Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/456 E. 2022/785 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/456 Esas
KARAR NO:2022/785

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:30/09/2020
KARAR TARİHİ:27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen—sigorta ettiren konumunda olduğunu,— gönderilmek üzere yüklemesi yapılan— emtiasının — faturalarına istinaden davalı taşıyıcının sorumluluğu altında taşınmış olup, emtiaların alıcıya varışını müteakip yapılan kontrollerde eksik teslim edildiklerinin tespit edilmesi üzerine — senetleri üzerine eksik teslimata ilişkin şerh düşüldüğünü, davalı taşıyıcılar emtiaları sağlam, eksiksiz ve hasarsız vaziyette temiz taşıma senedi ile teslim aldığı, davalı taşıyıcıların yüke ilişkin çekincesine dair ihtirazi kaydı içerir bir şerh bulunmadığını, emtialar davalıların sorumluluğu altında yapılan taşıma işlemleri esnasında alıcıya eksik teslim edildiğini, eksiksiz ve hasarsız olarak emtiaları teslim alan davalı taşıyıcıların emtilarda meydana gelen eksiklik nedeniyle sorumlu olduğunu, eksikliğe/eksik talimata ilişkin olarak bugüne değin makul ve kabul edilebilir hiçbir açıklama yapılmadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre bu husus davalı taşıyıcıların kötü niyete eşdeğer kusurunun var olduğunu, ağır kusurlu olarak kabul edilmesi gerektiğini ve emtialarda meydana gelen eksiklik/eksik teslimat nedeniyle zararın tamamından sorumlu olduğunu, davalıların sorumluluğu altında yapılan işlemler esnasında alıcıya teslim edilmeyen emtialarda — zarar tespit edildiği, dava dışı sigortalı firmaya— hasar tazminatı ödemesi yapıldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun halefiyet başlıklı 1472. Maddesi hükümleri kapsamında işbu davada dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tabhsiline ilişkin sigortalının haklarına halef olduğunu iddia ederek; davalı borçluların takip dosyasına vaki borca ilişkin itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı borçluların—aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, yabancı dilde belge ibrazına itiraz ettiklerini, davacı delilerin müvekkili şirkete tebliğ ettirmediğini, davacı şirketin aktif husumet ehliyeti ve müvekkili şirketin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, süresi bakımından geçerli bir sigorta sözleşmesi bulunmamakla birlikte, teminat dışı kalan risk için sigortalısına ödeme yapan davacının —ödemesi yaptığı kabul edilerek müvekkilden rücu hakkının bulunmadığı, huzurdaki davada aktif husumet ehliyetinin olmadığının kabul edilmesi gerektiğini, davacının öncelikle, sigortalısının emtea üzerindeki menfaatini ve aktif husumet ehliyetini ispatlaması gerektiği aksi halde davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle de re’sen reddi gerekmekte olduğunu, davacının beyanına göre taşıma işlemi bila tarihinde sona erdiğinden ve iddia edilen hasar —Konvansiyonunun 30. Maddesinde düzenlenen yedi günlük süre içinde yapılması lazım gelen ihbar şartı yerine getirilmediğinden müvekkilin iddia edilen hasardan sorumlu tutulması hukuka ve usule aykırı olduğunu, söz konusu taşımaya ilişkin dava ve talepler zaman aşımına uğradığını, —– Konvansiyonunun 32.Maddesine göre davanın açılması gerekirken hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından dolayı huzurdaki davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu edilen hasardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, olayın hatalı ve eksik işlem tesisi silsilesiyle hasara dair tazminat ödemesi yapıldığı bu nedenle davacı uhdesinde tazminat ödemesi yapıldığı bu nedenle davacı uhdesinde kendi kusuruyla gerçekleştirilen hasar ödeme işlemini müvekkili şirkete rücu edemeyeceğini, yapılan ödemenin ise —ödemesi olduğunu, müvekkilin sorumluluğuna hükmedilmesi halinde ise tazminat miktarının — Konvansiyonuna uygun şekilde tespiti gerekmekte olduğunu, davacı tarafın haksız faiz taleplerine itiraz ettiklerini,—Konvansiyonun 27. Maddesinde talep edilebilecek faizin yıllık —oranında olabileceği öngörülmüş iken davacı tarafça reeskont avans faizi talebi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iddia edilen hasardan müvekkili şirket sorumlu olmadığından davanın reddine, davacı tarafın, değerin —-az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin de davacı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
— Dairesine yazılan müzekkereye cevap verildiği görüldü.
