Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/217 E. 2021/717 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
DOSYA NO: 2020/217 Esas
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22.06.2020
KARAR TARİHİ: 03.11.2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İddia: Davacı vekili, dava dilekçesinde, özetle; müvekkili şirketin —– faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili ile davalı arasında —–davalı tarafından müvekkiline satışı hususunda anlaşıldığını, bu anlaşma kapsamında davalı tarafından teslim edilecek —— bedelli fatura kesilerek müvekkiline teslim edildiğini, ancak faturaya konu malların müvekkiline teslim edilmediğini, bu hususun fatura ve tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde açıkça görüleceğini, davalı fatura tarihi üzerinden geçen üç seneyi aşkın süre boyunca bedeli peşin ödenmiş faturaya konu malları müvekkiline vermeyerek borcunu ifa etmediğini ve borcun ifasında uzun bir süre boyunca da geciktiğini, davalının bu şekilde taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı davrandığını ve anlaşmaya aykırılığın halen devam ettiğini, müvekkilinin işbu faturaya konu malların teslimini —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan istemişse de davalı tarafından müvekkiline gönderilen——- yevmiye numaralı cevabi ihtarında davalının müvekkiline olan borcunu inkar ederek borcunu ifa etmediğini, müvekkili tarafından keşide edilen ihtarnamede davalıya faturaya konu malları teslim etmesi hususunda —— süre verildiğini, sürenin sonunda halen borcunu ifa etmezse —– borçlu temerrüdü hükümlerine başvurulacağının ihtar edildiğini, davalının teslim borcunu yerine getirmemesi nedeniyle temerrüde düştüğünün açık olduğunu, faturaya konu malların müvekkiline davalı tarafından teslim edilerek borcun ifa edilmesi için arabulucuya başvurulmuşsa da davalının arabuluculuk sürecinde borcunu ifayı kabul etmemesi yanında başka bir teklifte de bulunmaması nedeniyle arabuluculuk süreci tek oturumda anlaşmamayla sonuçlandığını, davalı tarafından borcun inkar edildiği de göz önüne alındığında, müvekkilinin mevcut akitten kaynaklı parça borcu alacağının davalı tarafından rızaen ifa edilmemesi halinde ancak cebri icra yoluyla ifanın sağlanabileceğini, aynen ifanın gerçekleşmemesi halinde ise aynen ifa kapsamında teslimi talep edilen malların değerinin tahsiline yönelik olarak haciz işlemi gerçekleştirilmesi gerekeceğini, davalının malvarlığı değerlerini kötü niyetle ve müvekkiline zarar verme kastıyla elden çıkarması halinde müvekkilinin de alacağınını tamamen ya da kısmen tahsil edemeyeceğini beyanla, müvekkil şirketin alacağının tahsilini güvence altına alabilmek adına müvekkil şirket lehine geçici hukuki koruma tedbiri kararı verilmesine, bu kapsamda öncelikle dava konusu ——davalıdan alınarak muhafaza altına alınmasına veya yediemine tevdii şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mahkeme tarafından bu talepleri uygun görülmediği takdirde davalının banka hesaplarının dava konusu malların fatura bedeli kadar kısmının dondurulmasına, maliki olduğu taşınmazları ile motorlu araçları ve şirket hisseleri gibi —— malvarlığı değerlerinin üçüncü kişilere satış ve devri ile sair ayni hak tesisinin engellenmesi ile alınacak tedbirlerin ilgili sicillerine bildirilerek sicil kaydına şerh edilmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak da davalının taşınır teslim borcunun aynen ifasına ve —– davacıya teslim edilmesine ve geç teslim nedeniyle uğranılan zararların tespiti ve tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Savunma: Davalı vekili, cevap dilekçesinde, özetle; tarafların alışverişinin —- olduğunu, davalının malları davacıya teslim ettiğini, malların kendisini —- teslim edildiğini ancak o tarihte davalı şirketin