Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/249 E. 2020/614 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/249 Esas
KARAR NO : 2020/614

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 25/09/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, İstanbul nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben düzenlediği dava dilekçesinde özetle, aralarındaki sözleşme uyarınca davalıya teslim edilecek ürünler karşılığı ——– ödeme yaptığını, ancak davalının ürünleri teslim etmediğini, bu nedenle ——– Mahkemesi’nde dava açtığını, Mahkemece davalının yetki itirazı reddolunarak yapılan yargılama sonunda ——- resmi harcın tahsiline karar verildiği, kararın 15.1.2019 tarihinde kesinleştiğini, bu nedenle ———- yoluyla tahsilinin gerçekleştirilmesi için kararın tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalının İst. Anadolu —. AHM’nin — esas sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesinde, adreslerinin ———- yetkisizlik ilk itirazında bulunduğu ve yetkili mahkeme olarak İstanbul—- mahkemelerini gösterdiği, ayrıca davacının MÖHUK’un 48. Maddesi uyarınca teminat yatırması gerektiği, harcın nispi olması gerektiği, esasa ilişkin olarak da tenfizi istenen davaya konu kararın kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadığını, kararı veren——–yetkisiz ve görevsiz olduğunu, kararın kamu düzenine aykırı olduğunu, davalının savunma hakkından mahrum bırakıldığını, bu nedenle yetki itirazının kabulüne, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI: Davanın tevzi olduğu İstanbul ———- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —- esas sayısına tevzi olunduğu, Mahkemenin— tarihli kararı ile dosyanın sehven gelmesi nedeniyle İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine iadesine karar verdiği, bu kez dosyanın İst. Anadolu———– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——esas sayılı dosyasına kaydolunduğu, İstanbul Anadolu ———— Hukuk Mahkemesinin — esas sayılı dosyası üzerinden 17/03/2020 tarihinde görevsizlik kararı vererek dosyayı görevli İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi’ne gönderdiği ve dosyanın Mahkememize tevzi olunduğu anlaşıldı.
DAVANIN VE YETKİLİ MAHKEMENİN TESPİTİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, yabancı mahkeme kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkindir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunmuştur.
5718 sayılı MÖHUK’un “görev ve yetki” başlıklı 51. Maddesinin ikinci fıkrasında “bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin —- yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, —-veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse, ——-mahkemelerinden birinden istenebilir.” hükmünü içermektedir.
Mahkememizce, —– nüshasının— sitesinden çıkarıtılarak yapılan incelemesinde, davalının adresinin ———- davadan sonraki—– ilân edildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nin 19. maddesinde “1) Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.
2) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.
3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.
4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Buna göre, davalı şirket merkezinin davanın açıldığı tarihte İstanbul(Çağlayan) Mahkemelerinin yetki alanında bulunan—– ilçesinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili usulüne uygun yetki itirazında bulunmuş olup, yetkili Mahkeme olarak İstanbul(Çağlayan) Mahkemelerini göstermiştir. Bu nedenle uyuşmazlığın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olduğundan Mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar, davacı vekili, davalının fabrikasının bulunduğu yer Mahkemelerinin de yetkili olduğunu iddia etmiş ise de, yukarıda açıklanan usul kuralları gereğince davacı vekilinin iddiası yerinde görülmemiştir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, dava dilekçesinin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine hitaben yazıldığı, bu nedenle dosyanın tevzi edildiği İstanbul —Asliye Hukuk Mahkemesi’nin doğrudan “dosyanın sevhen geldiği” gerekçesiyle gönderme kararı veremeyeceği, mahkemenin yapacağı işin yetkisizlik kararı vermek olabileceği, yetkisizlik kararını da olayımızda kesin yetki kuralı bulunmadığından ancak yetki itirazında bulunulması halinde verebileceği, bu durumda Mahkemenin en başta yapması gereken işin tenfizi istenen işin ticari iş olması, bu şekilde davanın nispi ticari dava olması nedeniyle görevsizlik kararı ile dosyayı İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine göndermek olması gerektiği, ondan sonra dosyanın gönderildiği İstanbul Asliye Ticaret mahkemesi’nin de MÖHUK 51/2. Maddesi uyarınca ancak davalı tarafça yetki itirazı olduğu taktirde yetki hususunu değerlendirebileceği, yine dosyanın usule aykırı şekildeki gönderme kararı ile tevzi edildiği İstanbul Anadolu —. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin de yapması gereken işin gönderme kararının usulsüz olması nedeniyle İstanbul —. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne iade etmek olması gerektiği anlaşılmış ise de, dosya sonuç olarak tarafımızca işbu kararla görevli ve yetkili mahkemeye gönderildiğinden Mahkememizce bu hususta herhangi bir işlem yapılmamış ve Mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-5718 sayılı MÖHUK’un 51., HMK’nin 19/2-3. Maddeleri uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-HMK nun 331(2) maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
3-HMK’nin 333. maddesi uyarınca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
4-HMK’nin 20 (1) maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yasal süre içinde gönderme başvurusunun yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek üzere dosyanın ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı