Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/2 E. 2021/237 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/2 Esas
KARAR NO: 2021/237
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/02/2016
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —– sahibi olduğunu, —— uğraştığını, davalı o tarihte evli olduğu eşi —-, müvekkilinden ——- isminin kısaltılması olduğunu, davalı ——- nedeniyle kredi kullanamadığı gerekçesiyle aracın bedelini müvekkil —- ödemesini, daha sonra bu parayı — ödeyeceğini belirterek vadeli çeklerin keşide edildiğini, davalı ve eşi———- aracı —-kullandığını, daha sonra anılan araçla kaza yaptığını, —– marka aracın — ——– dönüşmesi ve kaza neticesinde değer kaybını ödemek kaydıyla —davacının diğer şirketi—— araç satın almak istediğini, davalı daha önce müvekkilden borç aldığını, vadesinde ödediğinden müvekkilinin güvenini kazandığını, müvekkil alacağın teminatı olarak çek aldığını, davalıdan başlangıçta şüphe etmediğini, davalı, müvekkillinden aldığı borcu vadesinde ödemeyince işleri bozulduğundan kredi kullanamadığından ancak demir çelik işiyle uğraştığı için fabrikasının satacağını ve tüm borcunu toplu olarak ödeyeceğini söylediğini, vergi borçlarından zor durumda olduğunu ve hapiste diyerek müvekkillinden ayrıca büyük miktarda nakit borç para aldığını, davacı borç verdiği paraları geri alamadığını, geri almak istediğini, davalı, eşi ————- olduğunu, söz konusu araçla gezerek rahatladığını, psikolojisinin çok bozulduğunu, eğer eşine bir şey olursa kahrından öleceğini, ve vebalinin davacının boynuna kalacağını söyleyerek davacıyı yine kandırdığını, davacı, bir kısmını —- davayıla borç verdiğini, paraları geri alamayınca ——evini satmak zorunda kaldığını, büyük zarara uğradığını, davacı sonunda —-elden çıkardığını, ——— marka araç —fazla değer kaybettiğini, davalı ayrıca—- tarihinde — davacının diğer şirketi — aracığıyla satın aldığını, satış bedelini ödeyemince söz konusu araç — sattığını, bu halde——- değer kaybından davalı sorumlu olduğunu, itirazın iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, davalı/borçlunun haksız itirazi nedeniyle dava değerinin en az %20’si oranında tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İş ticari işletme ile ilgili olduğundan iddiaların dayanağının da çekler oluşturduğunu, bu sebeple davanın —— görülme zaruriyeti bulunduğunu, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandığını, iki yıllık zamanaşımı —- yılında dolduğunu, zamanaşımı itirazlarında bulunduklarını, tacir hiçbir bedel almadan değeri ————— karşılığında verebileceğini, müvekkilinin, davacı ile anılan anlamda bir ticari ilişkisi içeresinde bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekili — tarihli dava dilekçesi ile; Davalı borçlu hakkında — dosyası ile takip yaptıklarını , takibe itiraz edilmesi üzerine durduğunu bildirerek itirazın iptali ile takibin devamı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK’nun 67. Mad. Kaynaklanan itirazın iptali isteğine ilişkin bulunmaktadır.
Davacı, kendisine ait dava dışı şirketler aracılığıyla, davalının araçlar satın aldığını, araçların bedelini müvekkilinin ödediğini, bu ilişki kapsamında kendisine davalı tarafından çekler verildiğini iddia etmiş olup, bu ilişki kapsamına kendisine verilen — sayılı dosyasında genel haciz yolu ile takibe koymuştur.
Dava —- görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi olmuş ve mahkemenin—- karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
—— davanın ——– özelliği taşıyan çekten kaynaklandığı, TTK 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereği ticari dava niteliğinde olduğu değerlendirilerek mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda;
Davaya konu çeklerin keşide tarihlerinin — olduğu, icra takibinin ise —- davacının iddiasına itibar edilse dahi söz konusu çekler nedeniyle takibin, TTK md. 644 gereğince 6 ay, BK md. 66 gereğince —- geçtikten sonra yapıldığı davalının cevap dilekçesinde açıkça zamanaşımı def’inde bulunduğu, takibin çekin ibraz süresinin bitiminden itibaren — aylık süre içerisinde yapılmadığı, davalının zamanaşımı def’i yeri olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir
Dosyanın istinafı sonucunda;——– sayılı ilamında; Takip ve dava konusu hamiline yazılı çeklerde davalı keşideci, davacı ise ilk ciranta ve hamildir. Çekteki açıklanan bu sıfatlara göre davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunduğu ve davacının da bu yönde bir iddiasının bulunduğunun anlaşıldığı, zamanaşımına uğramış çekler yönünden taraflar arasında temel ilişki varsa; alacaklı, yazılı delil başlangıcı olarak çeke dayanılabilir ve alacağın varlığını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. Bu gibi hallerde dava zamanaşımı da aradaki temel ilişkinin tabi olduğu zamanaşımı kurallarına göre değerlendirilecektir. Davacının iddiası; araç alım satımına ve para borcu iddiasına dayalıdır. Bu durumda iddiaya konu temel ilişki için öngörülen zamanaşımı süresi TBK’nın 146.maddesi ———- takibe dayalı olarak başlatılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacının tüm delilleri toplanarak tanık listesinde yer alan tanıkların dinlenilmesi sureti ile karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf sonrası yapılan yargılamada davacı tanıkları dinlenilmiştir.