müdürü ve yetkilisi olan işbu davanın davacısı olan şirketin yetkilisi — faturaya—–mallar daha sonra sevk edileceğinden sevk irsaliyesi düzenlenmemiştir” yazdığını, bu iki şahıs hakkında —- sayılı dosyasında soruşturmaya başlandığını, yine bu kişilerin usulsüzlüklerinin —- dosyasına da konu olduğunu, malların teslim edilmediğine dair fatura üzerindeki içeriğin davalı firma yetkilisi tarafından yazılmadığını, bu nedenle faturanın sahte olduğunu, ayrıca davalı firmanın —- yılının sonuna kadar davacı firmaya olmak üzere —— gönderildiğini, bu paralarla ilgili takas-mahsup definde bulunduklarını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, ayrıca kötü niyetli davacının HMK’nın 329/2. Maddesi uyarınca —— disiplin para cezasına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
3-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, faturaya dayalı ürünlerin teslimi ve geç teslim nedeniyle uğranılan maddi zararın tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında taraflar arasında “davaya konu —— faturanın düzenlendiği” hususunda uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
—–numaralı – fatura karşılığı malların davacıya teslim edilip edilmediği,
b—– faturanın üzerinde yazılı olan “mallar daha sonra sevk edileceğinden sevk irsaliyesi düzenlenmemiştir” şeklindeki ifadenin ——-tarafından yazılıp yazılmadığı, bu ifadenin doğru olup olmadığı, yani malların davacıya teslim edilip edilmediği,
c-Davaya konu faturanın davacının ticari defter ve kayıtlarına işlenip işlenmediği,
ç-Davaya konu —- davalı tarafça davacıya teslimi gerekip gerekmediği,
d-Davaya konu —— davalı tarafça davacıya teslimi gerekiyorsa, Mahkememizce aynen ifa kararı verilip verilemeyeceği,
e-Davacının, davaya konu ——- teslim edilmemesi nedeniyle maddi zarara uğrayıp uğramadığı, uğramışsa zarar miktarının ne kadar olduğu,
f-Davalının takas mahsup defiine konu—— alacağın davacı şirketin davalı şirkete olan borcuna ilişkin olup olmadığı, öyle ise davalı şirketin davacı şirketten dava tarihi itibariyle ne miktarda alacaklı olduğu,
g-Davanın reddi halinde, davacının işbu davaya kötü niyetli olarak açıp açmadığı, dava kötü niyetli olarak açılmışsa HMK’nin 329/2. Maddesi uyarınca davacı aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
4-Davacı-Alıcı —–Yasal Defter İncelemesi: —– tarafından yapılan tespite göre, davalı-satıcının —–yılları itibariyle tutmuş olduğu ticari defterlerine ait bilgiler özet tablo olarak aşağıya çıkarılmıştır.
Buna göre;
a) Davalının — yılları ticari defterlerinin —- olarak tutulduğu, —– beratlarının usulüne uygun şekilde ve eksiksiz oluşturulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış oldukları,
b) Davacının —- yılları envanter defterleri noter onaylarının yasal süreleri içerisinde yapıldığı,
c) Davacının —- yılları ticari defter kayıtlarının, HMK. 222 maddesine göre delil niteliği taşıdığı yönünde görüş bildirilmiştir.
—— bilirkişi tarafından yapılan tespit dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmuştur.
5-Davalı-Satıcı —- Yasal Defter İncelemesi: Mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan tespite göre, Davalı – Satıcının —–yılları itibariyle tutmuş olduğu ticari defterlerine ait bilgiler özet tablo şeklinde aşağıya çıkarılmıştır.
Buna göre;
a) Davalının —- yılları ticari defterlerinin e-defter olarak tutulduğu,—- beratlarının usulüne uygun şekilde ve eksiksiz oluşturulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmış oldukları,
b) Davacının —- envanter defterleri noter onaylarının yasal süreleri içerisinde yapıldığı,
c) Davacının —– yılları ticari defter kayıtlarının, HMK. 222 maddesine göre delil niteliği taşıdığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan tespit dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmuştur.
