Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/475 E. 2023/382 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/475 Esas
KARAR NO : 2023/382

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkil şirket nezdinde —-Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan dava dışı sigortalı —–tarafından —- merkezli —– unvanlı firmadan satın alınan emtianın 27/06/2018 tarihli CMR belgesi kapsamında nakliyeci davalı —-sorumluluğundayken hasar gördüğünü, hasarın müvekkil şirkete ihbarı üzerine gerekli tahkikatın başlatıldığını, hasar ve kusur durumunun tespiti için eksper tayin edildiğini, hasar ve kusur durumunun tespit edildiğini, hasar bedelinin 22.812,79 EURO’nun tamamının ödendiğini, ödenen tazminattan davalının %100 oranında kusurlu olduğunu,—-.İcra müdürlüğü —–esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve borçlu davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, —–İcra Müdürlüğü—– esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, delillerin tebliğini, davacı tarafça sunulan sigorta sözleşmesinin dava konusu iddia edilen taşımayı kapsamadığını, emtianın nakliye aracına sigortalının fabrikasında hasarsız şekilde yüklenip sabitlendiğini, hasarın eksper raporunda belirtilen şekilde meydana geldiği konusunda somut hiçbir delilin bulunmadığını, davacı taraf talebi göz önüne alındığında sigortalının sorumluluğunda olan ambalajlama yükleme ve sabitleme işlemlerine bağlı iddia edilen hasarın poliçe genel ve özel şartları uyarınca teminat dışında kaldığını, poliçe teminatı dışında kalan risk için dava dışı sigortalısına hatır ödemesi yapan davacının rücuen müvekkilden talep edebileceği hakkının bulunmadığını, dava ve taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak; haksız davanın davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddini, iddia edilen hasardan müvekkil şirket sorumlu olmadığından davanın reddini, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—–. İcra Dairesine müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememiz tarafından alınan 25/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Yukarıda izah olunan sebeplerle dosya kapsam ve münderecatına göre ve deliller uyarınca;
CMR konvansiyonunun 23. Maddesi uyarınca yapılan hesaplamaya göre, davaya konu hasarlı emtianın brüt ağırlığı olan 165,542 Kg’ ın 8,33 SDR katsayısı ile çarpılması sonucunda 1.378,9368 SDR Özel Çekme bedeline ulaşılacağı, takip talebinin Euro olduğu, Çekme bedelinin üst sınırını hesaplamak için önce rapor tarihine en yakın (23.01.2023)—- yayınlanan 1,35134 USD ile çarpılması sonucu 1.863,45 USD sorumluluk üst sınırına ulaşılacağı, 1.863,45 USD sorumluluk üst sınırın aynı gün deki Euro/ USD çapraz kuruna bölünmesi sonucu takipteki talep para cinsinden 1.709,43 Euro sorumluluk üst sınırına ulaşılabileceği,
Davacının takipte 2.812,79 Euro asıl alacağı talep ettiği, CMR konvansiyonunun 25.2/a maddesi gereği 23.01.2023 tarihi SDR kuru üzerinden hesaplanan 1.709,43 Euro sorumluluk üst sınırını aşamayacağı,” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan malların kısmen hasara uğraması nedeniyle sigortalısına sigorta tazminatı ödeyen davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca taşımacının sorumluluk sigortacısına halefiyet nedeniyle başlattığı takibe vaki itirazın iptaline ilişkin davadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472/1 maddesi uyarınca “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi’nin (CMR) 1. maddesi uyarınca “(1)Bu Sözleşme, Sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacaktır. (2)Bu Sözleşmenin uygulanması bakımından “taşıt” sözcüğü 19 Eylül 1949 tarihli Karayolu Trafiği Anlaşmasının 4 üncü maddesinde tanımlandığı gibi motorlu taşıtlar, dizi halinde taşıtlar, römorklar ve yarı römorklar anlamına gelir.CMR’nin 4. maddesi uyarınca “Taşıma mukavelesi bir sevk mektubunun düzenlenmesi ile gerçekleştirilir. Bu mektubun yokluğu usule aykırı oluşu veya kaybolması, bu Sözleşme hükümlerine tabi olacak olan taşıma mukavelesinin varlığı ve geçerliliğini etkilemez.CMR’nin 8/1. maddesi uyarınca “Yükü teslim aldığı sırada taşımacı şunları kontrol edecektir: a) Parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu, b) Yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumu”CMR’nin 9. maddesi uyarınca “(1)Sevk mektubu, taşıma mukavelesinin akdine, mukavelenin koşullarına ve yüklerin taşımacı tarafından kabulüne, karine teşkil eder. (2) Sevk mektubunda, taşımacı tarafından beyan edilmiş çekince yok ise aksi kanıtlanmadıkça tesellümde yükün ve ambalajların iyi durumda olduğu, sayılarının, marka ve numaralarının sevk mektubunda yazılı olanlara uyduğu varsayılır.”
