Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/230 E. 2021/157 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/230 Esas
KARAR NO: 2021/157
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2020
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil firma; —- davalının ithalatçısı ve —- davalının da yetkili satıcısı olduğu —- tarihinde satın alarak işletmeye başladığını, —–numaralı —- konusu ticari aracın,—- plaka sayısı ile trafiğe çıktığını, müvekkili firmanın aracın periyodik bakımlarını aksatmadan yaptırdığını ve son olarak —–davalıya ait yetkili serviste yaptırdığını, ancak —– tarihinde aracın teslim alınmasından hemen sonra araçta motor problemleri yaşanmaya başlandığını, Söz konusu problemin tespiti ve giderilmesi amacıyla —– numaralı davalıya ait ——- adresinde bulunan teknik servise aracın teslim edildiğini,
Motorun sökülmesiyle arızanın servis hatasından kaynaklandığı, araç motorunun yenisiyle değiştirileceği ve işlemlerin garanti kapsamında olduğu tespit edildiğini, araç servise girdikten tam ——- müvekkiline teslim edildiğini, sonuç olarak davaya konu aracın motorunun ——- motorla değiştirildiğini, aracın onarımının —– tamamlanmış ve aynı tarihte müvekkil firmaya teslim edildiğini, aracın —— son derece uzun bir süre serviste kaldığını, Ticari araç işleten müvekkil firma açısından ciddi bir kazanç kaybı söz konusu olduğunu, bu süreçte müvekkil firmaya benzer özelliklere sahip ikame araç da tahsis edilmediğini, müvekkili firma yetkililerinin bu süreçte davalılarla şifahi olarak görüşmüş ve kazanç kayıplarının giderilmesini talep ettiklerini, Davalıların bu aşamada zararın kendilerinden kaynaklandığını kabul ettiklerini ancak günlük kazanç kaybı bedeli ve toplam gün sayısı hususunda anlaşmaya varılamadığını, gelinen noktada müvekkili firmanın söz konusu alacağına ilişkin yeniden dava ikame etme zorunluluğumuz doğduğunu, aracın—— fahiş bir süre serviste kalmasının tamamıyla davalıların kusuru olduğunu, Bu süreç içinde müvekkil firmaya işletilmek üzere benzer nitelikte ikame araç da tahsis edilmediğini, davalı —- ayıplı aracın ithalatçısı olup —– ayıplı otonun satıcısı ve teknik servis hizmetini vereni olduğunu, Dolayısıyla müvekkili firmaya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını beyan ederek fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak üzere ——müvekkili firmanın maruz kaldığı kazanç kaybı zararına ilişkin şimdilik —– ilk dava tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte, —– işbu davanın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiliyle, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yüklenmesine arz ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davalı —— Tarafından Verilen Cevap Dilekçesinde Özetle; davacının tarafımıza tebliğ olunan dava dilekçesi 6100 sayılı hmk’nun basit yargılama usulüne ilişkin olan 318. maddesinde öngörülen şartları ihtiva etmemektedir. hmk’nın basit yargılama usulüne tabi davalara ilişkin delillerin ikamesi üst başlıklı 318. maddesine rağmen; dava dilekçesinde deliller, vakıalar ve tanıklar belirtilmediği gibi, hiçbir delile yer verilmediğini, sonradan verilen bir dilekçe ile dava dilekçesinde belirtilenden başkaca delillere dayanılacak olması hmk’nın 319. maddesi hükmüne açıkça aykırı olduğunu, bu hususta muvafakatlerinin olmadığını, davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte; huzurdaki dava ile talep edilen alacak zamanaşımına uğramış olup zamanaşımı itirazları doğrultusunda davacının talebinin reddinin gerektiğini, talep edilen faiz başlangıç tarihi ve türünün hatalı olduğunu, kanun ve yerleşik uygulamalar doğrultusunda, dava tarihinden itibaren ve yasal faiz uygulanması gerektiğini,
Mahkemede görülmekte olan davada husumet itirazlarının olduğunu, bu itiraza ilişkin olarak davacı tarafından takipsiz bırakılıp açılmamış sayılmasına karar verilen——-dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilin ikame araç temini nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı kesin bir şekilde tespit edildiğinden müvekkil hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, söz konusu bilirkişi raporunda ” ikame araç temininden üreticinin veya ithalatçının sorumlu olduğundan söz edilmekte olup servisin veya satıcının sorumluluğundan söz edilmemektedir. ———– ithalatçı veya üretici olmadığı için ikame araç temini yönünden sorumluluğu yoktur. ” şeklinde tespitte bulunulduğunu, yine raporun sonuç kısmında ” satıcı ve yetkili servis ———- ithalatçı veya üretici olmadığı için ikame araç temini yönünden sorumluluğunun olmadığı dikkate alındığında tazminat sorumluluğunun da olmadığı; ” şeklinde müvekkilinin talep edilen ikame araç bedeli yönünden sorumluluğunun bulunmadığı tespit edildiğini, bu nedenle müvekkil hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini,
