Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/281 E. 2022/31 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/281 Esas
KARAR NO : 2022/31

DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 18/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili——– —- konusunda ———— hizmeti veren ve aynı zamanda mal tedariklerini sağlayan, piyasada geniş —- tanınır bir ticari işletme olduğunu, davalı ….—- müvekkili şirket bünyesinde —- çalıştığını, davalının uzun süredir müvekkili şirket nezdinde satış müdürü sıfatı ile çalışması neticesinde müvekkili——– vekâletnamesi ile davalıyı firma müşterilerine müvekkili şirketin faaliyetleri doğrultusunda her türlü teklif vermeye, müvekkili şirket adına ihaleye katılmaya, sözleşme imzalamaya ve diğer önemli hususlarda vekil olarak tayin ettiğini, hal böyle olunca davalının müvekkili şirket uhdesinde bulunan müşteri —- erişim imkânı bulduğunu, davalıya tanınan bu imkanların davalı tarafından suistimal edilmesi sonucu ilgili dökümanlar müvekkili şirketin aleyhine kullanıldığını ve bunun sonucunda müvekkili şirkete yıllardır türlü zorluklarla oluşturduğunu, ticari itibarı, —- gördüğünü, davalının eylemlerinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54 vd maddeleri kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerine devam ediyor olması ihtimaline binaen haksız rekabetin men’ine söz konusu durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabet teşkil eden eylemler dolayısıyla müvekkili şirektin uğradığı maddi zarara karşılık olarak, HMK’nın 107. Maddesi uyarınca yargılama esnasında zararın belirlenebilir hale geldiği anda artırılmak üzere, şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, haksız rekabet teşkil eden eylemler dolayısıyla müvekkili şirketin ticari itibarı zedelendiğinden, aynı zamanda 50.000 TL’lik manevi tazminatın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı , Davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin olup olmadığı varsa sona erdirilmesine ve davacının bundan dolayı herhangi bir maddi zararının olup olmadığının, varsa miktarının ne olduğuna ilişkindir.
Davada uyuşmazlık konusu taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.6098 sayılı Türk Borçlar ——–Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. “Yürürlükte olan ilgili düzenleme uyarınca, iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra sonraki dönem için rekabet etmeme yasağı, TBK’ nun 6. bölümünde yer alan 444. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İş Mahkemeleri Kanunu gereğince Türk Borçlar Kanunu’ nun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın çözüm yeri İş mahkemeleridir.
Kaldı ki——– ilamında: “Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı işveren ile davalı işçi arasında rekabet yasağına ilişkin düzenlenmiş olan sözleşme maddesi uyarınca tarafların talep edebilecekleri cezai şart ve tazminata ilişkin davaların görülme yeri iş mahkemeleri olduğundan davalı tarafın bu yöndeki temyiz itirazlarının yerinde değildir.” gerekçesi ile artık iş akdinin sona ermesinden sonra açılan sözleşmeye dayalı davalarda da iş mahkemelerinin görevli olması gerektiğine ilişkin görüş değiştirildiğini belirtmiştir. Bu sebeple her halde Mahkememiz görevsizdir.
Hal böyle olunca davacının davasını yalnızca “rekabet etmeme yasağına aykırılığa” dayandırdığı, eldeki davanın TTK’da düzenlenen haksız rekabete ilişkin bir dava olmadığı da dikkate alınarak görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, Mahkememizin görevsizliğine, iş mahkemelerinin görevli olduğuna dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE
2-HMK 20.Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli —- İş Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı.)
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı