Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/265 E. 2021/592 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/265 Esas
KARAR NO: 2021/592
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ: 14/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğu, —- dosyadan yapılan görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanamadığı ve anlaşmama tutanağı düzenlendiği, davacının —- dönem yetkili bayiliğini yaptığı, bu bayilik için teminat mektubu vermesi gerektiğinden davalı banka tarafından davacı lehine —–tutarlı teminat mektubu düzenlendiği, bu teminat mektubunun — teslim edildiği, devam eden yıllarda süresinden önce birer yıllık uzatma yazısıyla uzatıldığı, son süreçte davalı banka tarafından — referans sayılı yazıyla teminat mektubunun vadesinin — kadar uzatıldığına dair uzatma yazısı düzenlendiği, bu uzatma yazısının aslının — teslim edilmek üzere davacıya teslim edildiği, davacının — yeni dönem için getirilen şartlardan dolayı anlaşamadığı, bu nedenle —- bayilik ilişkisini sonlandırdığı ve yukarıda bahsedilen teminat mektubunun —– kadar uzatıldığına dair uzatma yazısının aslını — tarihinde davalı bankanın —- iade ettiği, uzatma yazısının teslimi sonrası son uzatma vadesi olan— tarihinden sonra — davacıdan alacağı olduğu iddiasıyla —- ayında davalı bankadan teminat mektubuna istinaden mektubun kısmen nakde çevrilmesini talep ettiği, — uhdesinde olan teminat mektubunun uzatma yazısının vadesinin dolduğu ve —- tarihine kadar uzatma yazısının da bankaya iade edilmiş olmasına rağmen banka tarafından —- talebinin kabul edildiği ve —-ödeme yapıldığı, bu ödemenin davacının talebi olmamasına rağmen davacı adına kredi hesabı açılarak yapıldığı, davacının bankayla ticari ilişkileri ve hali hazırda kredileri bulunması sebebiyle ayrıca bunun dışında kendi rızası olmaksızın açılan krediye de her ay yüksek oranda faiz işletildiği için ihtirazı kayıtla davalı bankaya — tarihinde kredi masraf ve faizleri dahil olmak üzere — ödeme yaptığı, bu haksız ödemenin iadesi için davalı banka aleyhine —-dosyadan icra takibi başlatıldığı ve davalı banka tarafından takibe itiraz edildiği, itiraz sonrası dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğu, —- dosyadan yapılan görüşmeler neticesinde anlaşma sağlanamadığı ve anlaşmama tutanağı düzenlendiği, davacı tarafından—- vadesinin —- tarihine kadar uzatıldığına dair son uzatma yazısının davalı bankaya teslim edilmiş olması nedeniyle bankanın garantörlüğünün bir önceki uzatma yazısının son günü olan — tarihine kadar geçerli olduğu,—-teslim edilmiş son uzatma yazısında davacı lehine verilen ——- olduğu, bu tarihe kadar meri ve muteber olduğu bu tarihe kadar nakde çevrilme yönünde talepte bulunulmaması halinde mektubun ve taahhütlerinin hükümsüz olduğunun açıkça yazılmış olduğu,— tarihine kadar uzatıldığına dair yazının da—-uhdesinde olmadığı ve bankaya aslı iade edilmiş olduğu için davalının bu uzatma yazısına dayalı ödeme yapma yükümlülüğü ve taahhüdünün de söz konusu olmadığı, —-mektubunun kısmen nakde çevrilmesi sırasında davacı ve davalı—- yetkilileri arasındaki şifahi görüşmelerde ilgili şubenin, mektubun vadesinin geçmiş olduğunu bilmesine rağmen —- gibi büyük bir müşterisiyle arasını bozmamak için bu şekilde işlem yaptığını açıkça davacıya beyan etmiş olduğu, davacının de kendi adına rızası olmaksızın kredi hesabı açılıp açılan bu yüksek faizli hesap üzerinden banka tarafından —— ödeme yapıldığı ve bu kredi hesabını kapatmazsa hem davalı bankayla olan mevcut kredi ilişkileri hem de genel olarak bankalar nazarında kredi sicilinin