Davacı tanığı — beyanında: ben davalının yanında —– olarak — yılları arasında çalıştım. Davacıyı ise —– firmamıza gelmesi nedeniyle tanırım. Hatırladığım kadarıyla davalı taraf davacıdan – —–araba aldı, karşılığında dolar olan çek verdi. Sonra çekler ödenmedi. Sonra davacının yanına gittik. Sonra davacının yanına şuanda rahmetli olan ve davalının o dönemki çalışanı — — gittik. Aramızda hesap —– yaptık. Davacının davalıdan —- alacağı çıktı. Bu bedelin içinde daha sonradan satın alınan —–bedeli hesaba katıldı. Bununla ilgili olarak hatta hesaplama yazılı olarak yapılmıştı. dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.—– tarihli el yazılı hesaplama belgesinin kendi beyanlarında bahsedilen belge olup olmadığı ve kendi el yazısı olduğu ve Beyanda belirttiğim davacının yanında yaptığımız hesaplama bu hesaplamadır dedi.
Davacı tanığı— beyanında: Ben —– yılından beri tarafları tanırım. Tarafların arasındaki uyuşmazlıkla ilgili bilgim bulunmaktadır. Ben davacı ile evlenmeden önce muhasebe işlerini ben yürütüyordum. Yine taraflar arasındaki anlaşmazlığın nedeni olan ticari ilişkide ben muhsabeci olarak çalışıyordum. Davacı davalıya — marka araç satmıştı, fakat davalının borçlarından dolayı kredi çıkmadığından dolayı araç davacının üzerine kredilendirildi. Ve aracın sahibi gözüken davacının şirketi olan — davacı — faturalandırdı. Fakat bu işlem davalıya kredi çıkmadığı için yapıldı. Kredi bedellerinin —– ödedi. Davacı davalı ile aralarında samimiyete binaen böyle birşey yaptı çünkü davalı davacıdan daha öncedende araç alıp borcunu ödemişti. Bu araçla davalı kaza yapınca bu araçtaki değer düşüklüğünden kaynaklanan zarar da karşılanıp bu aracı iade edip yerine yeni bir araç satın almayı teklif ettiler. Hatta davalı eşinin kanser hastası olduğunu söyleyerek davacıyı duygusal yönden ikna etti. Biz de — marka — olarak davalının eşi —- adına düzenledik. Fakat kendisine kredi çıkmayınca bu defa —marka arabaya karar verdiler. Bu araç içinde davacı kendi adına kredi kullandı. Davalı da bunun karşılığında davacıya yanlış hatırlamıyorsam— verdi. Fakat bedellerini hatırlamıyorum. Bu çekler bankadan geri döndü. Bedelleri ödenmedi. Bunun üzerine davacı kendi üzerine kayıtlı olan— satarak bankanın kredi borcunu ödedi. Bu çekler bildiğim kadarıyla bütün ilişkiyi kapsıyordu. Daire satıldıktan sonra davalı iyiniyet göstergesi olarak davacıya başka çekler de verdi fakat bu çeklerin günü geldiğinde davalı ödemeden men talimatı vermesinden dolayı bu çeklerde ödenmedi. — ve —–davacının yanına geldi ve hep beraber hesap yaptık. Görülen hesap sonunda — civarında davalıdan alacağımız olduğu tespit edildi. Ayrıca — bey davalıya elden para da vermişti. Davalı davacıya sadece çek verdi onları da ödemedi. dedi.
İcra takibi:
Davacı, — tarihinde, –üzerinden davalı—- icra takibine geçerek;
— asıl alacak
—- işlemiş faiz
Olmak üzere, toplam — alacağın, asıl alacağa işleyecek —- avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Borçlunun —– tarihli dilekçesinde böyle bir borçlarının bulunmadığını ileri sürmesi üzerine takip durmuştur. Takibin durması üzerine de itirazın İptali davası açılmıştır.
