Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/204 E. 2023/387 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/204 Esas
KARAR NO:2023/387
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/06/2020
KARAR TARİHİ: 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin davalı firmalara —– yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek 42.496,11 USD alacağının 3 gün içerisinde ödenmesini istediğini, ihtarnamenin tebliğine ve borcun ödenmemesi karşısında davalılar hakkında ——— Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlularca dosya borcuna itiraz edildiğini, itiraz ile icra takibi durduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmanın sağlanamadığını, müvekkilinin davalılardan alacaklı olduğunu, davacı yanın itirazlarının haklı olup olmadığı dosyaya sunmuş olduğu dayanaksız itiraz evrakına karşın iş bu huzurda açılmak zorunda kalınan dava ile anlaşılacak olup bu süreç takibin ve alacağın tahsilini sürüncemede bırakmaya matuf kötüniyetli girişim olarak kabul edilebileceğini, davalıların yukarıda arz ve izah edilenler dairesinde kötüniyetle hareket ediyor olmasının huzurda açılan dava ile anlaşılması muhakkak olduğunu ileri sürerek; davanın kabulünü, müvekkil lehine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere hesap ve taktir edilecek icra inkar tazminatına da mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının taleplerinin gerçekle bağdaşmadığını, davacının müvekkili ve diğer davalı ile arasındaki iş ilişkisi kapsamında ifa etmesi gereken yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi ifa etmediğini, taraflar arasındaki iş ilişkisi kapsamında davacının hak kazanmış olduğu herhangi bir alacağın söz konusu olmadığını, itirazın iptali davasının yasal süresi içinde açılmadığını, uyuşmazlığa konu——– İcra sayılı dosyası kapsamında başlatılan takibe hem müvekkil şirket hem de diğer davalı şirket 04.01.2019 tarihinde itiraz ettiğini, davacının sözleşmeye konu ——-sözleşme kapsamında belirlenen şartlar uyarınca 20/11/2017 tarihine tamamlamadığını, söz konusu durumun müvekkil şirketin ciddi şekilde zarar etmesine sebebiyet veriğini, davacının sözleşmeye konu işleri ifa etmemesi üzerine ——– yevmiye nolu ihtarnamesi ile eksik ve ayıplı işlerin giderilmesini aksi halde sözleşme kapsamında herhangi bir ödeme yapılamayacağının davacıya ihtar edildiğini, davacının ihtarnameye rağmen işini gereği gibi ifa etmemesi üzerine imzalanan sözleşme kapsamında belirlenen şartlar uyarınca 20.11.2017 tarihinde tamamlanmadığını ve birçok eksik ve ayıp barındırdığı hususunun ——- yevmiye nolu tespit tutanağında kayıt altına alındığını, TBK uyarınca işini gereği gibi ifa etmeyen davacının müvekkili şirketten borcunu ifa etmesinin talep etmesinin olanaksız olduğunu, müvekkilinin dava konusu sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle hali hazırda zarar etmeye devam ettiğini, yapılan işler kapsamında ücret isteme haklarının saklı olduğunu savunarak; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:—- Asliye Hukuk Mahkemesi Ve ——- Noterliği’ne müzekkereler yazıldığı görüldü.
