Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/293 E. 2023/125 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/293 Esas
KARAR NO: 2023/125
DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 22/07/2020
KARAR TARİHİ: 15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalı şirkette ——-sahibi ve şirketin ortağı olduğu sırada —- tarihinde tüm hissesini—– tarihli hisse devir sözleşmesi ile dava dışı —- devrettiğini, ——— tarihli ihtarnamesi ile pay devrini şirkete bildirdiğini ve pay ve karar defterine bu devrin işlenmesini talep ettiğini, müvekkilinin ise —–tarihinde, —– ortaklığının sona ermesi sebebi ile şirket kayıtlarından isminin silinmesi için TTK. M. 598 uyarınca —– başvuruda bulunduğunu, ancak—— tarihli cevabi yazısında “kesinleşme şerhine havi mahkeme kararına” ihtiyaç bulunduğu gerekçesi ile talebinin yerine getirmediğini, bunun üzerine şirket hissesini devralan yeni ortağın ——– esas sayılı dava ile ortaklığın ——– tescil edilmesini talep ettiğini, ancak davanın son duruşmasında takipsizlik nedeni ile davanın açılmamış sayıldığını, müvekkilinin, şirket hissesini ——- tarihinde devretmiş olması nedeniyle bu tarihten itibaren şirketin hiç bir borcundan ve ortak sıfatıyla şirketin hiç işleminden sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca defalarca hisse devrini şifaen ve yazılı bir şekilde bildirmesine rağmen ve şirket haberdar olmasına rağmen hisse devrini karar alınması için gerekli işlemleri yapıp pay defterine işlemediğini, şirketin bunu yapmakta hiç bir haklı sebebi bulunmadığını, ayrıca şirketin —–yaptığını, farklı şirket hisse devirlerinin kararını aldığını ve —— ilan ettiğini, müvekkilinin, şirket hissesini devrettiği —— tarihinden itibaren haksız şekilde —— yapmayıp, müvekkilin kaydını pay defterinden ve——- sildirmediğini beyanla, yargılama devam ettiği müddetçe şirketin faaliyetlerinden dolayı doğmuş doğacak borçlardan özellikle 6183 sayılı kanun kapsamında kamu borçlarından müvekkilin de sorumlu olma durumunun söz konusu olması nedeniyle tedbiren teminatsız şekilde, mümkün değilse düşük bir teminat karşılığında müvekkilinin 05.12.2018 tarihinden sonraki işlemlerden ve borçlardan sorumlu olmadığına ilişkin karar verilmesini, aynı zamanda iyiniyetli üçüncü kişilere karşı yapılacak işlemlerden kaynaklı müvekkilinin zarara uğramaması adına, huzurdaki davanın ——ilan edilmesini talep ettiklerinden bahisle müvekkilinin ———hisselerinin —-tarihinde devrettiğinin tespiti ve bu tarihten itibaren şirket borçlarından ve şirketin yapmış olduğu işlemlerden sorumluluğunun bulunmadığının tespitine, müvekkilinin şirket ortaklığının —-tarihinden itibaren sonlandığını, ——- kaydının bu haliyle silinmesine, mümkün olmadığı takdirde; müvekkilinin ——– ortaklığından TTK. M.638 uyarınca 05.12.2018 tarihinden itibaren mümkün olmadığı takdirde dava tarihinden itibaren haklı sebeple çıkmasına, ——–kaydının silinmesine ile tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı davaya cevap vermemiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, limited şirket ortaklığının devrinin tespiti bunun mümkün olmadığı takdirde haklı sebeple ortaklıktan çıkma istenilmiştir.
———–gerekli bilgi ve belgeler getirtilmiştir.
———- sayılı dosyası celp edilmiştir.