Mahkememiz tarafından aldırılan— tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“-Dava dışı sigortalı ile—arasındaki taşıma sözleşmesi dosyada bulunmamaktadır. Bu nedenle taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi veya teklife ilişkin e-posta yazışmalarının sunulmasının gerektiği
— raporunda yer alan –adet —, HMK. nın md.32 hükmünde okunaklı yabancı dilde orijinalleri ile — yeminli tercümelerinin sunulmasının gerektiği,
– Dosyaya mübrez — poliçesinin notlar kısmında yer alan özel şart niteliğindeki uyuşmazlığa konu — ayrı — konu taşımaların bu listelerde işaretlenerek sunulmasının gerektiği,
— poliçede yer alan özel şart niteliğindeki —Genel Şartlarının, uyuşmazlığa konu çalınma hadisesinde gerçekleşip gerçekleşmediğinin belgelenmesinin gerektiği,
—- referans numaralı — yer alan—- okunamadığından internette araştırma yapılamadığı bu nedenle bu lojistik firmasının tam unvanının okunabildiği —- örneklerini sunulmasının gerekti
—- ekler listesinde sayılan —ayrı —ilişkin eklerin(mal faturası, transit belgesi, çeki listesi, navlun faturası) —belirttiği şekilde— olarak numaralanmış şekilde sunulmasının gerektiği,
-Bilirkişi heyetinin–md.23/3 hükmüne göre— hesabı yapabilmesi için, çeki listeleri ile — eşleştirilmesinin gerektiği,
-Sunulan — tamamında alıcı olarak—- göründüğünden bu Lojistik şirketinin uyuşmazlığa konu taşımadaki sıfatının tanımlanmasının gerektiği,
– Dava dışı satıcı ile alıcı arasında teslim şeklinin — olarak kararlaştırılmış olduğu dikkate alındığında, taraflar arasında teslim yeri konusunda bir belirleme yapılmış olması gerektiğinden, bu teslim yerinin heyete belgelenmesinin gerektiği,
-Yukarıda 8 madde olarak sayılan eksikliklere ilişkin belgelerin sunulması ve talep ettiğimiz açıklamaların yapılması halinde, heyetimizin denetime elverişli bir kanaat üretebileceği” hususları tespit edildiği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından aldırılan—tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“- Dava dışı sigortalıya ait emtia-eşyalar— muhtelif tarihlerde parsiyel yük/yükler olarak sevk edilmiştir. Eşyaların varış yerinde — Belgesi/Belgeleri üzerinde eksik teslim alındığına ilişkin şerh derç edilmiş olmakla birlikte, derç edilen bu şerhin alıcı ve taşıyıcı ile birlikte düzenlenmediği, sadece alıcı tarafından tek taraflı— dilinde kayda geçen açıklamalar olduğu bu şerh te ve — davacı tarafından zıyar uğradığı iddia edilen emtia-eşyaların brüt kilogram bilgileri de bulunmamaktadır.
-Yukarıda arz ve izah edilen tespitlerimiz ışığında; emtia-eşyaların alıcısına eksik teslim edildiği, bu eksik teslimler yönünden davalı taşıyıcının kusurlu olduğu hususlarında kanaat oluşmadığı değerlendirilmektedir.
