Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/385 E. 2022/787 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/385 Esas
KARAR NO:2022/787

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/09/2020
KARAR TARİHİ:01/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı şirketten — malzemeleri almak üzere şirket hesabından davalı şirket hesabına —tarihlerinde toplam—gönderdiğini, davalının ödemeden sonra hiçbir şekilde mal teslimi yapmadığını, davalı şirket — bankasındaki hesabından müvekkili şirket hesabına — açıklaması ile , davalının — hesabından müvekkili şirket hesabına—“CARİ HESABA MAHSUBEN” açıklaması olmak üzere toplam — iade edildiğini, cari hesap borç bakiyesinin— olduğunu, bakiyenin ödenmesi için —- tarihinde müvekkili şirket hesabından davalı şirket e-mail hesabına ihtar yazısı gönderildiğini, davalı tarafından borcun ödenmediğini, cari hesap bakiyesinin ödenmediği için davalı borçlu aleyhine — icra takibinin başlatıldığını, borçlu davalının borca ve yetkiye itiraz ettiğini, —esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından —-tarihinde takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin banka aracılığıyla gönderdiği — karşılık herhangi bir mal tesliminin yapılmadığını, borçlu tarafından sadece — iade yapıldığını, cari hesap borç bakiyesi olan — ödenmediğini, borçlu tarafından takip öncesi faiz işletilemez zira temerrüt olgusu gerçekleşmemiştir denilmiş ise de, —– tarihinde davalının —- hesabına bakiye borcun ödenmesine ilişkin ihtar yazısının gönderildiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşmanın sağlanamadığını iddia ederek; —esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin — üzerinden devamını, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesini, — az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkilinin genel olarak üretim ve ambalajlama verileri müşteriye ait olan ürünlerin istenilen standartlarda fason üretilmesi ile iştigal ettiğini, teknik bilgi ve spesifikasyonların müşteri tarafından verildiğini, davacının müvekkili ile irtibata geçerek üretim yapıp yapamayacaklarını sorduğunu, olumlu cevap alınması üzerine de işin yapılmasına karar verildiğini, taraflar arasındaki anlaşmaya göre—adet— —üretiminin yapılacağını, bunun yapılabilmesi için öncelikle alkol alımının gerektiğini, müvekkilinin yasal alkol alım yetki ve izninin bulunması nedeniyle alkol alımının müvekkilinin yapmasının kararlaştırıldığını, — alkol alımı için gerekli avansın müvekkil hesabına gönderildiğini, müvekkilinin ertesi gün dava dışı— şirketine göndererek —litre alkol aldığını, alkolün taşınması için — davacı tarafından gönderildiğini ve —alımlarının müvekkili tarafından yapıldığını, alkolün taşınması için gerekli — nakliye ücretinin davacı tarafından —-tarihinde gönderildiğini ve nakliye firmasına ödemesi müvekkili tarafından yapıldığını, yapılan anlaşma gereği ilk parti üretim olan— litrelik —- üretildiğini ve davacıya teslim edildiğini, nakliyenin, — bedelli faturasının davacıya gönderilmesine rağmen davacının kötü niyetli olarak faturayı iade ettiğini, davacının üretim sürecinde alkol fiyatlarında düşüş olduğunu, üretilen malın birim fiyatının piyasa koşullarına göre yüksek kaldığını, pazarlamasını yapamayacağını, kendilerinin aslen –işi ile uğraştığını, esas işlerinin bu olmadığını, — faydalanmak için bu işe giriştiklerini ancak beceremediklerini belirterek malları iade etmek istediğini, hatta davacı üretilen — adet ürünün müvekkil tarafından pazarlanmasını da istediğini, buna ilişkin kayıtların mevcut olduğunu, bunun üzerine davacının geri kalan ürünlerin üretilmesini istemediğini, bu nedenle halen — litre alkolün müvekkil fabrikasında muhafaza altında bulunduğunu savunarak; davanın reddini, kötü niyetli davacı hakkında — az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
—-yazılan müzekkerelere cevap verildiği anlaşıldı.
