sözleşmesi bulunmamakla birlikte, teminat dışı kalan risk için sigortalısına ödeme yapan davacının hatır ödemesi yaptığı kabul edilerek müvekkilden rücu hakkının bulunmadığı, huzurdaki davada aktif husumet ehliyetinin olmadığını kabul edilmesi gerektiğini, davacının öncelikle, sigortalısının emtia üzerindeki menfaatini ve aktif husumet ehliyetini ispatlaması gerekmekte aksi halde davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle de re’ sen reddi gerektiğini, Cmr Konvansiyonun 30. Maddesi Uyarınca Müvekkile Usulüne Uygun ihbar yapılmadığını, dava konusu iddiadan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmamakla birlikte dava konusu iddia edilen zarar müvekkil şirkete usulüne uygun şekilde ihbar edilmediğini, CMR Konvansiyonun 30. maddesine göre, açıkça görülebilen hasarlarda teslim anında, açıkça görülemeyen hasarlarda teslimden 7 gün içinde taşımacıya yapılması lazım gelen yazılı ihbar yapılmadığından iddia edilen zarardan müvekkilin sorumlu tutulması haksız ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu davacının beyanına göre taşıma işlemi bila tarihinde sona erdiğinden ve iddia edilen hasar Konvansiyonunun 30. Maddesinde düzenlenen yedi günlük süre içinde yapılması lazım gelen yazılı ihbar şartı yerine getirilmediğinden müvekkilin iddia edilen hasardan sorumlu tutulmasının hukuka ve usule aykırı olacağını, dava konusu edilen hasardan müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davanın esası eşyanın ——-ile taşınmasından meydana gelen ihtilafa dair olduğundan uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak olan normlar, Anayasamızın 90. ve CMR-1. Maddesi uyarınca Eşyanın Uluslararası Karayolu İle Taşınmasına Dair CMR Konvansiyonu normlarıdır. ———-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, uluslararası kara taşıması sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Ülkemiz, 30.10.1995 tarihinde CMR Konvansiyonu’nu kabul etmiş ve anılan Konvansiyon hükümleri, bu tarihte yürürlüğe girdiğini, T.C. Anayasasının 90/son maddesi uyarınca, usulüne uygun şekilde yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmünde olduğunu, CMR Konvansiyonunun 1. maddesi uyarınca bu sözleşme, yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az birisinin akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milletine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacağını, TTK’ nın taşımaya ilişkin hükümleri halen yürürlükte ise de, uluslararası taşımalar için daha sonra yürürlüğe giren ve bir iç hukuk kuralı haline gelen CMR Konvansiyonunun öncelikli olarak uygulanması gerekmektedir.” şeklinde karar verdiğini,———- kararında aynı şekilde, “Dava, taşıma rizikolarına karşı sigortalı emtianın uğradığı hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkin olduğunu, ülkemizde 30.10.1995 tarihinde CMR Konvansiyonu’nu kabul etmiş ve anılan Konvansiyon hükümleri bu tarihte yürürlüğe girdiğini, T.C. Anayasası 90/son maddesi uyarınca, usulüne uygun şekilde yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmünde olduğunu, CMR Konvansiyonu’nun 1. maddesi uyarınca bu sözleşme, yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri ——- olan iki ayrı —— olması halinde, tarafların ikametgahı ve milletine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacağını, TTK. nun taşımaya ilişkin hükümleri halen yürürlükte ise de, uluslararası taşımalar için daha sonra yürürlüğe giren ve bir iç hukuk kuralı haline gelen CMR Konvansiyonu’nun öncelikli olarak uygulanması gerekmektedir.” şeklinde karar verildiğini, dava dilekçesinde “hasarın müvekkil şirketin sorumluluk sahasında olduğu” ifade edilmiş ve hasar, bu iddia edilen sorumluluk senaryosuna bağlanmış ise de yer alan ifade soyut ve varsayımsal olduğunun görüldüğünü, tamamen varsayımsal yorumlar ile yapılan hasardan sorumluluk atfının kabulü mümkün değildir. CMR Konvansiyonunun17/4. Maddesinde taşımacının sorumluluğunu kaldıran özel sebeplerin varlığı halinde iddia edilen hasardan taşımacının sorumlu olmayacağının düzenlendiğini, dava konusu iddia edilen hasar emteanın ambalaj, yükleme ve istiflemedeki eksiklik hatadan kaynaklanması halinde 17/4-b ve c maddesine göre taşımacının sorumlu olmadığı Konvansiyon tahtında açıkça düzenlendiğini, emteanın teslimi sırasında yapılan kontrollerde emteanın hasarlandığı olduğu ifade edildiğini, bu durumda sürtünme neticesinde oluşan hasarın yükleme ve istifleme neticesinde kaynaklandığının izahtan vareste olduğunu, Emtea yüklemesinin ——— uygun olmadığı kabul edilerek müvekkilin Konvansiyon tahtında istifleme işlemindeki durumu sadece emteanın yüklemesinin sevk mektubunda belirtildiği şekilde olup olmadığının kontrolünden ibaret olduğunu, bu bağlamda da Konvansiyonun 17/4-b-c maddesine göre istiflemedeki eksiklik/hatadan kaynaklanan hasarlardan taşımacının sorumlu olmadığı kabul edildiğini, huzurdaki