-Şayet emtia-eşyalarda herhangi bir zıyaı-hasar var ise, dava dışı sigortalı firmanın davalı taşıyıcıya CMR m.30 gereğince usulüne uygun ve süresi içinde ihbarda bulunması gerekirken herhangi bir ihbarda bulunmadığı görülmektedir.- Muhterem Mahkeme’nin, davacı yanın zıyalı-hasar savında, — Belgeleri üzerinde derç edilen — zıyar şerhleri ile —Raporu bulgularına göre davalı taşıyıcıyı hata ve kusurlu olduğunu benimsemesi halinde, zıyat uğrayan emtia-eşyaların brüt kilogramının bilinmesine gereksinim bulunmaktadır. Bu konuda dosyaya somut bilgi ve belge sunulması halinde —m.23/3 uyarınca taşıyıcının sınırlı sorumlu olduğu üst miktar saptanarak esas hasar miktarı ile mukayese edilmek suretiyle davalının sorumlu olduğu zarar tutarının bir Ek-Rapor olarak sunulacağı şeklinde değerlendirildiği,” hususları tespit edilmiştir.
Mahkememiz tarafından aldırılan bilirkişi raporunda özetle;
“- Davacının sigortalısının, üzerinde hak ve menfaat sahibi olduğu emtianın,— taşımasını üstlenen davalı — tarafından, farklı tarihlerdeki — ayrı — tahtında yapılan taşıma sırasında, tam ve sağlam olarak sigortalıdan teslim alınan ürünlerin alıcısına eksik teslim edildiğinin— belgeleri üzerine düşülen şerhler ile sübuta erdiği, taşıma işinde meydana gelen hasarın (zayiin)—-Konvansiyonu 23’ncü ve 25’nci madde kapsamında—- olduğu, zararın davalı akdi ve fiili taşıyıcının sorumluluğunda olan taşıma sırasında meydana geldiği,
-Davacı sigorta şirketinin 6102 sayılı TTK 1472’nci maddesine göre şartlarının varlığının yerine geldiği sübuta ermiş olması nedeniyle halefiyet hakkı elde etmiş olduğu halefiyet gereğince, zararın meydana gelmesinde tek başına sorumlu olduğu tespit edilen akdi ve fiili taşıyıcı davalı —25’inci madde gereğince hesaplanan — tutarında gerçek zarar bedelini rücuen talep edebileceği,
-Davacı sigorta şirketinin, rücuen talep edebileceği gerçek zarar tutarı olan–Konvansiyonu 27’nci maddesi gereğince takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında faiz talep edebileceği,
-Davacının —Esas sayılı dosya ile başlatmış olduğu takibin, (likit olmayan ve) yukarıda hesaplanan taşıyıcının sorumlu olabileceği gerçek zarar tutarı olan —- kadar kısmı için yerinde olduğu, davacının hesap edilen kısım kadar takibin devamını talep edebileceği” hususlarının tespit edildiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan malların kısmen zayi olması nedeniyle sigortalısına sigorta tazminatı ödeyen davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca halefiyet nedeniyle başlattığı takibe vaki itirazın iptaline ilişkin davadır.
A) Davalı— yönünden;
Dava sebebi olarak gösterilen taşıma belgeleri ve ekleri incelendiğinde satıcının (gönderinin) dava dışı—-olduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, yukarıda belirtilen taşıma belgelerinden de anlaşılacağı üzere dava dışı —- ile taşıma sözleşmesini akdeden tarafın davalı —olduğu, davalı— taşıma sözleşmesine taraf olmadığı, bu sebeple dava konusu tazminatın bu davalıdan istenemeyeceği, eldeki davanın sebebi ve konusu yönünden davalı —- pasif husumet ehliyeti bulunmadığı ve yine bu davalı yönünden mesmû bir icra takibi bulunmadığı kanaatine varılmış, davalı—-yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
B) Davalı —-yönünden;
aa)Zamanaşımı def’i yönünden;
—tarihli celsede gerekçesi ile karara bağlandığı üzere dava konusu taşımalara ilişkin en erken teslimin — yapılmış olduğu ve davaya konu takip tarihinin— tarihi olduğu, bu tarihte zamanaşımının kesildiği ve yeniden işlemeye başladığı ve yine takibin ilerlemesini sağlayan ödeme emri tebliğ işleminin davalılara — işlemeye başladığı, bu tarihten sonra — tarihleri arasında arabuluculuk süreci nedeniyle yeniden işlemeye başlayan zamanaşımının durduğu (arabuluculuk sürecinin başladığı gün zamanaşımının gerçekleşmesine kalan süre —- tarihinde (zamanaşımının son günü) davanın açılmasıyla zamanaşımının yeniden kesildiği, bu nedeniyle dava tarihi itibariyle zamanaşımının gerçekleşmediği kanaatine varıldığından, davalının zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
bb)Uyuşmazlığın esası yönünden;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472/1 maddesi uyarınca “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.”