Mahkememiz tarafından aldırılan — tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“- Dava dosyası içeriğinde mevcut delillerin incelenmesi sonucunda Davacı ile davalı arasında— üretimi ile ilgili yazılı olmayan bir ticari ilişkinin kurulduğu,
– Dava dosyası içeriğinde davacı tarafından davalıya ürettirilmek istenen — teslimi tarihinin ve taraflar arasında mutabık kalınan birim satış fiyatının belli olmadığı,
– Davalının— alkolü davacı adına —- üretimi yapmak için satın aldığı, davacının mal bedelini davalıya banka havalesi ile ödediği,
– Davalının, davacı adına dava dışı firmaya— adet — bedelle ürettirdiği,
– Davalının, — tarihinde davacı adında düzenlediği—davacıya teslim ettiğini ispat etmesi gerektiği,
-Davalının muhasebe kayıtlarında davalının kendi iç bünyesinde yapmış olduğu — Hesap hareketlerinin— Hesabın işleyiş mantığına uymayan muhasebe hareketleri olduğu, davalının —hesabının davalının düzenlediği faturadan sonra — alacak bakiyesi vermesi gerektiği— Hesap pasif hesap olup alacak bakiyesi vermeyeceğinden, sadece —alacak bakiyesinin — hesaba aktarılması gerektiği, dolaysı ile davalının —- hesaptan dolayı davacıya — borçlu olması gerektiği, Sayın Mahkemece davalının malı teslim edip etmediği ve stoğunda bulunan alkolün davacıya iade edilip edilmeyeceği yönündeki kanaati belirdikten sonra borç alacak durumunun hesaplanması gerekeceği,
– Davalının, davacıya ürettiği malı teslim ettiğini ispat edecek herhangi bir delil sunmadığı Sayın Mahkemece malın davacıya teslim edilmediğine hükmedildiği takdirde davacının davalıdan —- alacaklı olacağı,
– Sayın Mahkemece malın davacıya teslim edilmediği, davalının alkolü davacı adına aldığı dolayısı ile üretilmeyen alkolü davacıya iade etmesi gerektiği kanaatine varıldığı takdirde, davacının davalıdan — alacaklı olacağı,
– Sayın Mahkemece davalının davacıya — teslimatı yapmadığı, davalının alkolü davacı adına aldığı, dolayısı ile alım tutarı olan — tutarı davacının alacağından düşülmesi sonucunda davacının alacağının— olacağı,
-Davalının, davacıya ürettiği malı teslim ettiğini ispat edebildiği takdirde, üretilen mal bedeli olan — tutarın davacının — alacağından düşülmesi sonucu davacının davalıdan —talep edebileceği,
-Davalının davacıya ürettiği malı teslim ettiğini ispat edebildiği ve Sayın Mahkemece, davalının davacı adına üretim yapmak için alkolü satın aklığı, davalının — üretim yaptığı dolayısı ile davalının elinde kalan alkolü davacıya iade etmesi gerektiği kanaati belirdiği takdirde, davacının davalıdan alacağının olmayacağı, davacının alacağından iade edilecek alkol bedelinin mahsup edilmesi sonucunda, davalının davacıdan — alacaklı olacağı,
– Taraflar arasında — teslimi ile ilgili bir tarikin olmadığı, davacının— tarihinde davalı yetkililerine göndermiş olduğu e-postada davacıdan bakiye borcu ile ilgili ödeme planını sunmasını istediği, borcun muaccel hale gelip gelmediğinin, temerrüt olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin, davacının işlemiş faiz talep edip edemeyeceğinin nihat hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu,
– Davalının, davacı adında —Dairesinden sorgulanmasının nihai hukuki değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu” hususları tespit edilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklı olarak satım bedelini ödeyen alıcının, karşılığında satıcının satım konusu malı teslim etmemesi nedeniyle sözleşmeden dönmüş olmasından dolayı satım bedelinin iadesi alacağına dayalı başlattığı takibe vaki itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”Dönme beyanının açık olmasına gerek yoktur. Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da satım bedelinin geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir — Bu halde karşı tarafın dönme-feshin haksız olduğunun tespiti ile sözleşmenin aynen ifasını talep etmesi mümkün değildir —