Muhasebe bilirkişisi tarafından sunulan —- tarihli raporda özetle;
Dava; davalı tarafa davacı tarafından satılan iki adet araç ve bu araçta oluşan değer kaybı ile elden verilen borç para nedeniyle davalı tarafından keşide edilen çeklerin tahsiline yönelik başlatılan icra takibine, vaki itirazın iptal istemine ilişkindir.
Davacının takipteki alacağının irdelenmesi:
—– asıl alacak:Davacı bu alacağını, ödeme emri üzerinde beyan ettiği iki adet çek bedeline dayandırmıştır. Bu çeklerin davalı ——- keşide edildiği ve her iki çekin arkasında davacı — imzasının bulunduğu görülmüştür.
Çek, bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekir.—
Ne var ki takibe konu çeklerin hamili olan davacının, bu çekleri, 6762 sayılı TTK’nun 708.maddesi hükmünde belirtilen süre içinde muhatap bankaya ibraz etmemiş olduğundan, aynı Yasanın 720.maddesi hükmü gereğince çeke dayalı müracaat hakkını yitirmiş bulunmaktadır.
Bu durumda davacı, takip konusu çeklerin, temel ilişkiye– dayalı olarak davalı tarafından verildiğini kanıtlaması halinde, bu çek bedellerini davalıdan istemeye hakkı bulunacaktır. —-
Davacı vekili; müvekkilinin davalı tarafa —- adet araç sattığını, alacak konusunun, iki araçta oluşan değer kaybı, kullanım bedeli ve elden verilen borç paraya ilişkin olduğunu öne sürmüş, davalı vekili ise, davacıdan herhangi bir araç satın alınmadığını, borç para da alınmadığını savunmuştur.
Davacı, araçların satışına ilişkin iki adet faturayı — tarihli delil dilekçesi ekinde dosyaya sunmuştur. Faturaların dökümü aşağıda gösterilmiştir-
Fatura tarihi Fatura tutarı Fatura içeriği

——
Her iki fatura, —— marka araç satışına ilişkin olup, —– tarihli fatura, aracın satışını, —- fatura ise aynı aracın ——–satışını göstermektedir.—- tarafından, yine —– adına düzenlenmiştir. Yani ——- yine kendi şirketi adına kesmiştir. Davacı —- kendi şirketi olduğunu, davalının kredi kullanamayacağını ileri sürmesi üzerine aracı kendi şirket adına fatura edip bedelini çek olarak davalıdan aldığını, — tarihinde de aracı —atış bedeli üzerinden elden çıkarabildiğini ve değer kaybına uğradığını öne sürmüştür.
–tarihli fatura, içeriğindeki araç satışına — bedelle satıldığı görülmüştür.
Yukarıdaki tespitler,- tarihinde, davacının diğer şirketi olduğu belirtilen —–aracılığıyla, —- bedelle davalı tarafından satın alındığı ve fakat araç bedelinin davacı tarafından, davalıya borç olarak verildiği” davacı tarafından iddia edilmektedir.
Davacının sunduğu deliller arasında, — aracın — bedelle satıldığına ilişkin bir satış faturası sunulmamıştır. Bunun yerine, — tarafından, dava dışı — bedelli satış faturası bulunmaktadır. Fatura içeriğinde, —— araç kaydının da olmadığı görülmektedir. öncelikle belirtelim ki, temel ilişkiye dayandırılan her iki aracın satışının davalı adına olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Davacı, bu araç satışları için davalıya borç para verdiğini, karşılığında da takip konusu çekleri aldığına iddia ettiğine göre, davacının, bu hususları şekilde kanıtlaması gerekmektedir. Ne var ki davacı, buna ilişkin bir belge dosyaya sunmamıştır. Yani davacının, bu araçların davalıya fatura karşılığı satıldığını, davalı adına trafikte kayıtlı olduğunu, satışın tescil işleminin davalı adına yapıldığını, bir başka deyişle araçların bizzat davacı tarafından davalıya satılmış olduğunu ispat etmesi gerekmektedir.
Belirtildiği üzere, davacı delilleri arasında ve dosya içerisinde bu araçlara ilişkin herhangi bir trafik veya satış kaydı bulunmamaktadır.
—– işleriyle uğraşan basiretli bir tacirin; karşı tarafın araç alacak nakdi olmadığı gerekçesiyle satış faturasını kendi şirketi adına kesmesi, karşılığında, aracı satın alacak olan davalıya borç para vermesinin, ticari hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla davacı, davalıya araç sattığı hususunu ispat edememiştir.