Eşyaların — İçin Mukavele Sözleşmesi’nin (—) 1. maddesi uyarınca “(1)Bu Sözleşme, Sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri — ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacaktır. (2)Bu Sözleşmenin uygulanması bakımından “taşıt” sözcüğü —- tarihli Karayolu Trafiği Anlaşmasının 4 üncü maddesinde tanımlandığı gibi motorlu taşıtlar, dizi halinde taşıtlar, römorklar ve yarı römorklar anlamına gelir.”
— 4. maddesi uyarınca “Taşıma mukavelesi bir sevk mektubunun düzenlenmesi ile gerçekleştirilir. Bu mektubun yokluğu usule aykırı oluşu veya kaybolması, bu Sözleşme hükümlerine tabi olacak olan taşıma mukavelesinin varlığı ve geçerliliğini etkilemez.”
— 8/1. maddesi uyarınca “Yükü teslim aldığı sırada taşımacı şunları kontrol edecektir: a) Parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu, b) Yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumu”
— 9. maddesi uyarınca “(1)Sevk mektubu, taşıma mukavelesinin akdine, mukavelenin koşullarına ve yüklerin taşımacı tarafından kabulüne, karine teşkil eder. (2) Sevk mektubunda, taşımacı tarafından beyan edilmiş çekince yok ise aksi kanıtlanmadıkça tesellümde yükün ve ambalajların iyi durumda olduğu, sayılarının, marka ve numaralarının sevk mektubunda yazılı olanlara uyduğu varsayılır.”
— 17/1 ve 3. maddesi uyarınca “(1)Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. (.) (3) Taşımacı taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı sorumludur.”— 23. maddesi uyarınca “(1)Bu Sözleşmenin hükümleri gereğince bir taşıyıcı, yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğundan, bu tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanır. (2)Malın kıymeti, — fiyatına göre saptanır. Eğer böyle bir fiyat yoksa, geçerli piyasa fiyatlarına göre bir tespit yapılır. Eğer ne —- fiyatı ne de geçerli piyasa fiyatı mevcutsa tespit, aynı cins ve kalitedeki malların normal kıymetine göre yapılır. (3) Bununla beraber, tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına — hesap birimini aşmayacaktır. (4) Yükün taşınması dolayısıyla ödenen taşıma ücreti, gümrük resimleri ve diğer ödemelerde, malın tamamen kaybedilmesi halinde tamamen ödenir. Kısmen kaybolma halinde ise karşılaşılan zarar oranında ödeme yapılır. Bunlar dışında başka tazminat ödenmez. — 7. Bu sözleşmede belirtilen hesap birimi,— Fonunca tarif edildiği gibi —dır. Bu anlaşmanın 3 sayılı fıkrada belirtilen meblağı olayla ilgilenen mahkemenin bulunduğu Devletin ulusal parasına, karar tarihinde veya taraflar arasında mutabık kalınan tarihte cari kur degeri üzerinden tahvil edilecektir. Özel Çekme Hakkı için uygulanacak—üye olan bir Devletin ulusal parasının degeri, — tarafından kendi muamele ve işlemleri için anılan tarihte geçerli, değerlendirme yöntemine uygun olarak hesaplanacaktır. Özel Çekme hakkı uygulamaları için,— üye olmayan bir Devletin ulusal parasının değeri, o Devlet tarafından tayin edilecek şekle göre hesaplanacaktır.”