bozulmaması için bu krediyi itirazı kayıtla ödemiş olduğu, davalı tarafından haksız ve hukuksuz olarak tahsil edilen ödemenin iadesi için yapılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden itirazın iptaliyle takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi için işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğu iddia edilmiş olup fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak izah edilen ve Mahkemece dikkate alınacak nedenlerle; davalı borçlunun haksız ve kötü niyetle yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, haksız ve mesnetsiz itiraz nedeniyle borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkeme dosya kapsamında davacı tarafça haksız ve hukuka aykırı olarak mezkur dosyaya konu icra takibine ilişkin itirazın iptal edilerek takibin devamının talep edildiği, ancak davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların herhangi bir hukuki dayanağının bulunmadığı, davalı —- karşı yöneltilen iddiaların kabulünün mümkün olmaması ve —– konu işbu ihtilafın hakkaniyet ile çözüme kavuşturulmasının —-olması nedeni ile davacının mesnetsiz ve——- dolu dava dilekçesine karşı cevapların sunulduğu, davacı bankanın teminat ilişkisi kapsamında üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiği ve hukuka aykırı herhangi bir işlemde bulunmadığı, dava dışı üçüncü kişi —– teminat mektubunun bozulmasına dair yapmış olduğu talep tarihinde davalı bankanın teminat mektubundan sorumluluğunun sona ermemiş olduğu, davacı tarafın hukuki dayanaktan yoksun iddialarının aksine vade uzatım yazısının bankaya iadesinin teminatın varlığını hukuki açıdan sonlandırmadığı ve teminat mektubunun hukuki varlığını ortadan kaldırmadığı,—– nezdindeki ihtilaf kapsamında davacı taraf hukuki dayanaktan yoksun gerekçelerle teminat mektubuna ilişkin olarak davalı —- yaptığı ödemenin tazmini için haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlatıldığı, takibe hukuka uygun olarak itiraz edilmesi akabinde ise kötü niyetli olarak itirazın iptali dava yoluna gidildiği, davalı —–tarihinde alınan ve vadesi —- tarihine kadar uzatılan teminat mektubu kapsamında davacı tarafından —- tarihinde davacı tarafından vade uzatım yazısının davalı—— davacı tarafın mezkur teminat mektubuna ilişkin olarak yalnızca vade uzatım yazısını müvekkil —- iade ettiği, bu nedenledir ki basiretli tacir olan davalı — teminat mektubu kapsamında yükümlülüklerinin sonlanmamış teminat mektubu vade uzatım tarihinin son gününe kadar hüküm ve sonuç doğurmaya devam ettiği, —-henüz teminat mektubunun süresi bitmemişken tazmin talebinde bulunduğu, talep tarihinde hukuken halen yükümlülük altında bulunan davalı—- hukuka uygun şekilde ödemeyi gerçekleştirdiği, mezkur vade uzatım yazısının iadesinin teminatın hukuki mahiyetini ortadan kaldırmayacağı gibi basiretli tacir olan davalı — da teminat mektubundan doğan yükümlülüklerini de ortadan kaldırmayacağı, davacı tarafın yalnızca vade uzatım yazısını müvekkil —— iade ettiği ve teminatın sonladığına ilişkin herhangi bir yazılı beyanda bulunmadığı, teminat mektubunu davalı —- iade etmediği, bir teminat ilişkisinin sona ermesi için teminat mektubunun iade edilmesi ve üçüncü kişinin muvafakatinin de gerekmekte olduğu, tüm bu sebeplere binaen teminat mektubuna ilişkin risklerin ortadan kalkmamış olduğu, mezkur teminat mektubunun risk çıkışının davacı —– tarafından gerçekleştirilmemiş olduğu, davacı tarafın, — huzurundaki ihtilafa konu teminat mektubunu davalı— iade etmediği bu hususta yazılı bir beyanda da bulunmadığı için davalı — teminat mektubundan doğan