Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/424 E. 2021/14 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/424 Esas
KARAR NO : 2021/14

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– bedelli bonoya dayalı olarak davalı borçludan alacaklı olduğunu söz konusu alacakla ilgili olarak İstanbul Anadolu Arabuluculuk Bürosu ———– arabuluculuk numarası ile arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, dava konusu alacağına dayanak bono, vade tarihi geçmiş olmasına rağmen şimdiye kadar davalı borçlu tarafından ödenmediğini bu sebeplerle dava konusu toplam bono tutarı olan toplam 1.000,00 TL bono bedelinin, vade tarihinden (TTK.m. 778/1-d, 725/1-b) tahsiline kadar 3095 sayılı kanunun 2/2. maddesinde belirtilen oranda işleyecek olan temerrüt faizi , toplam bono tutarının % 0,3 oranında komisyonu ( TTK.m. 778/1-d, 725/1-d ) ile birlikte davalı borçludan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı-borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı müvekkilinin, —– gerçekleştirmek amacıyla toplam tutarı 12.200 TL olmak üzere;——düzenlediğini, Bonoların——-bedelli olduğunu, işbu bonolar, davacı bankaya ciro edildiğini, davacı banka tarafından verilen “——-” ile sabit olduğu üzere 400 tl tutarındaki bonoların vade tarihleri aylık taksitler olacak şekilde 20.05.2015 tarihinden itibaren tanzim edildiğini, davacı banka tarafından müvekkiline verilmiş olan tabloda 1000 tl tutarındaki bononun vade tarihi ise 20.07.2019 olarak belirtildiğini, öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, usül yönünden ise davanın görevsiz mahkemede açıldığını, işbu haksız davada görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğunu, hukuk muhakemeleri kanunu gereği genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri olduğunu, ancak bu yetki, kesin yetki olmadığını, tüketicinin korunması hakkında kanun, tüketicinin karşı tarafa göre daha güçsüz konumda olması sebebiyle tüketici lehine birtakım hükümler barındırdığını davanın yetkisiz mahkemede açılması sebebiyle yetki itirazında bulunduklarını, davacı banka tarafından ——————– olduğu şeklinde yanlış bilgi verildiğini, bunun üzerine müvekkilinden kötü niyetli olarak bono bedeli ve 20.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek olan faizi talep ettiğini, müvekkilinin 20.09.2017 tarihinde 1000 tl tutarlı bonoyu ödemeye gittiğini, davacı banka tarafından vade tarihinin 20.07.2019 olması sebebiyle ödemenin kabul edilmediğini, davalı banka tüketicinin korunması hakkında kanunu birçok açıdan ihlal ettiğini bu nedenlerle davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açılması sebebiyle usulden reddini, mahkememiz aksi kanaatte ise zamanaşımı itiraznın dikkate alınarak davanın reddini, dava konusu bononun ———olması ve bu sebeple bankaca yapılan usulsüzlüklerden kaynaklı olarak tkhk m. 4/5 gereği bononun tüketici bakımından geçersizliğinin tespiti ile davanın reddini, Mahkeme aksi kanaatte ise davacı banka tarafından eksik ve yanlış bilgilendirme yapılması sebebiyle davanın gecikme faizi ile her neviden faiz yönünden reddedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE:
Dava, bono bedelinin tahsili talebine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili —– bedelli bonoya dayalı olarak alacaklı olduğunu iddia etmekte, davalı vekili ise, söz konusu bononun tüketici işlemi kapsamında tanzim edildiğini, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunu, TKHK m. 4/5 gereği bononun tüketici bakımından geçersiz olduğunu, bononun zamanaşımına uğradığını ve davanı reddi gerektiğini savunmaktadır.
Davaya konu edilen senedin vadesi 20/09/2017 olup, dava tarihi 18/09/2020’dir. Dolayısıyla dava 3 yıllık zamanaşımı süresinde açılmıştır.
Senet metninde tüketici sözleşmesi sebebiyle verildiğine dair bir ibare bulunmayıp, bu haliyle senedin tüketici senedi olduğu ve tüketici işlemi kapsamında verildiği yönündeki def’in davacıya karşı ileri sürülmesi mümkün değildir. Dolayısıyla görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu itirazı da yerinde görülmemiş olup, davalının da kabulünde olan senet nedeniyle davacının davalıdan 1.000,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın Kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
1.000,00 TL’nin 18/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 68,31 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 13,91 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 43,50 TL yargılma giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Kabul edilen dava yönünden ——— tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Arabulucu gideri olarak sarf edilen 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair karar , taraf vekillerinin yüzüne karşı kesin olarak okundu.