Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/348 E. 2020/573 K. 06.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/397 Esas
KARAR NO : 2020/535

DAVA :Rücuen tahsile dayalı girişilen icra takibinde menfi tespit
DAVA TARİHİ : 24/02/2016
KARAR TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Rücuen tahsile dayalı girişilen icra takibinde menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, davalının dava dışı sigortalısının geçirdiği trafik kazasından kaynaklanan 24.469,07 TL tedavi gideri ödemesinin rücuen tahsili amacıyla davacı kurum ve dava dışı ——- aleyhine İstanbul Anadolu —. İcra Dairesinin —– sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, 5510 sayılı Yasa ile 5552 sayılı Kanun ile değişik 5502 sayılı —- Kanununun 36/2. maddesi gereğince davacı kurum aleyhine doğrudan icra takibine başlanamayacağını, keza takibe konu alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının sigorta şirketinin başvuruda bulunma hakkının olmadığı iddiasının dayanaksız olduğunu ve 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında davacının tedavi giderlerinden sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce de 14/03/2018 tarihli kararla dosyanın 02/11/2018 tarihinde işlemden kaldırıldığı, aradan üç aydan fazla zaman geçtiği halde yenilenmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle HMK.nun 150/5 madde hükmü gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay Yüksek —-.Hukuk Dairesi Hukuk Dairesi tarafından ——- Karar sayılı karar ile Mahkememiz kararının Mahkememizin görevli bulunmadığından ötürü bozulmasına karar verilmiştir.
Nitekim Mahkememize ikame edilen dava, davalının —- uyarınca ödediği tedavi gideri bedelinin ( 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında sorumlu olduğu iddia edilen davacıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine konu bedel yönünden) davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda davalı icra takibi yaparken, 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu 2918 sayılı Trafik Yasasının 98. maddesine dayanmıştır.
Diğer yandan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun—– sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
Buna göre, sigorta şirketinin sigortalısının halefi olarak başlattığı takibe yönelik açılan menfi tespit davasının haksız fiilden kaynaklandığı ve yargılama görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girmesi ve buna göre uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, Yargıtay —Hukuk Dairesinin Mahkememiz kararını kaldıran bozma kararının kanuna ve dosya kapsamına uygun olması nedeni ile Mahkememizin görevli bulunmadığı anlaşılmıştır.
Nitekim HMK’nın 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Dava şartlarının bulunmaması halinde Mahkemece öncelikle bu noktada karar tesis edilmesi de yasal zorunluluk arz eylediğinden, davacı tarafından ikame edilen davanın HMK’nin 114/1c ve 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 sayılı HMK 2.Maddesi gereğince görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi ASLİYE — Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu Nöbetçi —- Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce karar VERİLMESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 365 ve 366 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 361 maddesi uyarınca Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olarak davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.