Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/414 E. 2022/883 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2020/414 Esas
KARAR NO: 2022/883
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14.09.2020
KARAR TARİHİ: 01.12.2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin ——-verdiğini, davalı —— alanında hizmet sunduğu ve bu hizmetlerini faturalandırdığını, ancak davalı tarafından hizmet bedelinin davacıya ödenmediğini, ilgili faturalara istinaden —- tarihinde davalıya karşı —- sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin —-tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, daha sonrasında icra takibinin, yetkisizlik itirazı üzerine —– sayılı dosya numarasını aldığını, işbu icra takibine yapılan itiraz ile takibin durdurulduğunu, huzurdaki işbu dava açılmadan evvel ticari uyuşmazlıklara ilişkin arabuluculuk yoluna başvurulduysa da arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama ile sonuçlandığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı yanın davacıya olan —- miktarındaki asıl alacak ile işbu alacağa —–tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari faizin (avans faizi) davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Dava dilekçesi davalı şirkete ——tarihinde tebliğ olunmuş, usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava açık hesap ve fatura alacağına dayalı alacak davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. ——Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca —— Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. —- Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. —- İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ——– Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi açık hesap ve fatura alacağına dayalı alacak davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçlunun ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davanın hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda faturaya ve ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği, davalının ise verilen kesin süre ve usulüne uygun ihtara rağmen ibrazdan kaçındığı, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı defterlerinde —- alacağın varlığının görüldüğü, bu sebeple davacının alacağını ispatladığı, borcun ödendiğine veya sair sebeple istenemeyeceğine dair davalı tarafından herhangi bir savunmada bulunulmadığı gibi bir delil de ileri sürülmediği, yine temerrütün aynı alacağa ilişkin davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan —- takibinde ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği—– tarihinde gerçekleştiği, zira ödeme emrinin usulüne uygun temerrüt ihtarı niteliğinde olduğu, tüm bu sebeplerle davanın tümden kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1- Davanın KABULÜ ile, —- alacağın—– tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri —- üzerinden hesaplanan ve alınması gereken — karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan —–peşin harçtan mahsubu ile bakiye 580,35 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 255,66 TL dava açma masrafı ve 1.890,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.146,16 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
5-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (11.328,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ——– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/12/2022