— 25. maddesi uyarınca “(1) Hasar durumunda taşımacı, yükün madde 23 paragraf, 1, 2 ve 4 gereğince belirlenen degerine göre hesaplanmış kıymetten düşme karşılığı olan bedeli öder. (2) Ancak tazminat şu miktarları aşamaz: a) Eğer gönderilen malın tamamı hasara uğramış ise, tamamı kaybolduğundan ödenmesi gereken miktar, b) Eğer gönderilen yükün bir kısmı hasara uğramış ise, eksilen kısmı için ödenmesi gereken miktar.”
— 27. maddesi uyarınca “Hak sahibi ödenecek tazminat için faiz isteyebilir. Yılda—üzerinden hesap edilecek bu faiz, ödeme isteğinin yazılı olarak, taşımacıya gönderildiği tarihten başlar. Böyle bir istekte bulunulmamış ise, tahakkuk dava açıldığı tarihten itibaren yapılır.”
— 30. maddesi uyarınca “(1) Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde —günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır. (2) Mal alıcı ve taşımacı tarafından kontrol edildikten sonra, bu kontrolün sonucuna uymayan kanıtlar ancak açıkça görülmeyen ziyan ve hasarlar için kabul olunabilir. Ancak bunun için alıcının kontrolden sonra—gün içinde —ve resmi tatil dışında) durumu yazılı olarak taşımacıya bildirmesi gereklidir.”— 32. maddesi uyarınca “Bu Sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın yukarıda belirtildiği gibi taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan malların kısmen zayi olması nedeniyle sigortalısına sigorta tazminatı ödeyen davacının TTK’nun 1472. maddesi uyarınca halefiyet nedeniyle başlattığı takibe vaki itirazın iptaline ilişkin davası olduğu, davacının sigortalısına— sigorta tazminatı ödediği husunun sabit olduğu, bu sebeple davacının alacaklı (zarar gören) dava dışı—-yerine geçtiği ve alacaklı sıfatını kazandığı ve alacağın ödeme ile sona ermediği, davacının dava dışı alacaklıya halef olduğu, bu sebeple uyuşmazlığın esasının dava dışı —ilişkideki hukuki durumuna göre yani — hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği, zira yukarıda da belirtildiği gibi taşınanların teslim alındığı yerin —taraf olması nedeniyle —md. 1 uyarınca uyuşmazlığa — hükümlerinin uygulanacağı, davalı ile dava dışı —arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu konusunda bir tereddüt ve çekişme olmadığı, zira davada dayanılan — adet sevk mektubunun taşıma sözleşmesine de karine teşkil ettiği, — 8. maddesi uyarınca taşıyıcının yükü teslim aldığı sırada taşınanların parça sayısı ve bunların üzerindeki marka ve numaralar bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu hususunu kontrol etmekle yükümlü olduğu, aksi takdirde taşınanları —- md 9 uyarınca sevk mektubundaki gibi teslim aldığının kabulünün gerektiği, somut olayda taşıyıcının taşınanların eksik olduğu yönünde sevk mektubunda herhangi bir çekincesinin bulunmadığı, bu sebeple taşınanları sevk mektubundaki gibi aldığının kabulünün gerektiği,— md 17 uyarınca taşımacının yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumlu olduğu ve yine taşımacının çalışanlarının hata ve veya ihmallerinden dolayı da sorumlu olduğu, yine alıcının da — 30. madddesi uyarınca taşınanların taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden —-gün içinde — günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu hususun onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde aldığına karine teşkil ettiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, belirtildiği gibi taşıyıcının taşınanların eksik olduğu yönünde sevk mektubunda herhangi bir çekincesinin bulunmadığı, bu sebeple taşınanları sevk mektubundaki gibi aldığının kabulünün gerektiği, dosya kapsamında bulunan — adet sevk mektubunda alıcının bir kısım taşınanların eksik olduğuna ilişkin çekincesinin bulunduğu, her ne kadar bu çekincelerin altında taşıyıcının imzası bulunmasa da, hasarın basitçe görünür olması nedeniyle somut olayın özelliği gereği bu çekincelerin teslim sırasında taşımacı ile birlikte kontrol yapılıp, tespit edilip, yazıldığının ve bu sebeple hasarın taşıyıcıya teslim anında bildirilmiş olduğunun