CMR’nin 17/1 ve 3. maddesi uyarınca “(1)Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. (…) (3) Taşımacı taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı sorumludur.”
CMR’nin 23. maddesi uyarınca “(1)Bu Sözleşmenin hükümleri gereğince bir taşıyıcı, yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğundan, bu tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanır. (2)Malın kıymeti, ticaret borsası fiyatına göre saptanır. Eğer böyle bir fiyat yoksa, geçerli piyasa fiyatlarına göre bir tespit yapılır. Eğer ne ticaret borsası fiyatı ne de geçerli piyasa fiyatı mevcutsa tespit, aynı cins ve kalitedeki malların normal kıymetine göre yapılır. (3) Bununla beraber, tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 hesap birimini aşmayacaktır. (4) Yükün taşınması dolayısıyla ödenen taşıma ücreti, gümrük resimleri ve diğer ödemelerde, malın tamamen kaybedilmesi halinde tamamen ödenir. Kısmen kaybolma halinde ise karşılaşılan zarar oranında ödeme yapılır. Bunlar dışında başka tazminat ödenmez. (…) 7. Bu sözleşmede belirtilen hesap birimi, —- tarif edildiği gibi Özel Çekme Hakkı. (—- Bu anlaşmanın 3 sayılı fıkrada belirtilen meblağı olayla ilgilenen mahkemenin bulunduğu Devletin ulusal parasına, karar tarihinde veya taraflar arasında mutabık kalınan tarihte cari kur degeri üzerinden tahvil edilecektir. Özel Çekme Hakkı için uygulanacak, —– üye olan bir Devletin ulusal parasının degeri, —–arafından kendi muamele ve işlemleri için anılan tarihte geçerli, değerlendirme yöntemine uygun olarak hesaplanacaktır. Özel Çekme hakkı uygulamaları için, —- üye olmayan bir Devletin ulusal parasının değeri, o Devlet tarafından tayin edilecek şekle göre hesaplanacaktır.

CMR’nin 25. maddesi uyarınca “(1) Hasar durumunda taşımacı, yükün madde 23 paragraf, 1, 2 ve 4 gereğince belirlenen degerine göre hesaplanmış kıymetten düşme karşılığı olan bedeli öder. (2) Ancak tazminat şu miktarları aşamaz: a) Eğer gönderilen malın tamamı hasara uğramış ise, tamamı kaybolduğundan ödenmesi gereken miktar, b) Eğer gönderilen yükün bir kısmı hasara uğramış ise, eksilen kısmı için ödenmesi gereken miktar.”
CMR’nin 27. maddesi uyarınca “Hak sahibi ödenecek tazminat için faiz isteyebilir. Yılda % 5 üzerinden hesap edilecek bu faiz, ödeme isteğinin yazılı olarak, taşımacıya gönderildiği tarihten başlar. Böyle bir istekte bulunulmamış ise, tahakkuk dava açıldığı tarihten itibaren yapılır.”
