Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/425 E. 2023/102 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/425 Esas
KARAR NO: 2023/102
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/09/2020
KARAR TARİHİ: 07/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —–dosyası ile borçlu/davalıya karşı ilamsız icra takibinde bulunulduğunu, İcra takibine ilişkin ödeme emri borçlulara tebliğ edildiğini, borçlular ödeme emrine —- itiraz ettiklerinden takibin durduğunu, borcun konusu müvekkili——ait —— ilişkin olduğunu, itirazın iptali davası açmadan önce borcun konusunun ve tarafların tacir olması nedeniyle dava şartı zorunlu arabuluculuk kurumuna başvuru yapıldığını, arabuluculuk görüşmelerine ilişkin davet mektubu ilgililere tebliğ edilmesine rağmen toplantıya katılım sağlanamadığını, müvekkili —– mühendisi olup aynı zamanda——- bulunan bir tacir olduğunu, davalı ve borçlu —- müvekkilinin ———kendisine ait——- bulunan taşınmazında yapacağı yapının——-kendisine ve ——vekaletname verdiğini, davalının müvekkiline ve çalışanlarına vekalet vermesinden sonra davalının talimatları gereği müvekkilinin eklerde belediyede iş ve işlemler yaptığını, yapının———aldığını,—— taşınmaza ilişkin dosya celp edildiğinde yapılan proje-danışmanlık-takip işlerinde müvekkilinin adı ve imzasının olduğunun görüleceğini, müvekkilinin arsa sahibi davalıdan aldığı vekalete ve taleplerine göre üzerine düşen görevleri hem bizzat kendisi hem de ——– yerine getirdiğini, ancak davalıdan yapılan bu işler bedeli talep edildiğinde herhangi bir ödeme alınamadığını, devamlı müvekkilinin bekletildiğini, davalı ve borçlu ile müvekkili —– sözlü olarak akdedilen sözleşme; tam iki tarafa borç yükleyen doktrinde —–olarak tanımlanan sözleşme çeşidi olduğu sözleşmenin yapılmasının herhangi bir şekle bağlı olmadığını,—– bir iş görme sözleşmesi olduğu, atipik bir sözleşme çeşidi olan —–gereği müvekkilinin borcunu yerine getirdiği, ada parsel numarası yukarıda yazılı taşınmazın belediyede ve diğer kurumlarda yapılacak tüm işlemlerini yaptığı, sözleşme gereği yapının projesini çizdiği, karşılığında ödeme alamadığı bu nedenlerle davalı borçlunun ——- aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile icra dosyasının asıl alacağı olan —— faizi ile borca vaki itirazın iptali ile icra takibinin ücreti vekaletin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davayı kabul anlamına gelmemek şartıyla, öncelikli olarak davanın 16.418,92 TL üzerinden açılmış olmasına itiraz ettiklerini, icra dosyası incelendiğinde takip talebinde asıl alacak miktarının 12.551,03 TL olduğu dolayısıyla itirazın iptaline konu edilecek miktarın bu meblağ üzerinden talep edilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, asıl alacak miktarının üzerinde talep edilen miktarın her halükarda reddini talep ettiklerini, arabuluculuk tutanağının kendileri tarafından imzalandığını, davacı icra takibini her ne kadar 10.000 TL üzerinden başlatmış ise de, müvekkil ile davacı arasında böyle bir miktar kararlaştırılmadığını, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan birinin kendi üzerine düşen edimini tam olarak ifa etmeden karşı taraftan edimini ifa etmesini talep etmesi hukuken imkansız olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın kendi üzerine düşen edimi yerine getirmediğinden müvekkilinden edimini yerine getirmesini beklemesi, kararlaştırılmamış olan fahiş bir ücret üzerinden bunu talep etmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafa sözleşme ile yüklenen edimlerin, taşınmaza ait mimari proje, statik proje, tesisat projesi, elektrik projesi hazırlayarak nihayetinde de taşınmaza ait inşaat yapım ruhsatının alınması işi olduğunu, bu sözleşmelerin içerisinde piyasada teamül haline gelen şantiye şefi sözleşmesi dahil edilerek, bu vazife de yine mimarlık ofisine havale edildiğini, yukarıda zikredilen hususların hiçbirinin yerine getirilmediğini, davacı tarafın sadece hazırlık ve etüt çalışmaları yaptığını, bu işlemlere ilişkin sadece birkaç evrak sunarak üzerine düşen her işlemi tastamam yapmış gibi- kendini haklı gösterme çabası içerisine girdiğini, davacının dilekçe ekinde sunmuş olduğu evraklar yalnızca hazırlık ve etüt çalışmalarına ilişkin yapılan işlemlere ait evraklar olduğunu, davacının kendi