sorumluluğunun hukuken sona ermediği, dava dışı üçüncü kişi —- tarafından başvuru tarihinde teminat yükümlülüğü halen devam eden davalı —- dava konusu ödemeyi gerçekleştirmiş olmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, haksız davanın reddinin icap ettiği, davacı tarafın davalı banka aleyhinde iddia ettiği hususların tamamının mesnetsiz ve somut delillere dayanmayan iddialar olduğu, yalnızca vade uzatım yazısının davalı bankaya iadesinin müvekkil bankanın sorumluluğunu sona erdirmeyeceği gibi ———- teminat ilişkisinin sonlandığının kabulü için teminat mektubu aslının iadesi gibi açık bir irade beyanı olması gerektiğinin ifade edildiği, —- huzurunda görülmekte olan ihtilaf kapsamında davacı tarafın iddialarının herhangi bir hukuki gerekçesinin bulunmadığı, davacı tarafın mezkur teminat mektubuna ilişkin olan yalnızca vade uzatım dilekçesini davalı —- iade ettiği ve herhangi bir yazılı beyanda bulunmadığı ve teminat mektubunun aslını davalı Banka’ya iade etmediği, davacı tarafın mezkur teminat mektubunda lehdar sıfatında olduğu, Bu nedenledir —– uyarınca lehdarın teminat mektubunu iadesinin dahi bankanın teminat mektubundan doğan yükümlülüklerini sonlandırmayacağı, teminat mektubunun hukuki niteliği nedeniyle bankanın yükümlülükleri ve teminata ilişkin meblağın garantisinin teminat mektubunda muhatap sıfatındaki tarafa karşı olduğu, bu bağlamda teminat mektubunun hukuki mahiyeti dikkate alındığında davalı —- teminata ilişkin yükümlülüklerinin teminat mektubundaki muhatap sıfatındaki şirkete karşı olduğu, yalnızca muhatabın teminat mektubunu iadesi teminata ilişkin garantör sıfatındaki bankanın sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı, bu nedenlerdir ki davacı tarafın iddialarını aksine teminat mektubunun geçerliliğini sürdürmekte ve davalı — muhataba karşı yükümlülüklerinin devam ettiği, muhatabın söz konusu teminat mektubuna ilişkin olarak kısmi ödeme talebini basiretli tacir olarak yerine getirmek ile yükümlü olan davalı —- geçerliliği devam eden teminat mektubuna ilişkin olarak muhatabın kısmi ödeme talebini yerine getirerek ihtilafa konu ödemeyi gerçekleştirdiği, davacı tarafın dava dilekçesindeki —- dikkate alındığında süresi içerisinde muhatap tarafından garantör bankaya yapılan kısmı ödeme başvurusunun banka tarafından gerçekleştirilmesi gerektiği, davacı tarafın iddialarının aksine basiretli tacir olan davacı şirket ile davalı banka arasında kredi ilişkisi mevcut olduğu, tarafların söz konusu ilişkinin varlığını imzaladıkları sözleşme ile hukuken ortaya koydukları, basiretli tacir olan davacı ile imzalanan sözleşme uyarınca, davalı bankanın teminat ilişkisinden doğan yükümlülükleri çerçevesinde ödeme yaptığı ve bu ödemeyi sözleşme hükümlerine istinaden davacı adına açılan kredi hesabından karşıladığı, garanti yükümlülüğü devam etmekte olan davalı bankanın genel uygulamasına ve genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre müşterinin aktifi olmayan hallerde teminat tazmin talebinin bünyeden açılan kredi hesaplarından karşılanmakta olduğu, —– nezdindeki ihtilaf kapsamında davalı—- tarafından teminat mektubunun muhatabına ilişkin olarak yapılan ödemenin hukuka uygun olduğu, söz konusu ödemenin gerçekleştirilmesi akabinde işbu ihtilafın davacı ile davalı—- arasında tarafların imzalarının bulunduğu sözleşme ilişkisi uyarınca kredi hesabı açıldığı ve sözleşmenin karşı tarafı basiretli tacirden teminat mektubuna ilişkin ödeme uyarınca tahsilat gerçekleştirildiği imzalanan sözleşme) davalı Bankanın genel teminat mektubu süreci ve prosedürünün bu şekilde