CMR’nin 30. maddesi uyarınca “(1) Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır. (2) Mal alıcı ve taşımacı tarafından kontrol edildikten sonra, bu kontrolün sonucuna uymayan kanıtlar ancak açıkça görülmeyen ziyan ve hasarlar için kabul olunabilir. Ancak bunun için alıcının kontrolden sonra yedi gün içinde (pazar ve resmi tatil dışında) durumu yazılı olarak taşımacıya bildirmesi gereklidir.”
CMR’nin 32. maddesi uyarınca “Bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın yukarıda belirtildiği gibi taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan malların kısmen hasara uğraması nedeniyle sigortalısına sigorta tazminatı ödeyen davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca taşımacının sorumluluk sigortacısına halefiyet nedeniyle başlattığı takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, davacının poliçe kapsamında sigortalısına (dava dışı——)19/12/2018 tarihinde 2.812,79 Euro sigorta tazminatı ödediği husunun sabit olduğu, bu sebeple davacının alacaklı (zarar gören) dava dışı —– yerine geçtiği ve alacaklı sıfatını kazandığı ve alacağın ödeme ile sona ermediği, davacının dava dışı alacaklıya halef olduğu, bu sebeple uyuşmazlığın esasının dava dışı —– ilişkideki hukuki durumuna göre yani CMR hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, zira taşınanların teslim alındığı yerin —– teslim edileceği yerin Türkiye olduğu, Türkiye Cumhuriyeti ve —– devletlerinin CMR’ye taraf olması nedeniyle CMR md. 1 uyarınca uyuşmazlığa CMR hükümlerinin uygulanacağı, davalının sigortalısı dava dışı —– ile davalı arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu konusunda bir tereddüt ve çekişme olmadığı, zira davada dayanılan sevk mektubunun (27/06/2018 tarihli —– numaralı CMR) taşıma sözleşmesine de karine teşkil ettiği, CMR’nun 8. maddesi uyarınca taşıyıcının yükü teslim aldığı sırada taşınanların parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu hususunu kontrol etmekle yükümlü olduğu, aksi takdirde taşınanları CMR md 9 uyarınca sevk mektubundaki gibi teslim aldığının kabulünün gerektiği, somut olayda taşıyıcının taşınanların eksik olduğu yönünde sevk mektubunda herhangi bir çekincesinin bulunmadığı, bu yönde dosya kapsamında herhangi bir delil de bulunmadığı, bu sebeple taşınanları sevk mektubundaki gibi aldığının kabulünün gerektiği, CMR md 17 uyarınca taşımacının yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğu ve yine taşımacının çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı da sorumlu olduğu, yine alıcının da CMR 30. madddesi uyarınca taşınanların taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu hususun onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına karine teşkil ettiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, belirtildiği gibi taşıyıcının taşınanların eksik olduğu yönünde sevk mektubunda herhangi bir çekincesinin bulunmadığı, bu sebeple taşınanları sevk mektubundaki gibi aldığının kabulünün gerektiği, dosya kapsamında bulunan —– ait —— prosedür no’lu 10.07.2018 tarihli Hasar Tutanağı ile —– No’lu ürünün mal kabul kontrol aşamasında hasarlı olduğu tespit edildiği, yine bu sebeple hasarın süresi içerisinde taşıyıcıya bildirilmiş olduğunun kabulünün gerektiği, tüm bu sebeplerle kısmi hasarın taşıma sırasında gerçekleştiğinin ve taşımacının bundan sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, ancak kusurun davacının iddiasının aksine ağır kusur derecesinde olmadığı, zira taşıyıcının (veya çalıştırdığı kişilerin) hasarın gerçekleşmesinde ağır kusurlu olduğunu (eşyanın açıkta veya korumasız yerde bırakılması, aracın kilitli tutulmaması veya kasıt bulunması gibi) gösteren hiçbir delil bulunmadığı, bu sebeple taşıyıcının (dolayısıyla davalı sigortacının) sorumluluk limiti ve gerçek zarardan hangisi daha düşükse bu miktardan sorumlu olacağı, bu kapsamda 24/01/2023 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen sorumluluk üst limiti 1.378,93 SDR sorumluluk limiti ve 2.812,79 Euro gerçek zarar miktarının somut olayın gerçeklerine ve