davada iddia edilen hasarın istiflemedeki eksiklikten kaynaklandığı dikkate alındığında müvekkilin sorumlu olduğunu hiçbir şekilde kabul veya ikrar anlamına gelmemekle birlikte mahkemece müvekkilin sorumlu olduğuna hükmedilmesi halinde davacı tarafın müvekkilden talep edebileceği tazminat tutarı ancak gerçek zarar miktarı ile sınırlı olup, müvekkilin sorumluluk miktarı CMR Konvansiyonunun 23. Maddesinde öngörülen usul ile emeatının hasarlı kısmının eksik brüt ağırlığının——— karşılığını aşamayacağını, açıklanan nedenlerle olayın hatalı ve eksik işlem tesisi silsilesiyle hasara dair tazminat ödemesi yapıldığı bu nedenle davacı uhdesinde kendi kusuruyla gerçekleştirilen hasar ödeme işlemini müvekkil şirkete rücu edemeyeceği muhakkak olduğunu, yapılan ödemenin ise —– ödemesi olduğu katidir. Nitekim————Bu durum karşısında, davacının davacısını halefiyet ilkesi uyarınca açtığı, ödemelerini kapsar şekilde dava dışı sigorta ettirenden verilme temlikname sunmadığı, zararın taşınan emtianın istifleme yetersizliği ve uygunsuzluğundan kaynaklandığı, yapılan ödemenin hatır ödemesi——– olduğu, davacıya rücu hakkı vermeyeceği dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” şeklinde olup, müvekkil şirketin kusuru ve sorumluluğu bulunmadığından dolayı davanın esastan reddi gerektiğini, mahkemece müvekkilin sorumluluğuna hükmedilmesi halinde ise tazminat miktarının CMR Konvansiyonuna uygun şekilde tespitinin gerektiğini, işbu davayı ve davacının iddialarını hiçbir şekilde kabul veya ikrar anlamına gelmemekle birlikte dava konusu hasardan müvekkil şirketin sorumlu olduğuna hükmedilmesi halinde dava dışı sigortalı ile müvekkil şirket yönünden müterafik kusurun tespit edilmesi ve——- uyarınca müterafik kusur oranının da kusurun ağırlıklı bölümünün dava dışı yük ilgilisi üzerinde kalacak şekilde olması gerektiğinin belirtildiğini arz ettiklerini, yine ——- dava konusu taşıma ——— arasında yapıldığından olaya CMR Konvansiyonu Hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, CMR’ nin 23/3. maddesi uyarınca, tazminat, hasarlı olan emtianın brüt ağırlığının beher kilogramı içim ———hesap birimini geçemeyeceğini, somut olayda, taşınan emtianın bir kısmının hasarlandığı anlaşılmakta olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda, taşınan emtianın toplam brüt ağırlığı dikkate alınarak CMR 23/3 göre üst sınır belirlendiğini, bu durumda mahkemece, tazminatın üst sınırının, hasarlanan emtianın brüt ağırlığı dikkate alınarak belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle davalı ——– bozulmasına karar vermek gerekmiştir” şeklinde verilen karar gereği, CMR-23. Maddede öngörülen usul ile hasarlı kısmın —— ——- hesap birimi ile tespit edilmesi ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerektiğini, yine ———– Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkin olduğunu, dava konusu taşımaya dair hamule senedinde ——– şerhi mevcuttur. Her ne kadar dosya kapsamında, hasarın, aracın brandasının tavan kısmının problemli olması gibi bir sebepten kaynaklandığına dair ihtirazi kayıt, fotoğraf vb gibi somut bir delil bulunmamakta ise de, fiilen bir ıslanma hasarının bulunduğunun sabit olduğunu, CMR Konvansiyonu’nun 17. maddesi uyarınca, taşıyıcının sorumluluğu yükün kendisine teslimiyle başlayıp teslim edene kadar olan dönemi kapsadığı, yükleme ve istiflemenin ayrıca üstlenilmediği sürece taşıyıcının görevi kapsamında olmadığı, ancak bu durumda dahi taşıyıcının yüklemeye nezaret görevi bulunduğu gözetilerek, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı taşıyıcıya nezaret sorumluluğunun ihlali sebebiyle %25 oranında kusur izafe edilmek suretiyle bir hüküm oluşturulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.” şeklinde olduğundan, müterafik kusur gereği müvekkil şirketin sorumluluğuna alt sınırdan hükmedilmesi gerektiğini,———- kararında davacı ile sigortalısı arasında sigorta sözleşmesinden kaynaklanan %10 ilave bedel anlaşması sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan müvekkile karşı bağlayıcılığı bulunmadığına ve müvekkilden talep edilemeyeceğine dair emsal nitelikte olduğunu, davacı tarafın haksız faiz taleplerine itiraz ediyoruz. CMR Konvansiyonunun 27. Maddesinde talep edilebilecek faizin yıllık %5 oranında olabileceği öngörülmüş iken, davacı tarafça reeskont avans faizi talebi haksız ve hukuka aykırıdır. ———Dava dilekçesinde müvekkil şirket aleyhine % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep edilmişse de talebin reddi ile, davacı tarafın müvekkil şirket aleyhine takip başlatmakta kötü niyeti açık olduğundan değerin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, taşıma sözleşmesi nedeniyle sigortalının uğradığı zarara ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla ——- sayılı dosyasında yapılan icra takibinin itirazın iptali ve icra inkar tazminat talebine ilişkindir.