olduğu, davacının bizzat davalı Banka ile akdetmiş olduğu bir genel kredi sözleşmesinin de mevcut olduğu, —– Bankanın işbu sözleşmenin 10.2 maddesinde belirtildiği şekilde elde ettiği tüm paraları ve/veya sözleşmenin 10.1 maddesinde belirtilen teminat/teminat bedellerini, vadesi gelmiş olsun veya olmasın müşteriden olan alacaklarına —– bunlardan dilediğine, uygun göreceği şekilde ve kendisine herhangi bir ihbarda bulunmadan mahsup, borçlu hesabına veya bloke bir hesaba alacak yazmaya tam yetkili olduğunu beyan ve kabul eder.” hükmünün yer aldığı, basiretli bir tacir olan davacının davalı Banka ile akdetmiş olduğu genel kredi sözleşmesini imza ederek teminat mektubundan doğan borcuna istinaden Bankanın işlem yapma yetkisine muvafakat ettiği, davacının huzurdaki dava ile ileri sürmüş olduğu iddiaların mesnetsiz olduğu yönünde cevap verilmiş olup arz ve izah edilen sebeplerle, —– nezdinde ikame edilen davanın reddine, kötü niyetli davacı tarafa karşı %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminata hükmedilmesine, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava, tahsil edilen teminat mektubu bedelinin iadesi için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili,—- uhdesinde olan teminat mektubunun uzatma yazısının vadesinin dolduğu ve —- tarihine kadar uzatma yazısının da bankaya iade edilmiş olmasına rağmen banka tarafından— talebinin kabul edildiği ve—- ödeme yapıldığı, bu ödemenin davacının talebi olmamasına rağmen davacı adına kredi hesabı açılarak yapıldığı, davacının bankayla ticari ilişkileri ve hali hazırda kredileri bulunması sebebiyle ayrıca bunun dışında kendi rızası olmaksızın açılan krediye de her ay yüksek oranda faiz işletildiği için ihtirazı kayıtla davalı bankaya —- tarihinde kredi masraf ve faizleri dahil olmak üzere —ödeme yaptığı, bu haksız ödemenin iadesi gerektiğini iddia etmekte, davalı vekili ise davacının davalı—- akdetmiş olduğu genel kredi sözleşmesini imza ederek teminat mektubundan doğan borcuna istinaden Bankanın işlem yapma yetkisine muvafakat ettiğini, davacının huzurdaki dava ile ileri sürmüş olduğu iddiaların mesnetsiz olduğunu savunmaktadır.
—-dosyası;
İcra takip dosyası üzerinde yapılan incelemelerde; davacı — tarafından davalı —-asıl alacak üzerinden icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek — değişen oranlarda faizi ile ödenmesi talepli İlamsız takip başlatıldığı ve borç sebebi olarak —teminat mektubuna istinaden
haksız yere tahsil edilen bedelin gösterildiği görülmüştür.
Dava Konusu Teminat Mektubuna İlişkin İncelemeler;
Davalı Banka ile davacı şirket arasında —-akdedildiği İşbu sözleşmenin —-tarafından davalı —- konusunda teminat mektubu düzenlenmesi talebinde bulunulduğu görülmüştür.
Ayrıca davalı banka ——adına işbu teminat mektubunun taraflarınca düzenlenip, imza edildiğinin” teyit edildiği görülmüştür.
— tarihinde süresi bitecek şekilde düzenlenmiş olan işbu süreli teminat mektubunun süresinin — referans sayılı yazı ile uzatıldığı, davalı banka tarafından dava dışı muhatap şirketlere hitaben yazılan yazı içeriğinin — tarihinde — lehine düzenlemiş olduğumuz — tutarlı teminat mektubunun vadesi talebiniz üzerine —-tarihine kadar uzatılmıştır. — sayılı teminat mektubumuz —- tarihine kadar meri ve muteber olup bu tarihe kadar mektubun kısmen veya tamamen nakde çevrilmesi için bankamıza yazılı olarak başvurulmaması halinde söz konusu tarihten itibaren mektubumuz ve taahhüdümüz hükümsüz olacaktır.” şeklinde olduğu görülmüş olup söz konusu teminat mektubunun süresinin —– tarihine kadar uzatılmış olduğu tespit edilmiştir.