Her ne kadar davacı, bu araçların satın alınmasında davalının parasal gücünün olmadığını, kendisine borç verilip karşılığında takip konusu çeklerin alındığını öne sürmüş ise de, her iki taraf arasında borç para alındığına ilişkin herhangi bir ——- sözleşmesi veya benzer başka bir belge de dosyaya sunulmamış ve dolayısıyla da borç para davacı tarafından ispatlanamamış bulunmaktadır. “Çekin bir borç vermek için düzenlendiği ileri sürüldüğüne göre bu hususu ispat, iddia edene düşer” hükmü tesis edilmiş olup, mevcut bu durumda davacının iddialarının sübut bulmadığı, davalı taraftan temel ilişkiye davalı bir alacağın bulunmadığı sonuç ve kanısına varılmaktadır. Denilmektedir.
Diğer taraftan; dosya içerisine gelen — dosyası incelendiğinde; şikayetçi sıfatıyla—- konusu olan araç satışlarından bahsederek karşılığında aldığı çeklerdeki imzanın ortağı —-ait olduğunun ortayla çıktığını öne sürerek, tehdit, kasten mal kaçırma, dolandırıcılık suçlarından hakkında yasal işlem yapılmasını istediği görülmüştür.
Verilen bu çek/senetler içerisinde, huzurdaki davaya konu olan – adet çekin de bulunduğu, toplam çek ve senet tutarının; —- olduğu anlaşılmaktadır.
Gerek— ——– statüsüne geçildiği tarihte- — şirketleri olduğu, bu çekler arkasında davalının, davacıya cirosunun olmadığı, sadece, içerisinde takip konusu olan toplam—- adet çekin davalı—— tarafından hamiline keşide edildiği ve bu çekler arkasında davacının imzasının bulunduğu görülmektedir.
Davacı, müşteki sıfatıyla——– dilekçesinde çeklerdeki —————- ait olduğunun ortaya çıktığını ifade etmektedir.
Çek altındaki imzanın davalıya ait olmaması, bu çekin geçerliliğini yitirmektedir. —- “Çekin imzasını taşamayan davalı yönünden geçersiz olması nedeniyle hukuken teminat niteliği bulunmamaktadır.” Hükmü, bu görüşümüzü teyit etmektedir.
O halde takibe konu edilen çekler üzerinde, her ne kadar davalının ismi yazılmış ise de, çekler üzerine atılan imzaların davalıya ait olmaması, davacının ise davalıya, bu çeklerin davalıya keşide edilmesine sebep teşkil edecek araç satışı veya borç para verme gibi işlemlerin varlığını açıkça kanıtlanamamış olması nedeniyle, temel ilişki saptanmış olsa bile, geçerliliğini yitirmiş çekler olacağı ve takibe konulmasının yasal dayanağa bulunmayacağı kanaatine varılmaktadır.
Savcılık dosyasında dinlenen davacı tanıklarından —— şikayetçi ile şüpheli arasındaki ilişkinin oto alım-satımı, şikayetçinin şüpheliye borç para vermesi, karşılığında şüphelinin çek verdiği halde karşılığının çıkmaması, bu nedenle borçlarını ödememesi durumlarını ileri sürdüğü,
Aynı soruşturma dosyası kapsamında — şikayetçi sıfatıyla —- tarihinde şikayette bulunduğu, bu şikayetinde,—– arkadaşlarının işyerine gelerek “yılbaşından sonra yine geleceğim. Parayı hazırlayın, yoksa neler olacağını biliyorsunuz. Kan çıkacak. Kelle gidecek. Zaten elimdeki çekleri ——- verdim. Her türlü tahsil edeceğim…” şeklinde tehditli ifadeler kullandığını, bu nedenle cezalandırılmasını talep ettiği,
——–sayılı gerekçeli kararında, sanık —— yaptığı iddia edilen tehdit nedeniyle Beraatine, ancak ikinci cümlesini kullanması nedeniyle — birim para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, davacı —– yaptığı şikayetiyle ilgili bir karar olmadığı görülmüştür.
Tüm Dosya Kapsamından;
Takibe konu edilen çekler üzerinde, her ne kadar davalının ismi yazılmış ise de, çekler üzerine atılan imzaların davalıya ait olmaması,——-davalının eşi adına kesilmiş ise de davalı tarafından çeklerin imzalanıp verildiğinin ispat edilemediği davacının, bu araçların davalıya fatura karşılığı satıldığını, davacının ise davalıya, bu çeklerin davalıya keşide edilmesine sebep teşkil edecek araç satışı veya borç para verme gibi işlemlerin varlığını ispat edemediği değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.838,90 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 1.779,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı vekili lehine 2021 yılı AAÜT göre hesaplanan 18.753,36 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair davacı asil ve vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde ——Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2021