Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/175 E. 2023/637 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/175
KARAR NO : 2023/637

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı—- plakalı araç —- tarafından sigorta ettirildiğini, davalının sigortası ile güvence altına alınan işbu araç —-sevk ve idaresinde iken 12.03.2019 tarihinde müvekkil davacı —- ayağının üzerinden geçerek yaralanmasına sebep olduğunu, —— plakalı araç sürücüsü %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkilin atfı kabil bir kusuru bulunmadığını, soruşturma sonucunda —. Asliye Ceza Mahkemesi —–Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını ve dava hali hazırda derdest olduğunu, kaza sonrası müvekkilinin —– Hastanesine kaldırıldığını, yapılan tetkikler sonucunda sol ayağında kırıklar meydana geldiğini, 3 ay iş göremez olduğuna ilişkin rapor verildiğini, 2.500,00 TL ücret almakta, ancak dava konusu kaza sebebiyle uzun süre çalışamadığını, ihtiyaçlarını karşılayamayacak ve eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kaldığını iddia ederek; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davacı müvekkil—- şimdilik 2.000 TL geçici iş göremezlik tazminatının 1000 TL kazanma gücü kaybından kaynaklı tazminatın davalılardan müştereken ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere kaza tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, davacı müvekkil —- kaza sonrası yaşamış olduğu manevi elem ve keder nedeni ile 10.000 TL manevi tazminatın davalılar —- müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, haklı davasının kabulü ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davadan önce müvekkil sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, dava şartı noksanlığı nedeniyle dava usulden reddedilmesi gerektiğini, gerekli bilgi ve belgelerin taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı taraf 12.03.2019 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasında yaralanarak malul kaldığından bahisle uğradığı daimi ve geçici maluliyet zararının ve tedavi giderlerinin—– plakalı aracın müvekkil şirket nezdindeki Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesinden tazminini talep ettiğini,—-plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde —– nolu 24.05.2018-24.05.2019 vadeli Zorunlu Mali Mesuliyet (trf) sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, Müvekkil şirketin poliçe sebebiyle sorumluluğu sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe İimiti ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderleri trafik sigortası genel şartları ve karayolları trafik kanunu gereği trafik poliçesi teminatı kapsamı dışında olup—- tarafından ödenmesi gerektiğini, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun —-İhtisas Dairesi tarafından rapor alınması gerektiğini, davacı tarafın var olduğunu iddia ettiği maluliyet sebebiyle —- herhangi bir ödeme alıp almadığı / kendisine maaş bağlanıp bağlanmadığı belirlenmesi gerektiğini, müvekkil şirket faiz , vekalet ücreti ile yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, davacı taraf temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talep ettiğini, faiz talep edebilme hakkı temerrüt hükümleri gereğince temerrüde düşürülme olgusunun gerçekleşmesine bağlı olduğunu, müvekkil şirkete usulüne uygun başvuru bulunmadığından müvekkil şirket temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, davanın usulden ve esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
—. Asliye Ceza Mahkemesi, —-Eğitim Ve Araştırma Hastanesi, — İl Müdürlüğü, —- Hastanesi, —- Müdürlüğü’ne, müzekkere yazıldığı anlaşıldı.Mahkememiz tarafından aldırılan 25/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1-04.03.2019 tarihinde meydana gelen yaralamalı maddi hasarlı trafik kazasında —- yaralandığı, yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacının kazanç kaybından dolayı geçici tam iş göremezlik zararının 5.461,77 TL olarak hesaplanmış olup, —- Merkezi tarafından davacıya ödenen 2.806,27 TL düşüldükten sonra (5.461,77 -2.806,27)- 2.655,50 TL olarak hesaplanmıştır.
Ayrıca kişinin tüm vücut engellilik oranı %0 olduğu belirtildiğinden sürekli maluliyet hesabı yapılmamıştır.
2— plakalı aracın 12.03.2019 kaza tarihinde —–tarafından düzenlenen 24.05.2018-24.05.2019 tarihleri arasında geçerli—– Poliçe nolu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik/ZMS) Sigortası poliçesinin sakatlık ve ölüm teminatının limiti kişi başına 360.000,00 TL. olduğu, davalı sigortacı ZMSS poliçesi düzenlenmiş olmakla, araç işleteninin hukuki sorumluluğunu üstlenmiş olduğu, Teminat limitini aşmadığından sigorta şirketinden talep edilebileceği,
3- Huzurdaki davanın Sigorta Şirketinin 15.05.2020 dava tarihi itibarıyla temerrüdünün oluştuğu” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
a)Maddi tazminat yönünden;
Dava, davalı sigortacıya karşı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca yapılması zorunlu ZMSS sigortasına dayalı rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle ve diğer davalılara KTK 85 ve Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümleri nedeniyle zarar gören tarafından açılmış geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik kalemlerinden oluşan maddi tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca “Bir motorlu aracın işletil-mesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarar-dan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Bu tazminatlardan; c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,