BİLİRKİŞİ RAPORLARI:
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve Bilirkişiler —— tarihli raporda özetle;—– alınan davalı şirkete ait —- sayılı —- maddesinde “Şirkete ibraz edilen —- hisselerinin —–geçirildiğini belirten —— yapıldığı iddia edilen pay devrinin görüşülmesine geçildi. Yapıldığı iddia edilen bu devrin TTK m.595/23 hükmüne uygun olarak onaylanmamasına toplantıya katılanların oybirliği ile karar verildi” diye yazdığını, genel kurulun davacı tarafından yapılan hisse satış ve devrini kabul etmediğini, bilirkişi heyeti olarak, takdiri mahkememize ait olmak üzere, dava dosyasındaki belge ve bilgilerden davacı —— ileri sürdüğü iddialarının, TTK Md. 638/11 uyarınca davalı şirketten çıkması için haklı neden oluşturmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 30/06/2021 tarihli celsede bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş ve Bilirkişiler ——- tarafından sunulan 15/09/2021 tarihli ek raporda özetle; bilirkişi heyeti olarak takdiri mahkememize ait olmak üzere dava dosyasındaki belge ve bilgilerden ve bu kez elde ettikleri ticari defter ve kayıtların ışığı altında davacı —— ileri sürdüğü iddialarının TTK md. 638/11 uyarınca davalı şirketten çıkması için haklı neden oluşturmadığı kanaatine varıldığını, ek raporlarında da kök raporda olduğu gibi belirlenen hususlarda bilirkişi kurullarınca aynı kanaate varıldığını ve herhangi bir değişik kanaatlerinin oluşmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 26/01/2022 tarihli celsede dosyanın haklı nedenle şirketten çıkma istemi kapsamında rapor düzenlenmesine karar verilmiş ve Bilirkişiler ——- tarafından sunulan 20/09/2022 tarihli raporda özetle; şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse esas sermaye payının devri için ——— onayının şart olduğu, devrin bu onayla geçerli olacağını, şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse ——– sebep göstermeksizin onayı reddedebileceğini, huzurdaki davanın bu yönüyle ele alındığında davacı vekilinin iddiasının aksine davacının lehine haklı sebebin varlığından söz edilemeyeceğini, bilirkişi heyeti olarak yukarıda açıklanan gerekçelerle, takdiri mahkememize ait olmak üzere dava dosyasındaki belge ve bilgilerden ve bu kez elde ettikleri ticari defter ve kayıtların ışığı altında davacı——–vekilinin ileri sürdüğü iddialarının TTK md. 638/11 uyarınca davalı şirketten çıkması için haklı neden oluşturmadığı kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacı taraf, —- tarihinde davalı şirketin %5 payını devraldığını,—– tarihinde devraldığı %5 payı dava dışı——- devrettiğini, şirket genel kurulunun devri onaylamadığından bahisle devrin tespiti olmadığı takdirde haklı nedenle ortaklıktan çıkma isteğinde bulunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Esas sermaye payının geçişi hâlleri Devir başlıklı 595 nci maddesi “(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, —- onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. (3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. (4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. (6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, ——- şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” hükmünü düzenlemiştir.
Yukarıdaki Kanun maddesi uyarınca ——— sermaye payının devri için ortaklar genel kurulunun onayı şart olduğu, davacı tarafın hisse devrinin ——– karar nolu ortaklar genel kurulunun 3 ncü maddesiyle onaylanmamasına karar verildiği ve ana sözleşmede de ayrıksı bir durum bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafın devrin tespiti talebinin reddine karar verilmiştir.
TTK’nun Çıkma ve çıkarılma Genel olarak başlıklı 638 nci maddesi “(1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” hükmünü düzenlemiştir.
Davacı taraf, ilk talebi kabul görmezse ikinci talep olarak haklı sebeple ortaklıktan çıkmak istemektedir. Davacı taraf haklı sebep olarak —– devir tarihinden sonra —– toplanmadığı, —– tarihinde olağan üstü genel kurul daveti yapılmasına rağmen —— yapılmadığı ve şirketin hastane olarak hizmet verirken fiilen faaliyetine son verdiğini gerekçe yapmıştır.
Davacı taraf davalı şirket hissesini devraldıktan takriben 4,5 ay sonra devretme girişiminde bulunmuştur. Davacı tarafın hissesini devrettiği—–tarihinden sonra —- tarihinde ——- yapılmıştır. Davacı tarafın hisse devraldığı zaman ile devrettiği zaman arasında şirketin mali yapısında farklı bir durum bulunmadığı, şirketin mevcut durumunu bilerek ortak olduğu yukarıda değinildiği gibi hisse devrinin de ortaklar genel kurulu tarafından kabul görmediği anlaşıldığından davacı tarafın şirketten çıkmak için haklı bir nedeni bulunmadığından bu talebinin de reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 179,90 TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 125,5‬0 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 15/02/2023