sorumluluğunda bulunan esaslı işlemlerin hiçbirini yapmadan müvekkilimden hak talep etmesinin kötü niyetli bir durum olduğu, davacı taraf; ön proje, kesin proje ve uygulama projelerine yönelik hiçbir işlem yapmadığı, davacının dayanak gösterdiği evrakların içerisinde de bunlar bulunmadığı, müvekkilinin, davacının işlemlerini tam yapmaması ve işlemlerin geciktirilmesi sebebiyle maddi zarara uğradığı, zira, davacının tarafın işlemlerini yapmaması ve geciktirmesi sebebiyle, 2018 yılında belirtilen taşınmazdaki imar planının değiştiği ve yapılacak inşaata fazladan 1 kat veriliyorken, bu defa yeni imar planıyla o hakkından da olduğu, oluşan bu hak kaybı ve bunun davacının yükümlülüğünü zamanında ve tastamam yerine getirmemesinden kaynaklı olarak müvvekilinden feshettikleri, davacı tarafın, sözleşme ile üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirmeyip müvekkilimi mağdur etmiş iken, bu defa davacı taraf sözleşmeyi -yine kurulurken olduğu gibi haksız ve kötü niyetli olarak müvekkilim aleyhine icra takibine giriştiği, Mimarlar Odası’nın hesaplama linki üzerinden (http://www.mo.org.tr/enazbedel/index.cfm) belediye, yıl ve inşaat için belirlenen m2 verileri girilerek en az bedel hesabı yapıldığında da, mesleki uygulamalara yönelik olarak yüzdelik dilimler oran ve hizmet bedeli olduğu, davacının üzerine almış olduğu işlerin; Hazırlık ve etüt çalışmaları (%5), ön proje çalışmaları (%15), kesin proje çalışmaları (%20), uygulama proje çalışmaları (%30), sistem ve montaj detayları (%10), imalat detayları (%10), teknik şartnameler (%5), metraj (%3), keşif ve maliyet analizi (%2) olarak belirlendiğini, davacı tarafın sorumluluğunun sadece %5’ini yerine getirdiğini, kaldı tamamlanan kısmı da talep edemeyeceğini, bu nedenlerle davacının edimini yerine getirmeden kötü niyetli olarak icra takibine girişmesi, müvekkilinin mağduriyetine sebebiyet vermesi ve huzurdaki davayı kötü niyetli olarak ikame etmesi sebebiyle asıl alacağın %20’sinden az olmamak şartıyla, takdiren ve talepleri doğrultusunda %40 oranında davacının kötü niyet tazminatına mahkumiyetine ve mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—– Müdürlüğü—— Müdürlüğü, —–müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememiz tarafından aldırılan —– tarihli bilirkişi raporunda;
“İcra takibine konu alacağın ———yaklaşık olarak proje hizmetleri işinin -tamamına isabet ettiği ancak bu bedelin de piyasa rayiçlerinin altında kaldığı,
Davacı tarafın şifahi anlaşma kapsamında hazırlık-etüd çalışmalarına başladığı, ancak ön proje aşamasına başlamadığı, işin tamamlanmadığı,
İşe başlama sebebiyle alacak talep etmekte haklı olduğu, talep edilen tutar proje hizmetleri kapsamında sadece hazırlık ve etüd işleri içinse talep edilen bedelin yüksek olduğu, talep edilen tutar ön projeyi de kapsıyorsa talep edilen bedelin genel uygulamada piyasa rayiç bedellerinin altında kalsa da talep doğrultusunda yerinde olduğu, Ancak dosyaya sunulmuş herhangi bir ön projenin veya başkaca bir projenin görülmediği,İşin tamamlanamama sebebinin dosya kapsamından anlaşılamadığı,” hususları tespit edilmiştir. Mahkememiz tarafından aldırılan —- tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
“Taraflar arasında yapılan şifahi anlaşmaya göre yapılacak inşaat işinin kapsamında proje hizmet bedelinin tamamının ne kadar olduğu dosya kapsamından anlaşılamadığı,Kök raporda da belirtildiği üzere İcra takibine konu alacağın ——göre yaklaşık olarak proje hizmetleri işinin tamamına isabet ettiği,Davacı tarafın şifahi anlaşma kapsamında hazırlık-etüd çalışmalarının ve dosyaya sunulan onaysız proje örneğinden ön projenin tamamlandığı,