— tarihinde davacı —-tarafından davalı bankanın —– tarihinde ise dava dışı — tarafından davalı bankanın— hitaben teminat mektubunun — kısmının tazminini isteyen “müşterinizin şirketimiz ile imzalamış olduğu sözleşmede yazılı sorumluluk ve taahhütlerini yerine getirmemiş olması nedeniyle, bugün itibariyle —kısmi tazmin edilerek, şirketimizin hesabına alacak kaydedilmesi gerekmektedir.” şeklinde yazının gönderilmiş olduğu — davalı banka tarafından davacı adına —- tutarında kredi hesabı açılarak teminat mektubu muhatabına ödemenin yapıldığı, işbu kredi hesabına —- ettiği ve kredi hesabının bakiyesinin — ulaştığı — davacının davalı bankada mevcut olan— tarihinde davacı tarafından —tutar ile karşılandığı tespit edilmiştir.
Somut olayda; dava konusu ilk talepte ödeme kayıtlı teminat mektubudur. Ancak davacı lehdarın süre uzatım yazısını iade ettiği ve iade tarihinde —- muhatap şirketler tarafından henüz tazmin talebinde bulunulmamış olunduğu göz önüne alındığında ve muhatap şirketlerden gelen ilk mailde vade uzatımının iptal edildiğine ve mektubun risk çıkışının yapıldığının göründüğünün belirtilerek davalı bankanın sistemlerinden kontrolünün yapılmasının istenmesinin ve sonrasında mektubun halen findeks sistemlerinde aktif olarak göründüğü konusunda yapılan düzeltme gibi hususların da bulunduğu göz önüne alındığında; basiretli bir tacir olan ve güven kurumu niteliğinde olan davalı bankanın risk konusunu oluşturan bayilik sözleşmesinin devam edip etmediğini, süre uzatım yazısının iade edilme sebebini, süre uzatımı zorunluluğunu doğuran olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırıp eğer süre uzatımı geçersiz olmuş ise muhatap şirketlere teminat mektubu aslının iadesi hususunda başvuru yapması gerekmektedir.
—- muhatabın vade uzatımı hususu üzerinde anlaşma sağlamalarıyla birlikte, vadenin talep edilen müddet kadar uzatılması zorunludur. — daha sonra bu talebi reddetmesi muhataba mektubun tazminini isteme hakkı vermektedir.
Bu yönde bilirkişi tarafından yapılan yerinde incelemelerde; teminat mektubu süre uzatım yazısının aslının davacı lehdar tarafından davalı bankaya iade edildiğinde; davalı banka tarafından lehdardan geri aldığı süre uzatım yazısına ilişkin olarak yapılan herhangi bir işleme veya düzenlenen herhangi bir belgeye rastlanmamış olup —- tarihinde dava dışı muhatap şirket tarafından süre uzatımı konusunda teyit istenmiş olması sebebi ile süre uzatım yazısının iadesine ilişkin muhatapların muvafakatinin olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Ancak belirtmek gerekir ki banka teminat mektupları kıymetli evrak niteliğinde olmayıp, davalı bankanın davaya konu teminat mektubunun eki niteliğindeki süre uzatım yazısını düzenledikten sonra banka teminat mektubunun süresinin uzatılmış olduğu bankanın da kabulünde olduğu, süre uzatım yazısı teminat mektubunun eki niteliğinde olup ancak teminat mektubu ile birlikte hüküm ifade edeceği, tek başına hüküm ifade etmeyecek olan süre uzatım yazısı aslının bankanın elinde olmasının garantiyi sona erdirmeyeceği, süre uzatım yazısının aslını lehdardan iade alan bankanın, lehdardan teminat mektubu aslının da iadesini istemesi ve teminat mektubuna ilişkin riskin sona erdiği yönünde muhatabın muvafakatini alması gerekmektedir.