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklı olarak satım bedelini ödeyen alıcının, karşılığında satıcının satım konusu malı teslim etmemesi nedeniyle sözleşmeden dönmüş olmasından dolayı satım bedelinin iadesi alacağına dayalı başlattığı takibe vaki itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi, hukuki ilişki kapsamında ödeme yaptığını, hukuki ilişkinin geçerli bir suretle sona erdiğini ve sözleşmeden dönme nedeniyle iade alacağının varlığını, davalı borçlunun ise sözleşmeye konu edimini (satım konusunu teslim borcunu) yerine getirdiğini ispatlamakla yükümlü olduğu, taraflar arasında hukuki ilişkinin varlığı ve davacının — satım bedelini ödediği ve davalının bu satım bedelinin toplam—iade ettiği hususunda taraflar arasında çekişme bulunmadığı, bu durumda davacının sözleşmeden geçerli bir suretle döndüğünü ve sözleşmeden dönme nedeniyle iade alacağının varlığını ispatlamakla ve davalının da satım konusu malları teslim ettiğini ispatlamakla mükellef olduğu, bu kapsamda ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, her iki tarafın ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, bu sebeple davacının usule ve kanuna uygun tutulmuş açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve birbirini doğrulamış defter kayıtlarının kendisi lehine kesin delil teşkil ettiği, —-tarihli bilirkişi raporu ile de tespit edildiği ve yukarıda açıklandığı üzere kesin delil niteliğindeki davacı (ve davalı) defterlerinde —alacağın varlığının görüldüğü, kaldı ki bu paranın (satım bedelinin) davalıya verildiği hususunda bir çekişme bulunmadığı, uyuşmazlığın satım konusu malların teslim edilip edilmediği noktasında toplandığı, bunun ispat külfetinin de davalı üzerinde bulunduğu, hukuki işlemin değeri dikkate alındığında davalının bunu kesin delillerle ispatlaması gerektiği, tarafların ticari defterlerinden malların davacıya teslim edilip edilmediğinin anlaşılamadığı, yine davalının yemin delili dışında malları teslim ettiğine ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, davacı asile usulüne uygun eda ettirilen yemin sonucunda davacının malları teslim almadığına ilişkin yemin ettiği, bu sebeple davalının satım konusu malları teslim ettiğini ispatlayamadığı, yine yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında her ne kadar dava tarihinden önce davalıya yönelik sözleşmeden dönme iradesini içerir TTK 18/3 maddesindeki şekil ile yapılmış bir ihtar bulunmasa da dava dilekçesinin evleviyetle daha kuvvetli bir şekil olması ve dava dilekçesinde ödenen satım bedelinin iadesi talep edilmekle sözleşmeden dönme iradesinin davalıya usulüne uygun şekilde yöneltildiği, bu sebeple taraflar arasındaki sözleşmenin davacının geçerli dönme beyanı ile sona erdiği, davacının satım bedelinin iadesi alacağını da ispatladığı, dava konusu alacağın likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalının itirazında haksız çıkması nedeniyle borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun— Esas sayılı takibine yaptığı itirazın—asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip takip tarihi itibariyle — asıl alacak yönünden DEVAMINA,
2-Kabul edilen alacağın — icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (—-) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken — karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan —- harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan — dava açma masrafı ve —bilirkişi/posta masrafından ibaret — yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan — yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri —- üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan —vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen —- arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren— hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile —-Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.