Mahkememiz tarafından alınan 27/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“SONUÇ :Taktiri münhasıran Sayın Mahkemeye ait olmak üzere yukarıda açıklanan
nedenlerle;
1. Davacının icra dosyası kapsamında asıl alacak bedelinin 42.496,11 Usd hesap edildiği (talep:42.496,11 Usd)
2. Davacının icra dosyası kapsamında takip öncesi işlemiş faiz alacağının(03.12.2018-21.12.2018 arası) 52,39 Usd hesap edildiği(talep:100,12 Usd),” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:Dava taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklan açık hesap ve fatura alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca “(1) Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir. (2)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, yargılamayı gerektiren davalarda hazırlık işlemlerine ilişkin hükümleriyle senetlerin ibrazı zorunluluğuna dair olan hükümleri ticari işlerde de uygulanır.”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesi uyarınca “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın belirtildiği gibi taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklan açık hesap ve fatura alacağına dayalı itirazın iptali davası olduğu, davacı alacaklının hukuki ilişkiyi ve alacağın varlığını, davalı borçluların ise borcun ifa veya sair sebeple bulunmadığını ispatlamakla mükellef olduğu, davacının hukuki ilişkinin ve alacağın varlığı hususunda ticari defterlere dayandığı, ticari defterlerin yukarıda atıf yapılan yasa hükümleri uyarınca mahkememizce resen de incelenebileceği, bu doğrultuda taraflara verilen kesin süre içerisinde her iki tarafın da ticari defterlerini ibraz ettiği, her iki tarafın ticari defterlerinin hukuki ilişkinin varlığı hususunda birbiri ile uyumlu olduğu, kaldı ki davalıların taraflar arasındaki eser sözleşmesini ikrar ettiği, davalıların savunmasının ödemezlik def’i ve ayıplı ifa yapıldığı yönünde olduğu, ödemezlik def’inin ifada sıra söz konusu olduğu zaman değerlendirilmeye alınacağı, (davalı tarafından ayıplı olduğu ileri sürülmüşse de) davacı tarafından eserin davalıya teslim edildiği hususunda çekişme bulunmadığı, bu sebeple davalının ödemezlik def’inin yerinde olmadığı, ayıplı ifa itirazı yönünden ise davalıların süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğu çekişme konusu olmasa da (taraflar arasındaki ibraname de bunu ispatlamaktadır), davalıların ayıplı nedeniyle seçimlik haklarını (1.Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, 2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, veya 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme) sözleşmeden dönme yönünde kullanıldığına dair de dosyada bir emare bulunmadığı, diğer seçimlik haklarını kullandığına dair de davalılarca cevap dilekçesinde bir vakıa ileri sürülmediği, kaldı ki taraflar arasındaki ibraname ile de tarafların ayıp oranında bedelden indirim yapılması hususunda anlaşarak (sözleşme yaparak) esere yönelik ödeme planı çıkarttıkları, davalının başkaca ayıp iddiası olmaması nedeniyle de bu sözleşme ile bağlı olduğu, tüm bu sebeplerle davalıların bakiye eser bedelini ödemekle yükümlü olduğu, davalıların takibe konu eser bedelini ödediklerine dair dosyada bir savunma ve delil bulunmadığı, mahkememizce alınan son bilirkişi heyet raporu ile de davalıların takip tarihi itibariyle 42.496,11 USD asıl alacak ve 52,39 USD işlemiş faiz alacağının tespit edildiği, dava konusu alacağın taraflar arasında belirlenebilir/likit olması, alacaklının talebinin bulunması ve davalıların itirazında haksız çıkması nedeniyle borçluların itiraz tarihindeki Türk Lirası kuru üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dava itirazın iptali davası olup, davaya konu ——-sayılı takibi, 42.496,11 USD asıl alacak ve 100,12 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam ——- alacağa ilişkindir. Dava dilekçesinde her ne kadar dava değeri 6,8445 x 45.596,23 = 312.083,39 TL olarak gösterilmiş olsa da, mahkememizce bu değerde yazım hatası olduğu fark edilmiş, dilekçe içeriği de dikkate alındığında dava değeri 6,8445 x 42.596,23 = 291.549,89 TL üzerinden dikkate alınmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalı borçluların ———sayılı takibine yaptığı itirazın 42.496,11 USD asıl alacak ve 52,39 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.548,50 USD yönünden İPTALİNE, takibin takip tarihi itibariyle 42.496,11 USD asıl alacak ve 52,39 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.548,50 USD yönünden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Kabul edilen alacağın (42.548,50 USD) yüzde 20’sine karşılık gelen 8.509,70 USD’nin itiraz tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 46.179,58 TL icra ve inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (42.548,50 USD x dava tarihindeki kur 6,8445 = 291.223,20 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 19.893,45 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 4.190,35 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 15.703,10 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 4.252,55 TL dava açma masrafı, 839,80 TL keşif harcı ve 8.270,40 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 13.362,75 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (42.548,50/42.596,23) göre 13.347,77 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı ———-tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 7,80 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (47,73/42.596,23) göre 0,01 TL’sinin davacıdan alınarak davalı —– verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı —– tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 7,80 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (47,73/42.596,23) göre 0,01 TL’sinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (42.548,50 USD x dava tarihindeki kur 6,8445 = 291.223,20 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 43.771,25 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılar yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve ret sebebi ortak olduğundan, reddedilen dava değeri (47,73 USD x dava tarihindeki kur 6,8445 = 326,69 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2 ve 13/2 uyarınca hesaplanan tek 326,69 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak her biri eşit hak sahibi olmak üzere davalılara verilmesine,
10-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (42.548,50/42.596,23) göre 1.318,52 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 1,48 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.04/05/2023