Davada taraf teşkili sağlanmış olup dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davacının —- sayılı icra takip dosyasından——-işlemiş faizi olmak üzere toplam —-ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar bankaların—–cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi artan oranlarda, icra harç ve giderleri, avukatlık ücretlerinin tahsilini talep ettiği görüldü.
Dosyaya kazandırılan bilirkişi raporlarında;
Bilirkişi tarafından sunulan 17/12/2021 tarihli raporda özetle;
13 adet hasarlı kapının sadece camlarının kırıldığının beyan edildiği, başkaca hasarın beyan edilmediği, hasarlı malların ithalatçı firma tarafından teslim alınmayarak iade edildiği,
Dava dışı firmanın düzenlediği faturaların incelenmesi sonucunda hasarlı olarak tespit edilen emtiaların bedellerinin toplamının —- olduğu, hasar bedelinin —— olarak beyan edilerek dava dışı firmaya ödendiği,
Emtiaların beyanlar ve fotoğraflar doğrultusunda kısmen hasarlı olduğu, camlarının kırık olarak beyan edildiği, Davacı sigorta şirketinin hasarlı emtialar ile ilgili Ekspertiz Raporu düzenlendiğine dair bir delilin olmadığı, dolayısı ile sovtaj değerinin saptanarak emtiaların fatura bedellerinden düşülmeden, ilgili fatura bedellerinin üzerinde tazminat istendiği,
CMR belgesi üzerindeki şerhin ihbar niteliğinde olduğu, davacının CMR konvansiyonunun 18. 3 bendi gereği Tazminatın noksan olan brüt ağırlığın ——– —– hesap birimini geçemeyeceği, hesaplanan sorumluluk üst sınırın —–olacağı,
Davacının talep edebileceği üst sınırın —- olacağına hükmedildiği takdirde takipteki alacağın —– olmak üzere toplam —– olacağı davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar bankaların ———- cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi artan oranlarda, icra harç ve giderleri, avukatlık ücretlerini talep edebileceği,
Mahkemece dava dosyasında mevcut delillerin arasında, hasarın CMR konvansiyonunun 30. Maddesinde belirtilen görüldüğü anda ve/veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde ihbar edildiğine dair bir de lilin olmadığına hükmedildiği takdirde bu durumda davacının hasar talebinde bulunamayacağı hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından sunulan ——- tarihli ek raporda özetle;
Huzurda görülen davaya konu hasar —- kapsamında olup ——— de imzası olan CMR Konvansiyonu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği,Davacının dava dosyasında sunduğu delillerde hasara uğrayan emtianın adet olarak ağırlığının —olduğunun belirtildiği, ürün bedelinin — toplam hasarını ——- olarak belirttiği,
CMR Konvansiyonunu 18. Maddesi gereği davalının sorumluluğunun noksan olan brüt ağırlığın beher kilogramı icin 8.33 hesap birimini geçemeyeceği,Dava dışı ——beyanı ve Çeki Listesinin incelenmesi sonucunda hasarlı emtianın brüt ağılığının —olacağının belirlendiği, kök raporda sehven bir ürün ağırlığı olan —– ağırlığın değerlendirmeye alındığı,CMR Konvansiyonunun 18. Maddesine göre yapılan hesaplamaya göre davalının sorumluluk sınırının 9.306,54 TL olacağı davacı talebinin —– olduğu dolayı, hasara uğrayan emtia bedelleri toplamının —- olduğu dolayısı ile davacını davalıdan —- talep edebileceği, davacının —— tutarlı talebinin nihai hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,Mahkemece Davacının talep edebileceği üst sınırın —- olacağına hükmedildiği takdirde takipteki alacağın —–olacağı davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar bankaların —– cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi artan oranlarda, icra harç ve giderleri, avukatlık ücretlerini talep edebileceği,
Davacının —- sayılı icra takip dosyasından talep ettiği ——— yönünde karar verilmesinin Sayın Mahkemenin muhtariyetinde olduğu,
Mahkemece bilirkişi görüşünün aksine dava dosyasında mevcut delillerin arasında, hasarın CMR konvansiyonunun 30. Maddesinde belirtilen görüldüğü anda ve/veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde ihbar edildiğine dair bir delilin olmadığına hükmedildiği takdirde bu durumda davacının hasar talebinde bulunamayacağı hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Denetlenebilir bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı ile müşterisi dava dışı —- tarihleri arası geçerli olan —— tüm dünyaya yapılacak ihracat sevkiyatları olduğu,
