Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/279 E. 2020/640 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/279 Esas
KARAR NO : 2020/640

DAVA :Menfi Tespit (Hizmet sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı-Borçlu dava ——– Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre —– bulunan —– Temmuz dönemi için kullanım hakkı tesis edildiğini, Davacı-borçluda söz konusu sözleşmeye ilişkin olarak 25.04.2018 tarihli 22.000 TL lik bonoyu imzalamış ve teslim ettiğini, söz konusu bonoya ilişkin olarak davacı-borçlu tarafından peşinat ve taksit ödemeleri yapıldığını ve 11.856 TL Müvekkil dayacınm borcu kaldığını, sözleşmenin imza tarihi 29.03.2015 tarihi olmasına karşın davacının ——inşaatı henüz başlamadığını, davacı-borçlu da hem inşaatın başlamaması hem de —- kullanamadığından Sözleşmede belirlenen taksit ödemelerini yapmadığını, davacı-borçlu hakkında davalı tarafından İAA —-.İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, Anadolu —.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının Tespitine karar verilmesini,dava masrafı ve Avukatlık ücretinin de davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiş ve müvekilin tacir bulunmadığını 26/11/2020 tarihli celse de beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Dava, hukuki niteliği itibariyle, devre mülk sözleşmesi uyarınca davalıdan alınan kambiyo senetlerine dayalı alacağın tahsili istemi ile girişilen icra takibinde menfi tespit davasıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3/1-k maddesinde “tüketici”, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olarak, 3/1-l maddesinde ise “tüketici işlemi”, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak ifade edilmiştir.
Aynı kanunun temel ilkeler başlıklı 4/5 maddesinde ise tüketicinin yapmış olduğu işlemler nedeniyle kıymetli evrak niteliğinde sadece nama yazılı ve her bir taksit ödemesi için ayrı ayrı olacak şekilde senet düzenlenebileceği, bu fıkra hükümlerine aykırı olarak düzenlenen senetlerin tüketici yönünden geçersiz olacağı, aynı kanunun 73/1 maddesinde ” tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, somut olayda; tacir olmayan davacının sözleşmenin eki olarak düzenlenmiş şekilde uyuşmazlık konusu olan bonoyu davalı düzenleyerek teslim ettiği ve davalının bonoya istinaden alacak talebinde bulunduğu, senedin tarafları arasındaki hukuki ilişkinin değinilen düzenleme gereği tüketici işlemi olduğu, davacı tarafın da ticari veya mesleki olmayan amaçlarla akdi ilişki devamında hareket ettiği, tüketici konumunda olduğu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından davanın usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6502 sayılı yasa kapsamında görevli Mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu —– Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-HMK 323/1-a, ğ madde ve bentleri uyarınca yargılama giderinden olan karar ve ilam harcı, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin HMK 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra davaya devam edecek olan İstanbul Anadolu —– Mahkemesince hükmedilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmez ise talep halinde yargılama giderleri hakkında Mahkememizce KARAR VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.