Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/440 E. 2021/806 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/440 Esas
KARAR NO : 2021/806

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalı arasında —- numaralı vekâlet ile —- —- aracı —- aracın satışını aldığını, Satış gerçekleşmeden önce davalı tarafin, müvekkili firmaya, aracın hatasız ve kusursuz olduğunu beyan ederek aracı devrettiğini, müvekkili firmanın 24/07/2020 tarihinde yaptırttığı inceleme sonucunda düzenlenen Ekspertiz Raporunda bahse kolu aracın sadece 3 parçasının orijinal olduğunun ortaya çıktığını, ayrıca mekanik aksamında da sıkıntılar baş göstermeye başladığını, müvekkiline âyıplı bir şekilde satılmış olduğunu, Bunun üzerine, müvekkilinin —–, aracın ayıplı olduğuna dair, davalıya İhtarname çektiğini davalı tarafın bu İhtarname’ye dönüş yapmadığını, yapılan Arabuluculuk görüşmesinde taleplerinin karşılanmadığını, Davacı vekili —- Duruşma Tutanağı’nda kayıtlı beyanında; —— taleplerinin, ayıbın tespit edilip, bu ayıp oranında indirim vapılmasından ibaret olduğunu, Davalının, aracı bilerek ve isteyerek, ayıplı şekilde müvekkiline sattığını, Müvekkilinin —– kaplamalı şekilde aldığını, neden kaplama olduğunu sorduğunda ise önceki malikinin rengini beğenmediğinin ileri sürüldüğünü, kaplamalı bir aracın değişenlerinin, müvekkili tarafından tespit edilmesinin beklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğuma, bu nedenle araçta gizli ayıp olduğunun açık olduğunu Davaya komu edilen araçtaki ayıpların gizli ayıp olduğunu, müvekkilinin, aracı teslim alırken gözden geçirmeye imkân bulamadığını, fark edemediği gizi ayıpları daha sonra fark edebildiğini. Araç satış bedelinin, sözleşmede 300.000,00 TL olarak gösterildiğini, fakat gerçek satış bedelinin 370.000,00 TL olduğunu, bunların dekontlar ile sabit olduğunu ve dekontları dilekçe ekinde dosyaya sunduklarını, Bu nedenlerden dolayı; Fazlaya iliskin haklarının saklı kalması koşulu ile İhtarnamede belirttikleri 70.000.00 TL maddi zararın ihtarname tarihi itibariyle işleyecek ticari faizi ile birlikte karşılanmasını, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraflar tahsiline karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacının —- sağladıklarını, Müvekkili tarafından, davacı tarafa aracın, hatasız ve kusursuz olduğum kesinlikle söylenmediğini aksine, araçta —-mevcut olduğunun, davacı tarafa söylendiğini, Yazı ekinde sunulan —–gönderilen mesajdan anlaşılacağı üzere, aracın, satın alınmadan—- tarihlerinde, toplam onarım bedeli 65.000,00 TL. olan 4 adet kazaya Davacı firmanın, —– faaliyet gösteren, bu konularda tecrübeli bir firma olduğunu, bunları satın alma işleminden önce sorgulayabileceğini, Ayrıca aracın, satışının yapılmasından sonra davacı tarafından bir adet kazaya karıştırıldığını, Müvekkilinin. araç satış tarihinden itibaren araç fiyatını ve işleyecek faiziyle birlikte ödemeye ve aracı (davacı tarafından, satış tarihi itibaren araç kirasının verilmesi koşulu ile) geri almaya hazır olduğunu belirttiğini, Açıklanan bu nedenlerle; Haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı yükletilmesine karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
|DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, ayıba karşı tekeffül hükümleri kapsamında zararın tazmini talebine ilişkindir.
Davacı vekili, Müvekkili firma ile davalı arasında —– vekâlet ile ——–, aracın hatasız ve kusursuz olduğunu beyan ederek aracı devrettiğini, müvekkili firmanın 24/07/2020 tarihinde yaptırttığı inceleme sonucunda düzenlenen Ekspertiz Raporunda bahse kolu aracın —-çıktığını, ayrıca — aksamında da sıkıntılar baş göstermeye başladığını, müvekkiline âyıplı bir şekilde satılmış olduğunu ve davalının ayıptan sorumlu olduğunu iddia etmekte, davalı vekili ise Müvekkili ile davacının —-aracın satışı için anlaşma sağladıklarını, Müvekkili tarafından, davacı tarafa aracın, hatasız ve kusursuz olduğum kesinlikle söylenmediğini aksine, araçta boyalı ve değişen parçaların mevcut olduğunun, davacı tarafa söylendiğini, Yazı ekinde sunulan —gönderilen mesajdan anlaşılacağı üzere, aracın, satın alınmadan önce, — kazaya karıştığını ve müvekkilinin ayıptan sorumlu olmadığını savunmaktadır.
Dava, konusu itibariyle tüketici yasası hükümlerine tabi olmayıp taraflar arasındaki meselenin halli için 6098 sayılı TBK’nun ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu —-maddelerine bakmak gerekir. Öte yandan tarafların tacir olması nedeniyle ihbar külfeti TTK hükümleri kapsamında da değerlendirilmelidir.
Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur(TBK m.219/1). .
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur (TBK m.219/2).
Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir(m.222/1).
Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur(m.222/2)
Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır(223/1).
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır(223/2).
Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür (TTK m.23/1-c)
Davacı taleplerini bu kapsamda incelediğimizde; Dava konusu araç davacı tarafından görülüp beğenilerek alınmış ikinci el bir araçtır. Davacı, aracı başka bir yerde muayene ettirip satın alma imkânı varken bunu yapmadan aracı satın aldığını beyan etmektedir. Davacının görüp beğenerek aldığı aracı mevcut hali ile satın aldığının kabulü gerekir. Öte yandan davacı aracı teslim aldıktan sonra süresinde herhangi bir inceleme yapmaksızın kullanmaya devam etmiştir. Bu kapsamda davacı tarafın iddialarına itibar etmek mümkün olmayıp davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 512,33 TL peşin harcın ve 683,10 TL tamamlama harcının, alınması gereken 59,30 TL harçtan mahsubu ile artan 1.136,13‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 1.070,50 TL yargılama giderinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Ret olunan dava yönünden —- göre davalı lehine takdir olunan 9.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk — arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.