Hesaplanır. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. Maddesi uyarınca “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı —- karşı haksız fiil, davalı—–karşı KTK 85 kaynaklı ve diğer davalı sigortacının sorumluluğu yönünden; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca yapılması zorunlu ZMSS sigortasına (sorumluluk sigortasına) dayalı rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle zarar gören tarafından açılmış geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik kalemlerinden oluşan maddi tazminat davası olduğu, davalı sigorta şirketinin diğer davalı —- sürücüsü olduğu —– plakalı aracın —- numaralı poliçe kapsamında ZMMS sigortacısı olduğu, rizikonun 12/03/2019 tarihinde gerçekleştiği, poliçenin bu tarihte geçerli olduğu, bu sebeple sigortacının zarar görene karşı TTK’nun 1473/1 ve 1478 maddeleri uyarınca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olabileceği, davalı —- sorumluluğundan bahsedebilmek için davalı—– kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması, davacının zarara uğramış olması ve zarar ile fiil arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, yine davalıların sorumluluğunun tespit edilmesi halinde yukarıda atıf yapılan TBK 61 maddesi uyarınca müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, davacının maluliyeti yönünden; kazanın belirtildiği gibi 12/03/2019 tarihinde gerçekleştiği, buna göre davacının maluliyet oranının o tarihte yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e göre yapılması gerektiği, 24/06/2022 tarihli —- raporuna göre davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, bu sebeple bu yönden davasının reddinin gerektiği, kusur durumu ve tazminat yönünden 28/09/2021 tarihli—- raporunda tespit edilen kusur durumunun mahkememizce olayın gerçekleşme şekli ve şartları değerlendirildiğinde hale uygun görüldüğü, buna göre davalı —- olayın gerçekleşmesinde yüzde 85, davacının %15 kusurlu olduğu, 24/06/2022 tarihli —– tarafından düzenlenen raporda davacının iyileşme sürecinin 3 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, dosyadaki mevcut delil durumuna göre davacının ilirkişisinin raporunda da tespit edildiği üzere geçici iş göremezlik dönemindeki 3 aylık kazancının dönemin tespit edilen ücrete göre 6.425,61 TL olduğu, yine nihai zarar belirlenirken sigortalı aracın kusuru ile oranlanmasının da mahkememizce uygun görüldüğü, belirtildiği gibi sigortalı araç sürücüsünün yüzde 85 kusurlu olduğu, yine—- tarafından yapılan 2.806,27 TL ödemenin de dikkate alınması gerektiği, bu sebeplerle davacının geçici iş göremezliğe ilişkin nihai zararının 2.655,50 TL olduğu, davanın belirsiz alacak davası olduğu, bu sebeple alacağın tümüne temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, temerrüt tarihinin ise davalı sigorta şirketi yönünden sigortacıya başvuru yapıldığı tarihten (16/01/2020
) itibaren sekiz iş günü sonrası olan 29/01/2020 günü olduğu, diğer davalı yönünden ise temerrüt tarihinin 6098 sayılı TBK 117 uyarınca haksız fiilin işlendiği 12/03/2019 tarihi olduğu, olayın davacı yönünden ticari iş sayılamaması nedeniyle alacağa yasal faiz işletilmesi gerektiği, davalıların yukarıda atıf yapılan 6098 sayılı TBK’nun 61. Maddesi uyarınca aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olmaları nedeniyle müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

b)Manevi tazminat yönünden;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesi uyarınca “(1)Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. (2)Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, yukarıda da belirtildiği gibi davacının 12/03/2019 tarihli haksız fiil nedeniyle bedensel bütünlüğünün zedelenmesine maruz kaldığı ve üç ay boyunca çalışamadığı, bu sebeple tarafların kusur durumu, ekonomik ve sosyal durumu ve davacının uğramış olduğu bedensel zarar dikkate alınarak davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluştuğu, mahkememizce belirlenen kriterler dikkate alındığında davacı lehine 5.000,00 TL manevi tazminat hükmedilmesinin uygun görüldüğü, alacağa haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği kanaatine varılmış, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile, geçici iş göremezliğe ilişkin 2.655,50 TL maddi tazminatın davalılar —-yönünden 12/03/2019 tarihinden; davalı—- yönünden 29/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın 12/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar—– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (2.655,50 TL maddi tazminat + 5.000,00 TL manevi tazminat = 7.655,50 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 522,94 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 204,93 TL peşin harç ve 12,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 306,01 TL harcın (davalı —-179,90 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 267,13 TL dava açma masrafı, 12,00 TL ıslah harcı ve 1.943,50 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 2.222,63 TL yargılama giderinin kabul/dava değeri oranına (davalılar —–yönünden 7.655,50/13.655,50; davalı —yönünden 2.655,50/3.655,50) göre 1.614,60 TL’sinin (davalılar —– 1.246,04 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı —– tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 7,80 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (1.000,00/3.655,50) göre 2,13 TL’sinin davacıdan alınarak davalı—- verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı—- tarafından yapılan vekalet harcına ilişkin 8,50 TL yargılama giderinin ret/dava değeri oranına (6.000,00/13.655,50) göre 3,73 TL’sinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının HMK’nun 333. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
8-Maddi tazminat davası yönünden; davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (2.655,50 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 uyarınca hesaplanan 2.655,50 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden; davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (5.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/1 uyarınca hesaplanan 800,00 TL vekalet ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Maddi tazminat davası yönünden; davalı—- ile davalılar —- yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (1.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/2 ve 3/2 uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak herbiri eşit hak sahibi olmak üzere davalı —-ile davalılar —- verilmesine,
11-Manevi tazminat davası yönünden; davalılar —– yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri (5.000,00 TL) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/1-2 uyarınca hesaplanan 800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak her biri eşit hak sahibi olmak üzere davalılar —–verilmesine,
12-6325 sayılı Yasa uyarınca genel bütçeden sarf edilen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul/dava değeri oranına (davalılar—- yönünden 7.655,50/13.655,50; davalı —– yönünden 2.655,50/3.655,50) göre 987,95 TL’sinin (davalılar —– 762,43 TL’si ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına, bakiye 372,05 TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile—- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.