Teminat mektubu aslının verildiği davacı şirkete de iade edilen uzatım yazısına muvafakatlerinin bulunup bulunmadığı ya da teminat mektubu aslının iadesi hususunda başvuru yapılması gerektiği, teminat mektubu aslı kendisine sunulmadan ya da bunun hükümsüzlüğüne veya geçersizliğine ya da kaybolduğuna ilişkin bir mahkeme kararı olmaksızın risk çıkışı yapan davalı bankanın sorumluluğu bulunmaktadır.
Ayrıca ilk talepte ödeme kaydını içeren banka garantilerinde banka, lehdarın her uyarısını değil, likit delillere dayanan uyarısını dikkate almak zorundadır.
Ayrıca somut olaydaki teminat mektubunda yer alan ve bankanın muhatabın ilk yazılı talebinde protesto keşide etmesine; hüküm istihsaline ve borçlunun rızasını almaya gerek olmaksızın derhal ödeme taahhüdünün, kefaleti aşan bir yükümlülük içerdiğinin; asıl borca bağlı fer’i nitelik taşıyamayacağının ve bağımsız olduğunun kabul edildiği görülmektedir.—— ait def’iler de -borcun geçersizliği, imkânsızlık, mücbir sebep, sözleşmenin yapılmamış olması, ehliyetsizlik-garanti veren banka tarafından ileri sürülemeyecektir. Banka ancak kendisine ait def’ileri -mektubun sahteliği, bankayı borç altına sokan kişilerin yetkili olmadığı, riskin sona erdiği veya gerçekleşmediği, teminat mektubunun ahlaka, adaba, kamu düzenine aykırılığı- ileri sürebilecektir.
Belirtmek gerekir ki, teminat mektuplarının niteliği gereği bankalar, usulüne uygun bir yazılı tazmin talebinin gelmesi halinde, —– kararlarında belirtildiği gibi, derhal ve hiç bir araştırma yapmadan ödemeye ve lehtara rücu etmeye yetkilidir. —–itibarı da, usulüne uygun bir teminat mektubunun derhal tazminini gerektirir.
Bir banka ancak likit, kesin bir delil varsa muhataba ödeme yapamaz, öderse zarara kendisi katlanır. Likit, kesin deliller riskin sona emesi -örneğin garanti edilen borcun ödenmiş olduğunun veya garanti edilen verginin yatırıldığının belgelenmesi- veya risk doğsa da tazmin talebinin hakkın kötüye kullanılması ile ilgili olabilir.
İlk talepte ödeme garantisinin sonucu; ispat külfeti yer değiştirir. Mektubun tazminini isteyen muhatabın tazmin talebine itiraz ederse davalı banka riskin doğmadığını, sona erdiğini, risk doğmuş olsa bile hakkın kötüye kullanıldığını ispat etmek durumunda kalacaktır. Ancak lehtar ile muhatap arasındaki hukuki ilişkinin tamamen dışında olan bankanın riskin doğmadığını, sona erdiğini veya hakkın kötüye kullanıldığını ispat edebilmesi için lehtarın gerekli tüm belgeleri sağlaması gerekir.
Somut olay bu hükümler yönünde değerlendirildiğinde, davacı lehdarın sadece süre uzatım yazısının aslını iade etmiş olmasının davalı bankanın sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı görülmektedir. Zira teminatı amaçlayan garanti sözleşmeleri lehdar ile muhatap arasındaki temel ilişkiden bağımsız ve belli bir riskin garanti veren tarafından üstlenildiği sözleşmelerdir. Yapılan incelemelerde davacı lehdar şirketin, davalı bankaya sadece süre uzatım yazısını iade ettiği, teminat mektubu aslını davalı bankaya iade etmediği tespit edilmiş olup süre uzatım yazısının iadesi sırasında teminat mektubunun geçerliliğinin sona erdiğini ispatlayan likit deliller sunduğuna dair herhangi bir bilgi veya belgeye de rastlanmamıştır.
