Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/27 E. 2020/498 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/27 Esas
KARAR NO : 2020/498
DAVA : İtirazın İptali (Açık hesap ilişkisinden kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Açık hesap ilişkisinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ve davalı arasındaki ticari iş ilişkisi sebebiyle, davalının ——– olan borcunu davacı şirkete ödenmediğini, bu sebeple ———— icra dosyası ile takip başlattıklarını, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirtilerek; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla ; davalının haksız ve hukuka aykırı itirazının iptaline ve takibin devamına, ————— Sayılı dosyası ile yapılan alacağa takip tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, itirazın iptaline konu alacağa haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden asıl alacağın %20’si oranında davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine —————- Sayılı dosyası ile yapılan icra takibine konu alacak ile ilgili talep edilen miktarda borcunun bulunmadığını, takibe haklı nedenle itiraz ettiklerini, müvekkilinin takibe konu miktarda borcu bulunmaması sebebiyle itiraz haklı ve yerinde olduğunu, bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini, belirtilen sebeplerle davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1- ————–Sayılı dosyası,
2-Taraf ticari defter ve kayıtları,
3-Bilirkişi Raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava,açık hesap ilişkisine konu edilen faturalardan doğan alacağın tahsili amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı aleyhine ———– sayılı takip dosyası ile ——- tarihinde icra takibine girişildiği, takip dosyasının tetkiki ile davalıya ödeme emrinin———tarihinde tebliğ edildiği, davalının ———-tarihli havale bulunmayan itiraz dilekçesi ile itirazlarını sunmuş olduğu bu şekilde dava da HMK 114 maddesindeki genel dava şartlarının ve itirazın iptali davasında özel dava şartlarının mevcut olduğu anlaşılmış mahkememizce HMK 320/2 maddesi uyarınca da taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, bulunmuyor ise açık hesap ilişisinin olup olmadığı,açık hesap ilişkisi bulunuyor ise davacının davalıdan açık hesap ilişki kapsamında tanzim eylediği faturalardan dolayı davalıdan alacaklı bulunup bulunmadığı yönlerinde çekişmenin toparlandığı anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması başlıklı 6100 sayılı HMK.’nın 222. Maddesi dava tarihi itibari ile;
“(1)Mahkeme; ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır,” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda da taraflar sermaye şirketi niteliğinde tacir bulunması nedeni ile davalı tarafından açık hesap ilişkisinin konusu teşkil eden faturalardan doğduğu bildirilen davacı iddiası davalı tarafından inkar edildiğinden, taraf ticari defter ve kayıtların HMK 222 kapsamında şartların oluşması halinde kesin delil teşkil edeceğinden tarafların ticari defter ve kayıtlarının ——- bilirkişi marifeti ile incelenmesi cihetine gidilmiştir.
Bilirkişi tarafından ibraz edilen rapor içeriği ile de, davacı ve davalı taraf yasal defterleri açılış kapanış tasdikleri zamanında yapılmış olduğu, yasal defterlerde kazıntı ve çizintiye rastlanmadığı bu nedenle lehine delil olma özelliğine sahip olduğu görüldüğü,davacı ve davalı taraf yasal defterleri açılış kapanış tasdikleri zamanında yapılmış olduğu, yasal defterlerde kazıntı ve çizintiye rastlanmadığı bu nedenle lehine de delil olma özelliğine sahip olduğu, davacı yasal defterlerine göre davalı şirket takip tarihi olan ———– tarihinde davalıdan —– alacaklı iken;—-taihinde davalı yanca yapılan —— ödeme sonrası — halen alacaklı olduğu, davalı yasal defterlerinde davacı şirket, —- nolu ——-hesabında takip edildiği, – olan takip tarihinde ——— borçlu iken; ——-tarihinde davacıya—— aracılı ile ————— açıklaması ile ödeme yapıldığı, ——- sonunda ise davacıya ————borcu olduğunun görüldüğü yani davacı ve davalının ticari defter kayıtları ile borç ve alacak durumunun tam bir mutabakat içersinde bulunduğu davacı şirketin davalı şirketten dava tarihi itibari ile ————– alacaklı olduğu tespit edilmiş ve bilirkişi tarafından ibraz edilen rapor taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiş taraf vekilleri tarafından rapor içeriğindeki saptamalara yönelen her hangi bir itirazın bulunmadığı anlaşılarak rapor içeriğindeki saptanan maddi vakıaların taraflar için kazanılmış hak teşkil ettiği yasal zorunluluk arz eylediği anlaşılarak, davacının takip sonrası davalı ödemesini aleyhine kesin delil teşkil eden kayıtları ile anaparadan mahsup ettiğinin rapor içeriği ile mahkememizce de anlaşılmasına göre davacının dava öncesi takip sonrası yapılan ödemeye yönelen isteminin reddine karar verilmiştir.
Nihai olarak takibe konu alacak;açık hesap ilişkisinden kaynaklandığından, davacının lehe, davalının aleyhine delil teşkil eden ticari defter ve kayıtları ile açık hesabı oluşturan faturalara göre alacağın davalı tarafından önceden belirlenebilir ve likit bulunma özelliğini taşıdığından icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla kabule konu asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1A-)Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalı borçlunun ——– kayıtlı takip dosyasında borca itirazının kısmen İPTALİ ile takibin —— asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
Dava öncesi yapılan ödemeye ve fazlaya ilişkin kısma yönelen istemin REDDİNE,
1B-)Taraflar arasında açık hesap ilişkisinin ticari işten doğması nedeni ile 3095 sayılı yasa 2/2.maddesi gereğince takipte avans faizi UYGULANMASINA,
1C-)Kabule Konu asıl alacağın mevcutiyeti ve miktarı evvelde davalı tarafından bilinip,belirlenebilir nitelikte olmakla İİK 68/2 gereğince asıl alacağın %20’si 2.125,17 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-)Karar tarihi itibari ile alınması gerekli 725,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 271,98 TL peşin nispi harcın mahsubu ile bakiye 453,87 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 271,98 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-)Davacı tarafça yargılama devamında sarf edilmiş olduğu anlaşılan 881,50 TL yargılama giderinin davanın kabulü oranına göre hesaplanan(0,66/1) 581,79 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-)Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-)Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
6-)Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
7-)Arabulucuk gideri olan 1.320,00 TL’nin davanın kabulü yüzdesine göre hesaplanan(0,66/1); 871,20 TL sinin davalıdan arda kalan 448,80 TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT OLARAK KAYDINA,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca ————-Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/10/2020