6-Davacı-alıcı—– tutmuş olduğu cari hesap muavin kayıtlarının incelenmesi:
a)Cari hesap muavin kayıtlarının incelenmesi: Davacı şirket tarafından cari hesap muavini —–kayıtları dosyaya sunulmamış ve bilirkişiye gönderilmemiş olup, davacı vekili, bilirkişiye taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını beyan ettiklerinden bu yönde inceleme yapılmamıştır.
b)Mizan incelemesi: Yukarıda belirtildiği üzere, davacı şirket tarafından her ne kadar cari hesap muavin kayıtları sunulmamış ise de, davacının muhasebesinden, davacının,—— tarihleri arası detay mizan, davacı şirket avukatı vasıtasıyla sunulduğundan, mali müşavir bilirkişi tarafından Mizan üzerinde yapılan incelemelerde;
Davalı —- tutarındaki irsaliyeli satış faturasının şirket muhasebe kaydına alındığı söz konusu mizan üzerindeki kayıtlardan görülmüştür. Buna göre, davacı şirketin —kaydetmiş olduğu, daha sonra bu malı —- hesabında giderleştirmiş olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca davacı şirketten, davalı şirketten mal alışlarıyla ilgili fatura tarihi olan —- tarihi ve sonrasını kapsayan aylık —- tarafımıza göndermesi istenmiştir. Davacıdan gelen — tarihi ve sonrası beyan dönemini kapsayan aylık — incelenmesi sonucunda,—tarihinde verilen —- olarak beyan edilmiştir.—- yılına ait —beyanlarıyla ilgili diğer tüm aylar gözden geçirilmesine rağmen, davalı —- başka bir beyana rastlanılmamıştır.
Buna göre, davacının, davalıdan teslim almadığını iddia ettiği malları almış gibi —– beyan ettiği anlaşılmıştır.
7-Davalı-satıcı —- olduğu cari hesap muavin kayıtlarının incelenmesi: —- tarafından yapılan incelemede; davalı şirketin, dava konusu faturayı da kapsayacak şekilde davacı —— yılları itibariyle tutmuş olduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi tarafından davalı şirketin —muavin kayıtlarının her iki yılda da —– izlenmesi sonucu davalı şirketin dava konusu satış faturasıyla ilgili —- gerçekleştirildiği saptanmıştır.
——-Buna göre, dava konusu olan mallara —- ait davalı-satıcının kesmiş olduğu satış faturasının; — hesabında—— hesabında davalının cari —– kayıtlarında yer aldığı görülmüştür.
Mahkememizce, bilirkişi tarafından yapılan bu saptamanın dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli olduğu kanaatine varılmıştır.
8-Fatura ve ödemelerin incelenmesi:
a)Davacı ödemelerinin incelenmesi: Mali müşavir bilirkişi tarafından davacı tarafından yapılan ödemelerin, —–kapsadığı ve çekle yapılan ödemeler ile bankadan yapılan ödemeler şeklinde olduğu saptanmıştır. Davacının yukarıda belirtilen ilgili dönem aralığında yapmış olduğu ödemelere ait çizelgeler aşağıya çıkarılmıştır.
ÇEKLE YAPILAN ÖDEMELER:
ÖDEME ÇEKLERİ
BANKA ÇEK NO TARİH TUTAR
—-
—–


—-

—-
—-
—–
——
—–
—-
—-
—-
—-
—-

—-
—-
—-
—-
——
—–
—–

—-
—–
—–

—-Yukarıdaki çizelgelerden de görüleceği gibi; —- arasındaki dönemde, davacı şirket, davalı şirkete çek ödemesi olarak; —-, banka ödemesi olarak da, net—–ödeme yapmış olduğu tespit edilmiştir. Yine yukarıdan da görüleceği gibi — sehven gelen para iadelerini düşmek gerektiğinden, —- tutarındaki sehven gelen paranın iadesi düşüldükten sonra net ödeme rakamının—– olduğu saptanmıştır.
b)Dava konusu faturanın incelenmesi: Davalı ——- faturanın incelenmesinde; fatura tarihinin —olduğu, faturanın üzerinde —- ifadesinin bulunduğu, faturanın seri numarasının —- olduğu, fatura bedelinin——– yazılı olduğu görülmüştür. Yine, irsaliyeli fatura olmasına rağmen, fatura üzerinde —— ifadesinin yer aldığı görülmüştür.