Uzatım yazısının davalı bankaya tek başına iadesinin garantiyi sona erdirmemiş olduğu ve davalı bankanın sorumluluğunun devam ettiği kanaatine varılmıştır.
Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere teminat mektubu tazmin taleplerinin nasıl yapılması gerektiği de belirtilmiştir. ——teminat mektubunun tazmini talebinde, muhatabın mutlaka lehdarın, teminat mektubu ile garanti edilen yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirtmesinin gerektiği, muhatabın bankaya yazdığı rizikonun gerçekleştiği açıklamasını içermeyen soyut yazının banka teminat mektubunun nakde çevrilmesi için yeterli olmadığı” vurgulanmıştır.
Bu yönde yapılan incelemelerimizde, dava dışı muhatap tarafından davalı bankaya “müşterinizin şirketimiz ile imzalamış olduğu sözleşmede yazılı sorumluluk ve taahhütlerini yerine getirmemiş olması nedeniyle, bugün itibariyle —-kısmi tazmin edilerek, şirketimizin hesabına alacak kaydedilmesi gerekmektedir.” şeklinde yazının gönderilmiş olduğu tespit edilmiş olup işbu yazıda dava dışı muhatap tarafından davacı lehdarın, teminat mektubu ile garanti edilen yükümlülüğünü yerine getirmediğinin belirtilmiş olduğu ve bu yönüyle tazmin talebinin usulüne uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Ayrıca üzerinde “vade tarihine kadar başvurulmadığı takdirde hükümsüzdür” kaydını taşıyan teminat mektuplarında, bankaların sorumluluğu vade bitiminden itibaren son bulacaktır. Bu nedenle, bu tür teminat mektuplarında bankanın sorumluluğu, teminat mektubu ile güvence altına alınan riskin, vade içinde gerçekleşmesi ve tazmin ihbarının yazılı olarak vade içinde yapılmış olması şartına bağlıdır. Bu yönde yapılan incelemelemede ise dava dışı muhatap—- tarafından davalı bankanın — tazminini isteyen yazının —- olduğu tespit edilmiş olup güvence altına alınan riskin, vade içinde gerçekleştiği ve tazmin ihbarının yazılı olarak vade içinde yapılmış olduğu ve bu yönüyle de tazmin talebinin usulüne uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Somut olayda davalı bankanın vermiş olduğu teminat mektubunun tazmin olması durumu gerçekleşmiş, davalı bankadan nakit çıkışı olmuş ve davacı şirketin gayrinakdi kredisi bir anlamda nakdi krediye dönüşmüştür.
Bu yönde yapılan incelemeler sonucunda; davalı banka tarafından davacı adına —- tutarında kredi hesabı açılarak teminat mektubu muhatabına ödemenin yapıldığı, işbu kredi hesabına — bu kredi borç bakiyesinin—davacının davalı bankada mevcut olan —- davacı tarafından — mevduat hesabına yatırılan dava konusu —- tutar ile karşılandığı tespit edilmiştir.
Davacı ile davalı banka arasında akdedilen —şekilde elde ettiği tüm paraları ve/veya —— belirtilen teminat/teminat bedellerini, vadesi gelmiş olsun veya olmasın müşteriden olan alacaklarına —- veya bunlardan dilediğine, uygun göreceği şekilde ve kendisine herhangi bir ihbarda bulunmadan mahsup, borçlu hesabına veya bloke bir hesaba alacak yazmaya tam yetkili olduğunu beyan ve kabul eder.” hükmünü içerdiği tespit edilmiştir.
Bu kapsamda davacı şirket ile davalı banka arasında akdedilen işbu —- limitli —istinaden davalı bankanın rücu hakkının bulunduğu ve tazmin bedelinin ve faizlerinin davacı lehtar şirkete rücu edebileceği kanaatine varılmış olup davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 59,30 TL harcın HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yatırılan 159,15 TL peşin harcın , alınması gereken harçtan mahsubu ile artan 99,85 TL harcın dosya kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 852,00 TL yargılama giderinin DAVACININ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5-Red olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2021