Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/435 E. 2020/596 K. 13.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2020/435 Esas
KARAR NO: 2020/596
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) – İstirdat
DAVA TARİHİ: 23.09.2020
KARAR TARİHİ: 12.11.2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı-alacaklı tarafından ———- İcra Müdürlüğü’nün ——— sayılı dosyası ile davalı-alacaklı şirket tarafından borçlular dava dışı——— aleyhine faizi ile birlikte ———- bedelli —— adet senede dayalı olarak ilamsız icra takibi yapıldığını ve takibin kesinleştiğini, takibin kesinleşmesinden sonra ——- tarihinde borçlularla ilgisi bulunmayan üçüncü şahıs konumundaki müvekkili şirketin iş yerine hacze gidildiğini, şirket yetkililerinin adreste bulunmamaları üzerine avukatları olan diğer müvekkili —— huzurunda 3. şahıs durumunda bulunan müvekkili şirketin menkul malları üzerine haciz uygulandığını, müvekkili —– haczin uygulandığı adresin borçlularla ilgisinin olmadığını, haczedilen malların 3. şahıs şirkete ait olduğunu, yıllar önce de aynı borçluların borcundan dolayı ——— İcra Müdürlüğünce haciz uygulandığını, müvekkili şirket tarafından ——- İcra Hukuk Mahkemesinde ———sayılı dosya ile istihkak davası açıldığını ve davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini ve bu kararın derecattan geçerek kesinleştiğine dair mahkeme kararı ile kira kontratı, vergi levhası, ——— ve faturaları ibraz ederek istihkak iddiasında bulunmuşsa da, alacaklı vekilinin talebi üzerine işyerinde hacze başlandığını, işyerinin restoran olduğunu, hacze ———- sıralarında gelindiğini, akşam saati tüm masaların müşterilerle dolu olduğunu, alacaklının özellikle bu günü ve saati seçtiğini, hacze başlandığında bir kısım müşterilerde tedirginlik görülünce; şirket avukatı —– müvekkil şirket yetkilileri ile görüşerek bu duruma bir çözüm üretmelerini söylediğini ve dışarıda olan şirket yetkililerinin talimatı ile alacaklı vekillerine ——–nakit ödeme yaptığını ve bakiye alacak kalemlerine ilişkin olarak da altı adet şahsi olarak düzenlediği ve imzaladığı bonoları müvekkili şirket adına vermek zorunda kaldığını, müvekkillerinin, haksız olarak işyerlerinde yapılan haczin sonuçlarından kurtulmak için nakit para ve altı adet bono vermek zorunda kaldıklarından, haciz sonrası ————- İcra Müdürlüğü nezdinde istihkak iddiasında bulunulduğunu, tüm belgelerin ibraz edildiğini ve bu istihkak prosedürün uygulanmasının istendiğini beyanla; öncelikle yargılama sonuna kadar bonoların Mahkememiz kasasına alınmasına veya bonoların 3. şahıslara devir, temlik ve ciro edilmemesi ve icra takibine tabi tutulmaması bakımından, İİK’nun 72.maddesi gereğince ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, esasa ilişkin olarak da, cebri icra sırasında keşide edilerek verilen borçlusu —— alacaklısı ——– olan —– düzenleme, — ödeme tarihli, ————— bedelli, borçlusu —- alacaklısı —— düzenleme—– ödeme tarihli,———– bedelli, borçlusu ———- olan —–düzenleme, — ödeme tarihli, ————— bedelli, borçlusu ———- olan ——düzenleme, — ödeme tarihli, — bedelli, borçlusu ——— alacaklısı———-olan —— düzenleme,— ödeme tarihli, —— bedelli olmak üzere toplam ——– bedeli —— adet bononun istirdadına, cebri icra esnasında davalıya nakden ödenen ——— ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, dava menfi tespit davası olarak değerlendirilir ise, dava konusu bonoların davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davalı-alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, borçlunun adresi olduğu için gidilen haciz mahallinde borçluya ait mail, banka kartı teslim evrakı bulunduğunu, borçlu——–ve hacze gidilen yerin sahibi ———-baba oğul olduğunu, ———- kurucularının bu iki kişi olduğunu, bu nedenle borçlu şirketin borcuna mahsuben davacı ——- firması ve vekili davacı ———– protokol yapıldığını, protokolde alınan senetlerle ilgili olarak istirdat talep edilemeyeceği, ödemelerin protokole uygun yapılması halinde tarafların birbirini ibra ettiği, ödemelerin icra dosya borcunun tasfiyesi için verildiğinin imza altına alındığını, protokolde muhafazayı engellemek için ödeme yapıldığına veya dava açma hakkının saklı tutulduğuna dair şerh bulunmadığını, bu şerh olsaydı bile kesinleşmiş bir icra dosyasında ödemiş oldukları paraları geri istemeleri için gerekli şartların oluşmadığını, bu nedenlerle tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, bu konuda delil olarak —————sayılı dosyasını emsal gösterdikleri, ancak emsal kararın ———— bulunamadığı, davalının delilleri arasında da yer almadığı, davacıların işbu davada talep haklarının olmadığını, dava ve taraf ehliyetinin takip borçlularına ait olduğunu, tüm bu nedenlerle davaların ve tedbir talebinin reddine, inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE DAVA TAKİP YETKİSİNE İLİŞKİN DAVA ŞARTININ BULUNUP BULUNMADIĞININ TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, İİK 72. madde gereğince açılan, davacı üçüncü kişinin, haciz baskısı altında alacaklıya yapmış olduğu ödemenin istirdadına ilişkindir.