—- plakalı araç ile —–sevk edilen davaya konu ürünlerin, boşaltma adresine vardığında hasar aldığının tespit edildiği, teslim CMR’ si üzerine not düşülerek——– hasarlı malların boşaltılmadan indirme limanına geri gönderildiği, tahmin hasar tutarının ——– olduğunun belirtildiği, ürünlerde nakliye sırasında hasar oluştuğu,CMR belgesi üzerindeki şerhin ihbar niteliğinde olduğu, ürünlerin taşınmasının davalı tarafça yapıldığı, yapılan taşıma esnasında ürünlerin zarar gördüğü, davalının oluşan zarardan sorumlu olduğu,
Davacı—– tarihli dava dışı —- gönderdiği yazıda—- nolu hasar dosyasından —- banka hesaplarına gönderildiğini bildirdikleri, davacı ile dava dışı —- aralarında imzaladıkları İBRANAME’ de “dava dışı —– tutarlı hasar bedelini davacı—–nakden ve tamamen aldıklarını, talep ve dava haklarını, —– tazminat tutarı kadar——–devir ve temlik ettiklerini” İbra ettikleri.
Dava konusu olayın ——– olduğu, dolayısı ile ——– de imzası bulunan CMR Konvansiyonu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği, CMR belgesinde yer alan şerhe göre Davaya konu hasarın —– tarihinde meydana geldiği, ——— sadece camlarının kırıldığının beyan edildiği, başkaca hasrın beyan edilmediği, hasarlı malların ithalatçı firma tarafından teslim alınmayarak iade edildiği, CMR belgesi üzerindeki şerhin ihbar niteliğinde olduğu,
CMR belgesinde teslimatta davalı taşıyıcı tarafından herhangi bir şerhin yer almadığı dolayısı ile davalı tarafından emtiaların hasarsız olarak teslim alındığının kabul edilmesi gerektiği,
Davacı sigorta şirketinin hasarlı emtialar ile ilgili Ekspertiz Raporu düzenlendiğine dair bir delilin olmadığı, dolayısı ile sovtaj değerinin saptanarak emtiaların fatura bedellerinden düşülmeden, ilgili fatura bedellerinin üzerinde tazminat istendiği, Dava dışı firmanın düzenlediği faturaların incelenmesi sonucunda hasarlı olarak tespit edilen emtiaların bedellerinin toplamının — işlemiş faizin —— olduğu, ürünlerde nakliye sırasında hasar oluştuğu, ürünlerin taşınmasının davalı tarafça yapıldığı, yapılan taşıma esnasında ürünlerin zarar gördüğü, davalının oluşan zarardan sorumlu olduğu, davacı sigorta şirketi yönünden rücu şartlarının oluştuğu, alacak yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminat şartları ile davalının talep ettiği kötüniyet tazminat şartlarının oluşmadığı değerlendirilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABÜLÜ ile,
1-Davalı borçlunun——–sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin —- asıl alacak —- işlemiş faiz olmak üzere toplam ——üzerinden DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı yasa 4A maddesi gereğince devlet bankalarının ——- cinsinden döviz ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranının UYGULANMASINA
3-Alacak yargılama ile belirlendiğinden icra inkar tazminatının ve şartları oluşmayan kötü niyet talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.527,10 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 529,39 TL harcın mahsubu ile arta kalan 1.997,71 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 529,39 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.267,10 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 1.194,50 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı vekili lehine 2022 yılı AAÜT göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Davalı vekili lehine 2022 yılı AAÜT göre hesaplanan 2.248,47‬ TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 1.244,36 TL’sinin davalı taraftan, arta kalan 75,64 TL’sinin ise davacı taraftan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
11-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine ödenmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen gerekçeli karar HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ———– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2022