Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/213 E. 2020/740 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/213 Esas
KARAR NO : 2020/740

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili …———- faaliyet göstereceği kiralanacak bir —– yapılması amacıyla sipariş fişinin hazırlandığını, bu anlaşma çerçevesinde ..—— tarihinde ise elden 13.000.-TL. Getirdiğini, bu ödemeleri müteakip, Müvekkilinin, ———–yazılı belgenin davalıya verdiğini, müvekkilinin , bu siparişe uygun olarak gerekli malzemeleri satın almış ve atölyeye yerleştirmiş, —-için ölçüm hazırlıkları yaparken, Gerçekten de taraflar arasında bir ihtimal olarak düşünülen—– iptal edilmesi üzerine Davalı …, Müvekkil ..——-iptal ettiğini bildirmiş olduğunu beyan ederek İstanbul Anadolu — İcra D.No:—- Esas sayılı dosyası ile Müvekkil Aleyhine yapılan icra takibinin 3.000.-TL. Lık kısmını kabul ettiğimiz göz önünde bulundurularak, Takibin 9.000.-TL. Lık kısmına ilişkin borcumuz olmadığından dolayı 9.000.-TL. Ve faiz, vekalet ücreti, harç, masraf vs. ferilerine ilişkin menfi tespit istemimizin kabulüne, Reddedilen meblağ üzerinden Müvekkil lehine %20 den az olmamak üzere tazminatın Davalı tarafından ödenmesine; Yargılama gideri ve vekalet ücretinin Davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı, dava dilekçesinin—– elden ödendiği belirtilmiştir. Davacının söz konusu iddialarının çelişkili olup, 21.03.2019 tarihinde anlaşılan ve belirlenen sipariş için ortada anlaşma veya bir sipariş yokken 13.03.2019 ve 19.03.2019 tarihlerinde toplamda 7.000-TL ödenmiş olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Söz konusu iki ayrı ödeme sipariş tarihinden önce davacıya müvekkil—– arasında yapılan iş ve işlemler için ödendiğini, Davacı dava dilekçesinde belirttiği——–için müvekkil ile —- ve müvekkilin bu işlere girmesini sağlayan kişi olduğunu, dolayısıyla davacı—- ile ilgili yürütülen tüm iş ve işlemleri başından beri takip edip, sürecin içerisinde yer aldığını, Davacıya sipariş vermeden önce ödenen toplamda 7.000-TL de, davacının müvekkil —– tanışmasından itibaren yapılan iş ve işlemler için ödendiğini, Fakat gerek sipariş gerekse daha öncesinde ödenmiş olan 7.000-TL, sipariş formunda yazılı olduğu gibi — işinin herhangi bir sebeple sona ermesi veya hiç gerçekleşmemesi durumunda geri ödenmesi şartıyla müvekkil tarafından ödendiğini, açıklandığı üzere müvekkilinin davacıya 7.000-TL yapılan iş ve işlemler için ve 20.000-TL de elden siparişler için olmak üzere toplamda 27.000-TL ödeme yaptığını, söz konusu ödemelerden sonra ———-ile yaşanan problemlerden kaynaklı — açma işinin iptal olduğunu, Gerek davacı gerekse müvekkil ——-ile görüşmeler sağlamış olsa da,—- tamamen iptal edildiğini, bu nedenlerle davanın REDDİNE, %20’den az olmamak üzere icra inkâr/kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMİSİ VE GEREKÇE: Dava İstanbul Anadolu — İcra D.No: — Esas sayılı dosyasında davacı hakkında yürütülen takipten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu maddede sayılan dava ve işlerin Asliye Ticaret Mahkemelerince incelenerek karara bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemeleridir.
Nitekim HMK’nın 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Dava konusu olayda;—— müzekkere yazılmış gelen cevaplarda;
——davacının kira gelirinden dolayı mükellef olduğunu, herhangi bir ticari defter tutmadığını,
—– davalının —-olduğunu bildirmişlerdir.
——yazılan müzekkere cevabında; Davacı ve davalının tek pay sahibi olduğu şirket kaydına rastlanmadığı bildirilmiş olup mahkememizin görevsizliği nedeni ile davanın usulden reddine görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2-HMK 20.Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli—-Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK 20.maddesi uyarınca süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak karar kesinleşmişse kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde taraflardan birinin Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesini talep etmesi aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.