Davacı tarafından tamamen keyfi olarak yapılan hesaplamayı zarar adı altında talep eden davacının taleplerinin reddinin gerektiğini beyan ederek davacı tarafından açılan bu davanın husumet nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise zamanaşımı itirazımız doğrultusunda davanın reddine, aksi halde haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın tüm yönleri ile esastan reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı ——- Tarafından Verilen Cevap Dilekçesinde; Öncelikle davacı tarafça azami tamir süresinin aşıldığı iddiasıyla kira geliri kaybı talep edilmekte ise de, söz konusu servis işlemleri —– yılında gerçekleştirildiğini, bu nedenle dava tarihi itibariyle davacının talep ve dava hakkı zamanaşımına uğramış olup, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin davaya konu aracı üreten şirketin türkiye temsilcisi olduğu doğru olmakla beraber söz konusu araç müvekkil şirket tarafından satılmış bir araç olmadığını, davaya konu aracın satışı diğer davalı ——– tarafından yapıldığını, hal böyle iken müvekkil şirket aracın satış zinciri içerisinde yer almamakta olup, herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafça ——— yapılmasının ardından servis hatası nedeniyle motor arızasının yaşandığı iddia edilmiş ise de, bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağı üzere periyodik bakım sorunsuz bir şekilde gerçekleştiğini, dolayısıyla araçta tekrarlayan / giderilemeyen ve araçtan faydalanmayı ortadan kaldıran bir kusur / ayıp / gizli ayıp veya üretim ya da servis hatası bulunmadığını,
Dava konusu araç servis geçmişinin incelemesinde; aracın davacı yanca ——–tarihinde servise getirildiğini, atölye incelemesi gerekmesine karşın aracın serviste uzun süre bırakılmamış ve aynı gün içerisinde aracın teslim alınmış olduğunu, dava dilekçesi içeriğindeki soyut beyanlar gerçek bir zararı ortaya koymayıp, dayanaksız maddi zarar talebinin reddinin gerektiğini, koşulları oluşmamakla birlikte, davacının maddi tazminat talebine avans faizi işletilmesi talebinin usule aykırı olmakla, işbu haksız talebin de reddinin gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın, aracın uzun süreli serviste kalmasından kaynaklı kazanç kaybı talebine ilişkin olduğu,
Davacı vekilince —- sayılı dosyası ile aynı davalılara karşı ikame araç verilmemesinden kaynaklı alacak davası açıldığı, mahkeme tarafından —– davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği iş bu kararın davacı vekiline —- tarihinde tebliğ edildiği, kararın istinaf edilmediği görülmüştür.
İş bu dava mahkememizde —– tarihinde aynı taleple yeniden açılmıştır.
Davalı tarafca zaman aşımı savunmasında (def’inde) bulunulmuştur.
Dava konusu—- tarihinde trafiğe çıkmış —- sonra davalı —– yaptırılmış, —- tarihinde motor arızası ile tekrar davalı—— bırakılmıştır. Davacı aracın uzun süre serviste kalmasından dolayı kazanç kaybını dava etmiştir. Tacirler arası ticari satımlarda, zamanaşımı süresi aracın tesliminden itibaren 6 aydır (TTK.md.25/b.4).Ne var ki,gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere,davacı/alıcıya,6 aydan daha uzun bir süreli garanti belgesi verildiği hallerde,bu garanti süresi 6 aylık zamanaşımı süresinin yerini alır,bu konudaki yasal mevzuata uygun olarak,alıcılar tarafından satıcılara en az —–garanti süresi verilmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden aracın —– tarihinde trafiğe çıktığı dolayısıyla —- davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. İşbu dava ise ——–sayılı davanın açılmamış sayılması üzerine mahkememizde ——— tarihinde açıldığı, dolayısıyla da aracın satın ve teslim alındığı tarihle işbu davanın açıldığı tarih arasında zamanaşımı süresinin her iki davalı yönünden de dolduğu , işbu davanın açıldığı tarihte zamanaşımına uğradığı, bu nedenle de davalıların zamanaşımı savunmalarının yerinde olduğu kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibarile harçlar yasasına göre alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 168,90 TL peşin harçtan tahsili ile bakiye 109,60 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraflar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2021