kabulünün gerektiği, tüm bu sebeplerle kısmi hasarın (malların kısmen kaybolmasının) taşıma sırasında gerçekleştiğinin ve taşımacının bundan sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, bu kapsamda — tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen sorumluluk üst limiti — sorumluluk limiti ve —-gerçek zarar miktarının somut olayın gerçeklerine ve yukarıda atıf yapılan — hükümlerine uygun olduğu (tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine — — fiyatına, yoksa geçerli piyasa fiyatlarına- göre hesaplanacağından taşınanların fatura değerlerinin gerçek zararın hesabında dikkate alınması, yine limitin hasar gören eşyanın brüt ağırlığı üzerinden takipte talep edilen para birimi üzerinden ve o para biriminin karar tarihine en yakın — kuru üzerinden hesaplanması, — belgesinde her ne kada—-kutu kayıp şeklinde çekince ileri sürülmüş ise de kayıp adetinin —kayba dair fatura numarasının –, kutu numarasının —olarak somutlaştırılmış olması nedeniyle, —numaralı — belgesine konu — numaralı faturadaki —- adetinin kaybolduğunun kabulü ile bu miktar üzerinden hesaplama yapılması mahkememizce hukuka uygun bulunmuştur), yine takip tarihinden önce işlemiş faiz talep edilmemiş olması nedeniyle bu hususta değerlendirme yapılmasına gerek bulunmadığı, davacının takipte —- oranında faiz talep etmesind—27. naddesi uyarınca bir hukuka aykırılık bulunmadığı, yine somut olayda zararın malların kaybolması nedeniyle gerçekleştiği, kaybolan malların sevk mektubuna tek tek ve açıkça yazıldığı, bunların birim değerlerinin de yük çeki listesi ve faturalar ile belli olduğu, bu sebeple davalının itiraz tarihinde alacağın belirlenebilir (likit olduğu), bu kapsamda alacaklının talebinin bulunması ve davalı borçlunun itirazında kısmen haksız olması nedeniyle kabul edilen alacak yönünden icra inkar tazminatının şartlarının oluştuğu, reddedilen kısım yönünden davacı alacaklının kötüniyetli olduğuna dair herhangi bir delilin dosyada bulunmadığı kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davalı — yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı —yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlu — Esas sayılı takibine yaptığı itirazın — asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip takip tarihi itibariyle— asıl alacak yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Kabul edilen alacağın— karşılık gelen— itiraz tarihindeki — karşılığı olan— icra inkar tazminatının davalı —alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalıların, davacı tarafın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri —dava tarihindeki kur — üzerinden hesaplanan ve alınması gereken— karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan —peşin harcın mahsubu ile bakiye — alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yapılan — dava açma masrafı ve — bilirkişi/posta masrafından ibaret — yargılama giderinin kabul/ret oranına —’sinin davalı — alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri— üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/’ uyarınca hesaplanan— vekalet ücretinin davalı — alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı — yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri — dava tarihindeki kur— üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT —uyarınca hesaplanan — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davalı —yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri—üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT — uyarınca hesaplanan— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —verilmesine,
11-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen —arabuluculuk ücretinin kabul/ret oranına — alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye —-davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, diğer kararın tebliğinden itibaren— hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile — Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.