9-Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Davacı taraf, davalıdan —— fatura karşılığında aldığı ve bedelini ödediği malların davacıya teslim edilip edilmediğini ileri sürerek davalının taşınır teslim borcunun aynen ifasına ve —— davacıya teslim edilmesine ve geç teslim nedeniyle uğranılan zararların tespiti ve tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket, malların teslim edildiğini, davacının sunduğu faturanın üzerinde yazan —— ifadesinin, davacı şirketin sahibi olan —–, faturanın düzenlendiği-malların teslim edildiği tarihte davalı şirketin yetkilisi olduğunu ve kötü niyetli olarak irsaliyeli faturaya bu ibarenin yazıldığını savunmuştur.
Davacı şirketin kayıtlarının incelenmesinde, davalı —— tutarındaki irsaliyeli satış faturasının şirket muhasebe kaydına alındığı, davacı şirketin fatura karşılığı tutar kadar olan —– hesaba kaydetmiş olduğu, daha sonra bu malı —–giderleştirmiş olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca davacı şirketin davalı şirketten mal alışlarıyla ilgili fatura tarihi olan —- tarihi ve sonrasını kapsayan aylık —- —-incelenmesi sonucunda, —- olarak beyan edildiği halde, —– başka bir beyan bulunmadığı yani davacının, davalıdan almadığını iddia ettiği malı aldığına dair —- beyan ettiği tespit edilmiştir.
—— sayılı emsal nitelikli ilâmında da belirtildiği üzere davacının dava konusu faturayı ilgili——bildirmesi, fatura kapsamındaki malların teslim almış olduğunu göstermektedir. Bunun aksini iddia eden davacının, geçerli delillerle fatura kapsamındaki malı teslim almadığını ispat etmesi gerekmektedir. Davacı taraf, fatura kapsamındaki malı teslim almadığını geçerli delillerle ispat edemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
10-Disiplin para cezası uygulanması talebi yönünden inceleme ve gerekçe: Davalı taraf, davacı aleyhine HMK’nin 329/2. Maddesi uyarınca disiplin para cezası uygulanmasını talep etmiştir.
6100 sayılı HM’nin 329. maddesinde “(1) Kötü niyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan taraf, yargılama giderlerinden başka, diğer tarafın vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir. Vekalet ücretinin miktarı hakkında uyuşmazlık çıkması veya mahkemece miktarının fahiş bulunması halinde, bu miktar doğrudan mahkemece takdir olunur.—- Kötü niyet sahibi davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan taraf, bundan başka ——-kadar disiplin para cezası ile mahkum edilebilir. Bu hallere vekil sebebiyet vermiş ise disiplin para cezası vekil hakkında uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Yine HMK’nin 446. maddesinde “(1) Bu Kanun anlamında disiplin para cezasından maksat, yargılamanın düzenli bir biçimde işleyişini sağlamak ve Kamu düzenini korumak amacıyla verilen, verildiği anda kesin olan ve derhal infazı gereken para cezasıdır. Bu ceza, seçenek yaptırımlara çevrilemez ve —— yer almaz. —–Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir” hükmünü amirdir.
Somut olayda, davacının alacağının olmadığı bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenmiş olup, davacı tarafın dava açmakta disiplin para cezası yönünden kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davalı vekilinin HMK’nin 329/2. Maddesi anlamında disiplin para cezası uygulanması talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının HMK’nin 329/2. Maddesi uyarınca “davacıya disiplin para cezası uygulanması” talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli — harcın davacı tarafından peşin yatırılan — tarihli —- peşin harç olmak üzere toplam — harçtan mahsubu ile bakiye —- karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.668,70 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca taktir olunan 46.568,29 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7- Zorunlu arabulucu için ödenen 1.320 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——-Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2021