yukarıda atıf yapılan CMR hükümlerine uygun olduğu (tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine -ticaret borsası fiyatına, yoksa geçerli piyasa fiyatlarına- göre hesaplanacağından taşınanların fatura değerlerinin gerçek zararın hesabında dikkate alınması, yine limitin hasar gören eşyanın -dosya kapsamında bulunan fatura ve diğer delillere göre 165,54 kg olan- brüt ağırlığı üzerinden takipte talep edilen para birimi üzerinden ve o para biriminin karar tarihine en yakın SDR kuru üzerinden hesaplanması mahkememizce hukuka uygun bulunmuştur), mahkememizce 04/05/2022 tarihli hüküm tarihinde —–resmi verilerine göre 1 SDR’nin 1,23 Euro olarak tespit edildiği, bu sebeple somut olayda sorumluluk limitinin karar tarihi itibariyle 1.696,10 Euro (1.378,93 SDR x 1,23 Euro) olduğu, belirtildiği gibi gerçek zararın bundan daha fazla olduğunun bilirkişi raporları ile tespit edildiği, bu sebeple takipte talep edilebilecek bedelin -sorumluluk üst limiti olan- 1.696,10 Euro asıl alacak olduğu, davacının takipte yıllık bazda değişen oranlarda devlet Bankalarının Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı talep edildiği, CMR 27. maddesi uyarınca talep edilebilecek faiz oranının ise yıllık %5’i geçemeyeceği, bu sebeple itirazın iptaline yıllık %5 oranında faiz üzerinden karar verilmesinin talebi aşar nitelikte hüküm verilmesi niteliğinde olacağı, bunun usul ilkelerine uygun olmadığı, bu konuda hiç hüküm kurulmamasının da itirazın iptali davasının sonuçlanmasından sonra takipte talep edilen faizin değişen oranlarda olması nedeniyle CMR hükümlerine aykırı takip yürütülmesine sebep olabileceği, bu sebeple mahkememizce faiz oranı yönünden takibin yıllık yüzde 5’i aşmayan faiz oranı üzerinden devamına hükmedildiği, yine takip öncesi işlemiş faiz yönünden de aynı oranın uygulanması gerektiği, ödeme tarihi ile takip tarihi arasında 132 gün bulunduğu, bu bakımdan takip öncesi işlemiş faiz miktarının 30,90 Euro (1.696,10 x 132/365 x 5/100) olması gerektiği, yine somut olayda itiraz tarihinde alacağın sorumluluk limiti üzerinden belirlenip belirlenmeyeceğinin bilinememesi ve sorumluluk limitinin zaman içerisinde kurlardaki değişim ile farklılaşması nedeniyle alacağın belirlenebilir olmadığı ve bu sebeple icra inkar tazminatının şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun —- İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı takibine yaptığı itirazın 1.696,10 Euro asıl alacak ve 30,90 Euro işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 1.727,00 Euro yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle 1.696,10 Euro asıl alacak ve 30,90 Euro işlemiş temerrüt faizi olmak üzere toplam 1.727,00 Euro yönünden ve yıllık %5’i aşmayan faiz oranı üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2- Davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3- Davalının kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (1.727,00 Euro x dava tarihindeki kur 9,3166 = 16.089,76 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 1.099,10 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 226,89 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 872,21 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan 289,09 TL dava açma masrafı ve 2.262,00 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.551,09 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (1.727,00/2.859,08) göre 1.540,96 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan vekalet harcından ibaret 19,30 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (1.132,08/2.859,08) göre 7,64 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (1.727,00 Euro x dava tarihindeki kur 9,3166 = 16.089,76 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (1.132,08 Euro x dava tarihindeki kur 9,3166 = 10.547,13 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (1.727,00/2.859,08) göre 797,33 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 522,67 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —–Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.