Davacılar, tarafı olmadıkları bir icra takibi nedeniyle davalı ——– vekili olduğu diğer davalı ————– işyerinde yapılan haciz baskısı sonucunda davalıya ve dava dışı takip borçlusuna borçlu olmamalarına rağmen haciz işlemlerini önlemek amacıyla borcu ödemek zorunda kaldıkları iddiasıyla, davalıya ve dava dışı takip borçlusuna borçlu olmadıklarının tespitine ve davalıya yapılan ödemenin istirdadına karar verilmesini istemektedirler.
İİK’nin 72.maddesi uyarınca istirdat davasını açma hakkı takip borçlusuna aittir. Davacılar haciz sırasında ve haciz baskısı altında ———- nakit olarak, ——- de bono vermek suretiyle takip alacaklısına ödemiş olmakla birlikte, yasal olarak, takip alacaklısına karşı istirdat davası açma hakları bulunmamaktadır. Zira takip borçlusu kendileri değildir. ————– konuya ilişkin yerleşik içtihatları da, davacı üçüncü kişinin istirdat davası değil, istihkak davası veya maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği yönündedir—————- Yine davacılar, takip borçlusu aleyhine sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası açabilirler. Çünkü takip borçlusu, pasifindeki azalma nedeniyle, davacı aleyhine sebepsiz zenginleşmiş durumdadır.
Davacılarımız, takip borçlusu konumunda olmayıp üçüncü şahıs durumundadırlar. İcra takibi, dava dışı ——————- yöneltilmiştir. Davalının, davacılardan bir alacak talebi olmamıştır ki, davacının davalıya karşı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı da yoktur. Davalı, davacılardan bir alacağının bulunduğunu iddia etmemiş, dava dışı takip borçlusuna alacak talebini yöneltmiştir. İcra dosyasına yapılan ödemeler, takip dışı borçluların borcu nedeniyle yapılmış ödemelerdir. Davalının, dava dışı takip borçlularından takip konusu alacağının mevcudiyeti yargılamamızın konusu değildir. Davadaki sorun, davacıların davalı aleyhine istirdat davası açma yetkisinin bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Yukarıdan açıklandığı üzere, bir takip nedeniyle menfi tespit davasını ve istirdat davasını takip borçlusu açabilir. Takip borçlusu yerine geçerek, üçüncü şahıs konumundaki davacıların dava açma ve davayı takip etme yetkileri yoktur. ——————-
HMK’nin 53.maddesinde dava takip yetkisi düzenlenmiştir. Buna göre, dava takip yetkisi; talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir. Dava takip yetkisinin bulunması HMK’nin 114/1.e.maddesi uyarınca dava şartıdır.
Olayımızda, davacılar üçüncü şahıs konumunda olup, takip borçlusunun yerine geçerek istirdat talebinde bulunma ve hüküm alma yetkileri yoktur.
Bilindiği üzere HMK m. 114/1-e maddesi uyarınca “dava takip yetkisine sahip olunması” dava şartlarından olup HMK. m. 115/1 uyarınca res’en mahkeme tarafından dikkate alınır.
Bu nedenle açılan davanın, HMK’nin 53, 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca “dava takip yetkisine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle” usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
İNKÂR TAZMİNATI İLE İLGİLİ İNCELEME VE GEREKÇE: Davalı vekili, davacılardan inkâr tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK’nin 72/4. Maddesi uyarınca menfi tespit davasının reddine karar veren mahkemenin, borçluyu tazminata mahkum edebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve bu icra takibinin durdurulması (İİK. m. 72/2) veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi (İİK. m.72/3 c.2 ) için ihtiyati tedbir kararı almış, bu ihtiyati tedbir kararının uygulanmış-infaz edilmiş olması şarttır—————–
Somut olayda, Mahkememizce davacılar vekilinin istemi üzerine icra takibini önler nitelikte tedbir kararı verilmiş, ancak davacı tarafça tedbir kararı icra dairesine götürülüp infaz ettirilmemiş yani icra dairesine götürelerek alacaklı tarafça icra takibi yapılamayacağına, yapılması halinde durdurulmasına dair karar verilmesi için başvuruda bulunmamış, alacaklı-davalı tarafından da icra takibine geçilmemiş, dolayısıyla Mahkememizin tedbir kararı infaz edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle, davalı lehine inkâr tazminatı verilmesi koşullarının tamamı gerçekleşmediğinden, davalı-alacaklı vekilinin inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacıların, dava takip yetkileri olmadığından, HMK’nin 53, 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca, davanın “dava takip yetkisine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle” USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin ———- bedelli bonoların %20 ‘i oranındaki —– nakit veya kayıtsız şartsız teminat mektubunun, davacı tarafça mahkememiz veznesine teminat olarak depo edilmesi halinde,
Karar tarihinden önce devir, ciro edilmemiş ve icra takibine konulmamış olması kaydıyla,
Borçlusu —– alacaklısı ——- düzenleme,– ödeme tarihli, ——-bedelli,
Borçlusu ——alacaklısı——olan — düzenleme, — ödeme tarihli,– bedelli,
Borçlusu —–alacaklısı——- olan — düzenleme, — ödeme tarihli,—- bedelli,
Borçlusu — alacaklısı —-olan — düzenleme, – ödeme tarihli,– bedelli,
Borçlusu — alacaklısı — olan — düzenleme, –ödeme tarihli, – bedelli olmak üzere toplam — bedeli bonoların davalı alacaklı ——– tarafından icraya konulmasının, devir ve ciro etmesinin engellenmesine” dair ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
3- Davalı vekilinin inkâr tazminatı isteminin reddine,
4- Harçlar Kanunu 7/2 maddesine göre alınması gerekli 54,40 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 28.177,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 28.123,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2.maddesi uyarınca 3.400 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2020