——göre tamamlanan işin —- bedelinde olduğu,İşe başlama sebebiyle alacak talep etmekte haklı olduğu, talep edilen tutar proje hizmetleri kapsamında hazırlık ve etüd işleri ile ön proje kapsamında piyasa rayiç bedellerine göre değerlendirildiğinde talep doğrultusunda yerinde olduğu,——-göredeğerlendirildiğinde yüksek olduğu, İşin tamamlanamama sebebinin dosya kapsamından anlaşılamadığı,” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesine dayalı eser bedelinin tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 484. maddesi uyarınca “İşsahibi, eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla sözleşmeyi feshedebilir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi eser sözleşmesine dayalı eser bedelinin tahsiline yönelik başlatılan takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulmuş olduğu yönünde herhangi bir çekişme bulunmadığı, çekişmenin sözleşmenin şartları ve işin ne kadarının tamamlandığı üzerinde olduğu, yine sözleşmenin davalı iş sahbinin örtülü iradesi ile sona erdirilmiş olduğu, bu sebeple davalının eserin tamamlanmış olan kısmının karşılığını ödemekle yükümlü olduğu, davacının eserin ne kadarlık bir kısmının tamamlandığını ve tamamlanan kısmın sözleşmeye göre bedelinin ne olduğunu ispatlamakla mükellef olduğu, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere eserin ön proje aşamasında kaldığı, davacının eserin daha ileri bir aşamada tamamlandığı hususunu ispatlayamadığı, yine davacının eserin tamamlanan kısmının bedelinin ne olduğu hususundaki sözleşme hükümlerini de ispatlayamadığı, bu sebeple eserin tamamlanan kısmı yönünden —— dikkate alınması gerektiği, buna göre bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere ön proje aşamasında kalan dava konusu eserin değerinin—– olduğu, davacının fazlası yönünden taraflar arasındaki sözleşme hükümlerini ispatlayamadığı, sözleşmeyi fesheden davalının bu bedeli ödemekle yükümlü olduğu, her ne kadar davalı eşi tarafından davacıya —- ödendiğini ileri sürmüş ve üçüncü kişiler tarafından borçlunun para borcunun alacaklıya ifası mümkün ise de, ödenen paranın dava konusu borca ilişkin olduğunu gösteren bir delil (ödeme dekontunda herhangi bir açıklama veya başkaca senet) bulunmadığı, davacının da bu ödemeyi dava konusu alacağın ifası kapsamında olduğunu kabul etmediği, bu sebeple bu ödemenin dava konusu alacağın ifasına yönelik olduğunun kabul edilemeyeceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğu ve eserin ön proje aşamasında kaldığı, itiraz tarihinde bu hususun davalı tarafından bilinebileceği, sözleşme hükümleri ispat edilememiş ise de, -davalı tarafın davada savunduğu gibi- ——– göre eserin -davalı tarafça itiraz tarihinde bilinen- tamamlanmış kısmının değerinin önceden ilan edilen tarifelere göre bilinebileceği, kaldı ki davalının bunu bildiği, ödeme savunmasında bulunduğu ancak ispatlayamadığı, bu sebeplerle alacağın itiraz tarihinde likit/belirlenebilir olduğu, alacaklının talebinin bulunduğu ve davalının itirazında kısmen haksız çıktığı kanaatine varıldığından, kabul edilen değer üzerinden davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde dava değeri olarak ——- gösterilmiş ise de, davanın itirazın iptali davası olduğu (davacının itirazın tümden iptalini talep ettiği ve bununla bağlı olmayan başkaca bir talebinin bulunmadığı) ve bu sebeple dava değerinin en fazla takip konusu toplam alacak kadar olabileceği kanaatine varıldığından, yargılama giderlerine takip değeri olan 12.551,03 TL üzerinden hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçlunun ——–sayılı takibine yaptığı itirazın —- asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle —- asıl alacak yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen alacağın (2.284,00 TL) yüzde 20’sine karşılık gelen 456,80 TL icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (2.284,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının dava açılırken peşin olarak alınan 217,64 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 37,74 TL harcın hükmün kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan 234,30 TL dava açma masrafı (iadesine karar verilen harç çıkartılmıştır), 2.194,45 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.428,75 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına —— göre 441,97 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 33,40 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (10.267,03/12.551,03) göre 27,32 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
6-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (2.284,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 2.284,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (10.267,03 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (2.284,00/12.551,03) göre 240,20 TL’sinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 1.079,80 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 07/02/2023